• Haberler
  • Gündem
  • Okul tamir ettiler, kan bağışladılar, gönül aldılar

Okul tamir ettiler, kan bağışladılar, gönül aldılar

Afyon Kocatepe Üniversitesi Öğrenci Konseyi, son yıllarda adından sıkça söz ettiren bir öğrenci hareketi görünümünde. Afyon Kocatepe Üniversitesi'nin yardımları, Afyonkarahisar Valiliği ve Afyonkarahisar Belediyesi'nin destekleriyle birçok faaliyete imza atan AKÜ Öğrenci Konseyi, bundan sonra da toplumsal projelerle gündeme gelecek. AKÜ Öğrenci Konseyi Başkanı Süleyman Gücek, yapılan çalışmaları Gazeteniz Kocatepe'ye anlattı.GAZETENİZ KOCATEPE: Öğrenci Konseyi Başkanı Süleyman [&hellip]

Afyon Kocatepe Üniversitesi Öğrenci Konseyi, son yıllarda adından sıkça söz ettiren bir öğrenci hareketi görünümünde. Afyon Kocatepe Üniversitesi’nin yardımları, Afyonkarahisar Valiliği ve Afyonkarahisar Belediyesi’nin destekleriyle birçok faaliyete imza atan AKÜ Öğrenci Konseyi, bundan sonra da toplumsal projelerle gündeme gelecek. AKÜ Öğrenci Konseyi Başkanı Süleyman Gücek, yapılan çalışmaları Gazeteniz Kocatepe’ye anlattı.
GAZETENİZ KOCATEPE: Öğrenci Konseyi Başkanı Süleyman Gücek kimdir?
SÜLEYMAN GÜCEK: 2005 Eylül ayında Kocatepe Üniversitesi’nde lisans eğitimime başladım, 2009 yılında mezun oldum. Mezun olduktan sonra aynı yıl AKÜ’de yüksek lisansa başladım ve 2011 Haziran ayında bitirdim. 2013 Şubat ayında okuduğum üniversiteye akademik personel olarak atandım. 2014 yılı şubat ayında başlamış olduğum doktora eğitimime devam ediyorum. Doğduğum yer Adana olmasına rağmen doyduğum yer çok şükür ki 11 yıldır Afyonkarahisar’dır. Zaferin başkentinde yaşadığım için mutluyum, gururluyum.
Göreve geldiğimiz günden bu yana yaklaşık 45 bin öğrencinin vebalini her an üstümüzde hissederek çalıştık. Amacımız Afyonkarahisar’ı ve Üniversitemizi Türkiye’de en iyi şekilde temsil ederek Allah rızası almaktı. Çünkü öğrenci konseyi başkanlığı hiçbir maddi geliri olmayan, tamamen gönüllülük esaslı resmi bir başkanlıktır. Bu sebeple ülkemizin geçtiği bu kritik dönemlerde taşın altına elimizi koyup sorumluluk almaktan kaçmadık. Üniversitemiz içerisinde ve dışında yapılan faaliyetlerle birlikte basın yayın istatistiklerine baktığımızda Türkiye’nin en aktif öğrenci konseyi olduğumuzu söyleyebilirim. Bundaki en önemli sebep sen ben değil biz kavramı ile hareket edip dil, din, ırk, mezhep ayrımı yapmadan herkesle kucaklaşma isteğimizdir. Öğrenci konseyi, tüm topluluk ve kulüplerin birlik, beraberlik ve kardeşlik içerisinde hareket ettiği tek üniversiteyiz. Bu birliktelik sonucunda Türkiye’de ilk olan ve 14 gün içerisinde 2016 yılında 2016 ünite kan bağışı alınmıştır. Birçok proje ve toplantıda istişareler yaparak üniversitemiz ve afyonumuz için çalışmaktayız. Bu birlikteliğe destek veren başta rektörümüze, üniversite yönetimimize, akademik ve idari personelimize, Afyonkarahisar valiliği ve belediyesine, emniyet müdürlüğüne, hayırsever işadamlarımıza, gönüllü kardeşlerimize ve emeği geçip katkıda bulunan herkese öğrenci konseyi başkanı olarak teşekkür ediyorum.


