'Psikolojik şiddet pornografisinden kaçınılmalı'
Afyonkarahisar Baro Başkanı Av. Turgay Şahin, meslek şehidi Av. Servet Bakırtaş, cinayeti sonrası yaptığı açıklamada, sorunun psikolojik ve sosyolojik temelli olduğunu, şiddet pornografisinden kaçınılması gerektiğini belirtti. Şahin, meslektaşlarını tutuklu ve süreli işler hariç iki gün boyunca mazeret dilekçesi sunarak duruşmalara katılmamaya davet etti   Afyonkarahisar Baro Başkanlığı'nın yeni hizmet binasında dün sabah meslek şehidi Av. [&hellip]
Afyonkarahisar Baro Başkanı Av. Turgay Şahin, meslek şehidi Av. Servet Bakırtaş, cinayeti sonrası yaptığı açıklamada, sorunun psikolojik ve sosyolojik temelli olduğunu, şiddet pornografisinden kaçınılması gerektiğini belirtti. Şahin, meslektaşlarını tutuklu ve süreli işler hariç iki gün boyunca mazeret dilekçesi sunarak duruşmalara katılmamaya davet etti
Afyonkarahisar Baro Başkanlığı’nın yeni hizmet binasında dün sabah meslek şehidi Av. Servet Bakırtaş, cinayetleri ve avukatlara yapılan saldırılarla ilgili olarak Baro Başkanı Av. Turgay Şahin tarafından basın açıklaması yapıldı. Açıklamada Afyonkarahisar Barosu’na kayıtlı avukatlar hazır bulundu.
“SEBEP BAŞKA YERLERDE ARANMALI”
Afyonkarahisar Baro Başkanı Av. Turgay Şahin, doğru teşhisler koymadan doğru çözümler üretmenin mümkün olmadığını söyledi. Şahin, “Şiddetin giderek yaygınlaşmasının, evde, işyerinde, okulda, ailede, sokakta, trafikte sürekli tekrar ederek çoğalmasının gerçek nedenlerini aramıyoruz gibi geliyor bana. Kimimiz şiddeti yok sayıyor ve arkamızı dönerek ıslık çalıyoruz. Kimimiz ise politik bir malzeme yapıyor ve üstünde tepiniyoruz. Oysa şiddet politik değil. Önceki gün işlenen her iki cinayetin de ardında politik sebepler yok. Korkarım ki kriminolojik de değil. Zira öyle olsaydı, bilinen kriminoloji teorilerinin suç ve ceza korelâsyonu bahsine göre bu şiddetin hiç olmaması gerekirdi. Açayım, Doçent Dr. Sinan Kocaoğlu’nun ‘5237 Sayılı. TCK’nun Ölçülülük İlkesi Açısından Değerlendirilmesi’ adlı eserinde tesbit ettiği gibi, ceza kanununuzdaki müeyyideler uygar dünyanın hemen her ülkesindeki karşılıklarına göre yüksek hatta çok yüksek. Kriminoloji bize cezaların suçları engelleyeceğini söylediğini biliyoruz. Ama pratikte öyle olmuyorsa sebebi başka yerlerde aramamız gerektiği ortaya çıkıyor.” dedi.
