Otizmin farkında olalım – Kocatepe Gazetesi

İl Halk Sağlığı Müdürü Lütfi Akgün, otizm hakkında açıklama yaptı. Akgün, “Sosyal ve iletişim alanında belirgin yetersizlikler, sınırlı, tekrarlayıcı davranışlar ve ilgi alanları ile seyreden gelişim bozukluğu olan Otizmin belirtileri genellikle üç yaşından önce ortaya çıkar. Anne-babalar çocuklarındaki farklılığı genellikle iki yaşında fark eder. Doğuştan gelen, hayatın ilk üç yılında ortaya çıkan ve hayat boyu [&hellip]

İl Halk Sağlığı Müdürü Lütfi Akgün, otizm hakkında açıklama yaptı. Akgün, “Sosyal ve iletişim alanında belirgin yetersizlikler, sınırlı, tekrarlayıcı davranışlar ve ilgi alanları ile seyreden gelişim bozukluğu olan Otizmin belirtileri genellikle üç yaşından önce ortaya çıkar. Anne-babalar çocuklarındaki farklılığı genellikle iki yaşında fark eder. Doğuştan gelen, hayatın ilk üç yılında ortaya çıkan ve hayat boyu devam eden Otizm Spektrum Bozukluğu (OSB)’nun erken belirtileri şöyledir: Çocuğa bakıldığında 1-2 saniyeden fazla göz teması kuramaması; adı ile seslenildiğinde duymuyormuş gibi davranması; yaşıtları gibi dil gelişiminin olmaması; katı yiyecekleri yemede sorun olması; 6.aylarda daha belirginleşen normal çocuklardan farklı beden duruşu; 12. Aydan itibaren anlamsız sesler çıkartması; el-kol-beş hareketlerinin (işaret etme, el sallama v.b) olmaması; 6.ayda tek sözcükleri söyleyememesi; 24. Ayda kendiliğinden 2 sözcüklü cümleleri kuramaması; yüz ifadesinin olmaması, sanki duygusuzmuş gibi davranması; annesine ihtiyaç duymuyormuş izlenimi vermesi, bakım verenler tarafından anlaşılmaz ve rahatlatılamaz huzursuzluğunun olması. Bunlara ek olarak; etrafındakilerle iletişime geçmemesi, diğer çocuklarla oynamaması ve yalnız kalmayı tercih etmesi; dönen nesnelere karşı ilgisinin olması; aşırı hareketli ya da hareketsiz olması; genellikle işaret parmağını kullanarak bir şeyleri göstermemesi ve parmakla gösterilen şeye dönüp bakmaması; seslere, kokulara, tatlara karşı aşırı tepki göstermesi; takıntılı ve tekrarlayıcı davranışların olması; ellerini kanat gibi çırpması, kendi çevresinde ya da eşyalar etrafında dönmesi, sallanması; bazı çocukların dil gelişiminde herhangi bir gerilik olmamakla beraber özel ilgi alanları olabilir” dedi.
HER ŞEYDEN ÖNCE ÇOCUKLAR
Akgün, şöyle devam etti:
“Otizm tanısı konulmuş çocuklar her şeyden önce çocuktur, sınırlılık yaşadıkları alanlar bellidir. Bu sınırlılıklar çocuğun yapabileceklerinin sınırını çizmemeli; çocuğa verilen eğitimler farklılıklarını olduğu gibi kabullenip, bu sınırlılıkları aşmaya yönelik olmalıdır. Bu çocuklar da her çocuk gibi oyun oynamalı, sosyalleşmeli ve her şeyi yaşayarak öğrenmelidir. Gerek aile içi, gerek eğitim merkezlerinde verilen eğitimler çocuğu pasifleştiren, ezbere dayalı olmamalı; çocuklar katılımcı, öğrenirken eğlenen ve öğrendiklerini gösterebilen bireyler olma yolunda destekleyici olmalıdır. Her çocuğun farklı özellikleri olduğu ve eğitimlerde bu temel özelliklerin göz önünde bulundurulması gerektiği de unutulmamalıdır. Otizm konusunda farkındalığı arttırmak amacıyla 2 Nisan Dünya Otizm Günü olarak belirlenmiştir. Bu vesileyle çocuklarında yukarıda saydığımız farklılıkları fark eden ebeveynler aile hekimine, çocuk doktoruna ya da çocuk ve ergen ruh sağlığı uzmanına başvurup yardım alabilirler. Eğer çocuğa Otizm Spektrum Bozukluğu tanısı konduysa özel eğitim merkezlerinde çocuğun rehabilitasyonunun yapılması sağlanmalıdır. OSB’nun bugün için kabul edilen en önemli tedavi aracı özel eğitimdir. Özel eğitim merkezlerinden yararlanırken devletten destek alabilmek için ildeki Rehberlik Araştırma Merkezlerine (RAM) başvurulması gerekmektedir. RAM’lar tarafından düzenlenen Özel Eğitim Değerlendirme Kurul Raporu ile bireysel ve grup eğitimi için destek ödeneği alınabilmektedir.”

Bakmadan Geçme