Öğrenci konseyi başkanlığını ne zamandır yürütüyorsunuz?
Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Öğrenci Konseyi Başkanlığı için tek aday olarak girdiğim seçimde oy birliği ile yaklaşık 45 bin öğrencinin sorumluluğunu alarak 1 Aralık 2014 tarihinde göreve başladım.
Siz geldikten sonra üniversite gençliğinde ne değişti?
Aslında bunu değişim olarak yorumlamak yanlış olur. Nihayetinde tüm öğrenci kardeşlerimizin oyu ile seçilerek bu göreve geldim. Geçmiş dönemlerde konsey başkanlığı yapmış kişilerle kıyaslama yapmak yanlış olacaktır. Değişim değil de yöntemimiz farklı diyebilirim. Çünkü hayatımın her alanında ben değil biz kavramı ile hareket etmeye çalışıyorum ve herkese önce insan felsefesi ile yaklaşıyor yaratılandan ötürü Allah için seviyorum. Göreve geldikten sonra yönetim kurulumuz ile birlikte ilk amacımız maalesef son yıllarda azalmaya başlayan paylaşmayı arttırma yönünde, kardeşliğimizi pekiştirecek etkinlik ve organizasyonlar düzenlemek oldu ve başarılı olduğumuz kanısındayım. Fark yaratmamızın temel sebebi; üniversite yönetimi, yerel yönetimler ve sivil toplum kuruluşlarıyla koordineli olarak hareket etmemizden kaynaklanmaktadır. Üniversitemiz ve Afyonkarahisar için o, bu, şu demeden herkesle görüştüm ve hepsinin desteğini aldık. Olması gerekenin de bu olduğunu düşünüyorum çünkü yanlış yöntemlerden dolayı yıpratılmış olan öğrenci konseyine kurumsal kimliğini tekrar kazandırmış olmakla birlikte öğrencileri temsil noktasında çıtayı benim dönemimde yükselttiğimizi düşünüyorum. Sayın rektörümüz ve üniversite yönetimimiz göreve geldiğimiz ilk günden itibaren bizlere destek oldular. Diğer yandan üniversite yönetimi ile öğrenciler arasında bir köprü oluşturduk. Bu etkileşimlerin faydalı olduğunu düşünüyorum. Yönetimin anlatmak istediklerini öğrencilere aktardık, öğrencilerin taleplerini yönetime ilettik. Hatta şunu da söyleyebilirim. Öğrenci arkadaşlarımızın üniversite dışındaki yerel taleplerini de valilik, belediye ve emniyet müdürlüğüne iletiyor ve takipçisi oluyoruz. Örneğin; bugüne kadar rektörümüze toplamda 80’e yakın talep iletildi ve bunların yüzde 70’i gerçekleşmiş durumda.Diğerlerinin de gerçekleşmesi için de süreç gerekiyor ve çalışmalar yönetimimiz tarafından devam etmektedir. Erenlerin asfaltlanması hususunun belediye başkanımıza iletilmesi nitekim şu an tamamlandı. Özgecan cinayeti sonrasında emniyet müdürümüze tedirginliğimizi ileterek önlem alınmasını istedik. Bunun neticesinde de şu an toplu taşıma araçlarında kameralı sisteme geçilmiştir. Üniversitenin içindeki ATM’lerin arttırılması, ANS kavşağına üst geçitin yaptırılması, kantin ve fotokopi fiyatlarının azaltılması, her fakülteye oyun alanlarının kazandırılması, bir dönem toplu taşıma ücretlerinin düşürülmesi, ikinci öğretimler için ışıklandırmaların arttırılması, senato toplantılarında öğrencilerin temsil edilmesi, öğrencinin yararına olacak maddi ve manevi birçok konuda katkımız olduğunu söyleyebilirim. Kısacası öğrenci konseyi başkanlığını olması gereken her yerde temsil ettiğimizi düşünüyorum. Bu konuda en büyük destekçilerimizden birisi de siz değerli basın mensupları oldu. Hep yanımızda oldunuz sizlere şahsım ve üniversitem adına çok teşekkür ediyorum.