“ŞİDDET PORNOGRAFİSİ
DİKKATTEN KAÇMAMALI”
Sağlıkta şiddetin önlenmesi amacıyla fazladan müeyyideler getirildiğini belirten Şahin, “Sağlık personeline karşı işlenen eylemlerin bir kısmı doğrudan katalog tutuklama sebepleri arasına alındı. Fakat bunun mutlak anlamda çözüm getirmediğini Dr. Ekrem Karakaya cinayeti ile gördük. Elbette aynı tedbiri avukatlar için de talep ediyoruz. Yani avukata karşı gerçekleşen şiddet eylemlerinin tamamının doğrudan tutuklama sebebi olarak kabul edilmesi ve katalog suçlara ilavesini talep ediyoruz. Ancak bilelim ki cezaların artırılmasının doğrudan suçu önleyemeyeceği anlaşıldığı gibi tutuklama da mutlak anlamda çözüm olmayabilir. Her halükarda yasalardan çekinen, yasaların verdiği mesajı doğru algılayabilen ve aklı, kalbi normal çalışan insanlar üzerinde tesiri olabileceğini düşünerek bu tedbirin bir an önce alınmasını da ısrarla istiyoruz. Az önce ifade ettim, şiddetin üzerinde tepinilmesi, şiddetin daha fazla daha canlı daha kanlı fotoğrafları ile insanların gözüne sokulmasından da vazgeçmek zorundayız. İntihar haberlerinin intihar vakalarını artırdığını biliyoruz. Cinayet görüntüleri ve abartılı haberler de insan öldürme fiillerini artırıyor. Ölümün ve şiddetin hiçbir kısıtlama olmadan haberleştirilmesi ve yayınlanmasına ‘Şiddet Pornografisi’ denildiğini hatırlatıyor ve dikkat çekiyorum. Tabii ki bu konuda tek suç haberlerin değil, bunun bin mislini şiddet içerikli video oyunlarında, dizilerde ve filmlerde görmekteyiz. Philip Zimbardo bu oyunların erkek çocuklarını nasıl bitirdiğini ve zombiye dönüştürdüğünü yazıyor. Ama okuyor muyuz? Sanmıyorum.” diye konuştu.
“SORUN PSİKOLOJİK VE SOSYOLOJİKTİR”
Sorunun asıl kaynağının psikolojik ve sosyolojik olduğuna değinen Şahin, “Suçun, şiddet suçlarının, cinayetlerin bu denli yaygınlaşmasının politik olmadığını, sadece kriminolojik de olmadığını söylemiştim. Sorun psikolojik, sosyolojik. Temel eğitimi ilgilendirdiği için pedagojik aynı zamanda. Eğitimden kastımın diplomalar olmadığını, üniversite diplomalarının da şiddeti engellemediğini eklemek istiyorum. Sorun aileden başlayan temel ahlak, davranış, insani ilişkiler, adabı muaşeret eğitiminden başlıyor. Hayatın her alanında nezaket, ölçülülük, fedakârlık, sabır ve tahammül eğitimini vermemiz zorunlu. Sorun sadece kriminolojik değil ama şiddet elbette ki kriminolojinin en önemli konusu. Sorun Ceza Kanunlarının, Ceza Yargılamasının, Yargı mensuplarının, Kolluk teşkilatları ve görevlilerinin işi. Avukatların uzmanlık alanıdır. Bu konuda da eksikliklerimiz olduğunun altını çizmek istiyorum.” şeklinde konuştu.
“BİZ KOLLUKLA KARŞI KARŞIYA
GELMEK İSTEMİYORUZ”
Avukata karşı kolluk ve yargıda giderek artan bir dışlama, önemsizleştirme ve hatta hasmane tutumların olduğunu ifade eden Şahin şöyle konuştu: “Avukata karşı hasmane tutumların altını çizmem gerekiyor. Arama Yakalama Gözaltı İfade Alma Yönetmeliği üzerinden durduk yerde çıkartılan krizi hepiniz biliyorsunuz. Biz kollukla karşı karşıya gelmek istemiyoruz, birlikte çalışmak ve hukuki sürecin tarafları olarak kendi rollerimizi özgürce gerçekleştirmek ve adaletin tecellisine katkı sağlamaktan başka bir niyetimiz yok. Yargıdan da avukatlara karşı olumsuz, kısıtlayıcı, bazen de aşağılayıcı tavırları görüyor, avukata karşı işlenen suçlara zaman zaman bir duyarsızlık gösterildiğine şahit oluyoruz. Yargı görevini yapan olarak tanımlanan avukatların daha titizlikle korunması, vatandaşla karşı karşıya getirilmemesi, yargı mensupları ve kollukla çatışmaması temel dileğimiz.”
