• Haberler
  • Genel
  • 'Nereye gitsek, ne olacak bu emeklinin hali deniliyor, emeklilerimizin sorununu çözeceğiz'

'Nereye gitsek, ne olacak bu emeklinin hali deniliyor, emeklilerimizin sorununu çözeceğiz'

AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili Av. Ali Özkaya, deprem felaketi ve EYT gibi yükler nedeniyle emeklilere zam uygulanamadığını belirterek, 'Bunun çözümünü yine sayın Cumhurbaşkanımız ve AK Parti sağlayacaktır' dedi. Özkaya, 'Nereye gitsek, ne olacak bu emeklinin hali deniliyor? 'En sadık yârimiz' olan emeklilerin bile bir kısmı kırılıyor. Buna mutlaka bir çözüm üretmemiz gerekiyor. Çözüm için de Allah nasip ederse Ocak ayını beklemememiz gerektiği kanaatindeyim. Ekonomik sıkıntı var. Evet, problem var. Ama hiçbir problem bu ülkenin yarınlarından daha önemli değil' dedi

Haber

Haber

Haber

Haber

Haber

Haber

Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Afyonkarahisar Milletvekili Av. Ali Özkaya, AK Parti Gençlik Kolları Başkanlığı tarafından Gedik Ahmet Paşa (Taş Medrese) Medresesi’nde akşam saatlerinde düzenlenen Gençlerle Çay Sohbeti adlı programda gençlere hitap etti.

“SEÇİM SÜRECİNİ, YEREL SEÇİMİ KONUŞUP İSTİŞARE ETMEK İSTEDİK”

Sohbet toplantısının açış konuşmasını AK Parti Afyonkarahisar Gençlik Kolları Başkanı Ethem Karahan yaptı. Katılımları nedeniyle gençlere teşekkür eden Karahan, “Seçimlerin ardından bizim bir kongre beklentimiz vardı. Ama genel merkezimiz kongreleri yerel seçim sonrasına erteleyince yönetimde bir revizyon hakkı tanındı. Biz de yönetimimizde ufak bir revizyon yaptık. Bazı arkadaşlarımız göreve devam ederken aramıza yeni katılan arkadaşlarımızda oldu. Seçimden sonra arkadaşlarımızla bir araya gelememiştik. Biraz da birbirimizi ve Sayın Milletvekilimizle bir araya gelmeyi özledik açıkçası. Bu vesileyle hem yeni simaları tanıyalım, hem de sizlerle istişare edelim istedik. Seçimden sonraki süreç ve tabii ki gündemde yerel seçimimiz var. Yerel seçim sürecini hep birlikte hem konuşalım, hem sohbet edelim, hem de istişare edelim istedik.Sayın Milletvekilimiz Ali Özkaya’ya davetimizi kırmadığı için teşekkür ediyoruz.” dedi.

“GENÇLERİN BU DÖNEMDE KAZANDIKLARI DENEYİM ÇOK ÖNEMLİ”

AK Parti Merkez İlçe Başkanı SMMM Ziya Coşkun Karadeniz, AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili Av. Ali Özkaya ile merkez ilçede bir takım programları icra ettiklerini söyledi. Karadeniz, “Ethem Başkanımın da söylediği gibi biz de vekilimle bir araya gelmeyi özledik. Erkmen beldemizde biz de yönetim kurulu üyelerimizle birlikte bir aradaydık. Orada Sayın Vekilimiz gençlerimizle beraber toplantı yapacağını söylediğinde ben de eşlik etmek istedim işin açıkçası. Şu anda gençlerimiz olarak sizlerin oturduğu bu yerler, bulunduğunuz koltuklar zamanında bizim de geçtiğimiz yerler. O koltuklar siyasetin en güzel, en masum, en içten samimi yapıldığı yerlerdir. O yüzden kıymetini bilin. Geçirdiğiniz zaman da siyaseten kazanımlarınızı artırın. Şahsınız adına ileriki dönemde değerlendirmek üzere çok ciddi güzel deneyimler kazanıyorsunuz. İşin açıkçası bizlerde bu dönemde edindiğimiz deneyimleri hala birçok çalışmalarımızda hem uyguluyor hem de sıkça yâd edip bahsediyoruz. Ethem Başkanımın yönetimini güncellediğini öğrendik. Gençlik Kolları Başkanlığımızın yeni yönetimin de hayırlı olmasını Cenabı Allah’tan niyaz ediyorum.” diye konuştu.

“SİYASETE ORTAOKULDA İLGİ DUYMAYA BAŞLADIM”

AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili Av. Ali Özkaya, hem bir tecrübe paylaşımı yapmak hem de son dönem siyasetinde, Türkiye’de ve dünyadaki gelişmelere yönelik kısa bir ufuk turu yapmak istediğini belirtti. Siyasete ortaokul yıllarında ilgi göstermeye başladığını belirten Özkaya, “Ortaokul öğrencisi iken hep kendi kendime düşünürdüm. Mutlaka ileride bu memleketin yönetiminde görev almamız lazım diye. İmam Hatip Okuluna Keçiborlu’da gittik. Rahmetli Necmettin Erbakan hocanın talebelerinden sadece doğruyu söylemekten çekinmeyen bir hocamız vardı. O dönem o hocamız Milli Gazete abonesi idi. Kendisiyle birlikte akıllıca bir yaklaşımla sınıf olarak bizlerinde gazeteyi okuyarak bilgi ve fikir sahibi olmamızı sağlardı. Merhum Aykut Edibali ekibinden olan iki hocamız zeki çocukları yönlendirirdi. Hukuk Fakültesini kazanıp Ankara’ya gittik. 1987 yılının Kasım ya da Aralık ayının 20’side erken genel seçim vardı. Erbakan Hoca, Türkiye’nin her yerinde mitingler yapıyordu. Mitinglerde alan süslemek için gitmek isteyen varsa sizi götürebiliriz diyen abileri dinledik. Gerektiğinde otobüste yatacağımız, yer bulursak otelde kalacağımızı söylediler. Bu süreç bir ay devam edecekti. Bugünkü gibi helikopterle, uçakla gelip bir yerde miting yapılmıyor. Bütün doğu ve güneydoğuyu tam bir ay turladık. Otobüste yattık, kalktık. Yeri geldi otelde kaldık, bir sürü olayla karşılaştık. Hatta hiç unutmam Kızıltepe’den, Mardin’e gidiyoruz gecenin geç saatinde. Teröristlerin birçok kişiyi öldürdüğünü öğrendik. O anda uyanan arkadaşımız Kayseri’de avukattır. Bizimde başımıza böyle bir olay gelebilirdi şükürler olsun Allah korudu. Tabii rahmetli Erbakan Hoca mükemmel bir hatipti. Batman mitingi olmuştu.

Belki yüz bin kişi katıldı. Ben hayatımda o yaşımda öyle kalabalık görmemişim. Hoca bir konuşuyor, o zaman 450 milletvekili var. ‘Ey Batmanlılar. Ey aziz Refah Partililer. Geliyoruz 450 milletvekiliyle geliyoruz.’ diyor. Biz de vallahi tamam hocam güzel geliyoruz. Ama bu kadar abartılır mı falan diye düşünmüyor değiliz. Ama iyice motive olduk. Her gün Milli Gazete okuyoruz. İktidara geliyoruz falan derken döndük okula vizelere girdik. Sonra tekrar bir daha Malatya’ya gittik. Bir ayda Oğuzhan Asiltürk’le bütün Malatya’yı gezdik. Ankara’ya döndük. Seçim oldu. Refah Partisi barajı geçemedi. Ben bir

