• Haberler
  • Genel
  • Osmanlı Devletinin Kara Kutuları Hakkında Bilinmeyen Gerçekler

Osmanlı Devletinin Kara Kutuları Hakkında Bilinmeyen Gerçekler

Osmanlı devletinin varlığı sırasında devletin resmen kara yüzü olmuş, çoğu sırra hakim olan ama hiçbir zaman konuşmayan, cellatlar bakalım neler yapmışlar.

Cellatlar Osmanlının güçlü olduğu zamanlarda kullanılmaya başlanmıştır. Özellikle devlet adamları olmak üzere ölümleri cellatların elinden olmuştur.

Genellikle Çingenelerden oluşan cellatların arasında Hırvat kökenlileri de vardı. Cellatlar işleyişlerini Bostancı ocağına bağlı olarak ilerletirlerdi. Ve cellatların öne çıkan özellikleri ise sağır ve dilsiz oluşlarıdır. İşe alınmadan önce dilleri kesilir öyle cellatlığa başlarlardı. Dilsiz ve sağır oluşlarının sebebi,  hiçbir zaman idam ettiği ile konuşamasın duygusal bir bağ kuramasından ziyade devlet adamlarının idamı hakkında hiçbir yerde konuşamasınlardı. Devlet adamları gibi rütbelilerin idamlarını sıradan bir cellat yapamazdı bundan dolayı cellatların arasında da rütbe söz konusu idi. Bostancı ocağında ki cellat başı denilen cellat bu idamlara gider. Vezir, sadrazam, kaz asker gibi devlet görevlilerinin idamlarını yapar.

Osmanlı Devletinin Kara Kutuları Hakkında Bilinmeyen Gerçekler

Cellatlar idamlarını filmlerde ki gibi her yerde gerçekleştirmezdi. Topkapı sarayının önünde bulunan cellat çeşmesinin önüne getirilen mahkum orada cellat tarafından idam edilirdi. Cellat çeşmesi özellikle belirlenmiş bir yer değil zamanla alışa gelinmiş bir yerdir, ismini ise cellatların infazdan sonra kılıçlarını ve ya baltalarını yıkadığı yer olmasından almıştır.

Zamanla buraya idam edilen kişiden ibret alınsın diye seng-i ibret taşı koyulmuş idam edilenin başı orada sergilenir olmuştur. Çoğu zaman burada gerçekleşen infaz işlemi arada Balıkhane Kasrı’nda kementle boğma yöntemi ile ayağına taş bağlanıp denize atılırdı.

Devlet adamları zamanında Devlet-i Âli Osmanlıyı temsil ettiği için ve Osmanlı Hanedanlığından olduklarından Osmanlı kanı kutsal kabul edildiğinden onlar boğularak idam edilir, diğer mahkumlar ise kılıçla kafası kesilirdi. Başka vilayetlerde valilik gibi görevler yapan devlet adamlarının infaz emri geldiyse o vilayete gidilip orada infaz gerçekleşir ardından Padişaha emri yerine getirildi anlamında olması için kelle bal dolu testiye koyulur ve padişaha getirilirdi.

Osmanlı Devletinin Kara Kutuları Hakkında Bilinmeyen Gerçekler

Ardından ibret taşına koyularak üç gün teşhir edilirdi. Hatta bundan dolayıdır ki devlet adamlarının çoğunun iki mezarı vardır. Viyana kuşatması sırasında başarısız olan Merzifonlu Kara Mustafa paşada Padişahın gazabına uğrayıp daha demin bahsettiğimiz yöntemle idam edilip padişaha kellesi sunulmuştur . O dönemlerde vefat eden cellatların hiçbir şekilde mezar taşlarında isim yazmazdı. Çünkü cellatların kim olduğu bilinmesi devlet tarafından uygun bulunmaz, bilinirse idam edilen adamın soyundan gelenler düşmanlık besleyip mezar taşından kim olduğunu bulup ailesine düşmanlık yapmasın diyedir. Bir yandan da zaten dua alamayacak olan cellatlar birde yarası olanlar tarafından isimlerine küfür, beddua yemesinler diyedir.

Şimdi ki Eyüp mezarlığının ismi o zamanlar cellatlar mezarlığıdır. Sebebi ise, o zamanlarda Eyüp şehre uzak ücra bir nokta kaldığı için halkın gözünün önünde olmasınlar diye oraya defnedilirdi.

Kocatepe Gazetesi - Bizi Sosyal Medyada Takip Edin!

Bakmadan Geçme