“BİLİYORUZ Kİ BAŞIMIZ SAĞ OLMAYACAK”
Afyonkarahisar Barosu olarak İstanbul Barosu ile ortak yaptıkları açıklama kapsamında Şahin şunları kaydetti: “Biliyoruz ki başımız sağ olmayacak. İstanbul Bakırköy’de bir meslektaşımızı alçakça sıkılan kurşunlara kurban verdik. Av. Servet Bakırtaş sadece ve yalnız avukatlık yaptığı için öldürüldü. Avukatı müvekkili ile özdeşleştiren sapkın zihniyet, silahtan aldığı güçle, ölüm kustu. Edindiğimiz bilgiye göre, yaralama suçu nedeniyle mahkûm olup cezaevinden yeni çıkan ve kendisine karşı açılan tazminat davasının geri çekilmesini isteyen, ancak bu talebi reddedilince tehditlere başlayan katil zanlısının önce meslektaşımızı sonra da dava açan müvekkili öldürdüğü anlaşılmaktadır. Bu ve benzeri gerekçelerle gerçekleşen avukat ölümleri ya da saldırılar, mesleğimizi yaparken hangi tehditleri taşıdığımızdan ötede, bu tehditleri yaratan toplumsal bakışı da anlatmaktadır. Avukatın rolünü ve yaptığı işi kavramaktan uzak bir zihin yapısının, giderek onu taraf konumuna sürüklemesi, kelimenin tam anlamıyla bir ilkelliktir. Bir mesleğin ‘ölümü göze alarak’ sürdürülmesi, sürdürenler için ne denli onur vesilesi olsa da, o toplumun bir kesimi için utançtır.”
“İKİ GÜN DURUŞMALARA
KATILMAMAYA DAVET EDİYORUZ”
“Artık bildiriler yazmak, yaslar tutmaktan bıktık. Sanıkların ağırlaştırılmış müebbet hapislere mahkûmiyetleri acımızı hafifletmiyor artık.” diyen Şahin şunları söyledi: “Her bir avukat ölümünün bir ‘toplumsal ders’ olmasını bekleyip, bu zavallı yaratıklara bir şeyler anlatmasını beklerken çoğalan ölümler, bizden bir parça daha koparmaya devam ediyor. Oysa biz adaletin tecellisi için yapıyoruz bu mesleği. Savunma olmazsa, ‘olmaz yargılama’ diyoruz. Öylesine kutsiyet yüklüyoruz ki mesleğimize, şimdi, bu katil zanlısını da ‘bir avukat’ savunacak. Biliyoruz ki, başımız sağ olmayacak bizim. Dilenen sabırların sırasız avukat ölümlerine yararı olmayacak. Av. Servet Bakırtaş ile birlikte verdiğimiz can, taşan sabrımızın durdurduğu son yürek olmayacak. Duruncaya kadar hukuk adına, durduruluncaya kadar adalet adına atan Servet Bakırtaş’ın yüreği şimdi bizde atacak. Kamusal hizmet veren bir mesleğin mensupları olarak Av. Servet Bakırtaş’ı düşünce dünyamızda şehit olarak yaşatacağız. Sözün bittiği yerdeyiz. Yine de önce ailesine sonra da bütün meslektaşlarımıza, başsağlığı diliyoruz. Meslektaşımıza Allah’tan rahmet diliyoruz. Yönetim Kurulu kararımız uyarınca tüm meslektaşlarımızı tutuklu ve süreli işler hariç olmak üzere 7-8 Temmuz 2022 tarihli duruşmalarına, mazeret dilekçesini ibraz etmek suretiyle duruşmalara katılmamaya davet ettiğimizi bildiririz.”
>> Burcu AYDIN’ın Haberi