'Obezite de Hızlı Kilo Vermekten Kaçınılmalı'

Afyonkarahisar İl Sağlık Müdürü Uzman Dr. Serhat Korkmaz, bireysel sağlığı bozan ve ömrü kısaltan yaygın hastalıkların başında gelen obizete ile mücadele edilmesi gerektiğini belirtti.

Korkmaz, “Obeziteli bireylerde vücut ağırlığını kaybetme başarısının artırılması, hızlı ve hatalı kilo verme yöntemlerinden uzak durulması için zorunludur.” dedi.

Afyonkarahisar İl Sağlık Müdürü Uzman Dr. Serhat Korkmaz, dolayısıyla açıklama yaptı.

“TEMEL NEDEN TÜKETİLEN KALORİ İLE HARCANAN KALORİ ARASINDAKİ DENGESİZLİK”

Bu yıl ki 4 Mart Dünya Obezite Günü’nün “Sistemleri Değiştir Sağlıklı Yaşa” sloganıyla idrak edildiğini belirten Müdür Korkmaz, “Obezite, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından ‘vücutta sağlığı bozacak ölçüde anormal veya aşırı yağ birikmesi’ olarak tanımlanmaktadır. Vücut ağırlığının kilogram ve boy uzunluğunun metrekaresine bölünmesi ile hesaplanan ‘Beden Kütle İndeksi’nin 25’in üzerinde olması fazla kiloluluk, 30’un üzerinde olması ise obezite olarak tanımlanır. Bel çevresi ölçümünün, kadınlarda 80 santimetre erkeklerde 94 santimetreden fazla olması riskli; kadınlarda 88 santimetre, erkeklerde 102 santimetreden fazla olması ise obezite olarak değerlendirilmektedir.

Obezite başlı başına bir hastalık olmanın yanı sıra; fazla kilolu veya obez olmak hipertansiyon, tip 2 diyabet, hiperlipidemi, kalp-damar hastalıkları, inme, bazı kanser türleri, kas-eklem hastalıkları ve solunum sistemi hastalıkları gibi pek çok hastalık/sağlık sorunu için riski artırır. Fazla kiloluluk ve obezitenin nedenlerinin birçoğu önlenebilir ve geri dönülebilir durumlardır. Obezitenin temel nedeni tüketilen kalori ile harcanan kalori arasındaki dengesizliktir. Giderek değişen beslenme alışkanlıkları ile yağ ve serbest şeker düzeyi yüksek, yüksek enerji içeren gıdaların tüketimi artış göstermektedir. Ayrıca, zaman içinde birçok iş kolunun doğasının değişmesi, kentleşme ve ulaşım imkânlarının gelişmesinin de etkisi ile fiziksel aktivite düzeyi azalmıştır.” dedi.

“EN ÖNEMLİ İKİ UNSUR SAĞLIKLI BESLENME FİZİKSEL AKTİVE ARTIŞI”

Obezitenin tüm dünya ile birlikte Türkiye’de de hızla arttığını ifade eden Müdür Korkmaz, “DSÖ’nün 2021 yılında yayımlanan raporuna göre 2016 yılında dünyada erişkinlerin yüzde 39’unun fazla kilolu veya obez, yüzde 13’ünün ise obez olduğu; 2030 yılına kadar 1 milyar insanın obezite yaşayacağının tahmin edildiği bildirilmiştir. DSÖ’nün 2024 tarihli raporuna göre ise 2022 yılında erişkin nüfusun yüzde 43’ünün fazla kilolu veya obez, yüzde 16’sının ise obez olduğu belirtilmiştir.

Dünya Obezite Federasyonu’nun 2023 yılı raporunda, mevcut eğilimler devam edecek olursa, 2035 yılında dünya genelinde obezite ile yaşayacak insan sayısının 1,9 milyar olacağının tahmin edildiği bildirilmiş ve bunun her 4 kişiden 1’i olacağı vurgulanmıştır. Dünya genelinde çocukluk çağı obezitesinin artış hızının daha yüksek olması dikkat çekicidir. Ayrıca obezitenin fiziksel, ruhsal ve sosyal sağlığa olumsuz etkilerinin akademik performansı da içereceği unutulmamalıdır. Dünya Obezite Federasyonu, bu yıl 4 Mart Dünya Obezite Günü için ‘Sistemleri Değiştir, Sağlıklı Yaşa’ temasını belirlemiştir.

