• Haberler
  • Genel
  • “Paralel-dikey hiçbir yapı ile pazarlığımız olamaz”

“Paralel-dikey hiçbir yapı ile pazarlığımız olamaz”

AKÜ Rektör Adayı Prof. Dr. Kasım Turhan, basın mensupları ile sohbetinde sorulan bir soru üzerine paralel olarak adlandırılan yapı ya da başkaca zümrelerle topluca görüşüp, pazarlık etmediklerini belirtti. Gelecekte de böyle bir pazarlığın olmayacağını vurgulayan Turhan: “Paralel, dikey hiçbir yapı ile pazarlığımız olamaz.” dedi Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Rektör Adayı Prof. Dr. Kasım Turhan, Trio [&hellip]

"Paralel-dikey hiçbir yapı ile pazarlığımız olamaz"

AKÜ Rektör Adayı Prof. Dr. Kasım Turhan, basın mensupları ile sohbetinde sorulan bir soru üzerine paralel olarak adlandırılan yapı ya da başkaca zümrelerle topluca görüşüp, pazarlık etmediklerini belirtti. Gelecekte de böyle bir pazarlığın olmayacağını vurgulayan Turhan: “Paralel, dikey hiçbir yapı ile pazarlığımız olamaz.” dedi

Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Rektör Adayı Prof. Dr. Kasım Turhan, Trio Cafe’de 21 Şubat Cumartesi günü basın mensupları ile kahvaltı etti. Rektörlük seçimine neden aday olduğunu anlatan Turhan, merak edilen soruları cevaplandırdı.
ADAYLIK SÜREÇLE ŞEKİLLENİYOR
AKÜ Rektör Adayı Prof. Dr. Kasım Turhan, üniversite camiası ile kamuoyu beklentisi doğrultusunda yanlışların düzeltilmeyip, yanlışta ısrar edildiği için rektörlük seçimine aday olma kararı aldığını kaydetti. Durumu sadece rektör olma hevesine bağlamamak gerektiğini söyleyen Turhan; “Hiç bir aday sadece ‘Ben Rektör olayım.’ diye çıkmaz. Bir takım hedefleri gerçekleştirmek adına rektör olmak istenir. En azından biz bu niyetle yola çıktık. Yola niyetimiz hayır akıbetimiz de hayır olur düşüncesiyle çıktık. Rektör adaylığı belirleme süreci dediğimiz bir süreç var. Bilindiği üzere bu üç aşamalı bir süreç. Birinci aşaması üniversitede yardımcı doçent ve yukarı ünvana sahip öğretim üyelerinin temayül yoklaması ile oy vermeleri ile gerçekleşiyor. Bu oy verme sürecinde ilk 6 belirleniyor. En az 6 aday varsa ya da fazla ise de ilk altı sıralanıyor. Sonrasında bu sıralama Yüksek Öğretim Kurumuna (YÖK) aktarılıyor. YÖK de adaylarla mülakatlar yapıyor, kendilerine göre değişik değerlendirmelerle 6 adayı üçlü bir sıralamaya tabi tutuyor. YÖK tarafından belirlenen bu üçlü sıralama illa yüksek oy almayı gerektirmiyor. Değişik sebeplerle gerekli gördüklerinde 6. sırada ki adayı da ilk üçe yerleştirebiliyor.” dedi.
TÜM ZEMİNLER YOKLANIR
YÖK Başkanlığı’ndan zaman zaman ilk üçe girmeyenleri sıralamaya almayacakları yönünde açıklamalar geldiğini belirten Prof. Dr. Kasım Turhan, durumun kesin açıklanan şekilde olacağı anlamına gelmediğini söyledi. Turhan, belli görüşe ve yönetim anlayışına sahip olan, birbirine yakın görüşleri olup beraber çalışabileceklerine inanılan insanların ayrı ayrı rektör adayı olmaları yerine birleşmelerinin ön görüldüğünü kaydetti. YÖK’ün belirlediği üç kişiden birinin Cumhurbaşkanının takdir yetkisi ile Rektör olarak atandığını belirten Turhan; “Rektör adayı zemin yoklamasını öncelikle bulunduğu üniversite de yapar. Değşiik kesimlerden insanları dinler. Üniversitenin olayları, en sıkıntı veren durumun ne olduğunu, yapılması gereken işleri belirler ve kendi gözlemleri vardır. Sonrasında YÖK Başkanı ve üyeleri ile temasa geçerek zemin yoklaması yapar. Bilinen durumu çıplaklığı ile anlatıyorum.” diye konuştu.
BELLİ İLKELERDE BİRLEŞMEK ÖNEMLİ
Rektör Adayı Prof. Dr. Kasım Turhan, AKÜ’nin bir devlet kurumu üniversite olarak Türkiye mozaiğinin bir küçük parçası olduğunu kaydetti. Türkiye’de var olan tüm özelliklerin, etnik, siyasi, dini farklılıkların AKÜ’de de olmasının tabii olacağını belirten Turhan; “Sözünü ettiğimiz parçalardan herhangi biri üniversite de yönetime geldiğinde ötekilerini yok sayıp kendi rengine boyama gibi bir alışkanlık var. Böyle bakıldığında üniversitede bir çok parçalılık var. Bütün bu yapıların üzerine çıkabilecek, onları yasa, yönetmelik ve tüzük doğrultusunda belli ilkelerde birleştirebilecek bir profile ihtiyaç olduğunu gördüm. Bunu konuşmalarımda saha çalışmalarımda bu bana ifade edildi. Bu yapılardan herhangi birine organik bağla bağlanmayan, tüm bunların üstünde olup hepsine eşit mesafede durabilecek, sadece açıklık, şeffaflık, adalet ilkesine göre yönetimi birleştirecek bir kişiye ihtiyaç olduğunu hissettim. Bu kişi tabii başkaları da olabilir. Ama bu durumda kendime bir yükümlülük doğduğu hissiyle rektörlüğe aday oldum. Bu bilgi ve donanıma sahibiz. Çünkü 35 yıllık kariyerimizin en az 30 yılı İstanbul gibi büyük şehirde büyük bir üniversitede geçmiştir.” şeklinde konuştu.
“ÜNİVERSİTEDE HERKES
KIRGIN, KIZGIN, DARGIN”
AKÜ’yü ve Afyonkarahisar’ı daha ileri götürebileceği inancıyla yola çıktığını belirten Prof. Dr. Kasım Turhan, üniversitede bugüne dek gelen yönetimlerin aynı tavır içerisinde olduğunu ifade etti. Herkesçe bilinen bir tahterevalli oyunu olduğunu kaydeden Turhan; “Tahterevalli oyununda bir taraf ağır basarken diğer taraf havaya çıkar. Bir zaman gelir havaya çıkan taraf değişir. Bu hareket tüketici bir hareket tüketici bir harekettir. Potansiyeli, gücü enerjiyi tüketen bir harekettir. Bundan bir hareket doğmaz, yerinde sayılır. Üniversitemizde ki yönetimler günümüzde dahil olmak üzere bu benzetmeye uymaktadır. Biz diyoruz ki; Herkese eşit, dengeli, hakkaniyete dayalı bir yönetim sergilersek yerinde sayan hareket dönen bir harekete dönüşür. Üniversite de böyle bir yönetimi sağladığımızda esasen maksat hasıl olur. Bugün üniversitemizde büyük ölçüde düşük bir motivasyon düşüklüğü vardır. İnsanlar hem yönetimle hem de yönetimden aşağıya sirayet eden o hava ile birbirleriyle kırgın, kızgın ve dargındırlar. Birimler arası ilişkilerde birbirinden uzaklaşma var. Üniversite için yapılabilecek en güzel proje bu ilişkilerin düzeltilip motivasyonsuzluğun giderilmesidir.” ifadelerini kullandı.
“PAZARLIK YOK İŞLEYİŞİ
BLOKE ETTİRMEYİZ”
26 Şubat tarihinde rektörlük seçiminin yapılacağını belirten Prof. Dr. Kasım Turhan, 27 Şubat günü üniversite için güneşin farklı doğacağını dile getirdi. Basın mensuplarının sorularını cevaplandıran Turhan, bazı rektör adaylarının paralel yapı ile ilişkili olduğu iddialarına yönelik düşünceleri soruldu. Hiçbir zümre ve kimse ile pazarlık yapmadan, hiç kimseye yeşil ışık yakmayan bir yönetime talip olduklarını belirten Kasım Turhan; “Adı paralel ya da başka birşey, üniversitenin yasalar çerçevesinde işleyiş zincirine girmiş halkaya benzeyen ve yönetimi aksatan hiçbir yapıya asla izin vermeyiz. Paralel veya dikey hiçbir fark etmiyor pazarlık yapmayız. Çünkü böyle bir anlayış üniversitenin işleyişini bloke eder. Devlet ve akademik hiyerarşi içerisinde işleyecek mekanizmaya başka unsurlar girer de orada kendi anlayışlarına göre bir yönetim anlayışı sergilerlerse işin rengi değişir. Yasaya aykırı ve emir komutası dışarıda kalan bir anlayış içine girdiği kurumu ister üniversite ister devlet başka kurumu olsun devleti atıl hale getirir. Ahlaki ve hukuki yapıyı engelleyecek her türlü yapı ile mücadele ederiz. Bu akademik hayatta asla kabul edilemeyecek birşeydir.” ifadelerine yer verdi.
