Oruçoğlu yağlarında kaliteden ödün yok

Oruçoğlu yağları Genel Müdürü İlhami Tanrıkulu, yağ çeşitleri için yapılan hammadde alımından imalatına kadar her aşamada kaliteden ödün verilmediğini kaydetti

2002 Yılından itibaren Oruçoğlu Yağ bünyesinde finansal işlerden sorumlu olan, son iki yıldır Genel Müdürlük görevini yürüten İlhami Tanrıkulu, Oruçoğlu Yağlarının gelişen ve değişen yüzünü anlattı.
TÜKETİCİ ALGISI ÖN PLANDA
Ambalaj tasarımıdan lezzet kalitesine kadar Oruçoğlu Yağ’ın ciddi bir gelişim ve değişim süreci geçirdiğini aktaran Genel Müdür İlhami Tanrıkulu, ambalaj tasarımını çok ciddi yerlere yaptırdıklarını belirtti. Tüketici algılarını ölçelerek renkten, görsele kadar görülmek istenen üzerinde profesyonel bir ekibin çalıştığını kaydeden Tanrıkulu; “Tasarımlarımızı tüketici algıları belirliyor. Bu algılar üzerinde çalışan bir profesyonel bir ekip var. Çok fazla tasarım yenilemesi yapmıyoruz. Yaklaşık üç yıl önce bir tasarım hazırlamıştık. Çok beğeni toplamayınca bir önceki tasarımımıza geri döndük. Tüketici algısının gereği tasarımlara yansımış durumda.” dedi.
HASAT DÖNEMİNDE RAMAZAN BEREKETİ
Gıda sektörü için Ramazan ayının önemli bir pazar dönemi olduğunu belirten Oruçoğlu Yağları Genel Müdürü İlhami Tanrıkulu, bu dönemde tüketim artışına dikkat çekti. Ramazan kumanyaları ile ana gıda maddelerinden olan yağın ön plana çıktığını söyleyen Tanrıkulu; “Ramazan ayının yanı sıra Temmuz ayında bizim sezonumuz başlıyor. Ramazan bereketi ile birlikte yurt içi ürünlerin hasatının yapılarak işleyip tekrar yurt içine satma işlemlerimiz olacak. Bu dönemi biz hasat dönemi olarak adlandırıyoruz. Bu dönemde daha önceki yıllarda olduğu üzere kendi bölgemizden ayçiçeklerimizi toplayarak uygun şartlarda Türkiye’ye sunacağız. Bu sunum aynı lezzet kalitesinde olacak.” diye konuştu.
İLKE YERLİ MALININ KULLANIMI
Oruçoğlu Yağları olarak ithal mal yerine yurt içerisinde üretilen yerli üretimi tercih ettiklerini altını çizen İlhami Tanrıkulu, yerli hammadde kullanarak Türk malını tekrar Türklere yedirmeyi ilke edindiklerini söyledi. Böylece bir anlamda yurt dışına döviz çıktısını engelleyerek Türk ekonomisine katkı sağladıklarını ifade eden Tanrıkulu; “Sağlık anlamında yurt dışından gelen ürünlerin sağlıksız ürünler olduğunu söyleyemem. Ama yurt içindeki tüm vatandaşların yerli malı tüketiminde çok duyarlı olduklarını biliyorum. Hedefimiz de tüm Türkiye var. Türkiye’de 40’ın üzerinde bayimiz var. Dolayısıyla üretimlerimizi Türkiye’de her noktaya ulaştırmaya çalışıyoruz.” şeklinde konuştu.
ÖNDE GELEN KRİTER KALİTE
Hasat döneminin yoğun bir iş ve çalışma dönemi anlamına geldiğini ifade eden İlhami Tanrıkulu şöyle konuştu: “Özellikle şunu belirtmek istiyorum, tüm sanayi sektöründe olduğu gibi bizim sektörde de zaman zaman istikrarsızlıklar olabilir. Karsız dönemler olabilir, hatta karsız dönemler olabilir. Ancak biz hiçbir zaman kalitemizden ödün vermeyiz. Örneğin bir ay zarar içerisinde isek bile bunu asla kalitemize yansıtmayız. Asla ve asla kalitemizi bozmayız. Bizim için birinci sırada kalite var. En önde gelen kriterlerimizden bir tanesi kalitedir. Kaliteyi bozduracak hiçbir şeyin yapılmasına izin vermeyiz. Hammadde alışlarımızda da buna dikkat ederiz. Çok gelişmiş bir laboratuarımız var. Şu anda 4 kişilik bir ekip laboratuarımız da görev yapıyor. Çalışmalar vardiyalıdır. Bu fabrikaya giren her ürün 24 saat laboratuarımızdan geçer. Uygunsuzluk olup olmadığı kontrol edilir. Kalite her daim kontrol altındadır. Ürün çıkışında da kalite kontrolü geçerlidir. Üretimde en çok önem verdiğimiz unsur kalitedir. Tüketicilerimiz gönül rahatlığıyla bizim ürünlerimizi tüketebilirler. Biz ürünlerimizden eminiz ne yaptığımızı biliyoruz.”
>> Burcu AYDIN’ın haberi