Özsoy’dan Rektör Solak’a açık mektup

Türkiye Kamu-Sen İl Temsilcisi ve Türk Eğitim-Sen Afyonkarahisar Şube Başkanı Erol Özsoy, Afyon Kocatepe Üniversitesi’nde (AKÜ) sendika üyesi olan 15 öğretim elemanının kadro beklediğini söyledi. Bu sayının hızla arttığını kaydeden Özsoy, akademisyen sendika üyelerinin arasında iki yıldır kadro bekleyenler olmasına rağmen, bu kişilerin yerine yeni hak edenlere kadro verildiğini söyledi. Afyon Kocatepe Üniversitesi Rektörü Prof. [&hellip]

Özsoy'dan Rektör Solak'a açık mektup

Türkiye Kamu-Sen İl Temsilcisi ve Türk Eğitim-Sen Afyonkarahisar Şube Başkanı Erol Özsoy, Afyon Kocatepe Üniversitesi’nde (AKÜ) sendika üyesi olan 15 öğretim elemanının kadro beklediğini söyledi.

Bu sayının hızla arttığını kaydeden Özsoy, akademisyen sendika üyelerinin arasında iki yıldır kadro bekleyenler olmasına rağmen, bu kişilerin yerine yeni hak edenlere kadro verildiğini söyledi.

Afyon Kocatepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Solak ve yönetimi ile ilgili olarak, sendika üyelerince kendilerine iletilen bir takım sorunlar ve tespit edilen yanlı, yanlış ve şeffaf olmayan uygulamalar hakkında kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla, AKÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Solak’a “Açık Mektup” yazdığını kaydeden Türkiye Kamu-Sen İl Temsilcisi ve Türk Eğitim-Sen Afyonkarahisar Şube Başkanı Erol Özsoy, Afyon Kocatepe Üniversitesi idaresi tarafından Anayasanın 10. maddesindeki “Amir, mahiyetindeki memurlara hakkaniyet ve eşitlik içinde davranır” yasal hükmünün açıkça yok sayıldığını iddia etti. Rektör Solak’ın bir takım çevreler tarafından yanlış yönlendirildiği kanaatinde olduklarını ifade eden Özsoy, “Yönetimi altında, idari bazı uygulamaların ve hak dağıtımlarının taraflı yapıldığını kendilerine bildirmek isteriz.Üniversitemiz bünyesinde, özellikle üyemiz olan, bir kısım akademik personel yasal süreleri dolmasına, yasa ile belirlenmiş özlük hakkı sınavlarını başarmalarına, doktoralarını tamamlamalarına ve yükseltme kriterlerini sağlamalarına rağmen, hak ettikleri kadrolara atanmamaktadır. Bugüne kadar, sayın Rektör ve yönetimince ilan edilen muhtelif sayıdaki kadrolara bakıldığında, Türk Eğitim-Sen üyelerinin göz ardı edilemeyecek bir kısmının atamalarının yapılmadığı ve bu arkadaşlarımızla ilgili ilana çıkılmadığı görülecektir. Bu bir sav değil gerçektir.” dedi.
“Kadro dağılımı hakkaniyet
içerisinde yapılmalı”
Sendikamız üyesi 15 kadar öğretim elemanının hali hazırda kadro beklediklerini ifade eden Erol özsoy; “Bu sayı hızla artmaktadır. Öte yandan, bu durumdan daha vahim olmak üzere, akademisyen üyelerimiz arasında iki yıldır kadro bekleyenler olmasına rağmen, bu kişilerin yerine yeni hak edenlere kadro verildiği de gözlenmiştir. Öğretim üyelerimiz bu durumdan rahatsızdır, maddi ve manevi yönden zarar görmektedir. Kadro alamayan doçentler özlük hakları için mahkemeye başvurmakta, haklarını yargı nezdinde aramaktadır. Bu hocalarımız arasında asistanlıktan başlamak kaydıyla yıllarca üniversitemize her kademede hizmet veren, emek verip üniversitenin gelişmesine katkı sağlayan insanlar vardır. Bizim sayın Rektörden beklentimiz kadro dağılımını hakkaniyet içerisinde yapması, yarına yatırım olarak görmemesidir! Şüphesiz her Rektörün kendi ekibi ile çalışma hakkı vardır. Ancak bu hak, diğerlerini görmezden gelmeyi ve yok saymayı gerektirmez! Üniversitemizde kendilerinden sonra gelenler veya dışarıdan alınanlar doçent ya da profesör kadrolarına atandığı halde, bunların hiçbirine atanamayan unvanlı öğretim üyeleri kadro beklemektedir.” şeklinde konuştu.