Tek başına yapılacak müdahale girişimlerinin, salgın boyutuna ulaşan obezite ile mücadelede yetersiz kalacağına dikkat çekilen bu tema ile sağlık ve gıda sistemlerindeki değişiklikler ve çevresel düzenlemeleri içeren kapsamlı bir yaklaşıma vurgu yapılmaktadır. Obeziteden korunma ve obezite ile mücadelede en önemli iki unsur sağlıklı beslenmek ve fiziksel aktivitenin artırılmasıdır. Sağlıklı yaşam için yetişkinlikte haftanın en az 5 günü ve günde en az 30 dakika orta şiddetli veya haftada en az 75 dakika yüksek şiddetli; çocukluk çağında ise günde en az 60 dakika orta veya yüksek şiddetli fiziksel aktivite yapılmalıdır.” ifadelerine yer verdi.

“OBEZİTE YAŞAM SÜRESİNİ KISALTIYOR”

Müdür Korkmaz, sözlerini şöyle tamamladı: “Besin gruplarında yer alan besinlerden sağlıklı seçim yapılabilmesi için bireyin sağlık ve hastalık durumuna, yaş ve cinsiyetine, fiziksel aktivite ve fizyolojik durumuna gebe ve emziklilik v.b. göre; besinlerin yapısal özellikleri, posa, yağ, tuz ve eklenmiş şeker içerikleri dikkate alınarak seçimler yapılmalıdır. Obezite, tedavi edilmediği takdirde yan etkileri ile yaşam süresini kısaltan, yaşam kalitesini bozan, doku ve organları olumsuz etkileyen bir hastalıktır.

Obezitenin tedavisinde uygulanabilecek yöntemler; tıbbi beslenme (diyet) tedavisi, egzersiz tedavisi, davranış değişikliği tedavisi, ilaç tedavisi ve cerrahi tedavidir. Diyet tedavisi, artmış fiziksel aktivite ve davranış terapisi ‘ağırlık kaybı’ tedavisinin üç temel bileşenidir. Obeziteli bireylerde vücut ağırlığını kaybetme başarısının artırılması, hızlı ve hatalı kilo verme yöntemlerinden uzak durulması için birden çok uzmanlık alanının ortak yaklaşımı önemlidir. Obezite tedavisinin başarılı bir şekilde yürütülmesi için; ‘sağlıklı beslenme, egzersiz ve davranış değişikliği’ içeren üçlü tedavi programının; hekim, diyetisyen, fizyoterapist, psikolog ve psikiyatrist gibi meslek gruplarından oluşan bir ekip tarafından uygulanması gerekir.

Obeziteli bireyin diyetisyenler tarafından beslenme durumunun değerlendirilip bireyin yaşına, cinsiyetine, fiziksel aktivite düzeyine, fizyolojik durumuna ve beslenme alışkanlıklarına uygun, yeterli ve dengeli beslenmesini sağlayacak bir beslenme planı yapılması, diyet tedavisini oluşturmaktadır.

Fazla kilolu ve obeziteli bireyler, beslenme ile ilgili konularda doğru bilgi edinmek ve diyet tedavisi almak için, aile hekimi aracılığı ile İlçe Sağlık Müdürlükleri, Toplum Sağlığı Merkezleri ve Sağlıklı Hayat Merkezlerinde verilen beslenme, obezite danışmanlığı hizmetinden yararlanabilir. Verdiğimiz önerileri dikkate alarak sağlıklı bir hayat sürmeniz dileğiyle, her türlü danışma, destek için öncelikle aile hekiminize ve sağlıklı hayat merkezlerimize bekliyoruz.”

Kocatepe Gazetesi - Bizi Sosyal Medyada Takip Edin!

Bakmadan Geçme