Nuh'ta içkili restoran ruhsatı iptal edildi

HABER VE FOTOĞRAFLAR BURCU AYDIN   İl Genel Meclisi (İGM) Temmuz ayı toplantılarının üçüncü birleşimi dün Meclis 1. Başkan Vekili Selçuk Çirkin'in başkanlığında gerçekleştirildi.GÜNDEM DIŞI KONULARKOMİSYONLARDAToplantıda ilk olarak gündem dışında olan dört konu okutulup değerlendirilmek üzere oybirliği ile ilgili komisyonlara gönderildi. Sandıklı ilçesinin Karadirek köyünde yer alan 4 bin 371 parsel numaralı taşınmaz üzerinde yol [&hellip]

HABER VE FOTOĞRAFLAR BURCU AYDIN

İl Genel Meclisi (İGM) Temmuz ayı toplantılarının üçüncü birleşimi dün Meclis 1. Başkan Vekili Selçuk Çirkin’in başkanlığında gerçekleştirildi.
GÜNDEM DIŞI KONULAR
KOMİSYONLARDA
Toplantıda ilk olarak gündem dışında olan dört konu okutulup değerlendirilmek üzere oybirliği ile ilgili komisyonlara gönderildi. Sandıklı ilçesinin Karadirek köyünde yer alan 4 bin 371 parsel numaralı taşınmaz üzerinde yol düzenlemesi amaçlı yaklaşık bin metreküp alan için hazırlanan bir paftadan ibaret 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliği ve eklerinin onanması talebi İmar Bayındırlık komisyonunda görüşülecek. İhsaniye ilçesine bağlı Ayazini köyünde yer alan tapusunda Üvücek mevkii, 189 ada, 65 parsel numaralı 7. 342,34 metrekarelik taşınmaz üzerinde yol ve yeşil alan düzenlemesi amaçlı olarak hazırlanan bir paftadan ibaret 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliği ve eklerinin durumu İmar Bayındırlık komisyonunda görüşülecek. Emirdağ ilçesine bağlı Salihler köyünde tapusunda, Taşüstü mevkii 452, 631, 632, 633 ve 634 parsel numaraları ile kayıtlı, toplam 127.900,00 metrekarelik taşınmaz üzerinde Güneş Enerjisi Santrali amaçlı hazırlanan 2 paftadan ibaret 1/5000 ölçekli nazım imar ve 3 paftadan ibaret 1/1000 ölçekli uygulama imar planı ve eklerinin durumu da İmar Bayındırlık komisyonunda görüşülecek. Emirdağ ilçesine bağlı Davulga beldesinin Belediye Başkanlığınca talep edilen; belde içinde bulunan 5 kilometrelik yolun alt-üst temel malzemesi ile mıcırın kendilerince karşılanmak suretiyle dökümü talebi ilgili komisyonlarda değerlendirilecek.
İÇKİLİ RESTORAN RUHSATI İPTAL
Gündemin 16. maddesinde bulunan Sinanpaşa ilçesine bağlı Nuh köyü sınırlarında verilen içkili restoran ruhsatının 10 Ağustos 2005 tarihinde Resmi Gazete de yayımlanarak yürürlüğe giren İşyeri Açma ve Çalıştırma Ruhsatlarına ilişkin yönetmeliğin 30. maddesinin b bendinden yer alan, içkili yerin karayolu sınır çizgisine 200 metre mesafede olma şartını taşımadığından dolayı iptalini uygun gören İmar Bayındırlık komisyonu raporu oybirliği ile kabul edildi.
RUHSAT DEVİR
TALEBİ REDDEDİLDİ
Sandıklı ilçesi Çakır mahallesi, Reşadiye köyü ve Koçhisar köyü sınırları içerisinde bulunan İl Özel İdaresine ait 307 numaralı jeotermal kaynak arama ruhsatının, Murat Süleyman Toros adına devri talebini Sanjet’in Tek Elden Su Dağıtım Projesi uygulanması nedeniyle uygun görmeyen aynı yöndeki komisyon raporları oybirliği ile kabul edildi. İhsaniye ilçesinin Beyköy köyü girişine yapılacak olan menfezin, Döğer Oğulbeyli Kurban tepesi arasındaki yere yapılmasını uygun gören komisyon raporu kabul edildi.
ÇAY’DA ÖDENEK KALANI KHGB’NE AKTARILDI
Çay ilçesine bağlı Koçbeyli köyüne yapılan düğün salonu ödeneğinden kalan 11.200,00 TL’nin Çay Köylere Hizmet Götürme Birlik hizmetlerinde kullanılmak üzere aktarılmasına karar verildi. Hocalar ilçesine bağlı Yeşilhisar köyü sınırlarında bulunan 109 ada, 39 parsel numarasıyla İl Özel İdaresi adına kayıtlı arazinin mezarlığa katılmak şartıyla, Yeşilhisar muhtarlığına devredilmesi karara bağlandı. Meclisin Temmuz ayı toplantılarının dördüncü birleşimi bugün gerçekleştirilecek. (Kocatepe Haber Merkezi)

Afyonkarahisar’dan
başlasın Türkiye’ye yayılsın

Afyonkarahisar’ın Dinar ilçesi İGM Üyesi İbrahim Acar, tarım
ilacı atıklarının çevre ve insan sağlığını tehdit eden ülke genelini kapsayan bir sorun olduğunu vurguladı. Acar, sorunun çözümü
 için hazırlanacak bir sosyal sorumluluk projesinin Afyonkarahisar’dan başlayıp Türkiye’ye yayılmasını önerdi

Afyonkarahisar İl Genel Meclisi (İGM) Dinar ilçesi MHP Üyesi İbrahim Acar, bahçe, bağ ve tarlalarda kullanılan tarım ilaçları atıklarının çevre sağlığını tehdit ettiğini açıkladı.
İLAÇ ATIKLARI ÇEVREDE
Tarım ilaçları atıklarının çevreyi kirletmesinin yanı sıra kişisel ve toplumsal sağlığı tehdit ettiğine vurgu yapan İbrahim Acar, konuyu bir çeşme başında ki zirai tarım ilaçları atıklarını gösteren fotoğraflarla anlattı. Dinar ilçesinde tarlaların bulunduğu alanda yer alan bir çeşmeden insanların su içtiklerini, tarlada çalışanların bu çeşmeden faydalandıklarına değinen Acar; “Cep telefonum aracılığıyla fotoğraflar çektim. Her karede yaklaşık 30 tane tarım ilacına ait atık var. Bu atıklar arazide kullandığımız kimyasal ilaçlara aittir. İyi tarım uygulamaları kapsamında Avrupa ülkelerine, Antalya seralarından yaptığımız ihraç ürünleri tarım ilacı kalıntısı olduğu gerekçesi ile geri döndü” dedi.
ARAZİ ÇÖPLÜĞE ÇEVRİLİYOR
Arpa, buğday, patates, pancar ve diğer ürünlere ilaç yapıldığını, bir üretici olarak kendisinin de tarımsal ilaç kullandığını aktaran Acar; “Bir üretici olarak ben de ilaç kullanıyorum. İlaçlama yapılırken atıklar çeşme başlarına atılıyor. Ben babamdan kalan bir alışkanlıkla ilaç kalıntılarını gömüyorum. Doğru veya yanlıştır. Öyle gördüm sürdürüyorum. Hastahaneler de tıbbi atıkları devlet topluyor. Çeşitli fabrikalarda devletimiz, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bu atıkların toplanmasını istiyor. Bu ilaçları üreten ve satan firmalar uluslararası. Elbette yerle firmalar da var. Satışları bayiiler yapıyor. Ziraat Odaları, Pancar Kooperatifleri gibi. Bu konuya gübre fabrikalarının atıkları, kimyasal gübre çuvalları da dahildir. Biz araziyi çöplüğe çevirip o araziden çoluk çocuklarımızın yiyecekleri gıdayı getiriyoruz. İşin detayında aynı noktada su içip, otlayan hayvanlarda var” diye konuştu.
HASSASİYET
AFYON’DAN BAŞLASIN
Tarım ilacı satan büyük firmaların ilaç atıklarını bir şekilde toplamıs gerektiğini savunan İbrahim Acar şöyle konuştu: “Nasıl bir Devlet Hastanesinde tıbbi atıklar toplanıyorsa ilaç satışını gerçekleştiren büyük firmaların da bu atıkları toplaması gerekiyor. Bu ilaçlar eskiden teneke kutulardaydı. Arazide gömdüğümüzde yok oluyordu. Şimdi ilaç ambalajları plastik kutularda. Yıllar boyu yok olamayacak biçimde. Bir sosyal sorumluluk projesi kurulması taraftarıyım. Konu ülkenin tamamını ilgilendiriyor. Sözünü ettiğim bu sosyal sorumluluk projesi Afyonkarahisar’dan, bizim İl Genel Meclisimizden başlasın. Konu ile İl Genel Meclisi’nin Tarım Orman Komisyonu Başkanı ilgilenirse iyi olacak diye düşünüyorum. Bu hasassiyet Afyonkarahisar’dan başlayıp Türkiye’ye yayılsın”

