• Haberler
  • Genel
  • Prof.Dr. Hasan Çimen soruları cevaplandırıyor

Prof.Dr. Hasan Çimen soruları cevaplandırıyor

1-Sizi tanıyabilir miyiz? 1963 Afyonkarahisar doğumluyum. Kadınana İlkokulu, Şemseddin Karahisari Ortaokulu ve Endüstri Meslek Lisesi eğitimlerinden sonra Marmara Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi Elektrik-Elektronik Ana bilim Dalı Elektrik İşleri Öğretmenliği'ni tamamladım. Aynı yıl Marmara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü'nde yüksek lisansa başladım. Yüksek lisans çalışmaları devam ederken Afyon Endüstri Meslek Lisesi Elektrik Bölümü'ne öğretmenliğe başladım. 1989 yılında [&hellip]

Prof.Dr. Hasan Çimen soruları cevaplandırıyor

1-Sizi tanıyabilir miyiz?
1963 Afyonkarahisar doğumluyum. Kadınana İlkokulu, Şemseddin Karahisari Ortaokulu ve Endüstri Meslek Lisesi eğitimlerinden sonra Marmara Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi Elektrik-Elektronik Ana bilim Dalı Elektrik İşleri Öğretmenliği’ni tamamladım. Aynı yıl Marmara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü’nde yüksek lisansa başladım. Yüksek lisans çalışmaları devam ederken Afyon Endüstri Meslek Lisesi Elektrik Bölümü’ne öğretmenliğe başladım. 1989 yılında Anadolu Üniversitesi’ne bağlı Afyon Meslek Yüksek Okulu’nda öğretim görevliliğine atandım. 1993 yılında Yükseköğretim Kurulu’nun yeni kurulan üniversitelere öğretim üyesi yetiştirmek amacıyla açmış olduğu sınavı kazanıp Afyon Kocatepe Üniversitesi adına doktora çalışması için İngiltere’ye gittim. Sussex Üniversitesi Mühendislik Okulunda doktora eğitimini tamamlayıp 1998 yılında üniversiteme döndüm. Teknik Eğitim Fakültesi Elektrik Eğitimi Bölümü, Enerji Tesisleri Ana Bilim Dalı’na Yardımcı Doçent olarak atandım. Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde girdiğim sınavda 2001 yılında Bilim Doçenti ünvanını aldım. 2006 yılında Elektrik Eğitimi Bölümü’nde profesörlüğe atandım.
Uluslararası ve ulusal dergilerde yayınlanmış otuzbeş makale ve sunum ve bütçesi bir milyon Amerikan doları olan iki proje ile toplam bütçesi iki yüz yetmiş altı bin Türk lirası olan on projeyi tamamladım.
Almanya, Danimarka, Fransa, Romanya ve Yunanistan’daki üniversitelerde misafir öğretim üyesi olarak görev aldım, ABD, Meksika, Endonezya, Mısır, İskoçya, Bosna Hersek, BAE, Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti ve İtalya’da konferans ve söyleşiler gerçekleştirdim. İngiltere Nottingham Üniversitesi’nde araştırmacı olarak bulundum, Romanya ve Malta’da bazı üniversitelere çalışma ziyaretlerim oldu. Almanya Hannover Otomasyon Fuarı’nı iki kez davetli olarak ziyaret ettim, Polonya, Litvanya ve İngiltere’de Grundtvig Workshop’larına katıldım. Çalışma süreleri içerisinde, Üniversite Yönetim Kurulu Üyeliği, Senato Üyeliği, Teknik Eğitim Fakültesi Dekanlığı başta olmak üzere, Teknik Eğitim Fakültesi Yönetim Kurulu ve Fakülte Kurulu Üyeliği, Fen Bilimleri Enstitüsü Yönetim Kurulu Üyeliği, Enformatik Bölüm Başkanlığı, Socrates-Erasmus Programı Temsilciliği, BAP Komisyon Üyeliği ve halen devam etmekte olan Teknoloji Fakültesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölüm Başkanlığı görevlerinde bulundum. Halen, Teknoloji Fakültesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümünde Bölüm Başkanı olarak görev yapıyorum. İleri düzeyde İngilizce biliyorum. Evli ve üç çocuk babasıyım.
