Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay

NAMAZIN FARZLARI – Kocatepe Gazetesi

Muharrem Günay 15 Ocak 2010 Cuma 02:00:00
  Bu sebeble kişi ister uçağın içinde Kâbe’nin üstünde olsun, isterse yerin karnında Kâbe’nin altında bulunsun, bu nuranî sütuna yönelerek namazını kılar. İstikbâl-i kıble şartını böylece yerine getirmiş olur.
Hanefîlere göre:
Allah, yüzünüzü Mescid-i Haram cihetine çevirin buyurduğu ve Resûlüllah (a.s.) Efendimiz hem fiiliyle, hem kavliyle namazda kıbleye yöneldiği ve mü’minlerin de yönelmelerini emrettiği için, namazda kıbleye yönelmek farzdır.
Mekke’de oturanlar veya orada müsafir olarak bulunanların kıblesi, gözünün Kabe’ye isabet etmesiyle gerçekleşir. Öyle ki, evde, otelde veya benzeri kapalı bir yerde namaz kılarken önündeki duvarlar ve engeller kaldırılınca gözlerinin Mescid-i Haram’a isabet etmesi gerekir. Mekke dışında olanlar için kıble, o cihete isabet etmesiyle gerçekleşir. Çünkü teklif imkânla orantılıdır.
Namazda kıbleye yöneldiği takdirde mal ve cana bir zarar gelmesinden korkulduğu zaman, hangi cihete mümkünse oraya yönelip namaz kılar. Çünkü ortada tıpkı kıble hakkında şüpheye düşen gibi bir özür bulunuyor.
Kıble’nin ne yanda olduğunda şüphe eder de soracak kimse bulamazsa o takdirde kendi rey ve ictihadına göre, kıbleyi belirleyip namaz kılar. ( Şerhu Fethi’l-kadir: 1/190, 191.)
Uzak Mesafede Olanların Kıblesi
Mekke’den uzak ülkelerde oturanların kıblesi, Hicaz cihetidir. Kabe veya Mekke’nin tam kendisine isabet farz değildir; çünkü genellikle böyle bir isabette bulunmak mümkün değildir. Gerçi gelişen teknik imkânlarla Mekke’yi belirleyip yönelmek bir bakıma mümkünse de bu herkes için söz konusu değildir. İslâmiyet ise, her konuda olduğu gibi, kıble konusunda da kolaylığı âmirdir. Müctehid imamlar dinimizin bu genel kaidesi ile, mezkur hadîslerin ışığında -esası zedelememek şartıyla- birtakım kolaylıklar getirmişlerdir.
İlgili hadîsler:
Ebû Hüreyre (r.a.)’den yapılan rivayette, Peygamber (a.s.) Efendimizin şöyle buyurduğunu söylemiştir:
“Doğu ile batı arası kıbledir.” (Tirmizî, salât: 139, Nesâî, Siyam: 43, İbn Mâce, ikâmet: 56, Tabernî, kıble: 8.)
1- Kabe’den uzak yerlerde oturanların kıblesi, o cihettir, Kâbe veya Mekke’nin kendisi değildir; çünkü isabet etmek çok zordur.
2- Doğu ile batı arası denilince bu konuda ilk akla gelen Arap Yarımadasıdır. O halde uzak mesafede bulunanlar Hicaz kesimine isabet ederlerse, kıbleyi bulmuş sayılırlar.
Kâbe’nin bulunduğu noktadan 45 derece sağa ve sola sapmalar kıbleden (Kâbe yönünden) sapma sayılmaz. Sapma derecesi daha fazla olursa “kıbleye yönelme” şartı aksamış olur.
Namaz kılanın göğsü kıble istikametinden 45 derceden fazla sağa sola dönmedikçe namazı bozulmaz.
Hadislerin ışığında müctehid imamların görüş, istidlal ve ictihatları:
a) Hanefîlere göre:
Kur’ân’da kıble konusunda “şatır” tabiri kullanılmıştır ki, bu, daha çok Mekke dışında olanların o cihete yönelmesinin yeterli olduğuna delâlet eder. O bakımdan Mekke’den uzakta bulunan kimselerin o cihete yönelmesiyle farz yerine gelmiş sayılır. Hanefî fukahasının çoğunun görüş ve ictihadı böyledir. Kerhî ve er-Râzi gibi fıkıhta söz sahibi ilim adamları da aynı şeyin sıhhatini belirtmişlerdir Ancak Ebu Abdillah el-Basrî ve benzeri birkaç ilim adamı, Kabe’nin kendisine isabet etmek şarttır, bu da ictihad ve araştırma ile sağlanır, demişlerse de, onların bu görüşünde ümmet için zorluk söz konusu olduğundan pek itibar görmemiştir. (Fazla bilgi için bak: Bedayi’us-Sanayi’ Fi-Tertibi’ş-Şerayi: 1/118-119)
b) Şâfiilere göre:
Mekke’de bulunduğu yerde Beytullah’ı göremiyorsa veya Mekke dışında ise, farz namaz vakitlerinde Kabe’ye isabet etmek için, yıldızlar, güneş, ay, rüzgâr, dağ ve kıbleyi belirlemeye yarayacak şeylerden yararlanmaya çalışması gerekir. ( el-Ümm: 1/93.)
Kıble’yi araştırdıktan sonra kendi ictihadına göre namaz kıldıktan sonra hatâ ettiği belli olursa, vakit içinde ise iade etmesi, vakit çıkmışsa kaza etmesi gerekir. (Siracü’l-vahhac: 1/40.
c) Hanbelîlere göre:
Kabe’yi görecek durumda ve yerde ise, Kabe’nin kendisine yönelip namaz kılması gerekir. Mekke dışında ise, araştırıp o ciheti belirlemesi, ictihatta bulunması söz konusudur. Şehir ve kasabalarda ise, mihraplara minare kapılarına bakmak suretiyle kıbleyi tayin eder. Başka bir yerde ise, Kabe’nin kendisine isabet etmesi şart değildir. İctihat edip kendi reyine göre, belirliyerek namazını kılar. Namazda hata etti��ini anlarsa, iadesi gerekmez. Bu, İmam Ahmed’den yapılan bîr rivayete göredir.: el-Muğnî: 1/440, 444.
d) Mâlikîlere göre:
Kabe’yi gözle görebilecek bir yerde ise, Kabe’nin kendisini belirleyerek namaz kılar. Mekke dışında ise, bazı alâmetlere bakar. Mihrap ve benzeri şeyler birer delil sayılır.
(Devamı Yarın)

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti