Özgürlüğe Giden Yol, Bu Hapisten Geçiyor
Güney Kore'de insanlar kendi istekleriyle hapse giriyor. Üstelik bunun için para ödüyorlar. Peki, özgürlüğün peşindeki biri neden demir parmaklıkları seçer?
Günümüzde, günlük hayatın koşturmacasında stresle boğulmak, zaman zaman insanı tükenmiş hissettirebilir. Ancak bazı insanlar, bu stresli yaşamdan kaçmak için alışılmadık bir yol seçiyorlar. Güney Kore'de ise bu durum, bir hapishaneye girerek özgürlüğü bulmak olarak tanımlanıyor. Evet, doğru duydunuz; bazı Güney Koreliler, özgürlüklerini bir hapishaneye girmeye para ödeyerek arıyorlar. Modern yaşamın yüklerinden kaçmak isteyen bireyler, gönüllü olarak ve belirli bir ücret karşılığında, cezaevine benzer bir deneyimi yaşıyorlar. Bu ilginç fenomen, sadece ülke çapında değil, dünya genelinde de büyük bir merak uyandırıyor.
GERÇEK HAPİSHANE DENEYİMİ
Hapishane dendiğinde, akıllara genellikle soğuk duvarlar, demir parmaklıklar ve özgürlüğün elinizden alındığı bir yer gelir. Ancak Güney Kore'deki bu "hapishane deneyimi" çok farklı bir şey. Hongcheon kentinde bulunan "İçimdeki Cezaevi" adlı tesis, katılımcılarına tam anlamıyla bir mahkûmiyet yaşamını sunuyor. Burada, gerçek hapishane koşulları uygulanıyor ve katılımcılar, bir mahkûm gibi davranmak zorunda. Kendilerini kapalı bir hücrede buluyorlar, ancak burada suç işledikleri için değil, kendi istekleriyle bulunuyorlar. Tesis, katılımcıların telefon, saat ya da dış dünyayla bağlantı kurmalarına kesinlikle izin vermiyor. Sadece 5 metrekarelik bir hücrede, yoga matı üzerinde uyuyan insanlar, yalnızca basit yemeklerle hayatta kalıyorlar. Bu tuhaf deneyimi yaşayanlar, alışılmadık bir şekilde kendilerini özgür hissettiklerini belirtiyorlar.
STRESE KARŞI HAPİSHANE TERAPİSİ
Güney Kore, dünyanın en uzun çalışma saatlerine sahip ülkelerinden birisi. Bu durum, iş ve okul hayatındaki yoğunluk ve baskı nedeniyle stres bozukluklarını ve depresyonu artırıyor. Ülke, OECD verilerine göre yılda ortalama 2024 saat çalışma süresiyle, Meksika ve Kosta Rika'nın ardından en çok mesai yapan ülkeler arasında yer alıyor. Bu aşırı yoğun tempo, birçok Güney Koreli için dayanılmaz hale geliyor ve bu da kişilerin kendilerini hem fiziksel hem de zihinsel olarak tükenmiş hissetmelerine yol açıyor. Bu noktada, "İçimdeki Cezaevi" gibi tesisler, bir tür terapötik çözüm sunuyor. Katılımcılar, bu deneyim sayesinde, dış dünyadan soyutlanarak stresli yaşamdan birkaç günlüğüne de olsa kaçma şansı buluyorlar. Birçok kişi, buraya girdikten sonra dışarı çıkmanın, asıl hapishaneye girmekten daha zor olduğunu dile getiriyor. Onlar için, dış dünyada yoğunlaşan sorumluluklar ve beklentiler arasında sıkışmak, adeta bir ceza haline geliyor.
BİR HAPİSHANE KONCEPTİ NASIL DOĞDU?
Peki, bu ilginç ve alışılmadık hapishane konsepti nasıl doğdu? Bu fikrin arkasındaki isim, Güney Koreli Noh Ji-Hyang. 2013 yılında, eşinin yoğun iş temposundan şikâyet etmesi üzerine, Noh Ji-Hyang, insanların stresli hayatlarından kaçmalarına yardımcı olabilecek bir yer yaratma fikrini benimsedi. Eşi, bir gün ona "Keşke bir hafta boyunca bir hücrede kapalı kalıp dinlenebilsem," dedi. Bu fikir, kısa süre içinde gerçek bir projeye dönüştü ve bugüne kadar 2 bin kişi, gönüllü olarak bu deneyimi yaşadı. Noh Ji-Hyang, eşinin yoğun çalışma hayatı nedeniyle bu fikri ortaya atsa da, zamanla daha fazla insana hitap eden bir terapi alanı haline geldi. Katılımcılar, dış dünyadan izole olmanın, stresin üstesinden gelmek için en iyi yöntemlerden biri olduğunu düşünüyorlar.
GÜNEY KORE’NİN ÇALIŞMA KÜLTÜRÜ VE STRESİN ARTIŞI
Güney Kore, sadece çalışma saatleri ile değil, aynı zamanda yüksek eğitim baskısı ile de biliniyor. Bu durum, iş ve okul hayatını zorlaştırıyor ve bireylerin psikolojik olarak tükenmesine yol açabiliyor. Ülkedeki aşırı çalışma temposu, insanların daha fazla çalışması gerektiği ve sürekli daha iyi olmaları gerektiği yönündeki toplumsal baskılar nedeniyle büyüyor. Bu yüzden, "İçimdeki Cezaevi" gibi yerler, bazı insanlar için bir kurtuluş haline geliyor. Katılımcılar, buradaki deneyimlerini adeta bir özgürlük terapisi olarak nitelendiriyorlar. Birçoğu, burada geçirdikleri zaman boyunca bir tür zihinsel detoks yaparak, hayatlarına dair yeni bir perspektif kazanıyorlar.
Güney Kore'deki hapishane deneyimi, dünyadaki en ilginç tatil konseptlerinden biri olarak karşımıza çıkıyor. Ancak bu deneyim, katılımcılar için yalnızca bir tatil değil, aynı zamanda psikolojik bir kaçış yolu oluyor. Gerçek bir hapishane olmadığı için dışarıda kalanların hayatları bu deneyimden sonra değişiyor. Bu durum, toplumsal baskılar ve iş hayatının zorluklarıyla mücadele eden modern insanın, bazen en özgür hissettiği anların ne kadar ilginç ve sıradışı olabileceğini gösteriyor.