2- Rektör adayı olma sebebiniz nedir?
İki temel nedenle aday olmaya karar verdik. Kırılan kalpleri toparlamamız gerekiyor, bir ümide ihtiyaç var ve üniversitemizin içinde bulunduğu durumu gösteren rakamları yukarı çekmemiz gerekiyor. Performans kriterlerine dayalı göstergelerde geriliyor olmak bizi ziyadesiyle üzüyor. Biz ülke olarak, özellikle son on yılda, “sürdürülebilir kalkınma”nın ne demek olduğunu yaşayarak öğrendik. Kurumumuzun da istikralı biçimde gelişmesi gerekiyor. Elbette bir takım çabalar var ama maalesef bu çabalar başka üniversitelerde de var. Onlarla kıyasladığımızda veya bir önceki dönem tablolarıyla karşılaştırdığımızda üniversite olarak ilerleme çizgisinden uzağız. Bunun sonucu olarak yakın gelecekte üniversitemizin küçülme tehlikesi ile karşı karşıya olduğunu gördüm. Aynı yönetim anlayışıyla devam edersek onlarca kalifiyeli bilim adamımızı daha kaybedebiliriz. Yaklaşık 35 000 olan aktif öğrenci sayımız 20 000’e düşebilir. Bunun yanında aday olmamıza yol açan diğer faktörler için web sayfamızı incelemenizi öneririm (www.hasancimen.com.tr)
3- Rektör olursanız AKÜ’de ne değişecek?
Mensuplarımız gündelik kaygılarından uzaklaşacaklar. Herkes derin nefes almayı özledi, insanımızın nefes almasını sağlayacağız. Hissediş değişecek. İnşaAllah biz değişmeyeceğiz; biz mensuplarımızdan zihnen ve bedenen uzaklaşmayacağız. İnsan kalbi önceliğimiz olacak. Dünya ile birlikte nefes alan bir üniversite göreceksiniz. Anlayan, kolaylaştıran, teşvik eden, sevdiren bir yaklaşım hakim olacak. Yönetim değişiminde bir travma yaşanmayacak. Yönetim değişikliği nedeniyle kimse kendini suçlu, yalnız ve mutsuz hissetmeyecek. Hemşehrilerimiz, esnaf ve sanayicilerimiz, duyarlı STK’lar kampüsülerimizde kendilerini yabancı hissetmeyecekler. Öğrencilerimiz ve mensuplarımız hakkını alabilmek ve sesini duyurabilmek için bir aracı aramaya gerek duymayacak. Bunları sağlayabilsek yetmez mi? Böyle bir ortamda geri giden bir gösterge, azalan bir performans, düşen bir başarı, israf edilen bir kaynak olabilir mi? Paydaşlar arası iletişim zayıflar mı?
4- Projeleriniz nedir? Rektör olursanız; görev süreniz bittiğinde, nasıl bir üniversite hayal ediyorsunuz?
Asıl projemiz insan, insan onuru. Bu yüzden, insanımızı kandıran, insanımıza kumpas kuran veri tabanına hep mesafeli olduk, mesafeli olmaya da devam edeceğiz. Diğer yapacaklarımız bunun yanında çok bir önem taşımıyor desem olu. Hep şunu düşünmüşümdür, hayranlıkla izlediğimiz Mısır pramitleri, Çin seddi gibi “dünyanın harika yapıları”nı tasarlayanlar, onları inşa ederken, orada çalıştırdıkları insanlara nasıl davrandılar acaba? O yapıtlara bir de bu gözle bakın lütfen.