Hangi projelere imza attınız?
Yaklaşık 21 aylık süre içerisinde ulusal ve yerel basın ve televizyonda büyük ses getiren 15’e yakın proje gerçekleştirdik.Düzenlenen konsere girişi 2 kitap yaptık ve 3 bine yakın kitap toplayarak 2 köy okuluna kütüphane kurduk, Ağaçlandırma projesi, Öğrenci konseyi öncülüğünde tüm kulüp ve topluluklarla yapılan Türkiye’de ilk olan 2016 yılında 2016 ünite Kan Bağışı Projesi, Bir Bot Bir Mont Projesi, 23 Nisan etkinlikleri kapsamında okul tadilatı ve hediyelerin dağıtılması, ‘15 dakika engelli olur musunuz’ projemiz, organ bağışı, her hafta Salı ve Perşembe çorba ikramı, kullanılmayan elbise ve kitapların toplanıp ihtiyaç sahiplerine ulaştırılması, ramazan yardımları, yeni kayıt yapan öğrencilerin otogarda karşılanması vs. kısacası her yerde olmaya çalıştık.
Sizi en çok duygulandıran faaliyetiniz neydi?
Hepsi desem herhalde yanlış kelime kullanmış olmam. Çünkü hepsinin ayrı bir anlamı ve duygu yoğunluğu vardı, Allah’ın rızası vardı, birilerini mutlu etme isteği vardı, toplum bilincini arttırmayı amaçlama vardı. Kısacası toplum değerlerine sahip çıkma ve insanları mutlu etme amacımız vardı. Birkaç anekdot anlatabilirim:
Geçen seneki Gazlıgöl İlkokulu’ndaki 23 Nisan etkinliğinde hediyesini alan Basri Can Uysal kardeşimin kendi konuşma şivesiyle, ‘Büyüüşün bende abi ve ablalarım gibi yardımsever olup hediye vererek çocukları sevindirmek istiyorum’ demesiydi. Bu etkinliğimizi gören Van’ın çaldıran ilçesinde bulunan Çaldıran İlkokulu’ndan Semra Hocam ulaştı. Durumu anlattı burada yaklaştı 70 öğrenci var bunları da sevindirebilir miyiz dediğimde hiç düşünmeden tabi dedim. İçinde Türk bayrağı, kızlar için 2 oyuncak bebek, erkekler için oyuncak araba ve solo zeka test oyunu olan paketlerden kendilerine de gönderdik. İlk defa solo testi öğrenen çocukların saatlerce oynayıp keyif alması bizleri mutlu etmiştir. Hazırlayıp gönderdikleri video bizleri fazlasıyla mutlu etmiştir. Bu mutlulukların tarifi ve sınırı gerçekten yok.Engelli kardeşlerimize yönelik piknikte hâlâ görüştüğüm engelli Ahmet kardeşimin ‘Abi Allah razı olsun hiç bu kadar eğlenmemiştim, yalnız olmadığımı birkez daha anladım Allah sizlerden razı olsun’ demesiydi. Ve her sene yaptığımız tekerlekli sandalye yardımları ile onların yüzündeki tebessüm olmak paha biçilmezdi.2016 yılında 2016 ünite kan bağışı projemizde hedefe ulaşmak için Öğrenci Konseyi, topluluklar ve kulüplerin kardeşliği, ilk defa kan vermenin mutluluğu, 14 gün boyunca ilçeler dahil tüm AKÜ’de gündem sadece kan bağışı projesiydi ve yapılan gala ve ödül töreninde sahneye çıkan yaklaşık 80 kişilik ekibimizi 1200’e yakın insanın ayakta alkışlaması bizleri inanılmaz duygulandırmıştı çünkü gururluyduk.Çavuşbaş’ta bulunan Namık Kemal İlkokulu’na yapılan 1 Bot 1 Mont projesi sadece çocukların değil ailelerin de duasını almak nasip oldu. Ve o kış günü ayağında çorabı dahi olmayan, ayakkabısı yırtık çocuğun ‘Abi sizleri Allah gönderdi” demesi yerin dibine girmem için yeterli bir sebepti, bir şey söyleyemedim. İhsaniye ilçesi, Kıyır Köyü’nde Kıyır İlkokulu tadilatı için 7 Nisan’da okula bakmaya gittik. Bırakın içinde eğitim görmeyi pislikten ve döküntüden 5 dakika duramazdınız. 23 Nisan kutlaması Cumartesi gününe geldiği için müdür beyden kutlamaları 25 Nisan pazartesi yapmasını istedik çünkü amacımız 25 üniversite öğrenci kardeşimizle cumartesi ve Pazar sıva, boya ve temizlik yapıp bitirerek pazartesi yapılacak olan törende hem okulu teslim etmek istedik hem de 19 öğrenciye hediye vermek istedik ve çok şükür başardık. Baştan aşağı yenilenen okullarını görünce sevinçten çığlık atmaları bizim tüm yorgunluğumuzu aldı gitti.Çok şükür ki saymakla bitmeyecek güzel anılar biriktirdik, dualar aldık, mutlu olduk, mutlu ettik, vesile olduk, olmaya da devam edeceğiz inşallah.
Üniversitenin açılmasıyla birlikte gençlik arasındaki kardeşliğin pekişmesine ihtiyaç olacak. Bu doğrultuda neler yapacaksınız?
Bununla ilgili projemiz hazır. Afyon kalesinin her bir basamağında 1 kişi olacak şekilde Üniversitede bulunan yaklaşık 600’e yakın gönüllü öğrenci arkadaşlarımız ve afyon halkı ile elden ele bayrak projemizi gerçekleştirmek istiyoruz. Amacımız hem birlik ve beraberliği perçinlemek, ortak değerimiz Türk bayrağımızı elden ele taşımak, şehir ile üniversitenin entegrasyonunu arttırmak, kalenin tepesinde istiklal marşımızı okuyarak biriz, beraberiz mesajı vermek istiyoruz. Tüm bu aşamalar insansız hava aracı ile çekilerek sizlerin de desteği ile hem mesaj hem de Afyonumuzu tanıtmak istiyoruz. Allah nasip ederse bu projeme çok güveniyorum ve gerçekleştirmek için canla başla çalışacağız.Bunun yanı sıra bizi birbirimize kenetleyecek, ayrışmayı önleyecek sosyal sorumluluk projelerimize hep birlikte devam edeceğiz.


Yurt içi veya yurt dışında “kardeş” öğrenci konseyleriniz var mı? Varsa birlikte neler yapılıyor?
Hemen hemen tüm konsey başkanı kardeşimle iletişim halindeyiz. Gerek öğrenci yönetmelikleri gerekse de projeler konusunda karşılıklı fikir alış verişi yapıyoruz. Şartlardan dolayı birlikte proje yapma imkanımız olmadı. Lakin Türkiye’de ilk olan 2016 yılında 2016 ünite kan bağışı projemizin benzerini başka üniversitelerde görebiliriz, birçok projemiz ile onlara ışık tuttuğumuzu düşünüyorum. Kardeş olarak belirlediğimiz bir konsey yok çünkü tüm konseyler bizim kardeşimizdir.
Kültürel etkinlikler yapılıyor mu? Yapılacak mı?
Kültür bir milletin yaşayan tarafıdır. Bu kapsamda 25’e yakın kültürel etkinlik ve faaliyet gerçekleştirdik. Bundan sonra da artarak devam edecektir. Bizlerin dışında öğrenci topluluk ve kulüplerimizin kendi tüzükleri çerçevesinde yapmış olduğu etkinlikler üniversitemizin kültürel faaliyetlerine güç katmaktadır.
Öğrenci Konseyi Başkanı’nın bir günü nasıl geçiyor?
Akademik görevimin olması, Doktoramın devam etmesi ve konsey başkanlığı görevimden dolayı başımı kaşıyacak vaktim yok desem yanlış olmaz. Kendi kariyerimi tehlikeye atmayacak şekilde genellikle öğrenci arkadaşlarım ile iç içeyim. Akademik ve doktora ile ilgili çalışmalarımı kendi ofisimde değil merkezi kütüphanede öğrenciler arasında gerçekleştiriyorum, çayı çok sevdiğim için molalarımı öğrenci kantinlerde veriyorum, toplu taşıma araçlarına sıkça binerek öğrencilerle sohbet ediyorum, akademik yemekhane yerine öğrenci yemekhanelerinde yemek yiyerek, onlarla her fırsatta beraber olup dinlemeye çalışıyorum. Yakın tarihe ve Osmanlı tarihine çok ilgiliyimdir bu kapsamda ciddi bir şekilde gündemi takip edip geçmişle bağlantı kurarak sohbet etmeyi çok severim. Makaleleri ve köşe yazarlarını mutlaka takip ederim. Her türden kitap okurum. Her fikrin hayata bakışını görmek istediğim için günü yaklaşık 2 saatlik roman okuyarak tamamlıyorum. >> Murat ARISOY’un Özel Röportajı

Bakmadan Geçme