hafta kendime gelemedim. Perişan oldum. Ya nasıl olur? Biz iktidara geliyoruz. Hoca 450 milletvekilinin hepsini alıyoruz falan diyordu. Psikolojimiz çöktü. Erbakan Hocamız ertesi gün basın toplantısı düzenleyip, ‘Refah Partimiz bu seçimin en başarılı partisidir. Oylarımızı yüzde yüz arttırdık. Bizden daha büyük bir parti yok.’ dedi. Bizim parti barajı aşamazken diyor ki ‘Biz bu seçimin galibiyiz. En başarılı biziz.’ Yüzde 4’den yüz de 8’e çıkmış oyumuz. 7,15’ten hakikaten yüzde yüz oyumuzu bu şekilde baktığımızda arttırdığımızı görüyoruz. İşte inanmışlık, hedefe kilitlenmek budur. Başarıya odaklanmak budur. Mutlaka ben bu işi yaparım, yapacağım diyebilmek gayret, çalışma budur.” şeklinde konuştu.

“KESKİN BİRŞEY SÖYLEDİĞİNİZDE MİLLET TERSİNİ YAPIYOR”

Ali Özkaya, üniversite döneminde yaşadığı yerel seçim sürecini de anlattı. Özkaya, “1989 yılında belediye seçimleri oldu. Rahmetli Turgut Özal belediye seçimleri için verdiği ilanda bir kişinin eli ve kolu bağlı fotoğrafını proganda aracı olarak kullandı. ‘Eli kolu bağlı olan birisi bir iş yapabilir mi?’ mesajını vererek, ‘Ben iktidar partisiyim. Belediye Başkanını iktidardan olmazsa eli kolu bağlı olur. Hiçbir iş yapamaz.’ dedi. Turgut Özal’ı, Kenan Evren’in tüm baskısına rağmen iktidara getiren bu millet Özal’a bütün belediyeleri kaybettirdi. SHP o zaman birinci parti oldu. Ankara, İstanbul, İzmir’de tüm Türkiye’yi o aldı. Ankara’da Melih Gökçek müthiş başarılı Belediye Başkanı olarak Keçiören Belediye Başkanı’ydı. Türkiye’nin en başarılı belediye başkanı birisiydi. Az bir oyla o bile kaybetti. Yani öyle bir rüzgâr esti ki ‘Elini kolunu bağlarım’ diyen iktidara yani millete tersini söyleyediğinizde millette onun tersini yapıyor. Rahmetli Özal tüm belediyeleri kaybetti. Keskin bir şey söyledin mi millet terisini yapıyor.” ifadelerine yer

verdi.

“1991 YILI HÜKÜMETİ LANETLİ BİR HÜKÜMETTİ”

1990 yılı itibariyle siyasi süreci yorumlayan Özkaya, şunları söyledi: “1991 yılında rahmetli Turgut Özal Anavatan Partisi’nden Cumhurbaşkanı seçildikten sonra o da kaybetti.

Lanetli bir hükümet diyorum ben o dönemin hükümetine.

DYP SHP hükümeti göreve geldi. 20 Ekim 1991 tarihindeki seçimlerle Erdal İnönü ile Süleyman Demirel iş başına geldi. Bu memleketin başına ne bela geldiyse

hepsi geldi. Aklınıza gelen her türlü bela o dönemde gel di. Ümraniye çöplüğü patladı.

Yaklaşık 40 vefat etti. Zannediyorum Bitlis’te çığ düştü. Bir bölük askerimiz şehit oldu. 2 Temmuz tarihin de Madımak olayı. 5 Temmuz tarihinde Başbağlar katliamı.

Bitlis’te 33 askerin şehit olması, rahmetli Turgut Özal’ın ölmesi, Eşref Bitlis’in uçağının düşürülmesi, gibi akla gelebilecek her türlü felaketi yaşadık. Süleyman Demirel, iktidara gelirken o zaman ‘Kim ne verirse ben beş fazla vereceğim.’ dedi. Aynen bugün bu Kemal Kılıçdaroğlu’nun gökyüzünde yıldızları vaat edip bizi bile popülizme sürüklediği bir dönemdekinin çok daha fazlasını yaşadık.”

