25 Şubat 2010 Perşembe 02:00:00
Çocukluğumuzda, mahallemizde kapı bir komşumuz Hacı Dede vardı. Ağzı dualı, tatlı dilli, güler yüzlü bir ihtiyardı. Namazın beş vaktini de camide kılar. Mübarek ve kandil günlerinde; kıtır helva, ya da şeker alır. Çocuklara kendi eliyle dağıtır, büyük küçük herkesin gönlünü alırdı.
Bir gün komşu kızı Mübeccel, Eline bebek diye aldığı küçük yastığa annesinin yazmasını örtmüş, camiden evine gelecek; Hacı Dede’yi bekliyordu. Sabırsız bir bekleyişten sonra, Hacı dede’ye gören Mübeccel “Çocuğunun hasta olduğunu, durmadığını, hiç uyku uyumadığını söyledi. Okuyarak yardım etmesini istedi.. H. Dede hiç hatır kırar mı ?: “ Getir bakim “ diyerek, yastıktan yapılan bebeği kucağına aldı. “ At sağrısı, eşşek sağrısı, geçmesin senin .çocuğunun başının ağrısı” diye yaptığı duayı hiç unutmam.
Şimdi; müstakil evler, sokaklar, mahalleler, birleşti. Büyük apartmanlar, siteler ortaya çıktı. Aynı apartmanda, aynı sitede aynı çatı altında yaşadığı halde, birbirini tanımayan insanlar oluştu. Ne Hacı Dedeler kaldı, ne de çaputla, yastıkla bebek oynayan çocuklar.
Dileyelim gönül alanlardan olalım. Kendi çocuğumuz kadar, başka çocuklara da şefkat ve muhabbette bulunalım. Birbirimizin hatırını alalım. Yeni insanlar kazanalım. Dostu çoklardan olalım.
KANDİLİNİZ MÜBAREK OLSUN
Çocukluğumuzda, mahallemizde kapı bir komşumuz Hacı Dede vardı. Ağzı dualı, tatlı dilli, güler yüzlü bir ihtiyardı. Namazın beş vaktini de camide kılar. Mübarek ve kandil günlerinde; kıtır helva, ya da şeker alır. Çocuklara kendi eliyle dağıtır, büyük küçük herkesin gönlünü alırdı.
Bir gün komşu kızı Mübeccel, Eline bebek diye aldığı küçük yastığa annesinin yazmasını örtmüş, camiden evine gelecek; Hacı Dede’yi bekliyordu. Sabırsız bir bekleyişten sonra, Hacı dede’ye gören Mübeccel “Çocuğunun hasta olduğunu, durmadığını, hiç uyku uyumadığını söyledi. Okuyarak yardım etmesini istedi.. H. Dede hiç hatır kırar mı ?: “ Getir bakim “ diyerek, yastıktan yapılan bebeği kucağına aldı. “ At sağrısı, eşşek sağrısı, geçmesin senin .çocuğunun başının ağrısı” diye yaptığı duayı hiç unutmam.
Şimdi; müstakil evler, sokaklar, mahalleler, birleşti. Büyük apartmanlar, siteler ortaya çıktı. Aynı apartmanda, aynı sitede aynı çatı altında yaşadığı halde, birbirini tanımayan insanlar oluştu. Ne Hacı Dedeler kaldı, ne de çaputla, yastıkla bebek oynayan çocuklar.
Dileyelim gönül alanlardan olalım. Kendi çocuğumuz kadar, başka çocuklara da şefkat ve muhabbette bulunalım. Birbirimizin hatırını alalım. Yeni insanlar kazanalım. Dostu çoklardan olalım.
KANDİLİNİZ MÜBAREK OLSUN