'Özelleştirmeleri AK Parti'li Milletvekillerinin bile aklı ve vicdanı kabul etmez'
Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı ve İYİ Parti Afyonkarahisar Milletvekili adayı Gültekin Uysal Türkeli Gazetesi ile Türk-İş İl Temsilciliğini ziyaret etti. Türkeli Gazetesi Sahibi Hacı Hakkı Özsoy ile bir süre sohbet eden Uysal, Türkiye’de yaşanan hukuksuzlukların biran önce giderilmesi gerektiğini söyledi.Yaşanan FETÖ davalarında, FETÖ terör örgütünün siyasi ayağına henüz dokunulmadığını belirten Uysal, “FETÖ olaylarında mağdur [&hellip]
Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı ve İYİ Parti Afyonkarahisar Milletvekili adayı Gültekin Uysal Türkeli Gazetesi ile Türk-İş İl Temsilciliğini ziyaret etti. Türkeli Gazetesi Sahibi Hacı Hakkı Özsoy ile bir süre sohbet eden Uysal, Türkiye’de yaşanan hukuksuzlukların biran önce giderilmesi gerektiğini söyledi.
Yaşanan FETÖ davalarında, FETÖ terör örgütünün siyasi ayağına henüz dokunulmadığını belirten Uysal, “FETÖ olaylarında mağdur edilen, hakkında bilgi belge olmayan, sadece muhalefet yaptığı için zarar görmüş bir çok insanımız var” dedi. Türkeli Gazetesi Sahibi Hacı Hakkı Özsoy ise Uysal’a seçim çalışmalarında başarılar diledi.
SENDİKA FAALİYETLERİ DARALDI
Daha sonra Türk-İş Afyonkarahisar İl Temsilciliğini ziyaret eden Uysal ve beraberindekileri Türk-İş İl temsilcisi Muharrem Uslu ve yönetim kurulu üyeleri karşıladı.
Ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getiren Uslu, işçilerin haklarını savunmak için çaba harcadıklarını belirterek, sendikal çalışmalar hakkında bilgiler verdi. Türkiye’de merkez siyaset alanının daraldığı gibi merkez sendika faaliyetlerinin de daraldığının altını çizen DP Genel Başkanı ve İYİ Parti Afyonkarahiar Milletvekili Gültekin Uysal, “Konfederasyona bağlı diğer sendikalarımızın da sıkıntılarını biliyoruz. Türkiye’de olağan bir siyasal ve olağan bir sivil toplum sürecinin işlemesi gerçeği de ortada. Bütün bunları bir arada değerlendirirken, memleketimizin bünyesinde depo ettiği çok büyük riskler var, ekonomik sıkıntıar var. 15-16 yıllık zaman dilimi içerisinde topyekün değişen iktisadi bir alt yapı var. Gönlümüz isterdi ki bu altyapı serbest piyasa ekonomi düzeninin sonuna kadar yerleştiği, hukukun üstünlüğü nün esas alındığı, bireysel insiyatifin, bireysel girişimciliğin hakim kılındığı, ahbap çavuş ilişkisinin, ahbap çavuş düzeninin içerisinde olduğu bir düzen içerisinde, iktidara yakınlığı nedeniyle bu insanların bu süreçte mesafe değil, emekleri ile alın teri ile bu süreçlerin içerisinde bulunabileceği bir yapının Türkiye’de daha da derinleşme hedefimizdir. Bu açıdan baktığımızda bugün, üretmeden tüketen, kazanmadan harcayan bir ülke portresi var karşımızda. Bunu düzeltmek mecburiyetindeyiz” dedi.
İNSANLARI ÇALIŞMAMAYA İTİYORLAR
Sosyal ve hukuk devleti anlayışında sosyal yardımların olduğunu hatırlatan Uysal, Türkiye’de yapılan sosyal yardımların insanları çalışmamaya ittiğini ifade etti.
Uysal, “Türkiye’nin kendi insanını sürekli çalışmamaya iterek bu işin içerisinden çıkmasının imkanı yok. Elbette sosyal hukuk devleti mantığı içerisinde memleketteki bir takım sosyal fonları, sosyal yardımları elbette Türkiye gerçekleştirecektir. Modern bir devlet hüviyetiyle bu görevleri görecektir. Ama bu yardımlar Türkiye’nin üretim noktasında insanlarımızı caydırıyor ise eğer bunlar insanımızı kayıt dışı istihdam yollarını açıyor ise bütün buralarda da devlet siyasetçiliği sorumluluğunu taşıyan bütün siyasetçilerimizin de oturup şapkayı önüne koyması gerekir. Bugün Türkiye’nin bu manada küresel iklimin de önüne serdiği imkanlardan, azami düzeyde yararlanabilmesinin temel noktası burasıdır” diye konuştu.
HUKUK VE DEMOKRASİ
EKONOMİNİN EN TEMEL GİRDİSİ
Hukuk ve demokrasinin ülkelerdeki ekonominin en temel girdisi olduğunu vurgulayan Uysal, “Bugün Türkiye’de hukukla ilgili ciddi endişelerimiz var, demokratik süreçlerle ciddi endişelerimiz var ve bugün Türkiye’nin ihtiyacından daha ziyade, kişisel bir ihtiyaç ile Türkiye’nin önüne kuvvetler uyumu diyerek, bir kişinin şahsında bir devlet teşekkülü oluşturalım diyerek, Allah’ın 21’nci asırda bu millete bahşettiği, bu milleti yönetmekle görevlendirdiği birisi var, ona teslim olalım, o bildiği gibi okusun mantığını Türkiye’nin kabul edebilme imkanı yok. O açıdan meselelerimizi, problemlerimizi demokratik kanallara aktaramıyoruz, hukuki kanallara aktaramıyoruz” şeklinde konuştu.
ÖZELLEŞTİRMEYİ AK PARTİLİ
MİLLETVEKİLLERİ BİLE KABUL ETMEZ
Türkiye’de yapılan özelleştirmelerin özellikle son 16 yıldır kabul edilebilir boyutlarda olmadığını belirten Uysal, bunun AK Parti Milletvekillerinin de ne vicdanları ne de akıllarının kabul edemeyeceğini söyledi.
Uysal şöyle dedi:
“Bugün AK Parti grubu içerisinde herşeyden bağımsız bütün milletvekillerini sorsak, onların bu özelleştirmelere vicdanının da aklının da kabul etmediğini ve akıllarına yatmadığını da biliyoruz. Ama Türkiye’de eğer siz tek seçicileri genel başkanları yaparsanız, milletvekillerinin seçim bölgeleri vatandaş bölgeleri değil de genel başkanların odaları olursa, maalesef idareleri sıfırlanmış, atama dmokrasisi dediğimiz bu model içerisinde milletvekilliğinin bir manası olmaz. Millet meclisindeki çarpıklığın en net göstergesi, milletvekilleri hergün milletin aleyhinde el kaldırıyor olmasıdır. Ama milletvekillerimiz kendi bölgelerine geldiği zaman vatandaşın yakasına yapışacağını, hesap soracağını bilse kendisine bir dayatma olduğu zaman da vatandaşa sığınıp ben yine seçilip gelirim ve gereğini yaparım gücünü kudretini ortaya koyabilecek bir imkanını görse bu dayatmalara karşı hür iradesiyle beraber şekillendirecektir.”