Perge'deki 1800 Yıllık Antik Çeşme Yeniden Suya Kavuştu
Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın tarihi çeşmeleri yeniden hayatlandırma çabaları, son olarak Antalya'daki Perge Antik Kenti'nde önemli bir dönüm noktasına ulaşmış oldu.
Burdur'daki Antoninler Çeşmesi ve Kibyra Antik Kenti'ndeki Anıtsal Çeşme'den sonra, şimdi de Perge’deki Kestros Çeşmesi 1800 yıl aradan sonra yeniden suya kavuştu. Bu projeyle Antalya’nın kültürel mirası, tarihsel anlamıyla yeniden gün yüzüne çıkmış oldu.
Perge Antik Kenti, Antalya'nın 18 kilometre doğusunda, Aksu ilçesinin sınırları içinde yer alıyor. Pamfilya bölgesinin eski başkenti olan bu antik kent, zengin tarihi ve kültürel yapılarıyla UNESCO’nun Dünya Kültür Mirası Geçici Listesi’nde bulunuyor. Kentin en ihtişamlı yapılarından biri olan Kestros Çeşmesi, Roma İmparatoru Hadrianus dönemine ait olup, antik kentin su ihtiyacını karşılayan önemli bir yapıdır. 1800 yıl sonra bu tarihi çeşmeden yeniden su akmaya başladı.
KAZI ÇALIŞMALARININ DERİN GEÇMİŞİ
Perge Antik Kenti’nde kazı çalışmaları 1946 yılında Ordinaryüs Prof. Dr. Arif Müfid Mansel tarafından başlatıldı. Ardından Prof. Dr. Jale İnan ve Prof. Dr. Haluk Abbasoğlu tarafından sürdürülen kazılar, günümüzde Prof. Dr. Şebnem Sedef Çokay Kepçe başkanlığında devam etmektedir. Bu uzun yıllara yayılan çalışmalar, Perge’nin geçmişine ışık tutmuş ve kentin tarihi hakkında birçok önemli bilgiye ulaşılmasını sağlamıştır.
KESTROS ÇEŞMESİ’NİN YENİDEN SUYA KAVUŞTURULMASI
Roma döneminde İmparator Hadrianus tarafından inşa edilen Kestros Çeşmesi, nehir tanrıçası Kestros’un heykelinin yer aldığı ihtişamlı bir yapıdır. 2 yıl önce Aksu Belediyesi’ne ait bir arazözle çeşmenin su sisteminin çalışıp çalışmadığı test edildi ve başarılı sonuç alındı. Bunun ardından Devlet Su İşleri (DSİ) tarafından çeşmeye su verildi ve Kestros Çeşmesi, 1800 yıl sonra yeniden işlevsel hale geldi.
TÜRKİYE’DE SU AKMAYA BAŞLAYAN ÜÇÜNCÜ ANTİK ÇEŞME
Perge Antik Kenti Kazı Başkan Yardımcısı Dr. Aytaç Dönmez, Türkiye’de suyu akmaya başlayan üçüncü antik çeşme olarak Perge’yi öne çıkardı. Sagalassos ve Kibyra Antik Kentleri’nde de benzer çalışmalar gerçekleştirilmiş olsa da, Perge’deki Kestros Çeşmesi’nin özelliği, çeşmeden akan suyun yaklaşık 700 metre uzunluğundaki bir kanal aracılığıyla caddeyi katetmesidir. Bu tür su yapıları, antik dönemde mühendislik açısından oldukça önemli ve lüks kabul ediliyordu.
RESTORASYON VE GELECEK PLANLARI
Dr. Dönmez, Perge’de yürütülen kazı çalışmalarının büyük bir titizlikle devam ettiğini ve çeşmenin şu an restorasyon aşamasına gelmediğini belirtti. Kazıların tamamlanmasının ardından, Kestros Çeşmesi için kapsamlı bir restorasyon planı devreye girecek. Bu restorasyon, çeşmenin tarihi değerini daha da ortaya koyacak ve Perge Antik Kenti’nin turizm potansiyelini artıracak.
PERGE ANTİK KENTİ’NİN TURİZM AÇISINDAN ÖNEMİ
Dr. Dönmez, Kestros Çeşmesi’nin sadece bir su yapısı olmanın ötesinde, Perge Antik Kenti için büyük bir turistik değer taşıdığını ifade etti. Çeşmenin suya kavuşmuş olması ve yakınındaki tonozlu kemerli alanlardan Akropol’e ulaşan bir kapı işlevi görmesi, Perge’yi turizm açısından daha cazip kılıyor. Dr. Dönmez, "Perge Antik Kenti, suyla buluşan çeşmesi ve tarihi yapılarıyla yerli ve yabancı turistler için büyük bir cazibe merkezi haline geliyor," dedi.
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI’NIN KORUMA PROJELERİ
Kültür ve Turizm Bakanlığı, Türkiye’deki tarihi eserleri koruma ve yaşatma adına birçok projeyi hayata geçiriyor. Bu projeler arasında antik çeşmelerin yeniden suya kavuşturulması da yer alıyor. Bu tür projeler sayesinde hem kültürel miras korunmuş oluyor hem de tarihi alanların turistik değeri artıyor. Perge’deki Kestros Çeşmesi’nin yeniden suyla buluşturulması da bu projelerden biri olarak büyük önem taşıyor.
Sonuç olarak, Perge Antik Kenti’nde tarihi bir canlanma yaşandı ve Kestros Çeşmesi 1800 yıl sonra yeniden su akıtarak eski işlevine kavuştu. Bu gelişme, yalnızca arkeologlar ve tarihçiler için değil, tüm dünyadaki tarih severler ve turistler için büyük bir anlam taşıyor. Perge'nin gelecekteki restorasyon ve kazı çalışmaları, kültürel mirası koruma ve turizm açısından yeni bir dönemi başlatacak gibi görünüyor.