“2000 KRİZİNİN EN TEMEL SEBEBİ DEMİREL’İN POPİLİZMİDİR”

“Türkiye’nin2000’li yıllardaki ekonomik krize girmesinin en temel sebebi o dönem Süleyman Demirel’in popülizmiydi. Oradan sonra Türkiye 28 Şubat’ı yaşadı. Ekonomik krizler yeniden Ecevit, Bahçeli ve Yılmaz hükümeti Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ı ve AK Parti’yi doğurdu.” diyen Özkaya, şöyle konuştu: “AK Parti gerçekten Türkiye tarihinde deva saişler yaptı. Bir örnek vereyim. Biz 2007 yılı seçimlerinde milletvekili adayı olduk. Afyon askeri havaalanına Cumhurbaşkanımız Başbakan olarak uçakla geldi. Başbakan’ın uçağını karşılamaya. AK Parti otobüsüyle gittik. Dediler ki, ‘Milletvekili adayları içeriye girmeyecek. Biz otobüste bekliyoruz. Tam askeri havalanının önünde Sait Açbada gitmiş. Sait Açba’yı da içeriye almamışlar. Öyle hatırlıyorum. Belki bir kısma girdi ama ileri girmedi. Nasıl olduysa. Sait Bey o zaman Plan Bütçe Komisyonu Başkanı idi. Kendisi milletvekili düşünebiliyor musunuz? Cumhurbaşkanımızın o dönem Başbakanlık makam arabası çıktı. Askeri havaların önünde epey bir bekledi. Sonra indi, geldi. Otobüse bindi. Dedi ki Genelkurmay Başkanı’nı aradım. ‘Ya siz nasıl yanlış bir adamsınız? Nasıl saygısız insanlarsınız? Plan Bütçe Komisyonu Başkanı sizin bütçenizi yapan size parayı veren meclisin Plan Bütçe Komisyon Başkanını içeri almıyorsunuz?’ diye buna kızmış, Yüzünden dökülen bin parçaydı. Bu hadise daha dünde yani 2007 yılında yaşandı. Kütahya Havaalanı’nın yapılmasının sebebi o olaylardır. Bu askeri havaalanını sivil uçuşlara açtırtmadılar.

Oraya milletvekillerini bile sokmadılar. 2015 yılında ben tekrar milletvekili adayı oldum. 7 Haziran 2015 tarihinde Ahmet Davutoğlu gelecekti Başbakan olarak. Eşim ve genel merkezden bir hanımefendi arkadaş daha vardı. Arabayla gittik, Cuma namazını kılmak istedik. Askeri havaalanının önüne vardık.

Cami yoktu. Başörtülü olan eşim ve genel merkez kadın kolları yöneticisi hanımefendiyle birlikte milletvekili adayı olarak içeriye girebildik. Buyurun dediler. Cuma namazını kılacağımızı söyledik. ‘Tamam, efendim.’ dediler. Başbakanlık polisleriyle birlikte hoca da geldi. Askeri havalaanı içinde küçük bir mescit ayarlamışlar. Gittik oraya rütbeli askerler rütbeli em niyet müdürleri, polisler ve bizler Cuma namazını kıldık. Bunu 8 sene sonra yapabildik. Bu dönüşümü bu devrimi Cumhurbaşkanımızın yapmış olduğu o dik duruşlara, 2007 yılında yaşadığımız emuhtıra sonrası Abdullah Gül Bey’in Cumhurbaşkanı seçilmesinden sonra o günden bugüne geldik. 2014 yılında Cumhurbaşkanımızı, Cumhurbaşkanı seçtik. 2017 yılında Başkanlık sistemine geçtik. 24 Haziran 2018 yılında Başkanlık Sisteminin uygulamalı seçimini yaptık. Şu anda birinci dönem bitti. İkinci dönem tekrar cumhurbaşkanımızı seçtik. Bu kısmı kısa geçtim. Ama parti kapatma davası açıldı. E muhtırayı yaşadık. 7 Şubat MİT krizini yaşadık. Gezi Parkı olaylarını yaşadık. Dershane olaylarını yaşadık. 1725 Aralık polis asker darbesini yaşadık. MİT tırlarının durdurulması felaketlerini yaşadık. En son 15 Temmuz’u yaşadık. Trump’ın ekonomik saldırılarını yaşadık. Sonrasında sel felaketi, deprem felaketi, yangın felaketi, Covid19 pandemisi, İzmir depremi, Van depremi, Malatya, Elazığ depremi en son 6 Şubat depremlerini yaşadık. Yani yaşanacak her şeyi yaşadık. Allah korusun büyük bir savaş hariç bizim kuşağımız yaşatabilecek her şeyi yaşadık. Bugüne geldik elhamdülillah.”

