Prof. Dr. Erişmiş'in TÜBİTAK-1001 projesi desteklenmeye hak kazandı

AKÜ Fen Edebiyat Fakültesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Uğur Cengiz Erişmiş’in TÜBİTAK-1001 projesi desteklenmeye hak kazandı

Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Uğur Cengiz Erişmiş’in yürütücülüğünü yaptığı “Anadolu’da Yaşayan Uludağ Kurbağası (Rana Macrocnemis) ve Anadolu Su Kurbağası (Pelophylax Ridibundus Grup) Populasyonları Üzerine Kriyobiyolojik Araştırmalar” adlı projesi, TÜBİTAK-1001 Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Projeleri Destekleme Programı kapsamında proje desteği almaya hak kazandı.
AKÜ Veteriner Fakültesi Öğretim Üyeleri Prof. Dr. Metin Erdoğan, Prof. Dr. Korhan Altunbaş ile birlikte 4 üniversiteden 6 akademisyen ve 2 lisansüstü öğrenci olmak üzere toplamda 8 kişilik ekibin yer aldığı proje 36 ay sürecek. Anadolu’da Yaşayan Uludağ Kurbağası (Rana Macrocnemis) ve Anadolu Su Kurbağası (Pelophylax Ridibundus Grup) Populasyonları Üzerine Kriyobiyolojik Araştırmalar” konulu proje hakkında bilgiler veren Fen Edebiyat Fakültesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Uğur Cengiz Erişmiş, her canlının doğada dondurucu soğuklara maruz kaldığını, bu süreci başarılı bir şekilde atlatabilmesi için ya da hayatta kalabilmesi için bir takım stratejiler geliştirmek zorunda olduğunu söyledi. Erişmiş, “Kurbağa türleri soğuğa ve oksijensiz ortamda hayatta kalabilmek için canlılık belirteçlerini durdurma noktasına getirerek kış uykuna girer ve donma eğilimi gösterirler. TÜBİTAK tarafından kabul edilen projemizde ülkemizde yaşayan soğuğa karşı dayanıklı dört kurbağa türünün donma koşullarında özgü olarak tanımlanmış FR10, FR47 VE LI16 genlerin ifadelerinin nasıl düzenlediği araştırılmasının yanı sıra türlerin donma, koşullarına fizyolojik olarak verdiği moleküler düzeyde protein seviyeleri de araştırılacaktır” diye konuştu.
Erişmiş, projeyle ilgili şu bilgileri paylaştı:
“Bu proje tamamlandığında hangi türlerde hangi antifriz proteinlerinin kullanıldığı ve kullanım stratejilerinin ne olduğunun belirlenecektir. Günümüzde bu proteinler en yaygın kullanım alanları organ nakli, trombositlerin korunması, habis tümörlerin yok edilmesi, kriyocerrahi, hipotermi tedavisi, bazı bitkilerin kış etkilerinden korunması, sıcak su balıklarının daha serin sularda yetiştirilmesi ve donmuş gıda endüstrisi korunması gibi biyoteknolojik alanlarda kullanılma yolunu açmaktadır. Bu alandaki araştırmaların yanı sıra NASA tarafından yürütülen antifriz proteinlerinin araştırmalarında ise çok uzun süreli galaksi dışı gezegenlere ulaşmak için insanlığın bu kış uykusu yatarken vücutları herhangi bir zarar görmeden hayat kalmak için çözüm olabilecek araştırmalar ile devam etmektedir.”
>> Ş. Cüneyt BURSALIOĞLU’nun Haberi