Tunçay: Çevre korunmalı ilaç atıkları doğru bertaraf edilmeli

İGM AK Parti Üyesi Ömer Tunçay, çevrenin korunup, tarım ilacı
atıklarının doğru bertaraf edilmesi gerektiğini, bu konuyu gündeme
getiren İbrahim Acar’la aynı fikirde olduğunu açıkladı

Afyonkarahisar’ın Şuhut ilçesi İGM AK Parti Üyesi Ömer Tunçay, tarım ilacı atıkları ile mücadele konusunun önem taşıdğıını söyledi.
Şuhut İGM Üyesi Ömer Tunçay, güncel sorunların başında çevrenin korunmaması felaketinin geldiğini söyledi. Çevrenin korunmaması halinde gelecek kuşağa iyi bir çevre bırakılamayacağını ifade etti. “Kırık cam” kuralını hatırlatan Tunçay sözlerine şöyle devam etti: “ABD’li psikolog Philip Zimbardo, 1969 yılında yaptığı çalışma bilinir. Bu çalışma güvenlik güçlerine sıkça anlatılır. Çalışma kapsamında 1959 model bir araç kentin yoksul bir semtine bırakılır. Bir diğer aracı da biraz daha iyi durumda bir semte bırakıyorlar. Üç gün içinde yoksul semte bırakılan araç tamamen yağmalanır. Diğer bölge de ise araca bir hafta boyunca kimse dokunmaz. Philip Zimbardo sağlam aracın yanına iki öğrencisi ile gelip bir çekiçle camını kırıp çekilir. Ondan sonra o bölge de zengin, fakir kim varsa araca hücüm edip yağmalıyorlar. Bu çalışma sonucu bir yerde küçük arıza varsa onu tamir etmek lazım sonucuna varılıyor. Eğer arıza tamir edilmezse boyutu büyük mesajı var. Çevreye sahip çıkıp, korumak, tarımsal atıkların doğru bertarafı konusunu bende destekliyorum. Konuyu gündeme getiren İbrahim Acar ile aynı fikirdeyim.”

Karagöz: Suriye konusunda tarihten ders alınmalı

İGM MHP Merkez Üyesi Mehmet Karagöz, tarihsel süreçte yaşanan olaylardan günümüzdeki Suriyeli mülteci konusunda ders alınması gerektiği görüşünü açıkladı

İl Genel Meclisi (İGM) Merkez MHP Üyesi Mehmet Karagöz, İsrail-Ermenistan ve Türkiye’de ki demografik yapı hakkında meclis üyelerini bilgilendirdi.
1678’DEN 2016’YA DEĞİŞİKLİK YOK
Bazı şeylerin yapılabilmesi için mutlaka tarihten ders alınması gerektiğini söyleyen Mehmet Karagöz, “Tarih tekerrürden ibarettir” sözünü hatırlattı. Tarihten ders alınması halinde tarihin tekerrür etmeyeceğini kaydeden Karagöz; “1678 yılında Safeviler’in başkenti İsfahan’da Ermeniler Hristiyan kilisesinde bir toplantı yaparlar. Bu toplantı ile Ermenistan devletinin kurulması ile ilgili çalışmalar başlatılıyor. Konu ile ilgili heyetler oluşturup dünya ülkelerine gönderiyorlar. Gönderilen heyetlerden bir tanesi de Rusya’ya gidiyor. Bu heyetten bir tanesi Rusya’da I. Petro ile görüşüp Persler’den yani İranlılardan zulüm gördüklerini anlatıp Rusya’dan yardım ister. Rusya’nın, Azerbaycan üzerindeki sinsi planları doğrultusunda I. Petro da bunun üzerine zamanında Azerbaycan’a ait olan topraklara, Ermeniler’i davet ediyor. Karabağ ve Hazar gölü kenarlarında Ermeniler’i birleştirmeye başlıyorlar. Sene 1678 , sene 2016. Yaklaşık aradan 450 yıl gibi bir zaman geçmiş. Bugün Ermenistan’a açılan kapımız Karabağ, Ermeniler’in işgali altında. Azerbaycan toprağı da işgal altında” dedi.
TARİH GELECEĞE IŞIK TUTUYOR
Demografik yapının insanların nüfus oranları doğrultusunda oluşturdukları toplumsal yapıyı incelediğini aktaran Mehmet Karagöz, insanların bir yerden başka bir yere göç ettirilmeleriyle çeşitli karışıklıkların çıkabildiğine değindi. Zamanında devleti dahi olmayan İsrail’i oluşturan Yahudiler’in tarihte İspanya’nın devlet işlerine karışmaları sonucu sürgün edildiklerini aktaran Karagöz; “Meclis olarak İspanya’ya gidip oraları gezdik, gördük. Yahudiler’in devlet işlerine karışmaları nedeniyle İspanya devleti onları sürgün eder. Orada ki Müslümanlar’ın tamamını hiçbir canlı bırakmadan katlediyorlar. Ama tek bir Yahudi öldürmeden tüm mallarına el koyup onları da ülke sınırından dışarıya gönderiyor. 320 bin civarında Yahudi’nin 200 bin kadarı Osmanlı devletine gönderiliyor. Osmanlı devleti döneminde bir kısmı İstanbul civarında yerleşen Yahudilerin Osmanlı da iyi bir yere gelerek, yavaş yavaş büyük bir kısımı günümüzde ki Kudüs taraflarına yerleşiyorlar. Abdülhamid’in hakanlığı alması ile Yahudiler’in göçü durur. 500 yıl önce yapılan hata bugünün Yahudi devletinin doğmasına neden olup orada ki Müslümanlar’ın zulüm görmesine neden oldu. Üç milyon Suriyeli Avrupalı tarafıdnan kabul edilmiyor. Aralarında ki ilim adamları vs gibi nitelikli kişiler alınıp diğerleri bizim ülkemize bırakılıyor. Doğru dürüst yardım ettikleri de yok. Bunları bir partili olarak değil tarihsel verilere dayanarak söylüyorum. Türkiye nüfusunun büyük bir kısmına rast gelen Suriyelilerden söz ediyoruz. Suriyeli mülteci konusunda tarihten ders alınması gerektiği görüşündeyim.”

Bakmadan Geçme