“Herkesi aynı kefeye dolduramazsınız”
Kadro bekleyen öğretim üyelerinin üniversiteyi terk etme ve başka üniversitelere yönelme eğilimi içerisinde olduklarının altını çizen Özsoy; “Beyin göçü başlamıştır! Haksız uygulamalar, üniversite bünyesinde yetişmiş ve öz değeri haline gelmiş bu değerli bilim insanlarının kurumdan ayrılmasına yol açmaktadır. Öte yandan özel sektöre geçişler de hız kazanmıştır. Ne yazık ki, kendi değerlerine sahip çıkmayan, çıkamayan bir kurumsal görünüm ortaya çıkmıştır. Üniversite her görüşte, her fikirde, her tarzda bilim insanının bir arada bulunduğu ve üniversal yapıya uygun olarak bilimsel üretim yaptığı yerdir. Bunu isteseniz de, istemeseniz de kabul etmek zorundasınız. Herkesi aynı kefeye dolduramazsınız. Herkesin sizin gibi düşünmesini bekleyemezsiniz. Kaldı ki, Türk Eğitim Sen’in Afyon Kocatepe Üniversitesi üye portföyüne bakıldığında kozmopolit bir dağılımın olduğu görülecektir. Her görüşte, her fikirde akademik ve idari personel sendikamız bünyesinde güzel işlere imza atma adına bir araya gelmiştir. Bu çerçevede, bizim sizden tek talebimiz ancak hakkaniyet içerisinde bir yönetişimdir! Bunun sağlanması adına, her zaman bahsettiğiniz hassasiyetiniz ve eşit mesafe duruşunuz ile, altınızda çalışan idarecilerinizi doğru yönde yönlendireceğiniz ve uyaracağınız kanısındayız!” diye konuştu.
“Kadrolar sürekli
aynı kişiler için ilan ediliyor”
17 Ocak 2012 tarih ve 28176 Sayılı Resmi Gazete incelendiğinde, AKÜ için çeşitli kadro aktarımları gerçekleştirildiğinin görüldüğünü ifade eden Türk Eğitim-Sen Afyonkarahisar Şube Başkanı Erol özsoy; “Bir önceki yıldan kullanılmayan çok sayıdaki kadroda ve araştırma görevlisi, yardımcı doçent, doçent ve profesör kadrolarının sayısında, Bakanlar Kurulu kararı ile, değişiklikler yapılmış ve üniversitemize ilave kadro tahsisleri olmuştur. Bu bağlamda, üniversitemizin kadro ihtiyacı olmadığı açıkça görülmektedir! Peki öyleyse, sayın Rektörle 3 ay önceki görüşmemizde kendilerine ifade ettiğimiz kadro bekleyen akademisyen üyelerimizle ilgili sorun neden halen çözüme kavuşturulmamıştır! Şüphesiz kendilerinin o görüşmemizde ifade ettikleri üzere, yeni açılan ve eğitim öğretime başlaması yönünde planlama yapılan Hukuk ve Diş Hekimliği Fakülteleri için önemli sayıda kadroya ihtiyaç vardır. Peki bu ihtiyacın sendikamız üyelerine kadro verilmeye-rek karşılanması mı düşünülmektedir ki, Şubat 2012’de çıktığınız son ilanda (40’a yakın kadro ilan edilmiştir) üyelerimizden ancak 1-2 si kendilerine kadro bulabilmiştir. Dikkat çekici bir diğer konu da, Veteriner Fakültesi Zootekni Anabilim Dalında yaşanmaktadır. Son bir ay içerisinde ilgili anabilim dalına, 3. kez ve şartlı olmak üzere, 1 profesör ve 2 doçent alımı için ilana çıkılmıştır. Kadro açılan Zooteknide halen 2 profesör ve 2 doçent görev yapmaktadır. Yine sizin döneminizde atanan 1 Profesör ise çok yakın bir zamanda emekliye ayrılmıştır. İhtiyaç olmadığı halde yapılan bu kadro ilanında ısrar edilmesine tarafımızca anlam verilememektedir. Üniversitede birçok kişi kadro beklerken ve mahkeme kararları ile bu anabilim dalına daha önce ilan edilen ve ataması gerçekleştirilen kadrolar için iptaller söz konusuyken, yine ve yeniden ilana çıkılması şaşırtıcıdır. Mahkeme kararlarına rağmen tekrar tekrar ilana çıkılmasının altında yatan gerçek sebep nedir? Zaten 2 profesörü olan bir anabilim dalına, hiç profesör kadrosu olmayan onlarca bölüm varken, Veteriner Fakültesinde çalışan herkesin malumu olan, emekliliği hak etmiş birini tekrar tekrar atamak ne kadar doğrudur, ne kadar faydalı olacaktır? İlan edilen bunca kadroya yazık değil midir? Bu kadroların sürekli aynı kişiler için ilan edildiği bilgisi tarafımıza ulaşmıştır. Bu kişiler için bugüne kadar kaç kadro ilan edilmiştir? Bu atama kararlarının ve kadroların kaçı neden ve niçin mahkemelerce iptal edilmiştir? Hangi hak, hangi hukuk çerçevesinde bu kişiler tarafınızca korunmaktadır? Yoksa tarafımıza ulaştırılan bu bilgiler gerçek dışımıdır? Sayın Rektörden bir açıklama bekliyoruz.”dedi.