“EYT’Yİ ÇIKARDIK, EMEKLİLERE ZAM YAPAMADIK”

Son genel seçim ile Cumhurbaşkanlığı seçim sürecini yorumlayan Özkaya, şunları kaydetti: “Tekrar seçimleri kazandık. Kolay bir iş olmadı. Çünkü CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu akla hayale gelen her şeyi vaat etti. Her şeyi vaat edince Cumhurbaşkanımız gibi büyük bir lider, popülizme hiç bir şekilde ufacık bile göz kırpmayan bir lider maalesef Emeklilikte Yaşa Takılanlar Kanununu (EYT) çıkarmak zorunda kaldık.

EYT’yi çıkarttık yürürlüğe girdi. 6 Şubat Kahramanmaraş deprem felaketi geldi. Sonra en son zamlarda emeklilere artış yapamadık. Şu anda Türkiye’nin bir numaralı gündem konusu emeklilerin maaş artışıdır. Herkesin annesi, babası ailesinde emekli olan var. Ne olacak bu emeklinin hali? Nereye otu rursan bizim ‘En sadık yârimiz’ olan emeklilerin bile bir kısmı kırılıyor. Buna mutlaka bir çözüm üretmemiz ve bu çözümüde Allah nasip ederse Ocak ayını beklemememiz gerektiği kanaatindeyim. Ekonomik sıkıntı var. Evet, problem var. Ama hiçbir problem bu ülkenin yarınlarından daha önemli değil.

Sıkıntıyı parça parça bölüp tehir ederek emekliyi refaha kavuşturmamız en azından rahatlamamız gerekiyor. Ben inanıyorum ki Cumhurbaşkanımız Ekim ayında ya da Kasım ayından geçerli bir düzeltme yaparak ilave bir zam vereceğine inanıyorum. Bunu mutlaka yapmamız lazımdır.”

“İKTİDARIZ, MİLLET BİZDEN ÇÖZÜM BEKLER, İNŞALLAH ÇÖZECEĞİZ”

Özkaya, sözlerine şöyle devam etti: “Vatandaş akaryakıt fiyatlarından da şikâyet ediyor. Esasen geçen yıl 20 Haziran ile 10 Temmuz tarihleri arasında akaryakıt fiyatları 30 lirayı aşmıştı. Sonra 16 liraya kadar indi. Bugün 36,537,5 lira arasındadır. Doların artışına baktığınızda Türkiye’deki enflasyona baktığınızda o kadar bir uçurum yok. Fakat milletimizde gelir azalması olduğu için sıkıntı yaşıyor. Ümit ediyorum ki bu da süreç içinde çözülecek. Bizim günlük petrol ihtiyacımız ülke olarak 900 bin varil, üretimimiz 50 bin varildi. Son iki açılan kuyuyla bölgeyle birlikte 150 bin varile kadar çıktı. Eğer biz bu işi 400 yüz bin varile kadar çıkarırsak rahatlarız. Bir önceki yıl doğal gaz, petrol ve LPG’ye verdiğimiz 85 milyar dolardır. Bu parayı enerjiye verdik. Tahmin ediyorum ki 40 milyar dolar sübvanse ettik. Bu korkunç, devasa bir rakamdır.

