• Haberler
  • Genel
  • 'Reflü ciddiye alınması gereken bir hastalık'

'Reflü ciddiye alınması gereken bir hastalık'

Afyonkarahisar Özel Fuar Hastanesi Dahiliye ve Gastroenteroloji Uzmanı Dr. İsmail Uygan, reflünün bazı durumlarda ciddiye alınarak takip edilmesi gereken bir hastalık olduğunu söyledi   Özel Fuar Hastanesi Dahiliye ve Gastroenteroloji Uzmanı Dr. İsmail Uygan, reflü hastalığının, mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçması olarak tanımlandığını söyleyerek, 'Toplumda çok fazla görülse de hastalar hekim kontrolü dışında ilaç [&hellip]

Afyonkarahisar Özel Fuar Hastanesi Dahiliye ve Gastroenteroloji Uzmanı Dr. İsmail Uygan,
reflünün bazı durumlarda ciddiye alınarak takip edilmesi gereken bir hastalık olduğunu söyledi

Özel Fuar Hastanesi Dahiliye ve Gastroenteroloji Uzmanı Dr. İsmail Uygan, reflü hastalığının, mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçması olarak tanımlandığını söyleyerek, “Toplumda çok fazla görülse de hastalar hekim kontrolü dışında ilaç kullanarak tanı konulmasını geciktirirler. Hekime başvuran vakaların yüzde 10-15 civarındadır. Reflü hastalığı bazı durumlarda ciddiye alınması gereken ve takip edilmesi gereken bir hastalıktır. Bir grup hastada uzun vadede yemek borusu kanserine neden olabileceği bilinmektedir. Bu nedenle hastalığın takibi ve doğru tedavisi çok önemlidir.” dedi.
Reflünün belirtileri hakkında da detaylı bilgiler veren Uygan, “Reflünün pek çok belirtisi bulunmaktadır. Göğüste ve boğazda yanma hissi, ağza acı su gelmesi, mide ve göğüs ağrısı dışında yutma zorluğu, ses kısıklığı, açıklanamayan öksürük, geceleri olan astım atakları, inatçı diş ve dişeti hastalıkları, kronik sinüzit ve tekrarlayan akciğer enfeksiyonları.” şeklinde konuştu.
“TEDAVİ EDİLMEYEN REFLÜ, YEMEK BORUSU KANSERİNE NEDEN OLUR”
Tedavi edilmeyen reflünün, genetik olarak yatkın kişilerde yemek borusu kanserine neden olduğunu ifade eden Uygan, “Düzensiz ilaç kullanımı reflü hastalığında kalıcı çözüm sağlamamaktadır. Bu durum, yemek borusu kanseri dahil yemek borusu veya yemek borusu dışı çeşitli hastalıklarının geç tanı almasına sebep olabilir. Reflü, yemek borusunda ülserler, larenjit, ses kısıklığı, akciğer enfeksiyonu, astım ve bronşektazi gibi kalıcı akciğer hasarına da neden olabilir. Vurgulanması gereken bir başka husus ise reflü hastalığının şiddetinin şikayetler ile paralellik göstermeyeceğidir. Her ne kadar reflü tanısı hastanın öyküsü temelinde konulsa da teknolojik gelişmeler ile günümüzde reflünün şiddetini ölçmek ve alt tiplerinin tanısını koymak mümkündür. Bu yolla gereksiz ilaç tedavisi ve cerrahi işlemler önlenebilir.” diye konuşu.
Reflü tedavisinde neler yapıldığını da anlatan Dr. İsmail Uygan, “Yeni başlayan, kısa süreli ve hafif şiddetli hastalıkta hayat tarzı değişikliği (diyet, kilo verme, yatak başı yükseltilmesi vs.) ve ilaç tedavisi uygulanır. Tedaviye dirençli, sık tekrarlayan ve şiddetli hastalıkta daha kuvvetli asit baskılama stratejileri kullanılabilir. Medikal tedavi ile semptomların yeterince kontrol edilemediği, uzun süreli ilaç kullanımının sakıncalı olduğu veya mide fıtığı gibi yapısal değişikliğin olduğu durumlarda ise cerrahi uygulanabilir. Cerrahiye alternatif endoskopik yöntemlerden en popüler olanı “Strettasistemi”nde, yemek borusu alt ucunda radyofrekans enerji kullanılarak kollajen dokuda uyarılma sağlanır. Kanser, reflükomplikasyonu olan Barrettözofagusu (ince barsak döşemesine dönüşüm) zemininde gelişmektedir. Bu durumda hasta henüz kanser olmadan, kanser öncesi değişiklikler (displazi) geliştiğinde ameliyatsız olarak endoskopik yöntemlerle (ablasyon) tedavi edilmekte ve kansere dönüşüm engellenebilmektedir.” dedi.
>> Burak AYDIN’ın Haberi

Bakmadan Geçme