Öğretmen mutlaka araştırmalı, tarihini ve kültürünü bilmeli
İl Genel Meclisi Merkez AK Parti Üyesi Cevdet Keçeci, aynı zamanda emekli bir öğretmen. Milli Eğitim Bakanlığı'na 30 yıla yakın bir süre hizmet veren Cevdet Keçeci, askerlerin okuma yazma öğrenmesi ile ilgili çalışmalarda da görev aldı. Keçeci'nin birçok öğrencisi, şu anda 'iyi' olarak nitelenebilecek konumda. Keçeci, öğretmenlik hayatının bir çırpıda hatırlanan anlarını ve siyasi yaklaşımını [&hellip]
İl Genel Meclisi Merkez AK Parti Üyesi Cevdet Keçeci, aynı zamanda emekli bir öğretmen. Milli Eğitim Bakanlığı’na 30 yıla yakın bir süre hizmet veren Cevdet Keçeci, askerlerin okuma yazma öğrenmesi ile ilgili çalışmalarda da görev aldı. Keçeci’nin birçok öğrencisi, şu anda “iyi” olarak nitelenebilecek konumda. Keçeci, öğretmenlik hayatının bir çırpıda hatırlanan anlarını ve siyasi yaklaşımını Gazeteniz Kocatepe’ye değerlendirdi.
Eğitim camiasında ne kadar yer aldınız?
Eğitim camiasına 27 sene 4 ay hizmetim var, bunun 13 senesi idarecilikle geçti. Daha sonra Halk Eğitim Merkezi ile de içiçe çalıştım ben. Garnizon Komutanlığımız’ın askerlerimize yönelik okuma-yazma kurslarıyla ilgili hizmet verdim.
DİYARBAKIRLI ÖĞRENCİNİN SEVİNCİ
Askerlere okuma yazma mı öğrettiniz?
Evet askerlere okuma ve yazma öğrettik. Askerlerimizi kazandık. Diyarbakırlı bir askerim, o dönemde ikinci kademeyi bitirdikten sonra ehliyet sınavına girebilme imkanı elde etti. Bana telefon etti, ‘Hocam Allah razı olsun; ehliyetimi aldım. Diyarbakır’a gelirsen seni gezdireyim’ demişti. Öğretmenlik sadece bu örnekle sınırlı kalmıyor tabii ki. Çok kutsal bir meslek.
ZOR BİR DÖNEMDE ÖĞRETMENLİK YAPTIK
Nerelerde görev yaptınız?
Ben 1979 senesinde Malatya’nın Pütürge ilçesinde görev yaptım. 3500 metre yükseklikteki Beydağları’ndan yürüyerek gittim. 12 saat hiç durmadan, dinlenmeden, üzerimde yüklerle beraber, karda kışta o mezraya ulaşma adına mücadelemi verdim. Şu an öğretmenlik görevi yapan arkadaşlarımızın imkanları çok geniş. Biz hem siyasi anlamda çok zor dönemde görev yaptık, hem de ekonomik anlamda çok zor dönemde görev yaptık. Öğretmenlik, bu yönleri ile çok değer verilmesi gereken bir meslek. Siyasilerimizin, hükümetimizin, muhalefetimizin öğretmenlere ve öğretmenlik mesleğine sahip çıkmaları gerekir. Öğretmenlerin sosyal hakları ile, özlük hakları ile A’dan Z’ye sahip çıkılması gerekir. Sadece 1 günde Öğretmenler Günü kutlaması yeterli değil.
Siz nereden mezun oldunuz?
Ben Afyonkarahisar Eğitim Enstitüsü mezunuyum. İki yıllık okulu biz 2 buçuk senede bitirdik, siyasi nedenlerle. Sınıf öğretmeniydim. Şu ana kadar 1000’leri geçen sayılarla ifade edilebilecek sayıda öğrencim oldu. Hele okuma-yazma kursundaki öğrencilerimin sayısı da çok.
PARTİ’DE DE ÖĞRENCİLERİM VAR
Bir yere gelenler, sizi sonra arayıp elinizi öpmek isteyenler oldu mu?
Öğrencilerimin pek çoğu avukattır, hâkimdir, dok-tordur. Mesela Mavi Hastane’de Algoloji Bölümü’nde Yaşar Aslan vardır, benim öğrencimdir. Afyonkarahisar’a hizmet etmek için geldi. Damar Reklam’dan İbrahim Damar var, benim öğrencim. AK Parti’de 40’a yakın öğrencim var; önce onlar girmişler siyasete; sonra biz girdik. Bu ülke bizim, bu ülke için çalışmamız gerekir.
MESLEĞİ VE ÖĞRENCİYİ SEVİN
Şimdiki öğretmenler, biraz da işin memuriyet kısmıyla ilgileniyor sanırım…
Bana göre öğretmenlerin araştırmacı olması lazım. Öğretmen anadır, öğretmen babadır. Öğretmen yeri gelince ağabey olur, kardeş olur. Öğretmen bir nevi tiyatrocudur. Her rolde oynaması lazım. Öğretmen bunu yapabiliyorsa gerçekten başarır. Her şeyden önce öğretmen, mesleğini ve öğrencisini sevmek zorunda. Mesleğini ve öğrencisini sevmeyen, öğretmenlik yapamaz. Sınıfına girerken sorunları dışarıda bırakarak girmek gerek. Aksi takdirde randımanlı bir ders anlatamazsınız. Öğretmenlik, aynı zamanda karakter ve yapı meselesi. Disiplin meselesi. Ben öğretmenlik hayatımdaki disiplini, siyasi hayatımda da uyguluyorum. Mesela verilen önergeler hakkında gereken araştırmaları yapıyorum. Meclis’teki arkadaşlarımızın bilgileri olsun istiyorum. Disiplinli çalışmayan bir kişi başarıya ulaşamaz. Bir de özveri şart. Her karış toprağımıza sahip çıkmak zorundayız. Hele öğretmenlik, çok daha özveri gerektiren bir meslektir.
TARİHİNİ BİLMEYEN ÖĞRETMENLİK YAPAMAZ
Yeni nesil öğretmenlere ne demek istersiniz?
Avrupa ülkelerinde öğretmenlik, tembel memur mesleği olarak değerlendiriliyor. Bizdeki öğretmenlik öyle değil. Kutsal ve önemli. Arkadaşlarımız sabretsin ve araştırsın. Öğrenci, şekillenmemiş bir hamur. O hamuru bu ülkenin değerlerine göre şekillendirmeliyiz. Bu çocuklar dinini, imanını öğrensinler, Atatürk’ü öğrensinler, kültürümüzü öğrensinler. Bu çocuklar ülkemizin A’den Z’ye her alandaki bilgi ve becerilerini öğrensinler. Yeni nesil öğretmenlerimize bunları öneriyorum. Tarihini bilmeyen öğretmen, kültürünü bilmeyen öğretmen öğretmenlik yapamaz. Önce öğretmen bilecek.
Siz ne zamandan beri siyasettesiniz?
2006 Temmuzu’nda emekli oldum. Bu tarihten sonra siyasetle ilgili çalışmalara başlamış olduk.
70 OKULU GEZDİM, SORUNLARI RAPOR ETTİM
Öğretmenlikten geldiğiniz için, İl Genel Meclisi Üyeliği görevini sürdürürken aynı zamanda köylere gittiniz. Okulları ziyaret ettiniz. Sorunları rapor hâline getirdiniz ve bu sorunların çözülmesine çalıştınız.
2015 yılı Aralık ayı idi. Merkez ilçede 70 okulu birebir ziyaret ettim. Okul müdürlerinden problemleri dinledim, not aldım. Personel ve fiziki anlamda nelere ihtiyaç olduğunu tespit ettim. Rapor hâline getirdim, İl Genel Meclisi’ne takdim ettim. Gerekli ihalelere çıkıldı ve tüm raporların akıbetini takip ettim. Benim öğretmenlere destek olma mecburiyetim var. Allah ömür verdiği sürece böyle çalışacağım. >> Murat ARISOY’un Özel Röportajı