“BİLİM İNSANI MENSUBİYETİ İLE DEĞERLENDİRİLMEZ”
Anlayışının insanların özel inançları, düşünceleri olabileceğini kampüsten içeri girildikten sonra AKÜ cübbesinin giyilmesinin zorunlu olacağını söyleyen AKÜ Rektör Adayı Prof. Dr. Kasım Turhan şöyle konuştu: “Akademisyenin branşı ne ise kampüsten adım attığı andan itibaren onun gereği olan işleri yapması esas olmalıdır. Dışarıda istediği cübbeyi giyer. Mevcut Rektör ya da diğer adayların hakkındaki iddiaları ben cevaplamak durumunda değilim. Bu soruların muhatabı kendileridir. Bir gazetede ‘Kasım Hoca herkese yeşil ışık yakıyor. Böylece paralele de yeşil ışık yakmış gibi.’ bazı cümleler vardı. Bu süreçte benzeri ya da başka türlü haberler yapılabiliyor. Onları da aslında anlayışla karşılıyoruz. Bazı cümlelerde bizim hoşumuza gidiyor. Bizim haberimiz olmadan rektör adayı tanıtımı yapılabiliyor. Aksine de doğrudan müdahale yapmak istemiyoruz. Şunu söylüyorum, sadece paralel adı verilen bir örgütle değil hiçbir zümre ile topluca görüşüp bir pazarlığımız olmamıştır. Gelecekte de olmayacaktır. Yönetime gelirsek yönetimde de olmayacaktır. Yetişkin akademik insanlarını bilim insanları olarak görüyoruz. Bir bilim insanını topluca mensubiyetleri ile değerlendirmek doğru değildir. Bizde üniversitemizin bel kemiği olan öğretim üyelerinin bunları anlayabilecek bir öngörüsü ve feraseti olduğuna inanıyoruz.”
“YÖNETİMLE ÖĞRETİM
ÜYELERİ SIKINTILI”
AKÜ’de en büyük sorunun insanlara hak ettikleri kadroların verilmemesi oluduğunu söyleyen Prof. Dr. Kasım Turhan, bunun mağdurlar kitlesi oluşturduğunu kaydetti. Üniversitenin en önemli probleminin iletişim problemi olduğunu kaydeden Turhan şunları söyledi: “Yönetimle öğretim üyeleri arasında bir kopukluk vardır. İnsanlar yönetimle rahat görüşememektedirler. Tüm bunların oluşturduğu bir motivasyon düşüklüğü, isteksizlik vardır. Heyecan sıfırlanmıştır. Kişilerin gelişimi için çalışma ortamı psikolojisinin düzgün olması gerekir. Böylece kuruma ve kendisine kişiler katkı sağlar. Sonuç olarak bir takım mağduriyetler görülür.”
PROBLEMLER YERİNDE ÇÖZÜLECEK
Üniversitenin ana kampüsü ANS içerisinde köpek çiftliğini andıran çok sayıda köpek varlığının rahatsız ettiğini belirten Prof. Dr. Kasım Turhan, toplu taşıt araçlarının sayıca arttırılması gerekitğini söyledi. Turhan, araçların ister üniversite bütçesinden istenirse dışarıdan hizmet alınarak sağlanabileceğini söyledi. İletişim sorunun yanında, araç sayısı yetersizliği ile ulaşım sorununu ortaya çıktığını ifade etti. Yönetime gelmeleri halinde iki temel hedeflerinin olacağını söyleyen Turhan; “Problemleri yerinde çözeceğiz. Üniversitenin bütün birim ve bölümlerinin problemleri aynı değil. Tüm birimleri ayrı ayrı toplayarak birimin yapısına özelliklerine göre o birimin ilgili tüm kişilerini toplayarak değerlendireceğiz. Böylece problem olan iletişim sorununu çözmüş olacağız. Tüm üniversite birimleri için her yıl akademik personel ile ayrı ayrı kaynaşma ve görüş alışverişi toplantıları yapacağız. Yani biz 3 kişi yönetime geldik, üniversiteyi istediğimiz gibi yönetiriz anlayışı kesinlikle hakim olmayacak.” dedi. Bir soru üzerine Rektör Hoca ile öğrencilerin biraraya gelebileceğini söyleyen Kasım Turhan, 3 yıllık dekanlık tecrübesi bulunduğunu, görev süresince tek bir gün bile kapısının kapalı vurguladı. Öğrenci Konseylerinin sadece sözde olduğunu, kendilerinin bu konseyi etkin hale getireceklerini sözlerine ekledi. Turhan’ın sohbet toplantısında Fen Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümünden Mustafa Kaya’da hazır bulundu. >> Burcu AYDIN’ın haberi

Bakmadan Geçme