Örgütün mazlum bir tarafı yok!

HABERLER: BURCU AYDIN   Afyonkarahisar 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde Fethullahçı Terör Örgütü, Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) Silahlı Terör Örgütüne Üye olma suç isnadıyla 6 Aralık Çarşamba günü 15 sanığın davası görüldü.     Terör örgütlerinin kıyası olmaz!   Eski astsubay Abdullah Şimşek, Kürt kökenli olduğunu vatana, millete ihanet etmek istese terör örgütü PKK saflarında yer [&hellip]

HABERLER: BURCU AYDIN

Afyonkarahisar 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde Fethullahçı Terör Örgütü, Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) Silahlı Terör Örgütüne Üye olma suç isnadıyla 6 Aralık Çarşamba günü 15 sanığın davası görüldü.

Terör örgütlerinin kıyası olmaz!

Eski astsubay Abdullah Şimşek, Kürt kökenli olduğunu vatana, millete ihanet etmek istese terör örgütü PKK saflarında yer alacağını söylemesi üzerine Mahkeme Başkanı tarafından uyarıldı. Mahkeme Başkanı:  “Bunu söylemeyin. Terör örgütlerinin kıyaslamasını yapmayın. Bir kaç vatandaşta bunu yaptı. Türk Mahkemelerindesiniz.”

KHK ile Jandarma Astsubaylık görevinden ihraç edilen, soruşturma aşamasında etkin pişmanlık hükümlerinden yararlandığı öğrenilen sanık Abdullah Şimşek, duruşmada detaylı bir ifade verdi.
“ÖRGÜTLE HALI SAHA
MAÇINDA TANIŞTIM”
Örgütle 2012’de lise döneminde bir futbol turnuvası etkinliğinde tanıştığını belirten Şimşek, “Halı saha maçında örgütle tanıştım. O zaman İstanbul Bayrampaşa da lise öğrencisiydim. ‘Salih’ olarak bildiğim kişi ile halı saha maçında tanıştık” dedi. Mahkeme Başkanı, örgütün adam kazanma yöntemlerinden bir tanesininde halı saha maçları olduğuna dikkat çekti. “O zaman çocuk aklımla bunların gerçekte ne olduğunu bilmiyordum” diyen Şimşek, “Ailemin durumu iyi değildi. Askeri okula girip kısa yoldan meslek sahibi olmak istedim. Salih adlı kişi, ‘Askeri okullara kayıtlar başladı. Durumu olmayanlar başvursun’ demişti. Ama ben kendi başarımla elde ettiğim puan sonucu askeri okula girdim” dedi.
“BAŞMAKÇI DA BİLE
PEŞİMİ BIRAKMADILAR”
Ankara da iken bir gün “Salih” adlı kişinin kendisini görmeye geldiğini, ailesi bile gelemezken bu kişinin gelişine şaşırdığını anlatan Şimşek, “Ankara da iken Salih gelmiş dediler. Şaşırdım ailem bile gelemiyordu. Bir kafede oturduk. Bir kaç ay sonra Salih Ankara’ya işi düştüğünü söyleyerek beni tekrar aradı. Yeni Mahalle tarafında sonradan ‘cemaat’ evi olduğunu öğrendiğim bir eve gittik. İkimiz evde yalnızdık. FETÖ hakkında bilgiler verdi. ‘Askeriye içinde dine karşı insanlar var. Sizin gibi dini bütün insanların askeriye de olması iyi olur’ dedi. Sonrasında bir kez daha buluştuk. Araya 17-25 Aralık süreci girdi. Gitmemek için hep bahaneler ürettim. Başarılı bir öğrenci olmama rağmen dediklerini yapmadığım sürede anlam veremediğim şekilde sistematik olarak notlarım düşmüştü. Dediklerini yapmadığım sürede böyle olduğunu düşünüyorum. Eğitim aldığımız 32 astsubayın içinde en başarılı bendim. Afyon İl Jandarma Komutanlığına tayinim çıktı. Başmakçı ilçesine gittim. Afyon’un en ücra ilçesinde bile peşimi bırakmadılar. O dönem için ‘abim’ olan Salih bir kaç kez aradı. Nereli olduğunu bilmiyorum ama Adıyaman-Malatya şiveliydi” diye konuştu.
“BAHANELER ÜRETTİM
TELEFONLA ARADILAR”
‘Akif’ kod adlı bir kişi ile ‘Necmi’ kod adını kullanan Abdülaziz Biçer’in “Abileriniz” diye tanıştırıldığını anlatan Şimşek, “Sohbetleri bu abilerle yapacağımızı söyleyip beni onlara zimmetlediler. Sürekli gitmemek için bahaneler ürettim. Ama sabit ve ankesörlü telefonlardan arıyorlardı. Afyon’da bir iki kez buluştuk. Onların ‘misafirhane’ diye tabir ettikleri yere gittim. Sohbete toplantılarına katılmam yönünde ikazlarda bulunuldu. Misafirhanede Asım Kurgan adlı şahıs teleefonuma bylock yükledi. ‘Hikmet abi’ olarak bildiğimiz Ahmet Aşık’la orada tanıştırıldım. Gösterilen ilgiden onların üstü olduğu anlaşılıyordu. Maaşımdan yüzde 10 himmet istediler. Ailemin maddi durumu kötüydü vermedim. Evlenmem için bana teklifte bulundular” şeklinde konuştu.
“BENDE YOKKEN
ONLARDA BYLOCK VARDI”
Eski Astsubay Abdullah Şimşek’in duruşmasında etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanan örgütün Jandarma Grup Sorumlularından Asım Kurgan tanık olarak dinlendi. Sanık Şimşek’ten de sorumlu olduğunu belirten Kurgan, “Bana sanık ‘Necmi’ kod adıyla Abdülaziz Biçer tarafından tanıştırıldı. Sanıkla ilgili bylock yükleme ifadesinde eksik var. Çünkü ‘Hikmet’ kod adlı Ahmet Aşık’tan sorumluluğumuza gönderilen askerler bylock programı yüklenmiş olarak gelirdi. Bende bylock yokken onlarda yani bize gelenlerde vardı. Ben üç askerden sorumluydum. Abdullah hariç aynı evde kaldıkları için ikisi birbirinden haberdarlardı. Sorumluluğumzda ki askerlerin bilinmemesi yönünde telkin vardı. Sanıkla sıkça görüşmem için Ahmet Aşık ofisime gelip beni rahatsız ediyordu” ifadelerini kullandı.
TERÖR ÖRGÜTLERİNİN
 KIYASI OLMAZ!
Sanık Abdullah Şimşek, Kürt kökenli olduğunu vatana, millete ihanet etmek istese bir başka terör örgütü PKK saflarında yer alacağını söylemesi üzerine Mahkeme Başkanı, “Bunu söylemeyin. Terör örgütlerinin kıyaslamasını yapmayın. Bir kaç vatandaşta bunu yaptı. Türk Mahkemelerindesiniz” sözleriyle uyardı.

“15 Temmuz’dan sonra her şeyi yapabilirler”

Sanık Mehmet Ali Çelik, örgüt mensuplarının 15 Temmuz darbe girişim sonrası her şeyi yapabilecek durumda olduklarını vurguladı

Afyonkarahisar İl Jandarma Komutanlığı’nda teğmen rütbesi ile görev yaparken örgüt iltisakı nedeniyle ihraç edilen ve etkin pişmanılk talebinde bulunduğu öğrenilen Mehmet Ali Çelik örgütle tanışma hikayesini ve yaşadıklarını anlattı.
“ÖNCE AKCİ SONRA
BAĞCIOĞLU ABİM OLDU”
Karaman’da 2007 yılında dershane de örgütle yolunun kesiştiğini İstanbul da üniversite kazandığında 6 yıl örgüt evlerinde kaldığını belirten Çelik, “Gerçek ismi Ömer olan o zaman ki benden sorumlu abim ‘Emin’ kod adlı şahıstı. Periyodik ev toplantıları olurdu. Örgüt elebaşının vaazlarını herkül org sitesinden izlerdik. Askerlik mesleğine onlar yönlendirdi. 30 Ağustos 2014 tarihinde mesleğe başladım. Öğrencilikten sonra ticaret yaparmışçasına yüzde 20 maaştan himmet parası istediler. Okul bittikten sonra ‘Şaban’ isimli Büyük Bölge Talebe Mesulü ile tanıştırıldım. Tayinim Afyon’a çıktı. 9 Kasım 2013 tarihinde Afyon’da göreve başladım. Ankara’dan itibaren kopmaya çalıştım. Hiç peşimi bırakmadılar. Afyon’a tayin olduktan sonra Sahipata da bir ev almıştım. Ankara’da ki örgüt mensuplarıyla yaptığımız görüşmeler sonrası Önder Akci’ye zimmetlendim. Afyon’da benim evime Akci ‘Selahattin’ kod adlı Âdem Yolcu ile birlikte geldiler. 1-2 hafta da bir evime gelirlerdi. Akci, ‘Bundan sonra senin abin Dr. E.B. olacak’ dedi.
“ORUÇLUYKEN İKRAM
OLURSA YİYEBİLİRSİNİZ”
Ankara da bulunduğu zaman iki kez örgüt içi katalog evlilik teklifi yapıldığını ancak başından savdığını aktaran Çelik, “Silahlı kuvvetler içerisinde 013-2014 yılları itibariyle silahlı kuvvetlerde yüzde 90 örgüt mensubu olduğu konuşulurdu. Daha sonra bunları bırakıp kurtulan yüzde 70’lik bir oran duydum. Telefonuma bylock programını Ömer isimli ‘Emin’ kod adlı polis yükledi. Gözle yani ima yoluyla namaz kılmamızı, Ramazan’da oruç tutmamamızı, tutarsak bile ikram olduğu takdirde yiyebileceğimiz söylenmişti. İlk başta İzmir’de iken ima ile namaz kılmıştım. Sonra saçma geldi bıraktım. Ama orucumu tuttum” diye konuştu.
“ZARAR VERMELERİNDEN KORKUYORUM”
“Bana ve aileme zarar vermelerinden korkuyorum” diyen Çelik, “Duruşma salonu kapısı önünde beklerken Önder Akci’yi gördüm korktum. Çünkü düşman kesildiler. Şuradan çıktıktan sonra belki araca ilerlerken ne olacağı belli olmaz. Belki bir şey yapmayacak ama korkusu yeter. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra her şeyi yapabilecek durumdalar. Pişmanım. Bana ihtiyaç olursa her zaman elimden geleni yaparım” şeklinde konuştu. Çelik’in celsesinde; Etkin pişmanlıktan yararlanarak ceza verilen eski Teğmen Davut Oğur, sanıklar E.B., Önder Akci tanık olarak dinlendi.

“Cazip olan dindi”

Sanık E.B., psikiyatri uzmanı olarak örgüt mensuplarınca kendisine anlatıların belli bir mantıkta nakledilmesi sonucu dini inancın cazip geldiğini açıkladı

AKÜ Tıp Fakültesi’nde Psikiyatri Doçenti iken FETÖ iltisakı nedeniyle KHK ile ihraç edilen E.B. adli kontrol şartıyla tahliye edildi. B.’nun yargılama süreci devam ediyor.
“ANLATILANLAR BELLİ
BİR MANTIKTAYDI”
Sanık ’B.nun dini hassasiyetle inanç gereği yapılanların bir süre cazip geldiği sözleri üzerine Mahkeme Başkanı, “İnanç uğruna yapılanlarla devlet gidiyordu” dedi. Hem sanık hem tanık olarak dün görülen duruşmalarda ifade veren eski Psikiyatri Uzmanı E.B. kendileri için cazip gelenin din ve inanç hassasiyeti olduğunu belirtti. Sıkça bir akademisyen ve psikiyatri uzmanı olarak örgütün yaptıklarını neden sorgulamadığını soran Mahkeme Başkanına sanık B., “Cazip olan dindi. İnanç açısından anlatılanlar belli bir mantıktaydı” sözleri üzerine Mahkeme Başkanı, “İnanç uğruna yapılanlarla devlet gidiyordu” vurgusu yaptı.
“GRUBUMDAKİLERİN BİRBİRİNİ
TANIMAMALARI İSTENDİ”
Örgütle 1995 yılında dershane sürecinde tanıştığını, iki yıl kadar AKÜ’de örgütün doktorlar grubunda yer aldığını anlatan E.B., “Ben grup abiliği yapmadım. Reha Demirel ve Ahmet Bal hocalar vardı. Bizler o zaman Yardımcı Doçenttik. Reha Demirel ise Doçent idi. Grup abisi onlardır. Onların üstündekileri bilemem. Bana askerlerle ilgilenme talimatını ‘Selahattin’ kod adlı Âdem Yolcu vermişti. Birkaç kez üniversiteye gelmişti. Fabrikasının olduğunu, zengin bir işadamı olarak lüks aracı, iyi giyim kuşamı ve diksiyonu vardı. Memurlar için dışarıdan bir sohbet hocasına ihtiyaç duyulduğun kaydetti. Benim sorumluluğumda Doğan Binbaşı, Teğmen Davut, Teğmen Mehmet Ali ve birde Maraşlı bir çocuk vardı. Bunların birbirlerini tanımamaları istenmişti” dedi.
“ARAMADILAR
PENSİLVANYA’YA GİDEMEDİM”
B.’na akademisyen olarak tıp fakültesinde psikiyatri doçenti olarak psikolojisi bozulan kişileri tedavi etmekle, profesyonel yardım vermekle yükümlü olduğunu vurgulayan Mahkeme Başkanı, “Hiç mi sorgulamadınız? Siz psikolojisi bozulan insanları tedavi etmek onlara profesyonel yardım vermekle sorumlusunuz. Dini argümanlar kullanılıyor” sözleri üzerine B., “İnsanlar cemaatçi diye yaftalanmasın diye bir sistem geliştirilmişti. Mehmet Ali ile Doğan Binbaşının evine gitmiştim. Mehmet Ali açık konuşurdu. Doğan Binbaşı ise içine kapanık biriydi. Risale programı kurduk. Herkül orgdan vaazlar dinledik. Bende bylock yoktu. 15 Temmuz’dan sonra öğrendim. Yaklaşık 1,5 yıl ABD idim. Belki ondan haberim olmamıştır. Amerika’da örgüte bağlı Kültür Merkezinde Cuma namazına gittim. New Course de Curtel Scoohl cemaate bağlı bir okuldu. Burayı ziyaretimde Pensilvanya’ya gitmek istediğimi belirttim. Çok sıkı bir denetim olduğu iyi bir referansa sahip olmam gerektiğini öğrendim. ABD İmamı olduğu söylenen İsmail Büyükçelebi ile görüşmem gerektiği referans olması gerektiği belirtildi. Telefonumu aldılar ama aramadılar. Bende Pensilvanya’ya gidemedim” diye konuştu. B.’nun duruşmasında Davut Oğur, Mehmet Ali Çelik, Önder Akcin tanık olarak dinlendi.

“Bilgilerim bir şekilde ellerine geçmiş”

Soruşturma aşamasında ki beyanlarını reddeden örgütün eline bilgilerinin bir şekilde geçtiğini ileri süren  sanık Talip Çevik’in duruşmada dinlenen bazı tanıkların yalan söylediklerini belirterek “Gözümün içine bakarak konuş”  talebi dikkat çekti

Hakkında ki suçlamaları reddeden, hiçbir şekilde gizli ve kriptolu haberleşme programı bylock kullanmadığını belirten,FETÖ/PDY bağlantısı olmadığında ısrar eden ve AKÜ’de yürüttüğü doktorluk görevinden ihraç edilen Talip Çevik, FETÖ sempatizanı canilerle bir tutulmaktan büyük üzüntü duyduğunu kaydetti. Örgütün eline bilgilerinin bir şekilde geçtiğini iddia eden ve duruşmasında dinlenen bazı tanıklara “Gözümün içine bakarak konuş” talebi üzerine Mahkeme Başkanı, “Burada aşk filmi çekmiyoruz” diyerek sanık Çevik’i uyardı. Talip Çevik’in tutukluluk hali devam ediyor.

“Bir doktor askerlere imamlık yapabilir mi?”

Etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanarak emniyette ve duruşma ifadelerinde içinde bulunduğu örgütün jandarma yapısını anlatan eski Dr. Önder Akci’ye Mahkeme Başkanı, “Bir doktorun askerlere yol gösterip imamlık yapması mümkün olabilir mi?” diye sordu

Adli kontrol şartıyla tahliye edildiğini cezaevinde kaldığı üç ay boyunca çok düşünme fırsatı bulduğunu belirten Önder Akci, çok yanlış yaptığını yapının terör örgütü olduğunu 15 Temmuz darbe girişimiyle anladığını kaydetti. Sanığın bu ifadesi üzerine Mahkeme Başkanı, ““Dilerim ki dışarıda da bunları anlatırsınız. Toplumda bu örgütün gerçek yüzü anlaşılmalı. Hala dışarıda bu örgütün mazlum bir yapı olduğunu sananlar var. Bağımsız yargı olarak bizim aldığımız kararların yanında sizlerin anlatacakları bu noktada önemli” dedi. Akci, örgütün jandarma il imamı olan ‘Hikmet’ kod adlı Ahmet Aşık’ın müstehar isim kullanması gerektiğini söylediğini, jandarma grup sorumlusu olarak ‘Talha’ isminin kod adı olduğunu sonra anlayabildiğini sohbet verdiği kişileri ve o kişilerin de kendilerinden haberdar olmamaları talimatını aldığını anlattı. Akci, örgüt bağlantısını inkâr eden sanık Talip Çevik’in telefonunun kendisinden ‘Selahattin’ kod adlı Âdem Yolcu tarafından istendiğini de ifadesi içerisinde bildirdi.

Bakmadan Geçme