Osmanlı'nın Savaş Yolunda Dönüm Noktası ve Tarihe Damgasını Vuran Gemisi
Osmanlı İmparatorluğu'nun I. Dünya Savaşı'na katılmasındaki temel etkenlerden biri, tarihe damgasını vuran ve sadece askeri değil, diplomatik açıdan da önemli bir rol üstlenen bir savaş gemisiydi: Yavuz Zırhlısı.
Osmanlı’nın son dönemlerinden, Cumhuriyet’in ilk yıllarına kadar pek çok tarihi olayla iç içe geçen Yavuz’un hikayesi, bir dönemin kapanışını ve bir başka dönemin başlangıcını simgeliyor. Bu devasa savaş gemisinin hikayesini detaylıca inceleyelim.
GERMEN GEMİLERİNİN OSMANLI KARASULARINA GİRİŞİ VE İLK ADIM
1914 yılı, Avrupa'nın büyük güçlerinin savaşa girmesiyle Osmanlı İmparatorluğu için kritik bir dönemeçti.
Osmanlı, savaşın dışında kalmaya çalışarak tarafsızlık ilan etmişti. Ancak 10 Ağustos 1914’te iki Alman savaş gemisi, Goben ve Breslau, Çanakkale Boğazı’ndan geçerken Osmanlı hükümeti büyük bir diplomatik çıkmazla karşı karşıya kaldı.
Uluslararası hukuka göre, yabancı savaş gemilerinin Osmanlı karasularına girdikten sonra 24 saat içinde ayrılması gerekiyordu. Ancak Osmanlı hükümeti, bu gemileri Almanya'dan satın almış gibi göstererek tarafsızlık görüntüsünü korumaya çalıştı. Goben, “Yavuz Sultan Selim” adıyla, Breslau ise “Midilli” olarak adlandırıldı. Bu adım, Osmanlı’yı savaşa sokan ilk hamle oldu.
YAVUZ ZIRHLISI VE KARADENİZ'DEKİ SALDIRILARLA SAVAŞIN BAŞLANGICI
27 Ekim 1914’te Osmanlı filosu Karadeniz'e açılarak, Yavuz Sultan Selim, Sivastopol’u bombalayarak Osmanlı İmparatorluğu’nun savaşın içinde aktif bir rol oynamaya başladığını duyurdu. Diğer Osmanlı gemileri de Kefe, Naurosis ve Odessa limanlarına saldırarak, Osmanlı'nın I. Dünya Savaşı’na resmen dahil olmasını sağladı. Böylece Yavuz, Osmanlı'nın savaşın önemli figürlerinden biri haline geldi.
ÇANAKKALE CEPHESİ VE YAVUZ’UN ZORLUKLARLA DOLU YOLCULUĞU
I. Dünya Savaşı’na katıldıktan sonra, Yavuz Sultan Selim ve Midilli gemileri, 1915’teki Çanakkale Cephesi’nde kritik görevler üstlendiler. Her iki gemi, deniz savaşları ve moral kaynağı olarak büyük bir öneme sahipti. Ancak 20 Ocak 1918’de Çanakkale Boğazı’nda İngiliz donanmasıyla girdikleri çatışma, Yavuz’un kaderini değiştirdi. Midilli, bir mayına çarparak battı, Yavuz ise ağır hasar almasına rağmen İstanbul’a geri dönebildi. Bu olay, Yavuz’un aktif savaşçı kimliğini kaybetmesine yol açtı.
MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİ VE YAVUZ’UN YAVAŞÇA SÖNÜŞÜ
Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküşünün ardından, Yavuz Sultan Selim Türk donanmasında da hizmet etti. Ancak gemi, eski gücünden uzaklaşmıştı. Yalnızca iki kazanı çalışır durumdaydı ve askeri anlamda büyük bir etkisi kalmamıştı. 1926’da Fransızlar tarafından onarılan gemi, 1930’da Türk donanmasına yeniden katıldı. Bu sefer, adı sadece “Yavuz” olarak kısaltıldı ve Türk donanmasının bayrak gemisi oldu.
KARADENİZ’DEKİ DENGE UNSURU: YAVUZ
Yavuz’un Türk donanmasındaki rolü, yalnızca bir savaş gemisi olarak değil, aynı zamanda Karadeniz’de Sovyet donanmasıyla kurulan dengeyi sağlamak adına kritik bir unsurdu. Yunanistan, Ege’deki donanma gücünün sınırlandırılmasını ve Yavuz’un yeniden kullanılmamasını talep etse de Türkiye, gemiyi Karadeniz’deki Sovyet donanmasına karşı önemli bir denge unsuru olarak görmekteydi. 1939’da, Karadeniz’in en büyük iki gemisi Yavuz ve Sovyetler Birliği’ne ait Pariskaya Kombinatsya idi.
YAVUZ’UN SONU: HİZMETTEN ÇIKIŞ VE SÖKÜMÜ
Yavuz, 1950 yılında aktif görevden alındı ve 1954’te Türk donanmasından çıkarıldı. 1963’te Türkiye, gemiyi Alman hükümetine satmayı teklif etti fakat teklif reddedildi. Sonunda 1971’de Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu’na satıldı ve 1976’da tamamen söküldü.
YAVUZ ZIRHLISININ TARİHSEL ÖNEMİ
Yavuz Zırhlısı, dünya donanmalarından geriye kalan tek dreadnought olma özelliğiyle büyük bir askeri ve tarihi sembol olarak hafızalarda yer etti. Osmanlı İmparatorluğu’nun son yıllarından, Cumhuriyet’in ilk yıllarına kadar bir dizi önemli olayda rol oynayan Yavuz, sadece Türk tarihi için değil, dünya tarihi için de önemli dersler taşıyor. Hem askeri başarıları hem de savaş sonrası geride bıraktığı etkilerle Yavuz, tarihin tozlu sayfalarında unutulmaz bir figür olarak anılacaktır.