Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

NAMAZIN RÜKÜNLERİ (İÇİNDEKİ ŞARTLAR)

Namazın rükünleri, yani, içindeki farzları şunlardır:
1- İftitah (Başlama) tekbiri,
2- Kıyam,
3- Kırâet,
4- Rükû’,
5- Sücûd,
6- Ka’de-i âhire.
1-İftitah/Başlama Tekbîri
Namaza tekbir ile yani Allâhü ekber denilerek başlanır. Bu sebeble bu tekbire iftitah (yani namaza başlama) tekbîri denir. Bu tekbire tahrime de denir.
* Tahrime, bir şey’i haram kılmaya denir. Namaza Allâhü ekber sözüyle başlandığı ve bundan sonra namazdan çıkana kadar yeme, içme, dünyevî konuşma ve çalışmalar haram olduğu için, iftitah tekbirine bu isim verilmiştir.
* Hanefîlerin çoğuna göre, iftitah tekbiri, namazın bir rüknü değil, bir şartıdır ve namazın dışındadır. Ancak namazın rükünlerine iyice bitişik olması sebebiyle, rükün kabul edilmesi daha uygun bulunmuştur.
Diğer üç mezheb imamları da iftitah tekbîrini rükün kabul ederler.
* Tekbir sözü Allâhü ekber’dir. Bununla beraber, ta’zim ifade eden şu sözlerle de namaza başlamak mümkündür. Allahü ilâhun, Tebârekallâhu, La ilahe illallah, Allahü azımu gibi, Allahümme (İslâm İlmihali, s: 117, A. F. Yavuz)
* İmâma uymak üzere alınan iftitah tekbîrinin ayakta olması, eğilmeden alınması şarttır.
* İmâma uyacak kimse, tekbîrini imamdan önce almamalıdır. İmâmın tekbîrine yakın veya onu tâkib ederek tekbir alınmalıdır. İmâmdan önce alınan tekbirle imama uyulmuş olmaz.
* Niyet ile iftitah tekbîri arası yemek, içmek, konuşmak gibi namaza yabancı şeylerle ayrılmaz. Niyetten hemen sonra Allâhü ekber denilerek namaza durulur.
2- Kıyam
Namazda ayakta durmak demektir. Abdurrahman Cezırî, Dört Mezhebe Göre İslâm Fıkhı’nda kıyam ile ilgili olarak şöyle der:
Kıyam: Namaz kılan kişi, kendisini yaratanın huzurunda boyun büküp yalvarmak için ayakta durduğunda, Allah’ın kendisine şahdamarından daha yakın olduğunu hisseder. Allah da onun söylediklerini elbette işitir. Kalbindeki niyeti de bilir. Bu işi gece gündüz yapan kişinin kalbi, kendisini yaratanın varlığıyla dolup taşar. O’nun emirlerine uyup yasaklarından da kaçınır. İnsanların hukukuna saygısızlık etmeyeceği gibi, onların canlarına da kastetmez; mallarına zulmen tasallutta bulunmaz; dinlerine ve ırzlarına tecâvüz etmez. (Abdurrahman Cezırî, Dört Mezhebe Göre İslâm Fıkhı 1. cilt Namaz Bahsi)

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER