Pilot – Kocatepe Gazetesi

14 Ekim 2014 Salı 03:00:00
  Bazı çocuklar doktor olmak ister, bazı çocuklar Cumhurbaşkanı.
Bazılarının düşleri gerçekçi, bazılarınınki ise rüya gibidir.
Yine de düş kuran çocuk, geleceğe ilişkin planları kafasında yapar. Belki ulaşır hedefine, belki ulaşamaz.
Ama aklının bir yanında, mutlaka bir hayal hikâyesi bulunur çocukların.
Annesine düşkün küçük erkek çocukları, büyüklük hayalleri kurar.
Hayallerin en güzeli ise, herkesin aynı olduğu, her şeyin aynı olduğu, bir tek çocuğun büyüdüğü hayat şartlarında geçer.
Küçük yakışıklı iyi bir pilot olur; uçak kullanır; annesinin oturduğu evin yukarısından geçerken annesine hediye olsun diye, uçaktan eve çiçek atar.
O çiçek hayali her anlatıldığında annenin gözleri dolar; sevinir; sonundaki “m” harfi alabildiğine uzanan bir “Oğlum” çıkar ağızdan:
-Oğlummm, gel bir sarılayım…
Küçük yakışıklı ise hayalin bile bu kadar mutlu ettiği annesine sarılır karşılık olarak. Ne mutlu fotoğraftır o.
Kocaeli’nden kalkan ve ansızın radardan çıkan helikopterin bulunma ihtimaline karşı İhsaniye yolundayken düşündüm bunu.
Helikopter içindeki pilotlar kim bilir hangi memlekettendi. Ama işte “pilot” olmuşlardı, ya da pilot olmasalar bile annelerinin oturduğu evin üzerinden geçme imkânları vardı.
Hayal edin: Yanlarında birer demet de çiçek vardı belki de. Annelerine verdikleri sözü büyüdüklerinde tutsunlar diye.
Ama bu sefer atamadılar annelerine o çiçekleri.
Anneleri merakla bakarken gökyüzüne ve sayarken gece yıldızları, gündüz izleri, “Şunda oğlum vardır” derken, bu sefer göremedi ne iz, ne yıldız.
Küçük yakışıklıların verdikleri sözlerdeki çiçekler, tabutların yanı başına kondu kırmızı karanfillere bürünerek.
Mutluluktan dolan gözler, hüzünden doldu bu kez.
Yaşları kaç olursa olsun, rütbeleri ne kadar yüksek olursa olsun, analarının kınalı kuzularıydı onlar.
Bir helikopter kazasında, bedenleriyle ruhları arasındaki temas kesildi.
Şehit oldular.
Annelerini ziyarete gelecekler yine.
Kimse görmeyecek, bir tek anneleri hissedecek.
Allah rahmet eylesin.

ÜRKÜTÜCÜ DURUM

İzmit Cengiz Topel Havaalanı’ndan Konya’ya gitmek üzere havalanan ve radarlardan kaybolan askeri helikopter Kartepe ilçesi Balaban Köyü bölgesinde düştü. Havalandıktan 7 dakika sonra haber alınamayan helikopterin enkazı ve helikopter içinde bulunan askerî personel, 6-7 saatlik bir aramanın ardından bulunabildi. Bu sürede İzmit’ten Afyonkarahisar’a kadar olan bölgede yoğun araştırma yapıldı. Benim anlamadığım şudur: Türk Ordusu’nda uygu ve teknoloji bakımından yeterli teçhizat olduğu söylenir. Uluslararası askerî örgütlerin Türkiye’ye ihtiyaç duyduğu varsayılır. Buna rağmen bir helikopterden sinyal almak için nasıl 5-6 saat beklenir, o helikopterin enkazına nasıl 6-7 saat sonra ulaşılır? Bir savaş anında bu kadar atıl olursak, nasıl manevra yapabileceğiz?

NEDEN İSTİFA EDİYORLAR?

ANKA Haber Ajansı, Ekim ayının ilk günlerinde bir haber geçti. Habere göre Ocak-Eylül 2014 tarihleri arasında Türk Ordusu’ndan 69 pilot istifa etmişti. Konuyla ilgili CHP Mersin Milletvekili Vahap Seçer’in soru önergesini yanıtlayan Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, “Personelin istifa etmesinin ve emekli olmasının doğal ve kişisel bir hak olduğu değerlendirilmektedir. İstifa/emeklilik nedenleri başta özlük hakları olmak üzere birçok nedene dayanabilmektedir. TSK’nın dinamik ve kurumsal yapısı nedeniyle ayrılan her personelin yerine başka biri görevlendirilmektedir” demişti. Buradan anlaşılıyor ki Türk Ordusu’nun pilotları sıkıntı içinde. “Özlük hakları” da istifaların şifresi.

AFAD’A TEBRİK

İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü ekipleri, İhsaniye’de, Sarıcaova’da, İscehisar’da, Alanyurt’ta, kaybolan helikopter enkazını bulmaya çalıştı. Ben anlatmayayım, bir gazeteci arkadaşımın söylediklerini aktarayım:
“İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü’ne teşekkür edilmesi lazım. Personel ve yöneticiler gece saat 1’de bile görev başındaydı. Hiçbir şikayette bulunmadan, canla başla çalıştılar. Helikopter Afyon sınırında düşmüş olsaydı, kesinlikle bulurlardı.”

POLİSİN İZNİ İPTAL EDİLMİŞ…

Kurban Bayramı’nda televizyon haberlerinde, bayram trafiği için alınan önlemler anlatılırken “Polisin izinleri iptal edildi” denildi. Şaşırdım doğrusu. Polisin haftasonu izni, bayram seyran izni mi vardı ki iptal edilsin… Olsa olsa senelik iznini kullanmak isteyen Emniyet personeline “Şu hafta geçsin de sonra izin alın” denilmiştir.