'Net bir deprem kehaneti mümkün değildir'

Jeoloji Mühendisleri Oda Temsilci Yardımcısı Selçuk Altıntuğ, Afyonkarahisar için şiddetli bir deprem bekliyoruz veya beklemiyoruz gibi kesin bir ifade kullanılamayacağını söyledi. Altıntuğ, “Net bir deprem kehaneti yapmak
mümkün değildir” dedi

TMMOB Afyonkarahisar Jeoloji Mühendisleri Oda Temsilci Yardımcısı Jeoloji Mühendisi Selçuk Altıntuğ, Kocatepe Gazetesi muhabirinin birinci derece deprem bölgesi olan Afyonkarahisar’da yakın zamanda olası bir depremin gerçekleşmesi ya da komşu yörelerde olası bir depremden etkilenme durumunu yorumladı.
“YAKIN FAYLAR BİRBİRİNİ TETİKLEYEBİLİYOR”
Jeoloji Mühendisleri Oda Temsilci Yardımcısı Selçuk Altıntuğ, yakın fayların birbirini tetiklemeleri ve enerji boşaltması olayının doğru olduğunu söyledi. Bu noktada boşalan enerji miktarının önem taşıdığını belirten Altıntuğ şöyle konuştu: “Her an hissetmediğimiz şekilde sürekli depremler olmaktadır. Teknolojik olarak maksimum 4 ölçeğindeki depremleri ölçebiliyoruz. Sürekli yerkabukta bir enerji boşalımı oluyor. 3 Şubat 2002 tarihli Sultandağı depremden bu yana faylarımıza bakıp, bir deprem skalasını çıkardığımızda 4 küsur, 3,8 civarında enerji boşalımlarını görüyoruz. Hissetmediğimiz veya çok az hissettiğimiz depremler enerjinin birikmemesi ve boşalması açısından sevindiricidir. Uzun süre hareketsiz olan bir fayda enerji birikimi olur. Karşı taraftan gelen bir enerji de olursa bunu tetikleyebilir. Faylarda uzun süre hareketsizlik olayını ‘sismik boşluk’ teknik olarak tabir ediyoruz. Çok şükür Afyonkarahisar’da çok fazla sismik boşluğu olan bir fayımız yoktur. Ufak tefekte olsa hareketlilik enerji boşalımı vardır. Ama Allah korusun olası bir depremin şiddeti önemlidir. Afyonkarahisar için şiddetli bir deprem bekliyoruz veya beklemiyoruz gibi kesin bir ifade kullanılamaz. Net bir şey yoktur. Net bir deprem kehaneti yapmak mümkün değildir.”
“YORUMDA BULUNMAK DOĞRU DEĞİL”
“Bu ülkede Deprem Şurası denilen bir kurum vardır. Herkesin konuşmaması lazımdır.” diyen Altıntuğ şunları kaydetti: “Nasıl bizler meslek disiplinlerinin temsilcisi mühendisler olarak biraraya gelerek bir değerlendirme yaptıysak işi bilenlerin, yetkililerin açıklamalarına itibar edilmelidir. Tabiri caizse deprem konusund ağzı olan konuşmaktadır. Dolayısıyla yanlış yapılıyor. Bu durum da insanlarımızın morali bozuluyor. Zaten toplum olarak Covid-19 virisü nedeniyle zor zamanlar yaşıyoruz. İnsanlık karamsar durumdadır. Şu bir gerçektir; Kimse bir depremin olup olmayacağı kehanetinde bulunumaz. Sadece fay hattında ki hareketlenmeyi takip ederek bir yorumda bulunulabilir. Ama bence de bu yorumda bulunulmaması kanaatindeyim.”
“DEPREMİN ZARAR HESABI YOKTUR”
Daha önce çizgisel bir fay olan Erkmen fayının 2012 yılında yenilenen MTA fay haritasında Erkmen fayı olarak yer aldığını belirten Altıntuğ, bu fayın şu anda aktif bir fay olarak Türkiye fay literatüründe yer aldığını dile getirdi. Erkmen fayının çok fazla büyük ölçekte bir fay olmadığını söyleyen Altıntuğ, fayın uzunluğuna ve kırılmamış kısmına göre yapılan hesaplamalarda maksimum 6 ile 6,4 şiddetinde bir deprem üretebileceği sonucuna varıldığını kaydetti. Altıntuğ, “Uydukent alivyonel tabaka ile yer altı suyunun yüksek olduğu bir bölgedir. Bu durum herkesçe bilinmektedir. Ama son zamanlarda oraya yapılan yüksek katlı binalarda zemin iyileştirmeleri yapılıyor. Önemli olan bu zemin iyileştirmelerinin kontrol edilip edilmemesidir. Biz gerekenlerin yapıldığını düşünüyoruz. Uygulamalarda kontrollerin daha sıklaştırması kanaatindeyim. Bundan sonra Afyonkahisar’da 6 kattan yüksek binalar yapılmayacağı için bu konunun çok fazla ehemmiyet göstereceğini zannetmiyorum. Üzerine basarak söylüyorum şu bina daha az veya çok zarar görür gibi depremin böyle bir hesabı yoktur. Bina alacakların statük projesini kim çizdi, zemin etütünü kim yaptı, projesi var mı bunlar kontrol edilmelidir.” >> Burcu AYDIN’ın Haberi