Olgun, vatandaşa hizmet veren mahkemelerin neden kapatıldığı sordu
İYİ Parti Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı, Afyonkarahisar Milletvekili Av. Hakan Şeref Olgun, TBMM Genel Kurulunda yaptığı konuşmasında, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'a Sandıklı Ağır Ceza Mahkemesinin neden kapatıldığını sordu.
Adalet Bakanlığı 2024 yılı bütçe görüşmelerinde İYİ Parti gurubu adına konuşma yapan İYİ Parti Afyonkarahisar Milletvekili Av. Hakan Şeref Olgun, Sandıklı Ağır Ceza Mahkemesinin neden kapatıldığını sorarak, “Ülkemizde en önemli ve derhal çözülmesi gereken sorun yargıya güven sorunudur” dedi.
“SANDIKLI İLÇEMİZİ NEDEN UNUTTUNUZ”
Milletvekili Olgun, 2012 yılında HSYK’ın aldığı bir kararla 146 ilçe adliyesinin kapatıldığını ancak aradan geçen bir ay gibi kısa sürede 44 ilçe adliyesinin yeniden neden açıldığını sordu. Olgun, “Sayın Bakan da hazır buradayken, özellikle vekili olduğum Afyonkarahisar ilçe adliyeleri sorununa da değinmek ve kendisine sormak istiyorum. Afyonkarahisar’ın en büyük ilçesi olan ve merkeze 55 km uzaklıkta bulunan; dosya sayısı ve nüfus bakımından en büyük bölgeye sahip, Hocalar ve Kızılören ilçelerinin de bağlı olduğu Sandıklı ilçesindeki Ağır Ceza Mahkemesini neden kapattınız? Sandıklı Ağır Ceza Mahkemesi ile aynı kararname ile kapatılan Develi Ağır Ceza Mahkemesini 18 yıl sonra yeniden kurdunuz, Sandıklı ilçesini neden unuttunuz? Diğer taraftan Sultandağı ve diğer ilçe adliyelerini hangi gerekçeler ile diğer adliyelere bağladınız? HSYK’nın 15.06.2012 tarihinde aldığı bir kararla 146 ilçe adliyesini kapatma kararı almıştır. Aldığı kararın uygulanmasına geçilmeden siyasi tepkiler yoğunlaşınca da 44 ilçe adliyesinin kapatılmasından vazgeçilmişti. Ne oldu da 44 ilçe adliyesi kapatma kararından bir ay geçmeden vazgeçildi? Aldığınız karar mı yanlıştı? Kapatma gerekçelerinizde ve kriterlerinizde değişiklik mi oldu? Afyonkarahisar ilçelerini, kapatmaktan vazgeçtiğiniz ilçelerden ayıran kriterler ne olmuştur? İktidarınızın “hizmet” söylemleri, adalet hizmetleri olunca, rafa mı kaldırılmıştır? İlçelerde vatandaşa hizmet veren mahkemeleri neden kapatıyorsunuz? Vatandaşa eziyet ve ek külfet getiren adliyelerin kapatılması kararını gözden geçirecek misiniz?” dedi.
“AKIL ALMAZ BİR DÖNEMDEN GEÇİYORUZ”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın mahkeme kararlarını işine geldiği zaman tanıdığını işine gelmediği zaman tanımadığını belirten Milletvekili Olgun, “İktidarın, AYM üyelerini devamlı tehdit ederek, hizaya getirmeye çalışmasının, normalmiş gibi algılandığı, uluslararası sözleşme ve mahkemeleri tanımadığı, akıl almaz bir dönemden geçmekteyiz. Bu öyle bir dönem ki; Sayın Erdoğan, bir taraftan, Anayasa mahkemesi ve AİHM kararlarını tanımadığını beyan ederken; diğer taraftan Netenyahu’nun Uluslararası Ceza Mahkemesinde ceza alması için elinden gelen her şeyi yapacaklarını ifade ederek daha başta kendisiyle çelişmektedir. Dış politikada sürekli “burası muz cumhuriyeti değil” diyerek meydan okuyan Sayın Erdoğan; “Bizim mahkeme kararlarımızı tanımayanı biz de tanımayız” diyerek AİHM kararlarını tanımadığını ifade etmişti. Oysa kendisi de 1999,2001 ve 2002 yıllarında hak ihlali talepleriyle AİHM’e başvurmuştu. Bunu neden açıklıyorum; Anayasa’nın “hukuk devleti” ilkesi gereğince, yürütmenin en üst seviyesinde yer alan cumhurbaşkanı dâhil, bütün kamu görevlileri, hukukun üstünlüğüne riayet etmek zorundadır. Kanunları beğenmeseniz de; eğer uluslararası sözleşmelere tarafsanız, kararı eleştirebilirsiniz ancak; ben seni tanımıyorum diyemezsiniz. Yarın bir gün, eğer vaatler yerine getirilir de Türkiye için de Uluslararası ceza mahkemesinin yolunu açan Roma Statüsü imzalanırsa; “ben Uluslararası Ceza Mahkemesin tanımıyorum” denilirse kimsenin şaşıracağını sanmıyorum” diye konuştu.
“VATANDAŞLARIMIZIN 3’TE 2’Sİ YARGIYA GÜVENMİYOR”
Milletvekili Olgun, Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü’nün “Bir Bakışta Hükümet 2023” raporuna göre, 2010 yılında yüzde 59 olan Türkiye’deki vatandaşların yargıya güveni, 2020 yılında yüzde 37’ye, 2022 yılında ise yüzde 33’e kadar gerilediğini hatırlattı. Olgun, “Yani vatandaşlarımızın 3’te 2’si yargıya güvenmiyor. Yargı sistemimiz ne yazık ki; iktidarın istediği kararları veren hâkimlerin ödüllendirildiği, aksi durumda, hâkimlerin cezalandırıldığı bir sisteme dönüştürülmüştür. Ayrıca, yerel mahkemede hâkimlere, hukuka uygun kararlarını değiştirmesi için baskı yapan, dava takip eden, HSK, YARGITAY ve AYM üyeleri olduğu bilinmekteyse de; bu konuda ayrı bir çalışma yapmakta olup tamamlanınca yüce meclisin bilgisine sunacağım. Aslında tüm sorunların başında, Hukuk Fakültelerindeki eğitimin yetersizliği ve nitelik eksikliği bulunmaktadır. Sorunları tespit ederken buna eğitimden başlamak gerekmektedir. Bu konuda tarafımca bir meclis araştırma önergesi de verilmiştir. Türkiye’de 2023 yılı itibarıyla 84 hukuk fakültesi bulunmaktadır. Bu fakültelerin 38’ i devlet üniversitelerinde, 35’i vakıf üniversitelerinde ve 11’i KKTC’ de bulunmaktadır. 2012’de 78 bin olan avukat sayısı, 2022 sonunda 175 bine dayandı. Avukat sayısı son 5 yılda yüzde 64, son 10 yılda ise yüzde 123 artış göstermiştir. Henüz uygulanmaya başlanmayan Avukatlık sınavı bir çözüm olmaktan ziyade, işsizler ordusu yaratacaktır. Belki avukatlık sınavı kaliteyi yükseltme amacına hizmet edecek, ama sınavda başarılı olamayanların da mesleki perspektifleri tamamen ortadan kalkacaktır. O nedenle de yeni hukuk fakültesi açmak yerine, mevcut hukuk fakültelerinin niteliğini artırmak başlıca amaç olmalıdır” şeklinde konuştu.
“ATAMALARDA FETÖ’NÜN AYAK İZLERİ”
İYİ Parti Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı, Afyonkarahisar Milletvekili Hakan Şeref Olgun, “Üst düzey bakanlık bürokratının beyanı referans verilerek, bakanlık tetkik hâkimlerinin arkalarını, torpillerini görelim, ondan sonra kimleri göndereceğimize karar vereceğiz” şeklinde haberlerin yayınlandığını belirterek, FETÖ üyelerinin yerine geçici görevle getirilen ve yine bu darbe girişiminde, taşın altına elini değil, bedenlerini koyan 184 hâkimin yetkilerinin bir gecede haber verilmeden kaldırılmasının çok manidar olduğunu dile getirdi.
Milletvekili Olgun; “Bu sayede FETÖ’den ihraç edilen hakim savcıların intikamı mı alınmak istenmektedir.? Bu konunun Sayın Adalet Bakanı’ nca izaha muhtaç olduğu şüphesizdir” dedi.
“ATAMALARDA GÜVENLİK BİLGİLERİ ÖNEMSENMİYOR”
Adalet Bakanı’nın son yaptığı personel atamalarında güvenlik bilgilerinin önemsenmediğine vurgu yapan Milletvekili Olgun, şunları kaydetti:
“Sayın Adalet Bakanının son yaptığı personel atamalarında, güvenlik bilgilerinin önemsenmediği, güvenlik kaydı bulunan şahısların atamalarının siyasi referansları sayesinde, ilgili Adalet Bakan Yardımcısının baskılarıyla yaptırıldığı açıkça ifade edilir hale gelmiş bir husustur. Bazı komisyon başkanlarının ise baskılara boyun eğmeyerek, “vatan hainlerinin atanmasına sebep olacağıma, ağır ceza başkanlığını bırakırım” diye rest çektiği, bu rest çekenlerin de kararnamede yine aynı bakan yardımcısı tarafından görev yerlerinin değiştirileceği söylentileri yine yargı camiasının gündemindedir. Adalet bakanlığı bünyesinde, tayin taleplerinde bulunan yargı çalışanlarının taleplerinin, yasal mazeretlerine göre değil, sendikalarına göre yapıldığı artık adliyelerde dahi yüksek sesle konuşulmaktadır. Kısacası; yasal mazereti olup, tayin olamayan bir zabıt kâtibi yerine hiçbir yasal mazereti olmayan, hatta mevzuat gereği atanmaması gereken yeni memurlar, sırf hükümetin sendikasına üye oldukları ve Ak Partiden telefonla bakanlık bürokratlarını arattıkları için tayin edilmektedir. Bu şekilde yüzlerce atanan personelin varlığı da bilinmektedir. Hal böyle iken, iktidar sözcülerinin her birinin “yargı bağımsızlığı “nutukları atması abesle iştigal değil de nedir?”