Üniversitemizin hem en kıdemli hem de en dinamik ekibiyiz. İnsan kaynağımızı ve kurumumuzu tüm detaylarıyla biliyoruz. Sorunları ve çözüm yollarını tespit ettik, inşallah birlikte çözeceğiz. Afyonkarahisar, araştırma, eğitim, sağlık, kampüsler ve yönetimle ilgili tüm projelerimize ve önceliklerimize web sayfamızdan kolayca ulaşmanız mümkün. Yine de bir kaç proje başlığını takdim edeyim:
Birimlerimizin eğitim binası ihtiyaçları ve diğer teknik donanımlarını tamamlamak ve her bir birimin akredite olmasını sağlamak önceliğimiz. Üniversitemiz için “marka okul” niteliğinde olan İktisadi İdari Bilimler Fakültesi için bir ANFİ derslik binası düşünüyoruz. Turizm Fakültemiz için termal uygulama oteli şart. Termal ve turizm için farkındalık oluşturacak AR-GE desteği, marka kent ruhuna uygun bir vizyon için öncü rol üstlenmek görevimiz. Sağlıkla ilgili yapılmış ve yapılacak yatırımlar olan, Acil Travmatoloji ve Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi, Onkoloji Hastanesi’nin birer silüet ve tabela olarak kalmaması, aksine cazip ve rekabet edebilen merkezler haline gelmesi için sonuç alıncaya kadar çalışacağız. Yurtdışında eğitim vermek üzere girişimler başlatılacaktır. Mezun öğrencilerimize Mesleki Yeterlilik Diploma eki vermek için Mesleki Yeterlilik Merkezi kuruyoruz. Merkez Meslek Yüksek Okulu Kampüsü bir an önce gerçekleştirilecek. Eğitim Fakültemizde Osmanlı Türkçesi Öğretmenliği bölümünü açacağız. İl Yenilik Platformu acilen kurulacak. Ortak Araştırma Laboratuvarlarına mutlaka geçilecek. Üniversite Vakfı’nın öğrencilerimizi destekleyebilir hale getirilmesi için, bilime, sanata, okumaya gönül vermiş Afyonkarahisar eşrafından oluşan bir yönetimle vakfı gerçek fonksiyonuna kavuşturacağız. Ekolojik, endemik, kültürel ve sanatsal değerlerimizi yaşatacağız. TEKNOPARK Afyonkarahisar projesi için acilen bir koordinasyon birimi oluşturularak üniversitemiz teknoparkını açacağız. Teknoparkın yeri sanayinin merkezidir. Rektörlük binasıyla iç içe teknopark olmaz. KAMPÜS KENT projesi ile 50 bin kişinin yaşayabileceği bir kent vizyonu için imar değişikliği öneriyoruz. Kampuskent’in hayata kazandırılması için ilgili tüm makamlarla, birimlerle, STK’larla çalışma başlatılacaktır. Universite Application mobil uygulaması ile tüm süreçlere, etkin, kesintisiz, kolay ve anında ulaşım. Üniversite yaşantısının her bir parametresi için Android ve Apple tabanlı “Üniversite Application” mobil uygulamaları üzerinde çalışıyoruz. Ana kampüsteki Mediko Sosyal Merkezini kapsamlı bir poliklinik işlevsellliğine ulaştıracağız. Sağlık Kampüsünde, hasta yakınları için bir otel, çocuklar için güvenliği ve standartları yüksek oyun parkı tesis etmeyi önemsiyoruz.
Bir kaç projemizi böyle sıralamış olayım
5- Üniversite sanayi işbirliği konusundaki düşünceleriniz nelerdir?
Bu konuda paylaşacağım cümleler bizim ekibimizin şu an uyguladığı şeyler, lütfen bunu önemseyiniz.
Üniversite-Sanayi işbirliği artık öneminin konuşulması dönemi bitmiş bir konudur, hızla yol almamız gerekiyor. Bu işbirliği neden önemlidir? AR-GE için! Ar-Ge’de önceliğimiz, Türkiye’nin Bilim, Teknoloji ve Yenilik Politikası olan Vizyon 2023’ün teknoloji öngörüsüdür ki, bu da bu işbirliğini zaten zorunlu kılar. Bunu yapamayan üniversiteler ve şehirler hızla gerileyecektir.
