Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Burcu Aydın

PEKİ YA SONRA?

15 Temmuz 2016 Cuma akşamı şükürler olsun aydınlık bir sabaha ulaştık. Ne kadar şükredilse az. Ülke olarak büyük bir badire atlattık. Hiç abartısız büyük bir uçurumun eşiğinden döndük.
Vatanı ve milleti korumak için milletin parası ile alınan silah ve teçhizatlar o milletin bekasına, canına, namusuna karşı doğrultuldu o gece. Bir darbe kalkışmasından öte, iktidara karşı yapılan bir hareketten çok öte bir işgal girişimiydi yaşananların özeti ve gerekçesi. Halka karşı yapılan hareket yine halkın sayesinde püskürtüldü.
Türk Milleti’nin her cinsiyetten ve yaştan insanının sokaklara dökülüp, canını ve kanını ortaya koyarak püskürttüğü darbe kalkışmasına karşı verilen mücadele her türlü takdirin üzerindedir. Bu uğurda canını, kanını kaybeden aziz şehitlerimizin manevi hatıraları önünde bir kez daha saygıyla eğiliyor, kendilerine Allah’tan rahmet, geride bıraktıklarına selametlik, yaralılara da acil şifalar diliyorum.
Darbe kalkışması sonrası meydanlarda akşamdan sabah namazına kadar sürdürülen demokrasi nöbeti de her türlü takdirin ötesinde. Herşey iyi güzel. Çok şükür elhamdülillah. Diri olduk, iri olduk, belli ölçekte öze döndük. Peki ya sonra? İnsanoğlu olanı sindirmede, kanıksamaya yatkın bir varlık. Allah nasip ederse bu akşam 18. idrak edeceğimiz demokrasi nöbeti arifesinde milli irade için şehit düşen insanlarımız kadar kalleş terör örgütü ile mücadele de yeni toprağa düşen güneydoğu coğrafyasındaki şehitlerimizi de hatırlayarak hareket etmemiz gerektiği gözlemimizi aktarmadan geçemeyeceğim.
Çok şükür Kur’an-ı Kerim tilavetleri, nasihat olan dinimize yönelik telkinler ve hatırlatmalar eksik değil bu nöbetlerde. Ama nacizane ve açıkça zaman zaman kasıt olmasa da maksadı aşan tavırlar noktasında mezara girinceye kadar ciğerleri yanan şehit aileleri ve yakınlarını düşünerek hareket edelim.
Unutulacak ve unutturulabilecek bir şey değildi 15 Temmuz 2016 tarihinde yaşadıklarımız. Kim olursa olsun neye inanırsa inansın, dünya görüşü, siyasi görüşü her ne olursa olsun”bir olmayı” bildik. Sen ve ben yoktu o gece “biz” vardık. Türk Milleti’nin fertleriydi sokağa dökülen. Kadın-erkek çatışması yoktu. Benlik, senlik davası yoktu o gece. Çünkü haklı ya da haksız, yerli ya da yersiz onların kavgasını verebilmek için bir vatana, namusla sürdürülmesi gereken bir hayata ihtiyaç vardı.
Hanımlar, beyler vatansız, devletsiz, bayraksız, hükümetsiz birer hiç olacağımızı hiçbir şekilde aklımızdan çıkarmamız gerekiyor. Bu doğrultuda tekrar aynı soruyu sormak gerek; Peki ya sonra? Eğer vatan haini kalleşler o gece emeline ulaşsaydı kimse düğün, nişan, eğlence yapamayacak canını ve namusunu yitirecekti. Değil mi? Rabbimiz esirgedi sonsuz şükürler olsun.
Şehitler diyarı Türkiye. Halen daha her geçen gün şehitlere yenileri ekleniyor. Eğlenirken, düğün-dernek yaparken bu gerçeği unutmayalım. 15 Temmuz 2016 Türk tarihinde bir milat.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti