Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

OSMANLI PADİŞAHLARININ BAĞLI BULUNDUĞU TARİKAT VE ŞEYHLER (1)

Kaynaklarda Osmanlı padişahlarının ilişki içerisinde bulunduğu İslâm büyükleri ve bağlı bulundukları tarikatlarla ilgili çok sayıda bilgi vardır.
Osman Gazi, kayınpederi ve Vefâiyye tarikatinden âhi şeyhi Edebâlî’ye bağlıdır. Oğulları Orhan Gazi ve Alâaddin Paşa da öyledir.
Sultan I. Murad’ın, Şeyh Postinpûş adıyla bilinen Tebrizli Seyyid Mehmed Hammârî’ye bağlı olduğu söylenir. Şeyhi için Bursa Yenişehir’de tekke yaptırmıştır. Bu şeyhin, Melâmî olması muhtemeldir.
Yıldırım Sultan Bayezid’in, sonradan kızını verdiği Nurbahşiyye Şeyhi Emir Sultan diye meşhur Emir Ahmed Şemseddin Buhârî’ye hüsnü zannı vardı.
Çelebi Sultan Mehmed, muhtemelen Zeyniyye şeyhi Molla Fenari’nin muhibbiydi. Gençliğinde Bayramiyye tarikatından Şeyhî ile sohbet ederdi.
Sultan II. Murad, Mevlevî Emir Âdil Çelebi’nin müridiydi. Hayatında sıkı bir derviş gibi yaşamıştır. Tahttan üstelik iki defa feragat eden tek padişahtır. Rahmet-i ilahiyenin yağması için kabrinin üzerinin açık olmasını vasiyet etmiştir. II. Murâd’ın Hacı Bayrâm Velî (ö.833/1429) ile yakın münâsebetleri olmuştur.
Fatih Sultan Mehmed, Bayramî idi. Hacı Bayram halifesi ve İstanbul’un fethinin manevî mimarı Akşemseddin’e bağlıydı. Gençliğinde babası ile beraber Mevlevî Âdil Çelebi’ye intisap ettiği söylenir. Şeyh Vefâ’nın sohbetinde bulunmayı çok istemiş ise de şeyh “Sohbetin lezzetini alırsa, devlet işlerini ihmal ederek” diyerek padişahla görüşmeyi reddetmiş; ama padişahın cenaze namazını kıldırmıştı.
Sultan II. Bayezid, tasavvufa en düşkün padişahlardandır. Velî diye meşhurdur. Hal ve kerâmetleri anlatılır. Şehzadeliğinde Halvetî şeyhi Çelebi Halife’ye mürid olmuştu. Ebussuud Efendi’nin babası ve Halvetî şeyhi Muhammed İskilibî (Şeyh Yavsî) ve Bayramî şeyhi Baba Yusuf Seferhisârî ile de sohbet ederdi.
Yavuz Sultan Selim’in Sünbül Sinan (ö.936/1529)’a, Zeyniyye şeyhi Halimî Çelebi’ye yakınlığı vardı. Babası gibi hal ve kerâmetleri çokça anlatılır. Fevkalâde mütevazı ve sâde yaşantısı ile tam bir derviş idi. Şam’da Nakşî şeyhi Muhammed Bedahşî ile sohbetleri meşhurdur.
Şeyhlere hürmette kusur etmeyen Yavuz Sultan Selim’in dini gayretle siyaset etmesini şeyhler de takdir etmişlerdir. Bu sebeple ona saygıda kusur etmemişler, otoritesini sarsıcı davranışlara girmeden hata yaptığında bunu ilm-i siyasetle ihsas ettirmişlerdir. Lemezât’ta kaydedildiğine göre tahta oturduğunda gelenek olduğu üzere Bursa’daki dedelerinin türbelerini ziyaret sırasında amcası Cem Sultan’ı ziyarette duygulanıp onun öldürülmesinde dahli olan Hacı Mustafa Paşa’yı idam ettiren, hatta öfkesini alamayıp onun Kocamustafapaşa’da yaptırdığı cami ve imareti yıktırmayı emreden padişahın, emrine karşı gelen Sünbül Efendi’yi görmek üzere dergaha gittiğinde ondan etkilenip bir süre sohbet ettiği bildirilir. Sünbül Efendi onun geliş maksadını bildiği için otoritesinin sarsılmaması düşüncesiyle padişahın emri yerine gelmesi lazım, hiç olmazsa medresenin kubbe üzerindeki ocak bacalarının tepelerinin yıkılmasını ister. Sultanın emri ile bunlar yıkılır. O da şeyhin bu ince düşüncesini takdir edip üzerindeki kürkü hediye eder. Bu vakada Osmanlı’da devlet-tekke ilişkilerinin oturduğu temeli görebilmek mümkündür. Bu temel tarafların birbirlerinin saygınlığına halel getirecek davranışlardan çekinmeleridir. Gazabı baskın olan bir padişahın sükûnetle düşündüğünde kâmil bir şeyhin değerini anlayıp hatasından dönmesi, onun da her halükarda adabı veçhile hatayı önlemeye çalışırken devleti zora düşürecek ve fitneye sebep olabilecek davranışlardan kaçınması devlet-tekke ilişkilerinin genel çizgisine uygun bir yaklaşım tarzı olmuştur.
Nakşibendiyye’den Emir Ahmed Buhârî’nin halifesi olup Bursa’da halkı irşad ve eser telifiyle meşgul olan Lamii Çelebi adıyla meşhur Mahmud b. Osman’ın (v. 938/1531-32) yazdığı eserlerden bazısını Yavuz Sultan Selim’e ithaf etmesi 499 de şeyhlerin kendisini sevip takdir ettiklerini göstermektedir (Özsaray, 2018, 125-126).
Kanuni Sultan Süleyman, sütkardeşi Üveysî şeyhi Yahya Efendi ile irtibatlıydı. Ama gençliğinde Emir Buhârî halifelerinden Abdüllatif Mahdumî veya Mehmed Nurullah (Yorgancı Emir) Efendi’ye bağlanmıştır. Ubeydullah Ahrâr halifesi Eyüplü Baba Haydar Semerkandî Kanûnî’nin Merkez Muslihiddîn (ö.959/1552) ve Halvetî şeyhi Nureddînzâde (ö.981/1574) ile sohbetleri vardır.
Yavuz Sultan Selim’in hususi hocası Nakşibendiyye’den Halîmî Çelebi şehzadeliği sırasında Kanûnî’nin eğitimini üstlenmiş, o da oğlu Şehzade Mustafa’yahususi hoca olarak Nakşibendiyye’den Muslihiddin Mustafa Sürûrî’yi görevlendirmiştir.

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER