Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay

Namazı Huşû ve Hudû İle Kılmak-2

Muharrem Günay 5 Ocak 2011 Çarşamba 02:00:00
  Buna şöyle cevap verdi: ´Bedenime mızrakların saplanması, bana sizin namaz içinde hissettiğiniz dünya hâdiselerini duymaktan daha sevimli gelir.
Müslim b. Yesar da bu kimselerdendi. Basra camiinde namaz kılarken, cami duvarının yıkılmasından haberi olmamıştı.
Böyle kimselerden birinde, önlenmesi ancak hastalığa yakalanan parçanın kesilmesiyle mümkün olabilecek bir hastalık belirdi. Ancak o sözkonusu parçanın kesilmesine razı olmadı. Kendisini tanıyanlardan biri tedbir olarak şöyle dedi: ´Namaza durduğu zaman başına gelenlerden haberi olmaz. Bu nedenle, onu namazda iken ameliyat edin´. Bunun üzerine, kesilmesi gereken beden parçası kendisi namazda iken yerinden alındı ve böylece tedavisi yapıldı. ) (Adı Refi b. Mehram´dır. Riyâhî kabilesine mensup olup Basralıdır. Resûlullah´ın vefatından iki sene sonra müslüman olmuş ve H. 90 senesinde vefat etmiştir.)
Yine bir zata ´Namazda birşey hatırlar mısın?´ diye sorulduğunda, ´Bence namazdan daha sevimli birşey yoktur ki onu hatırlayayım´ buyurmuştur.
Zeyne’l-âbidîn Hazretlerinin evi yanıyordu. Bağırışanların çığlıkları ise mahalleyi altüst ediyordu. Fakat Zeyne’l-âbidîn’de hareket yoktu. Yangını söndürdükten sonra içeriye girenler onu namazda buldular. Selâm verip de namazı biti-rince hayretle sordular:
— Evin bir köşesi tutuştu, yanıyordun, feryadlarımızı duymadın mı? O da şöyle cevab verdi:
— Duydum duymasına da, öteki tarafın ateşi, bu ateşin heyecanını bastırdı. Onun için mühimsemedim..
Ashab-ı Kirâm’dan Said bin Hayseme’nin atını çalıyorlardı. Görenler atın çalındığını bağırarak duyurdular. Ama Said bin Hayseme’de bir hareket yoktu. Ona:
— Neden atının peşinden gitmedin, dediler. Şöyle karşılık verdi:
– Namazdaki hazzım ve zevkım, bana atımdan çok daha değerli geldi de ondan.. Evet, maneviyat büyüklerinin ve şuurlu dindarların namazları böyledir.
Seleften bazıları, vesvese korkusundan, namazlarını acele kılarlardı.
Rivayet ediliyor ki, Ammar b. Yâsir (r.a) bir keresinde namazını acele olarak kıldı. Orada bulunanlardan biri ´Ey Ebu Yekzan! Namazını çok acele kılmadın mı?´ diye sordu. O da ceva-ben şöyle buyurdu: ´Namazın hududlarından herhangi birine riayet etmediğimi ve herhangi bir unsurunu eksik yaptığımı gördün mü?´. Adam görmediğini söyleyince de şöyle dedi: ´Şeytanın unutkanlığını acele olarak geçeyim diye namazı bu şekilde kıldım´.
Çünkü Hz. Peygamber şöyle buyurmuştu: Kul, namaz kılar; fakat kendisi için, bu namazın yarısı, üçte biri, dörtte biri, beşte biri, altıda biri ve hatta onda birisi dahi yazılmaz.
Ammar b. Yâsir sözlerine şöyle devam etti: “Kişi namazından neyi, ne kadarını anlarsa, kendisi için o kadarı yazılır, buyurulmuştur”.
Ashabdan Hz. Talha, Hz. Zübeyr ve bir grup, namazlarını herkesten daha acele ve hafif olarak edâ ederlerdi. Böylece şeytanın vesvesesinden bir an evvel kurtulmayı temin ettiklerini söylerlerdi.
Hz. Ömer birgün minberde şöyle buyurmuştur: ´Kişi, sakalı İslâmiyet´te bembeyaz kesildiği halde, Allah Teâlâ için kâmil ve tam bir namaz kılmamış olabilir´. Sahabîlerden biri ´Bu nasıl olur?´ diye sorunca da şöyle buyurmuştur: ´Bununla namazda gereken huşû, tevâzu ve Allah Teâlâ´nın huzuruna yönelmeyi tamamlamadığını söylemek istiyorum.”
(Fe veylünlilmüsallîn an salatihim sâhun- Maun/5) “ Vay haline o namaz kılanların ki, namazlarında gaflet içindedirler! “ ayetini okuyunca şöyle buyurmuştur. “Allahü Ekber! Sizden her birinize dünyanın tamamının bir benzeri verilmektense, ( Allah’ın bu uyarısı ve ihlas üzere kılınan namaz ) daha hayırlıdır. Namazdan gaflet eden o kimsedir ki, namazı kılsa namazının hayrını ummaz, O’nu terketse Rabbından korkmaz…”( Cami’ul- beyan Fi Tefsiri’l – Kur’an: 30/202 )
İbni Ebi Nüceyh’in Mücahid’den yaptığı rivayete göre, Hz.Ali (R.A.) ayette geçen “ yüraüne “den maksat, namazıyla riyakârlık eden kimse olduğunu belirtmiştir. (Fethulkadir: 5/501, C.Yıldırım, İlmin Işığında Asrın Kur’an Tefsiri, 13. cilt / 7020 )
Ebu Âli’ye ”Onlar ki, namazlarından gafildirler” (Maun/5) ayetinin kimin hakkında nâzil olduğu sorulunca, “Namazında kaç rek´at kıldığını bilmeyen kimseler hakkında nâzil olmuştur” cevabını vermiştir.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti