Önce birleşme, sonra raylı sistem

TRAFİK SORUNUNA UZMAN REÇETESİ İş çıkışlarında, işe gidişlerde, onlarca toplu ulaşım aracının arasında kaldığımızda sorarız hemen: 'Ne olacak bu Afyon trafiğinin hâli?' Bu soruya Doç. Dr. Hüseyin Akbulut’la cevap aradık. Şehirdeki minibüsçü ve otobüsçülerin birleşmesi durumunda kârın ortak paylaşılacağını, bunun araç sayısını azaltacağını belirten Akbulut, uzun vadeli olarak da raylı sistemin uygulanmasını önerdi Afyonkarahisar’ın trafiği, [&hellip]

Önce birleşme, sonra raylı sistem

TRAFİK SORUNUNA UZMAN REÇETESİ

İş çıkışlarında, işe gidişlerde, onlarca toplu ulaşım aracının arasında kaldığımızda sorarız hemen: “Ne olacak bu Afyon trafiğinin hâli?” Bu soruya Doç. Dr. Hüseyin Akbulut’la cevap aradık. Şehirdeki minibüsçü ve otobüsçülerin birleşmesi durumunda kârın ortak paylaşılacağını, bunun araç sayısını azaltacağını belirten Akbulut, uzun vadeli olarak da raylı sistemin uygulanmasını önerdi

Afyonkarahisar’ın trafiği, giderek içinden çıkılmaz bir hâl alıyor. Şehiriçi ulaşımdaki 400’ü aşkın toplu taşıma aracına, şehir merkezindeki trafik üreten binalar ile ilçe-belde ve köylerden gelen araçlar da dahil olunca her kesim, trafikten şikayet eder oldu. Peki bu sorunun bir çözüm yolu yok mu? “Çözüm yolu var” diyenler bulunuyor elbette. Bu kişilerden birisi de Afyon Kocatepe Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hüseyin Akbulut. Akbulut, “önce birleşme, sonra raylı sistem” görüşünü savunuyor.
İşte Akbulut’un Afyonkarahisar trafiği ile ilgili görüşleri:
Kocatepe: Afyonkarahisar’da artan bir trafik sorunu var. Siz, trafikle ilgili araştırmalarınız doğrultusunda nasıl bir çözüm yolu öneriyorsunuz?
Doç. Dr. Hüseyin Akbulut: 2000 yılında ben buraya geldim. Maliye’nin önünden Ahmet Necdet Sezer Kampüsü’ne kadar bir bisiklet yolu çizdim. Yolun sol tarafında belirli bir kot farkı olacak, kırmızı bir asfalt olacak. Belli bölgelerde oturabilecek banklar olacak. Bisiklet yolumuz olacak. Üniversite öğrencilerimiz bisikletlere binecek, babalar-anneler bisiklet yolunu kullanacak. Bunu Hayrettin Barut Bey’e verdim. Abdullah Kaptan’a da verdim. Şu andaki başkanımızın danışmanı arkadaşımız da biliyor projeyi. Ama nedense bir türlü olmadı. O zamandan beri ben uğraşıyorum, Konya’da yapıldı. Arazi itibariyle Afyonkarahisar, bisiklet yoluna çok uygun. Bisiklet, araç çekmektir, az benzin harcamak ve spor yapmaktır.
BİSİKLET Entelektüel BİR HAVADIR
Bisiklet yolu projesi, toplu ulaşımdaki tarafları olumsuz yönde mi etkileyecekti?
Doğrudan olumsuz bir etkisi olmayacaktı. Öğrenciler zaten yürüyor yurttan, yakın yerlerden. Yürümek yerine bisiklet kullanacaklar. Bisiklet, aynı zamanda entelektüel bir havadır. Herkesin altında araç var. İnsanlar aracı bir seviye atlama olarak gördükleri için araç sayısı artıyor. Türkiye’de herkes araç alabilir düzeyde olacak. Cep telefonunda da benzer bir durum oldu. Ekonomi yükseldikçe sıradan bir hale gelecek. Bu değişiyor.
ÇARE TOPLU ULAŞIM..AMA NASIL?
Bu proje uygulanmadı. Başka önerileriniz de oldu mu?
Araçla trafiği çözemezsiniz. Çözen bir yer de yok. Toplu ulaşımı geliştirmek gerekir. Afyonkarahisar’daki en büyük handikap, ekonomik anlamda da trafik anlamında da söylüyorum, dolmuşçularla otobüsçülerin birleşip planlı uygulamaya geçilmemesidir. Şu andaki durum ekonomik değil, trafiğe uygun değil. Afyon’un yolcu sayısı belli. Potansiyelin üzerinde araç koymak, doğru değil. Bu kadar aracı Afyon kaldırmıyor. Bir şirket kurup, otobüsçülerin ve minibüsçülerin bir araya gelip potansiyel yolcu sayısına bağlı olarak bir araç sayısı belirlemeleri gerekiyor Otobüslerin de altında bagaj yeri olmayan, herkesin daha rahatça binebilecekleri otobüsler olması gerekir.
DURAKLARDA DA DÜZENLEME YAPILMALI
Birleşme tek başına yeterli olur mu?
Bütün duraklarda bir liste asılması gerekiyor. Otobüs buradan hangi dakikada geçer, insanlar bunu bilirse uygun bir araç gidebilirse insanlar kendi araçlarından iner. Toplu taşıma araçlarını cazip hale getirmelisiniz ki özel araçlar yerine toplu araçları tercih etsinler. Londra’da Parlamento üyeleri bile toplu taşıma ile ulaşımı sağlayabiliyor.
ÖNCELİK, İNSAN OLMALI
Trafikte asıl sorunumuz nedir peki?
Araç öncelikli bir trafiğimiz var. İnsan öncelikli bir trafiğimiz olmalı. Zayıfların korunuyor olması gerekir. Trafikte güçlü korunuyor. Aracın önceliği var, ona yol açılıyor. Bisikletli, yaya, engelli vatandaşlarımız var. Çocuklarımız var. Herkesin hayatını kolaylaştırmak ve korumak zorundayız.
İlk önerim, toplu taşımada bir birliktelik oluşturulmasıdır. Yolcu sayısı belli, kazanç da bellidir.
İnatla bu işler yürümez. Bunu başaran iller var. Önünde sonunda olacak olan budur. Ama bu süreçte halkın yanı sıra otobüsçüler ve minibüsçüler de sıkıntı çekecektir. Bazen dolmuşa biniyorum. Bir tek ben olduğum halde dolmuş devam ediyor. Günahtır. Bir araya gelip ‘Oturup düşünelim, bir sistem kuralım’ demeleri gerekiyor. Bu herkes için hayırlı olur, milli servet de harcanmış olmaz.
ULAŞIMDA PLANLAMA ŞART
Birleşme nasıl gerçekleşebilir?
Birisinin katalizör rolü alması gerekir. Böyle bir şirket kurulsa, şu andaki dolmuş ve otobüsçüler, tramvay sistemi gelirse Afyonkarahisar’a, ona da talip olurlar. Bu işi onlardan daha iyi bilen bir kişi olmayacaktır ki. Bu işi otomatik olarak alırlar. Birleşmezlerse o fırsatı da kaçıracaklardır. Bu haliyle hem sayı olarak, hem duraklarda durulmaması sıkıntı oluşturuyor. Herkesin toplu taşıma aracına durakta binme ve inme alışkanlığı kazanması lazım. Göç yolda düzelir deniyor. Ama artık yerleşik hayata geçtik. Artık planlama yapmak gerekir. Planlama yapmak gerekir. Duraklar da dolu. Adamın durağına özel araç park etmiş.
RAYLI SİSTEMLERDE MALİYET DÜŞTÜ
Sizin bir de hafif raylı sistemlerle ilgili araştırmanız ve Afyonkarahisar için öneriniz olmuştu…
Hafif raylı sistemlerle ilgili araştırmamızı 2005 yılında yapmıştık. Afyonkarahisar’ın arazi sistemine göre raylı sistem çok maliyetli olmaz. O dönemde Dünya Bankası’nın rakamlarına göre 6 ilâ 10 milyon dolar gibi kilometre başına bir maliyeti vardı. Ama şimdi Bursa’da hafif raylı sistemi üretin bir firmamız var. Hızlı trenin neredeyse raylarını üretiyoruz. Bu işi kendimiz üretir hale geldiğimizi düşünüyorum, Maliyetlerin yarı yarıya düştüğünü tahmin ediyorum. Eskişehir’de tramvay şehre güzellik de katıyor. Afyonkarahisar’a köylerden her gün 1100 tane araç geliyor. Bu büyük bir rakam. Trafiği mahvediyorlar. Bu araçların alınıp bir planlama yapılması gerekiyor. Bu yapılmazsa trafiğin rahatlatılması çok zor.
İKİ ANA HAT DÜŞÜNÜLDÜ
Raylı sistemin maliyetinin çok yüksek olduğu söyleniyor…
Finansman varsa her şey olur. Araştırma yapılırken 112 milyon dolarlık bir maliyet çıkarmıştık. Üniversite’nin 20 bin öğrencisi var. Hattın birisi burada olacak. Öğrenci sayısı 20 bin, bir gidiş bir geliş. Özdilek ve Afium’a bir hat olacak. Rahat gidip gelirseniz çok daha insan taşırsınız. Otellere gelen insanları da rahatlıkla şehre getirirsiniz. Trene bindiğiniz anda duraklar yazılıdır, nerede duracağı bellidir. Afyonkarahisar’ı da geliştirmiş olursunuz. 17 kilometrelik hat planladık. Bir, Şuhut yolundaki kampüse kadar uzanan bir hat düşündük. İkinci olarak da Müze’nin oradan Emniyet’in oradan Özdilek’e giden bir hat var. Makul durak 750 metredir. Mezarlıktan ileri gittiğinizde bu biraz açılabilir. Bu kârlı bir yatırım yapacak. Kimse mağdur olmayacak. Afyonkarahisar da modern bir şehir haline gelecek. Trenle bir çocuk çok kolay bir şekilde okuluna gidip gelebilir.
YEŞİLYOL’A TRAMVAY OLUR MU?
Bu hatlar dışında, Yeşilyol Caddesi ya da İkinci Dumlupınar Caddesi’ne de İstanbul Taksim’deki gibi tramvay düşünülebilir mi?
Afyonkarahisar’da öğrencilerin ağırlıklı olduğu caddeler var. Yeşilyol ve İkinci Dumlupınar Caddeleri bu konuda düşünülebilir. Biz, genel resme bakarak bir projeydi bizimkiler. Elinizdeki paraya göre yaparsınız. Eklersiniz. Ele para geçtikçe bu devam eder. Hafif raylı sistemle birlikte ekonomi de gelişmeye başlar.
Ulaşımla ilgili bir planlama çerçevesinde yapılması gerekir o zaman, değil mi?
Türkiye’de şehirlerin master planı yok. Planlamamazı olmadığı için İstanbul da dahil olmak üzere ne şehirdir ne köydür. 50 ya da 100 senelik bir projeksiyonunuzun olması gerekiyor. Böyle yapmazsanız işin içinden çıkılmaz hale geliyor. Bu hale gelmemesi gerekir. Devletin altyapısını götürmesi gerekir. İnsanlardan önce devletin gitmesi gerekir. Buna bağlı olarak ulaşım master planının da yapılması gerekir. Master planınız yoksa ulaşım master planını da yapamıyorsunuz. 5 sene sonra, 10 sene sonra neler olabileceğini tahmin etmeniz gerekir. Planlama yaparak alt geçit ya da tramvay yapacaksanız, onu halletmeniz gerekir. Master planı yaptırmamız gerekir. Konut alanlarının ne kadar trafiği üretileceğini tahmin etmeniz gerekir. En büyük yatırım bu olacaktır.