“Sendika üyesi idari
personel emekliliğe zorlanıyor”
Birçok fakülte ve bölümde kadro bekleyen çok sayıda öğretim elemanı olmasına rağmen, sendika üyesi hocaların bulunduğu, bazı bölüm ve anabilim dallarına cömert davranılmasının bezdirme, yıldırma, amaçsızca denge kurma uğraşı ve mevcudu kaçırtma politikası olarak algılandığını belirten Erol Özsoy; “Bunun yanında, özellikle sendikamız üyesi idari personel üzerinde baskı kurulmakta, bu arkadaşlarımız ya emekliliğe zorlanmakta ya da yerleri değiştirilmektedir. Bazı görevli eşleri mesleki tecrübeleri olmadığı halde, kanuni boşluklardan yararlanılarak öğretim görevlisi olarak yerleştirilmiştir. Kanaatimizce bu ve benzeri sebepler üniversite çalışma barışını bozulma sürecine doğru sürüklenmektedir. Bu konuda da Sayın Mustafa hocamızdan açıklama ve çözüm beklemekteyiz. Sayın Rektörle yaklaşık üç ay önce gerçekleşen görüşmemizde, üyelerimizin kadro sorunu başta olmak üzere, kendilerine AKÜ ile ilgili sorunları içeren 9 maddelik bir rapor sunmuştuk. Tarafımıza ilgilenme ve çözüm sözü verilmesine rağmen henüz bir çözüm üretilmiş değildir! Sayın Rektörümüzü göreve geldiği ilk günlerde sergilemiş olduğu yansız, tarafsız ve demokratik yaklaşım içerisinde çözüm üret-meye davet ediyoruz.“Kapım her zaman size açık” diyen Sayın Rektörden, “Sendika İl Başkanlığımızca”, üst üste üç hafta randevu istenmesine rağmen, verilen söz tutulmamış, randevu verilmemiş, özel kalemce her seferinde farklı bahaneler üretilmiş ve ne yazık ki bir geri dönüşte olmamıştır. Sayın Rektörümüz o günden bu yana, randevu kabulü için hiç mi müsait olmamıştır, hiç mi kimseyi kabul etmemiştir. Bunun nedeni nedir? Kendilerinden cevap bekliyoruz? Yanı sıra, benzer şekilde, Rektör bey tarafından, Türk Eğitim-Sen Üniversite temsilcimiz sayın Doç. Dr. Turan Civelek’e, bizim de hazır bulunduğumuz görüşmede, başlıca Veteriner Fakültesi olmak üzere, Üniversite genel sorunlarını da içeren konularda “bir hafta içerisinde mutlaka ve detaylı bir şekilde görüşülmesi yönünde” davette bulunulmasına ve temsilcimizin de bu söz üzerine defaatle Rektörlük özel kalemden, Sayın Rektör beyin direktifini hatırlatarak, randevu talep etmesine rağmen kendilerine geri dönülmemiştir. Sendika olarak randevu taleplerimize ilişkin bahsettiğimiz her iki durumdan da Sayın Rektörün haberinin olmadığı ve özel kalemce istenen randevuların kendileri-ne iletilmediği kanaatindeyiz! Çünkü, bulunduğu her ortamda ve son ziyaretimizde bize de söylediği şekliyle “randevu talep eden herkes ile görüşeceğini ve kendinden randevu alınamamasının mümkün olmadığını, bu şekilde kati direktif verdiğini” açıkça ifade eden bir Sayın Rektörün, 180 kadarı üniversitede akademik kadroda olmak üzere, Afyonkarahisar’da 2700’e yakın üyesi olan sendikamıza, Afyonkarahisar’ın en büyük sivil toplum kuruluşuna, randevu vermemesi mümkün değildir” şeklinde konuştu.