Araştırmaların sanayi ve endüstriye veri ve ürün olabilecek sektörel araştırmalara dönüştürülmesini teşvik ederek ünversitemizin girişimcilerimizle birlikte katma değer oluşturma süreci için yoğunlaştırılmış stratejik bir ekip oluşturduk.
Bu kapsamda, dış kaynaklı (üniversite dışı) projelerin uygulanmasını sağlama, kolaylaştırma ve destekleme önceliğimiz var. Araştırma bilincini yaygınlaştırmak üzere eksenini gittikçe proje ve lisansüstü eğitim odaklı hale getiren bir Üniversite olacağız.
Mühendislik ve Teknoloji Fakültesi, GSF Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölümü ve MYO ilgili bölümlerinin senkronize çalışması sağlanacak ve bir AR-GE ekibi/bandı oluşturulacaktır.
TEKNOPARK Afyonkarahisar projesi için acilen bir koordinasyon birimi oluşturulup süreç aktiflenecektir. Lafla değil icraatla.
Proje ofisleri oluşturularak Kalkınma Ajansı, Avrupa Birliği Bakanlığı, TÜBİTAK, Dünya Bankası gibi kurum ve kuruluşlara her bir sektörün ve öğretim elemanlarımızın sürekli proje hazırlamasına ciddi destek verilecektir.
Sanayicimize farkındalık ve ER-GE kültürü çalışmaları hızlandırılacaktır. Farkındalık eğitiminin araştırma kültürü için olmazsa olmaz niteliği nedeniyle toplumdaki ihtiyaç ve beklentileri tespit edebilmek ve stratejiyi bu ihtiyaç ve beklentilerin üzerine inşa edebilmek üzere sonuç alınıncaya kadar beyin fırtınası seansları sistemleştirilecektir.
6-Marka kent konusunda üniversitemiz, Afyon’a ne gibi katkılar sağlayabilir?
“Biz zaten markakentiz” desem ne düşünürsünüz? Bakın Evliya Çelebi, Seyahatname’de diyor ki: “Buraya Karahisar-ı Sahib derler. Halkı gayet iyidir ve akıllıdır. Uleması, okumuşu ve düşünürü çoktur. Bu şehir münevver ve ruhani bir şehirdir. İnsan bu şehre girince, kalbi, gözü açılır, canına can gelir…”
Bu parametrelerin her biri bir markakent tanımıdır. Evliya Çelebi’ye bu tanımlamayı yaptıracak vasıfları bugün de fark edip üzerindeki külleri temizlememiz gerekiyor.
Ayrıca; markakent olarak yaşayabilmek için kurumsal kimlik bilincinin gelişmiş olması gerekiyor. Bunu hem üniversitemizde hem şehrimizde oluşturacağız. Bu kapsamda önceliğimiz; orijinali koruyan, geliştiren ama markalaşan bir şehir için proje desteği sağlamaktır. Sektörlerin her birinde sürekli “yaşam boyu eğitim” etkinlikleriyle bir farkındalık ve orijinali üretme bilinci için çalışacağız. Marka şehirleşmeyi teşvik edecek şekilde Afyonkarahisar’in bir kent silüeti (amblemi) oluşturulmalıdır.
Afyonkarahisar ile kopmaz bağları nedeniyle Üniversitemizin kuruluş tarihi, Afyonkarahisar’daki ilk üst düzey eğitim kurumunun vesikalardaki kuruluş tarihi esas alınarak değiştirilecektir.
İl Yenilik Platformu bu iş için olmazsa olmaz aşamalardan birisidir.
Kültürel birer abide olan Sultan Divani Hazretleri, Ahmed Şemşeddin Karahisari gibi değerler bizim için bir marka karakterdir. Onların düşünce ve hayat tarzının yaşanır hale gelmesi için uzun soluklu çalışmalar planlıyoruz. Sadece ürettiklerinizle ve mimarinizle markakent olunmaz.