Afyon, “Güvenli Trafik Alanı” oluyor

Afyon Kocatepe Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hüseyin Akbulut’un trafikle ilgili bir görevi var. Akbulut, Dünya Sağlık Örgütü
tarafından uygulanan Güvenli Trafik Projesi’nin Afyonkarahisar Koordinatörü. Akbulut, Afyon’un “Güvenli Trafik Alanı” olması için çaba sarf ettiklerini söylüyor

Kocatepe Gazetesi: Siz, Güvenli Trafik Projesi’nde de görev aldınız. Nedir bu proje?
Doç. Dr. Hüseyin Akbulut: 2009 yılında Rusya’da Birleşmiş Milletler’in koordinasyonunda 101 ülkenin bakanlarının toplantısında bir karar açıklandı. Şu anda 1.2 milyon kişi kazalarda ölüyor. Önlem alınmazsa 2 milyon kişi ölecek 2030’lara doğru. Bu çok önemli bir rakam. 50-100 milyon kişi de sakat kalıyor. İnsanların çalışamıyor olması, babasını trafik kazasında kaybeden bir çocuğun durumunu nasıl anlatabiliriz? Ekonomik ve psikolojik olarak zor günlerden geçen aileler vardır. Trafik kazalarının Türkiye’de maliyeti 20 milyar dolar. Sosyal faturası çok daha fazladır. Babanın ızdırabının maliyetinin karşılığı yoktur. Sosyal güvenlik kurumlarının da harcamaları, kaza geçirenler için maliyettir. Birleşmiş Milletler, özel bir proje uygulayalım, dedi. 10 ülke seçtiler. Bu ülkeler arasında da Türkiye de var. Ölüm ve yaralanma olayları halk sağlığı olarak düşünülüyor, bununla ilgili paydaşlar da belirlendi. Herkesin üzerine düşen görevleri vardır. 40 kilonun altında ve 11-12 yaşındaki hiçbir çocuk önkoltuğa oturamaz. Annenin önünde babanın önünde oturuyor çocuk. Bu araç 20-30 km hızla bir hızla bir yere çarparsa 500 kiloluk bir kütle gibi cama doğru hareket eder. 40 kilogramın altında hiçbir çocuk ön koltuğa oturmamalı. Kaza anındaki çocuk ölümleri Avrupa’da yüzde 3, bizde yüzde 40’tır. Çocuk koltuğu vardır. Çocuk oraya oturur. Yoksa çocuk bir pinpon topu gibi sağa sola gidecektir. Emniyet kemeri ve hızdan sonra çocuklarımızın hayatlarını korumalıyız bunu anlatmalıyız.
Türkiye’de trafik kazası ve ölüm oranları nedir?
Türkiye’ye baktığımız zaman gelişmekte olan ülkelerle gelişmiş ülkeler arasındaki fark çok yüksek. Gelişmiş ülkelerde ölüm oranları azdır,. Bizde ise araç sayısı az ama kaza ve ölüm oranları çok fazladır. Almanya ve Hollanda’da araç sayısı bin kişiye 550-600’dür. Bizde bin kişiye düşen araç sayısı 87’dir. Ölüm oranı yaralanma oranı bizde yüzde 13. Almanya’da yüzde 3’tür.
Bu nedenle böyle bir proje, ülkemizde uygulanıyor. Afyon da Ankara ile birlikte pilot il. Afyon’da neler yapıldı?
Afyonkarahisar’da bu proje 2010’dan bu yana devam ediyor. Bu yıl biz de koordinatör olarak görev aldık. Belirli bir ekip hâlinde çalışıyoruz. Amir-memur olarak değil, gönüllü grubu olarak çalışıyoruz. Emniyet kemeri ile ilgili bir alışkanlık kazandırmaya çalıştık sürücülerimize ve yolcularımıza. Belirli bir başarı kazanıldı. Yüzde 7’lerden yüzde 50’lerin üzerine çıktık. Projeye bizimle birlikte başlayan Ankara, bizim uygulamalarımızı örnek almaya başladı.
Dünya Sağlık Örgütünden takdir ve plaket geliyor. DSÖ’de bütün dünyada örnek gösteriliyor. Bütün broşürlerde de Afyonkarahisar yer alıyor. Akademik dergilerde de atıf yapılmaya başlandı. Uzun vadede bir proje. 5 sene içinde bir davranış değişikliği olur ama devamlı hissettirmek gerekir. Afonkarahisar’da önemli bir gelişim kaydettik. Yüzde 90-93’lük bir banttadır Avrupa veya Amerika’da. Onu da yakalamak istiyoruz. Trafik ihlallerinin önüne geçilebilir. Bunun da kontrollerinin belirtilmesi gerekir. Buradan giderken bilirsiniz ki Emirdağ’da polis bekler. ‘Afyonkarahisar Güvenli Bir Trafik Zonu’dur hatanın affı yoktur’ denildiği zaman bununla ilgili çalışma yapmak durumundayız. Bunun denmesini istiyoruz bu doğrultuda şehir girişlerine ‘totem’ denilen büyük levhalarda yazı yazdıracağız.

EDS’ye geçilmeli

Trafik ihlallerinin teknoloji ile önlenmesi mümkün mü?
Emniyet’in ve Beledeye’nin ortak çalışması gerekiyor. EDS sistemi var. MOBESE’nin EDS’ye çevrilmesi yararlı olabilir. Bunun uzun adı Elektronik Denetleme Sistemi’dir. Belirli bölgelere koyarsınız, 24 saat incelersiniz. Şehrin önemli noktalarında yerleştirilebilir. MOBESE’lerde insan gözlemler. 10 tane kavşaktan bir tanesine anında ceza yazılabilir. Şikayet anında da görüntüler tespit edilir. EDS ise doğrudan trafikle ilgili. MOBESE çok kolayca EDS’ye adapte edilir. EDS’nin belirli kavşaklara konulması gerekir. Böylece tüm ihlallere anında ceza kesilebilir.

Hüseyin Akbulut kimdir?

Doç. Dr. Hüseyin Akbulut, 1966 Antalya’da doğdu, üniversite eğitimine kadar Antalya’da okudu. Gazi Üniversitesi’ni bitirdikten sonra, master ve doktora çalışması için İngiltere’de tamamladıktan sonra aynı üniversitede doktora sonrası çalışmalarda bulundu. Bu süre içerisinde Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Yeni Zellanda, İrlanda ve Almanya’da çeşitli karayolu araştırma projelerine katıldıktan sonra 2000 yılında Afyon Kocatepe Üniversitesi’ne döndü. Aynı yıl yardımcı doçent, 2005’te doçent oldu, halen Afyon Kocatepe Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi Yapı Bölümü’nde çalışmalarına devam ediyor. Karayolu ve trafikle ilgili birçok uluslararası makale ve bildiriye sahip olan Akbulut, Dünya Sağlık Örgütü’nün Ankara ve Afyonkarahisar’da yürüttüğü güvenli trafik proje koordinatörü olarak çalışıyor.
MURAT ARISOY

Bakmadan Geçme