“Tıp Fakültesine neden hala
dekan ataması yapılmadı”
Türk Eğitim-Sen Afyonkarahisar Şubesi olarak çözüm beklediklerini sorunları ve soruları özeleyen Erol Özsoy:
“Yargı süreci devam etmesine rağmen Üniversite Temsilcilik odamıza bizim olmadığımız bir zamanda, kilit açılarak, girilmiş ve diğer bir sendikaya tahsis edilmiştir. Bu konuda çözüm beklemekteyiz. Bölüm Başkanlığından alınan ve yargı kararıyla görevlerine iade edilen sendikamız üyesi akademisyenlerin psikolojik kayıplarını nasıl ödeyeceksiniz? Yüce Türk Yargısının kararları ile bozulan bu ve benzeri yanlı disiplin cezalarını veren yöneticiniz konumundaki soruşturmacılarla ilgili bir tasarrufunuz olacak mı? Birçok akademisyen ve idari personel başta Tıp Fakültesi olmak üzere, Fen-Edebiyat Fakültesi, İktisadi-İdari Bilimler Fakültesi, Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksek okulundan ya emekli oldular ya da başka üniversitelere gittiler. Yukarıda da bahsettiğimiz bu hareketliliğin sebebi acaba nedir? Hukuk ve Diş Hekimliği Fakültelerine dekan ataması yapıldığı halde ilimizin en güzide kurumlarından olan Tıp Fakültemize neden hala dekan ataması yapılmamakta ve halihazırda niçin böyle önemli bir kurum yerinden ve tam zamanlı olarak idare edilmemektedir. AKÜ deki işlerin daha ve-rimli yürütülmesi adına tek idareciye tek görev ilkesinin benimsenmesinin daha doğru olacağı kanaatindeyiz. Şube Müdürü, Dekan Yardımcısı, Daire Başkanı seviyesindeki görevlilerin makamlarında üye kaydetmeleri, sendikal faaliyet yürütmeleri ve resmi araçlarla ilçelere giderek Türk Eğitim-Sen üyelerini istifaya zorlayıp, diğer bir sendikaya üye yazmaları 4688 Sayılı Yasaya göre suçtur ve gerekli işlemler tarafımızca yürütülecektir. Sizin de bu konuda hassasiyetinizi bekli-yoruz. Dekan ve Müdürlere tahsis edilen hizmet araçlarının mesai dışı özel amaçlı kullanılması kamu vicdanını yaralamaktadır. Bilgilerinize arz ederiz. Bazı bölümlerde sendikamız üyesi öğretim elemanlarının uzmanlık alanları olmasına rağmen, bir takım dersler kendilerine verilmemekte, hatta seçmeli ders haline getirilip, farklı öğretim elemanlarına verilmektedir? Bundan kasıt nedir? Daha kaliteli öğrenci eğitimi adına işin ehline verilmesini sağlamanızı ve tedbir almanızı bekliyoruz. Özetle, randevu alabilmiş olsaydık, Türk Eğitim Sen Afyonkarahisar Şube olarak kendilerine makamlarında arz etmeyi düşündüğümüz ilgili konulara ilişkin, Sayın Rektör Prof. Dr. Mustafa Solak’ı, Türkiye’deki değişime ayak uydurmaya, ayrım yapmaksızın demokrasi ve insan haklarına saygılı olmaya ve üniversitede ötekileştirmeyen bir yönetim anlayışını hakim kılmaya çağırıyoruz. Bir sivil toplum kuruluşu olarak bu konulara çözüm getirilmez ise mücadelemizi, daha yüksek sesle, YÖK, Başbakanlık, TBMM ve Cumhurbaşkanlığı Makamı ve gerekli diğer merciler nezdinde sürdüreceğimizi ve yasal çerçevede hakkımızı Yüce Türk Yargısı önünde arayacağımızı saygıyla kendilerine ifade etmek istiyoruz.” diye konuştu. (Kocatepe)

Bakmadan Geçme