Kahramanaraş depremleri ağırlığı gelince sübvansiyonların bir kısmını azaltmak zorunda kaldık. Sorunun temelinde bu var. Ama millet bizden çözüm bekler. Yani iktidar olduğu müddetçe bu sorunu çözmek durumundayız ve o petrol kuyularını daha da artırmak zorundayız. Doğalgaz Afyon’un neresine gitsek her gittiğimiz yerdeilk talep doğalgaz getirin oluyor. Şu anda Türkiye’de doğalgaz çalışması yerleşim birimi olarak en fazla Afyon’dadır. Büyük deprem felaketine rağmen bu çalışmalar sürüyor. Doğalgaz şirketinin en yüksek yatırım Afyon’da. Afyon’da bize kurumlardan en fazla itiraz ve şikâyet Osmangazi Elektrik’ten geliyor. Bunun iki temel sebebi var. Bir yüksek gerilim hatlarının trafo merkezlerinin maalesef çok uzun süredir ne hikmetse Afyon’da yapılmamış. Son 3 yılda bitenlerle bir likte ve yapacaklarımızla birlikte 11 tane trafo merkezi yapmış oluyoruz. Bu bizim için çok önemlidir. Allah nasip ederse bunu bitirirsek Osmangazi Elektrik Şirketi ara hatları çekerse orada çok daha yapacağımız iş var. 2050 yılına kadar Afyon’un elektrik sorununda ciddi manada çözmüş oluruz.”

“AFYON ULU CAMİ UNESCO’NUN TESCİLLEDİĞİ İLK CAMİİ OLACAK”

AKÜ ve AFSÜ olmak üzere Afyonkarahisar’da iki ayrı üniversitenin olduğunu belirten Özkaya, şöyle konuştu: “Üniversite sınavı sonrası okullarına yerleşen gençlerimizin hepsini tebrik ediyoruz. Sanıyorum AFSÜ’de yüzde yüz doluluk oranını var. AKÜ’de de bölümlerin çok büyük kısmının yüzde yüzü doluluğu aştı. Boş olan bölümler var. Ama her iki üniversite ile Afyonkarahisar gerçekten eğitimde bir noktaya geldi. Afyonkarahisar’da, belediyecilik açısından yapılan işler var. Ama daha yapacağımız işler var. Yatırımlar, yollar, ulaşım projemiz üniversiteden şehir merkezine bağlamayla ilgili projemiz Ankara  İzmir hızlı tren hattına ilave edildi. 750 milyon lira demişlerdi şu anda 1,5 milyar liraya yakın bir rakam var. Genel Müdürümüzle konuştuk inşallah hızlı şekilde çalışmaya başlayacağız. Belediye seçimlerinden önce çok önemli bir bölümünün raylarının döşeneceğini öğrendik. Belediyemiz Afyon Kalesi Teleferik Projesinin ihalesini yaptı. Bir aksilik olmazsa yılsonunda o teleferiğe bineceğiz. Bu ara biraz yavaşlattık.

Sebebi Afyon Ulu Cami’nin UNESCO tarafından dünya kültür mirasına tescil edilme süreci vardı. 15 Eylül tarihine kadar dağ tescillenirse, gastronomide nasıl ki bütün dünya Afyon’un adını duyduysa şimdi Ulu Cami’yle de bütün Afyon’un adını bir daha duyacak. Şimdiye kadar benim bildiğim UNESCO’dan tescil edilmiş bir cami yok. Bu da bizim açımızdan çok değerli bir tescil olacak. Varsa da ben yanlış biliyor olabilirim.

İnşallah bunu da Afyonkarahisar için yapmış olacağız.”

Toplantı soru cevap kısmıyla devam etti.

>> Şeyda YEŞİLÇAYIN’ın Özel Haberi

Bakmadan Geçme