• Haberler
  • Gündem
  • Olgun'dan Cumhur İttifakı'na Çağrı: Çiftçimizin Yükünü Hafifletelim

Olgun'dan Cumhur İttifakı'na Çağrı: Çiftçimizin Yükünü Hafifletelim

İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Afyonkarahisar Milletvekili Av. Hakan Şeref Olgun, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde düzenlediği basın toplantısında zirai don dolayısıyla mağdur olan çiftçilerin yükünün hafifletilmesini talep etti

İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Afyonkarahisar Milletvekili Av. Hakan Şeref Olgun, Afyonkarahisar ile birlikte Türkiye’nin iç kesimlerinde yer alan şehirlerde meydana gelen zirai don sorununu Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne taşıdı. TBMM’de basın toplantısı düzenleyen Milletvekili Olgun, “Türkiye, son yılların en ağır tarımsal iklim krizlerinden birini yaşıyor. Geçtiğimiz haftalarda olduğu gibi, son olarak iki gün önce yeniden yaşanan şiddetli zirai don, birçok ilimizden tarım alanlarında ciddi kayıplara yol açtı.

Olgun'dan Cumhur İttifakı'na Çağrı: Çiftçimizin Yükünü Hafifletelim

Mal ayı sonu ve Nisan başında, özellikle 10-12 Nisan tarihlerinde etkili olan bu ton olayları, meyve bahçelerinin yanı sıra erken ekilen sebze çeşitlerini, bal alanlarını ve bazı tavra bitkilerini de olumsuz etkiledi. Hafta sonunda bizzat gözlem yaptığım seçim bölgem Afyonkarahisar başta olmak üzere, Aksaray, Adana, Ankara, Amasya, Bursa, Burdu, Çankırı, Eskişehir, Giresun, Isparta, Kütahya, Karaman, Kayseri, Kahramanmaraş, Kırıkkale, Kırşehir, Kastamonu, Konya, Mersin, Manisa, Malatya, Niğde, Nevşehir, Ordu, Sivas, Sakarya, Samsun, Trabzon, Tokat, Tekirdağ, Uşak ve Yozgat'ta çeşitli tarih ürünleri bu felaketten zarar gördü” dedi.

REKOLTEDE REKOR KAYIP

Birçok ürünün zirai dondan etkilendiğini aktaran Milletvekili Olgun, “Kiraz, vişne, elman, erik, şeftali, nektari, kayısı, incir, Trabzon hurması, kiri, fındık, ceviz, badem, üzüm, dut, armut, narenciye, patates, şeker pancarı, arpa, buğday, ayçiçeği, zeytin, kanava, yaz sebze gibi ürünlerden yüzde 60'ya yüzde 95'ler arasında rekorelte kaybı yaşanmıştır. Üretici bir kez daha çaresizlikle baş başa kalmıştı. Buradaki tablo sadece genel bir kriz değil, tarımsal üretimin geleceği için bir uyarı, sinyali de. Türkiye'nin farklı bölgelerinde üretimin kalbinde yer alan bu alanlar hem iç pazar hem de ihracat için kritik önemdedir. Bu kayıplar yalnızca rekolteyi değil, piyasa değerlerini de tertip etmektedir. Böylesine büyük bir üretim kaybının sadece üreticiyi değil, nakliyecisine, işçisine kadar tüm tedarik zincirini olumsuz etkileyeceği açıktır” ifadelerini kullandı.

“BİZİM TEKLİFİMİZ HAZIR”

Olgun, Meclis’teki basın toplantısında yaptığı açıklamaya şöyle devam etti:

“Ama daha da vahimi şu, üreticinin sigorta umudu da boşa çıkmıştır. Özellikle kamu destekli TARSİM sigorta sistemi, üreticiler açısından güvensiz, karmaşık ve maliyetli bir yapıya dönüşmüş durumdadır. Poliçe kapsamında primler yüksektir. Zarar gören ürünlerin çoğu ya poliçe dahil değildir ya da teminatla çok düşük seviyelerde belirlenmiştir. Bu nedenle tahsil üreticiye güvenden olmaktan çok bir formalite hali gelmiştir. Peki soruyoruz. Don gözle görülüyor, çiçek kurumuş, meyve tutmuyor, üretici sahipsiz. Eğer bu tavrı karşısında bile TARSİM ödeme yapmayacaksa çiftçi ne zaman korunacak? Tarım Bakanlığı'na çağrımızdır. Sayın Bakan sahada acil müdahale bekleniyor.

Bu yardımı görmezden gelmeyin. Biz artık tespit komisyonlarının aylar süren formalitelerini değil doğrudan ve hızlı çözüm bekliyoruz. Tarım Bakanlığı'nı da tüm yetkilileri de bu vebalin altında kalmamaya çağırıyoruz. Bizim teklifimiz hazır. Uygulama sizin sorumlunuzdadır. İYİ Parti olarak Genel Başkanımız Sayın Müsavat Dervişoğlu'nun talimatlarıyla hemen çalışmaya başladık. İYİ Parti Tarım Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcımız Sayın Kadir Ulusoy ve Trabzon Milletvekilimiz Sayın Yavuz Aydin ile beraber Tüm Türkiye'deki afet etkilerini araştırarak Zirai don gibi afetlerden ardından Tarımsal afet bölgesi ilanını yasal çerçeveye oturtacak bir kanun teklifi hazırlıyorlar. Bugün Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunduk. Bu teklif ile zarar görev üreticilerine doğudan gelir desteği, borç ertelemesi ve faizsiz kredi sağlanmasını amaçlıyor, karar süreçlerinin bilimsel raporlara dayandığımı hedefliyoruz. Don afetinden etkilenen tüm bölgeler tarımsal afet bölgesi ilan edilmelidir.

Tüm çiftçi borçları en az bir yıl faizsiz ertelemeli, ödeme planı yeniden yapılandırılmalıdır. Çiftçilere iki yıl geri ödemesiz beş lira kadar yayılmış sıfır faizli kredi sağlanmalıdır. Sulama kooperatiflerin afet ilham edilen alanlara ilişki sulama ve elektrik tüketim bedellerinin yüzde ellisi hazine tarafından karşılanmalıdır. Hazar gören bölgelerdeki üreticilere dekar başına on bin TL doğrudan gelir desteği sağlanmalıdır. Sigorta sisteminin işleyişi yeniden ele alınmalı, çiçeklenme dönemi gibi keyfi gerekçelerle üreticinin mağdur edilmesine son verilmelidir. Sulama suyu için kullanılan tarımsal elektrik tarifesi sabit ve öngörülebilir hale getirilmeli, özel teşvik sağlanmalıdır. İl ve ilçelerde yerel kriz komisyonları kurulmalı ve çiftçilerin şikayetleri hızlıca çözüme kavuşturulmalıdır.”

“TÜM EKONOMİYİ SARSAR”

Tarım konusunun siyaset üstü bir yaklaşımla değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çeken Milletvekili Olgun, “Cumhur İttifakı milletvekilleri başta olmak üzere Türkiye Büyük Millet Meclis çatısı altındaki tüm milletvekillerine açık çağrımızdır. Bu çağrımız siyaset üstüdür. Çünkü tarım partiler üstüdür. Üreticimizin hangi partiden oturmak bakılmaz. Gelin bu konuda birlikte hareket edelim. Siyasi özetlerimizi bir kenara bırakıp üreticinin sesine kulak verelim. Kanun teklifimize destek verin ve gelin birlikte mecliste bir araştırma komisyonu kurulması için ortak hareket edelim. Bu bölgeleri tarımsal afet bölgesi ilan ettirelim. Çiftçimizin borç yükünü, çaresizliğini beraberce hafifletelim. Bu mecliste iktidar mı, halk mı sorusunun cevabını verecek an tam da budur. Bugün değilse ne zaman? Şimdi değilse ne zaman? Bugün tedbir almazsam yarın sadece üretici değil hepimiz aç kalacağız. Çünkü tarım bir sektör değil, bir bağımsızlık meselesidir. Bugün üreticiyi göz göre göre yalnız bırakırsanız, yarın pazardaki fiyatı da, sofradaki nimeti de başkaları belirler. Köylü üretmezse şehirde enflasyon durmaz. Tüketici nefes alamaz. Tarım kaderine terk edilirse memleketin kaderi ithalata teslim olur. Bugün müdahale edilmezse bu kayıplar yalnızca çiftçiyi değil, ülke ekonomisinin tüm dengelerini sarsar. Yani bu zarar sadece çiftçiyi değil, pazardaki fiyatı, marketteki etiketi, sofradaki yemeği etkiler” dedi.

HABERİN VİDEOSUNU İZLEMEK İÇİN TIKLAYIN

Kocatepe Gazetesi - Bizi Sosyal Medyada Takip Edin!

Bakmadan Geçme