Günümüzde girişimcilik, AR-GE, medya, insan hakları ve demokrasi gibi hayatımızı doğrudan etkileyen alanlarda sivil inisiyatif alan, özgün çalışma ortamları ve sosyal alanlar oluşturan, vakıf kuran, kütüphane müze oluşturan, eser bırakan kanaat öncüsü hemşerilerimize sahip çıkmak marka kenti oluşturacak kadrşinaslıklardandır. İldeki tüm paydaşların, çeşitli kamu kurumları ve AB tarafından verilen fonlardan daha etkin yararlandırılması, ilin mevcut kaynaklarının bilim, teknoloji ve yenilik yoluyla faydaya dönüştürülerek yeni kaynaklar oluşturulması , ilimizde kurumlar arası işbirliği ve iletişimi güçlü ve sürdürülebilir kılacak adımlar atılması, başarılı uygulamaların yaygınlaşması için tanıtma, yaşatma, geliştirme çalışmaları yapılması markakentin yeniden hayat bulması için olmazsa olmazlardır. Doğal, ekolojik,endemik tüm varlıklarımızı, tarihi ve kültürel mirasımızı, folklorü, korumak, geliştirilmek ve güncelleyerek dünyaya açmak gerekiyor.
İlde bulunan Mermer, Gıda ve Termal Turizm gibi sektörlerin yeni projeler yapılarak “katma değeri yüksek orijinal ürünler”le yaşatılması gerekiyor. Bunları destekleyeceğiz. Kilim vb tüm geleneksel el sanatlarımızın tasarım yoluyla modern yaşamda kullanılabilecek aranan ürünlere dönüştürülmesi için çalışmalar başlatacağız. Mevcut bir sanayi dalında tasarım, temiz üretim vb. yoluyla dünya çapında farkındalık oluşturulmasına destek vereceğiz. İle özgü yemeklerin seri/standart üretilebilirliğinin araştırılması ve dünya çapında bilinen bir marka haline getirilmesi, her bir değerimizin “Coğrafi İşaret” korumasına alınmasına öncülük edeceğiz.
Bütün bunlar için, ilimizdeki tüm kurum ve kuruluşlar ile gönüllü bireyleri sürece dahil edilebilmeliyiz. Bu yolla bireylerin ve kurumların çalışmayı sahiplenme, başaracağına inanma ve sonuç talep etmesi sağlanırsa başarı kaçınılmazdır.
7- Afyonkarahisar’ın üniversiteyle bütünleşmesi, halkın üniversitenin sosyal imkanlarından daha fazla sağlanması konusunda ne düşünüyorsunuz.
Bunun için bir kere, halkımızı, kanaat sahiplerini, STK’ları ve her alanda temsil makamında olanları, başarı hikayesi olanları fark etmek, önemsemek, sonra da can kulağıyla dinlemek gerekiyor. En önemli aşama bu. Bunu sağladığınızda, kulağınızın pası, gözünüzün kataraktı temizlenmiş olacağından iyi algılarsınız, doğru analiz yaparsınız. Bu yaklaşımla önemsediğimiz bir kaç hususu şöyle arz edeyim:
Hepimiz yavrularımız için yaşarız. Afyonkarahisarın eğitimdeki başarı sırasının yükseltilmesi ve istihdam imkanlarının artırılması için ne gerekiyorsa yapmaya hazırız. Ayrıca, engelli yavrularımız ve özel yetenekli çocuk ve gençlerimizin eğitimi konusunda projelere, bu alanlarda yüksek lisans ve doktora programlarına ve bilimsel çalışmalara öncelik vereceğiz, yani pozitif ayrımcılık yapacağız.
İkinci önemli nokta; üniversite ile şehrimiz, hemşehrilerimiz arasında yaşanan pürüzlerin kaldırılmasıdır. Bu kapsamda: Daha fazla halkın katılımı ile gerçekleşecek Kültürel ve Sanatsal faaliyetler tercihimiz olacaktır. Üniversite kampüslerinin etrafında bulunan özel mülkiyetler üzerine konulan ve yaklaşık 22 yıldır mülkiyet sahiplerinin elini kolunu bağlayan ŞERH’lerin kaldırılması sağlanacaktır. Şu an gereksiz yere 2.500.000 m2 alanı ne kullanıyoruz, ne de kullanılmasına izin veriyoruz. Bu kapsamda şerhi devam eden yerleri çözüme ulaştıracağız.
Kentin, sektörel ve sosyolojik sorunlarının çözümü için aktif bilimsel yaklaşıma sahip bir ekip kurup Afyonkarahisarın sahip olduğu ve dünya çapında rekabet gücü sağlayacak bilimsel, ekonomik, sosyal, kültürel değerleri ve birikiminin yenilik yoluyla sosyal, ekonomik ve kültürel faydaya dönüştürülmesine çalışacağız.
Halkımızın yıllardır sürdürdüğü gezeklere misafir olacağız, onları da misafir edeceğiz.
8- Kampüslerin durumu ve planlamasıyla neler hedefliyorsunuz? Merkez kampus dışındaki kampüslerin sosyal imkanlarının iyileştirilmesiyle ilgili çalışmanız olacak mı?
“Kampüs, yerleşke ve külliye” kelimeleriyle ifade edilen akademik eğitim ortamlarımızı ders dışı bir eğitim mekanı haline getirmek istiyoruz. Birlikte öğrenme, ders dışı öğrenme, tanış olma, dayanışma içinde yaşama, sıfır çatışma, ortak bir sorumluluk anlayışı içinde yaşama gibi yüksek insani hedefler için bu şarttır. Böyle bir ortam oluşumunu tüm gücümüzle desteklemeye, sağlamaya ve sürdürmeye odaklıyız.
Eğer başarabilirsek, merkez yerleşkeyi Üniversite Şehir haline getirmek istiyoruz. Hakla iç içie akademik eğitim ve araştırma binaları, alışveriş ve sosyal alanları, spor, kültür ve dinlenme imkanları ile kampüslerimizin sizlere bir dinginlik sağlaması için yeni projeksiyonlar oluşturuyoruz. Elbette güvenliğiyle de!
24 Saat aktif bir Kütüphaneyi gerçekleştireceğiz. Öğrenci Kulüplerine farklı bakıyoruz. Onlar yaşayarak öğrenme, demokrasi kültürü ve sivil inisiyatif için önemli olduğu için önemle desteklenecektir. “Genç” edebiyatçılar, “genç” sendikacılar, “genç” doktorlar, “genç” hukukçular, “genç” yardım gönüllüleri ancak böyle hayatiyet bulur.
Merkez Kampüs önündeki şehirler arası aktif, yoğun trafiğe yeni bir yön verilmesi ve kampüsün iki yakası arasının yaya güvenliğine uygun hale getirilmesi için projeksiyonlar oluşturuyoruz. Kampüs içi yollar genişletilecektir. Toplu taşıma araçlarının kampüs içinde ring yaparak dolaşımı sağlanacak, üniversite önündeki duraklar kaldırılacaktır. Ana kapıdaki güvenlik sistemleri, kartlı girişler bina kapılarına çekilecektir. Kantin ve kafeteryaların ve işletmecilerinin çeşitlendirilmesi. İşletmecileri farklı bile olsa çay, kahve gibi standart ürünlerde fiyat standartı sağlanacaktır.
Merkez Meslek Yüksek Okulu Kampüsü yapılacak ve Ali Çetinkaya Kampüsünün Sağlık Bilimleri Kampüsü haline getirilecektir.
Engelsiz kampüsü hemen aktifliyoruz. Tüm kampüslerimizin yasak savmak üzere değil, sanki bir engelli kardeşimiz Rektör olmuş gibi bir hassasiyetle, yönetmeliklere tam uygun bir şekilde “Engelsiz Kampüs” haline getirilmesi sağlanacaktır.
E-kampüs projesini hayata geçireceğiz. “Universite Application” mobil uygulaması ile tüm süreçlere, etkin, kesintisiz, kolay ve anında ulaşım. Üniversite yaşantısının her bir parametresi için Android ve Apple tabanlı “Üniversite Application” mobil uygulamaları üzerinde çalışıyoruz.
Her bir kampüsümüzde kreş olmalıdır, belki anaokulu da. İleri de bu ilkokulu da kapsayabilir. Kampüslerimizdeki “kreş”lerin eğitsel, görsel ve psikolojik ortamı ilimizdeki “en iyi” örnek nasılsa o hale gelmesi gerekiyor.
9- Öğrenci alamayan bölümler ve MYO programlarıyla ilgili bir planlamanız var mı?
Kontenjanı doldurulamayan bölümlerin aktiflenmesi veya sonlandırılması için, ülkemiz ve dünyadaki durum tespiti yapıldıktan sonra, paydaşlarımız ve hocalarımızla sonuç alınıncaya kadar beyin fırtınası yapılacaktır. Ya engelleri tespit edip bölüm ve programı cazip hale getireceğiz. Veya bunu başaramıyorsak o programı donduracağız. İşi sürüncemede bırakmayacağız, yani belirsizliğe ve çözümsüzlüğe terk etmeyeceğiz. Bir konuyu arafta tutmak, yani çözümsüzlüğe terk etmek kadar kötü bir yönetim tarzı olamaz. Hazır olan bölümlerden başlayarak; ilgili işletmelerle protokol yapıp mezunlarımıza istihdam garantisi sağlayacağız. Buda öğrenci sayısını ve kalitesini artıracaktır.
Bir diğer husus ise, global ölçekli üniversitelerde mevcut olan veya yeni kurulmaya başlanan bölümlerin uyum çalışmaları yapılarak üniversitemizde açılmasına ve aktiflenmesine özel önem verdiğimizin bilinmesini isterim. Bir örnek vereyim. Mesela ülkemizde hızlı tren teknolojileri ve raylı sistemlere ilgi artıyor. Sürekli ileri teknoloji ürünü raylı sistem taşımacılığı projeleri gelişiyor. Bu kapsamda bir Meslek Yüksek Okulu Programı açmayı, belki de başlı başına bir MYO açmayı tartışabiliriz.
10- Akademisyen ve idari personel konusunda geçmiş dönemlerden farklı olarak ne gibi planlama hedefliyorsunuz?
Akademik ve idari personelimizin yönetimden beklediği tek şey var: Adil olması. Adil olmak için şeffaf olmak gerekiyor. Bölücü davranmadığınızda çözülmeyecek hiç bir problem olmayacaktır. İnsan onuruna kasteden ve güncel adı mobing olan yaklaşımlara hayat hakkı tanımayacağız. Bu bir omurgamızın olmayacağı anlamına gelmiyor, yanlışa müsaade etmiyoruz.
Mensuplarımız sürekli kapısı açık ve kendilerini dinleyen bir üst yönetime kavuşacaklar.
Hemen soruşturmaya, hemen cezaya giden bakış açısı kurumumuzu çok yıprattı. Bundan uzak duracağız. Teşvik eden olacağız. Ve takdir edeceğiz. Kimse “muvafakat” işkencesi ile karşılaşmayacak. Herkes kendisine en uygun yerde ve konumda iş üretecek.
11- Öğrencilere yönelik ne gibi çalışmalarınız olacak?
Ekibimizdeki arkadaşların öğrencilerimize çok titreyen akademisyenler olduğunu geri bildirimlerden ve internet ortamından takip edebilirsiniz. Öğrencilerimiz bizim için sürekli VİP kapsamında olmuştur. İnsanı ve insan kalbini önemsiyoruz, bu kalbi taşıyanın statüsünün hiç bir önemi yok. Kişi kendisine, kendi yavrusuna nasıl titriyorsa bizim öğrencimizle ilişkimiz de öyle. Bu nedenle, bu soruya cevap kapsamında anlatacaklarımız bir gelecek zaman cümlesi değil, bunlar bizim ekip olarak çok iyi bildiğimiz ve uyguladığımız konular olup, göreve atanmamız durumunda güncellenip sürdürülebilir hale getirilecektir.
Öğrenci hareketliliği ile başlayabiliriz. Uluslararası öğrenci hareketliliği yani, bir akademik yıl boyunca masraflarınız fonlanarak yurtdışında okuma imkanını, üniversitemizde başlatan, ilk ve en güçlü biçimde uygulayanlar bizim ekibimizde yer alan arkadaşlar. Bunu daha da kurumsallaştıracağız.
Yarı zamanlı öğrenci istihdamı konusunda İŞKUR ile görüşmelerimiz sürüyor. Yine aynı kurumla, özellikle önlisans mezunu gençlerimiz için mezuniyet sonrası istihdam garantili eğitim programları tasarlanmaktadır. Bunların bir kısmının yurtdışı istihdam şeklinde olmasını öngörmekteyiz.
Her eğitim biriminin kendi alanındaki akreditasyon süreçlerine hazırlanması ve bu sürecin en kısa sürede tamamlanması öğrencilemize çok büyük avantajlar sağlayacaktır.
Kütüphane ve sahip olduğu veritabanlarına erişim, eğitim için önemli parametrelerden olan laboratuvar, atölye ve bunlara iat donanımlar ile tekniker, teknisyen, laborant ve diğer eleman eksikliklerinin giderilmesi eğitim kalitesini artıracak, öğrencilemizin donanım ve özgüvenlerini destekleyecektir.
Öğrencilerimizi mezun etmekle bağımızı koparmayı düşünmüyoruz. Onların, projelendirmekte olduğumuz “Mezun sistemi ve mezunlar ağı” kapsamında bizimle iletişim içerisinde olmasını sağlayacağız. Yine mezun öğrencilerimize Mesleki Yeterlilik Diploma eki vermek için Mesleki Yeterlilik Merkezi kurulması planlanmıştır. Bu kapsamda, Avrupa Yeterlilikler Çerçevesi Referans Seviyeleri (6. 7. ve 8. Seviyeler ) dikkate alınarak diploma verilen her birim için yeterlilikler belirlenecektir.
Yabancı dilde eğitim yapılmayan programlardan yabancı dil hazırlık zorunluluğunu kaldırıyoruz. Yabancı dil gereksinimi yoğun olan programların müfredatında yabancı dil derslerinin sayı, süre ve kalitesi artırılacaktır. Yabancı dil hazırlık sınıflarında mezuniyetteki dil yeterlilik seviyesi yükseltiliyor.
Programlarına en yüksek puanla girenlere, ödül, burs, barınma sağlıyoruz. En iyi dereceyle diploma alanlara tatmin edici ödüller yanı sıra akademik personel olayı istemesi durumunda, kendilerini istihdamda pozitif ayrımcılık sağlanacaktır.
Alanında en başarılı 3 öğrenci, eğitim aldığı konudaki bilgi birikimini artırmak ve motive etmek amacı ile Yurt Dışında Fuar, Müze, mini kurslar gibi pratik bilgi kazanımının en verimli ve etkin olabileceği yerlere bedeli Üniversite bütçesinden karşılanmak sureti ile gönderilmesi sağlanacaktır. Örneğin Mühendislik ve Teknoloji Fakültesinde eğitim gören başarılı bir öğrencinin Almanyada Hanover Sanayi Fuarı, otomobil üreticilerinin kendi müzeleri, İngilterede Sanayi devriminin yapıldığı Manchester, Liverpool, Leeds bölgelerindeki sanayi müzeleri gibi yerleri görmesi sağlanacaktır.
Öğrencilerimizin hukuki soru ve sorunları için hukuk danışmanı ve 7/24 telefonla ulaşabilecekleri (örneğin ALO 724 kodlu olabilir) bir psikolojik destek hattı oluşturuyoruz.
En önemlisi öğrencilerimizle empati içerisinde olup, onun ulaşımdan eğitime, sınavlardan sosyal alanlara kadar her noktada kendilerini iyi hissetmesi sağlanacak, düzenli bir çalışma ve sürdürülebilir başarıya odaklanmaları için uygun bir ortam oluşturulacaktır.
Bütün bunları birlikte başaracağız inşallah. Saygılarımla.

Bakmadan Geçme