Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

NAMAZ HER HAL VE ŞARTTA KILINMALIDIR

Muharrem Günay 26 Nisan 2019 Cuma 14:05:47
 

Hiçbir şey, iş, ticaret, savaş dâhil namazı terk etmeye mazeret olamaz. Bu konuda Yüce Allah, şöyle buyurur:
“Bir takım insanlar (Allah’ı tesbih ederler) ki, ne ticaret ne de alış veriş onları Allah’ı anmaktan, namaz kılmaktan ve zekât vermekten alıkoymaz.” (Nur: 247)
Dinin direği ve mü’minin miracı olan namaz borcunun yerine getirilmesi için her türlü kolaylık sağlanmıştır:
“Su bulamayanlar teyemmüm ederek (Maİde: 6):
“- Ey iman edenler! Namaz kılmaya kalktığınız zaman, yüzlerinizi ve dirseklere kadar ellerinizi yıkayın. Başlarınızı meshedin, iki topuğa kadar da ayaklarınızı yıkayın. Eğer cünüp iseniz temizlenin. Hasta iseniz yahut yolculukta iseniz yahut biriniz abdest bozmaktan gelmişse yahut kadınlara dokunmuşsanız, su da bulamamışsanız, temiz bir toprağa teyemmüm edin. Bunun için de yüzlerinizi ve ellerinizi o toprakla meshedin. Allah size bir güçlük çıkarmak istemiyor, fakat sizi temizlemek ve şükredesiniz diye de üzerinizdeki nimetini tamamlamak istiyor.” (Maide:6)
Bir tehlikeden korkanlar veya at, deve, uçak, gemi vb. binit üzerinde iken veya yürürken kılarlar:
“Eğer bir korku hâlindeyseniz, yaya veya binekli olarak giderken kılın…” (Bakara,2/239)
 “O korkulu zamanda namazı kıldınız mı gerek ayakta, gerek otururken ve gerek yanlarınız üzerinde hep Allah’ı zikredin. Korkudan kurtulduğunuzda namazı tam erkânı ile kılın. Çünkü namaz müminlere belirli vakitlerde yazılı bir farzdır.” (Nisa/103)
“Yolcular, seferi olanlar, dört rekâtlı farzları ikişer rekât olarak kılarlar.” (Enes, İmâm Suyuti, Camiu’s-Sağir, Aydın Yayınevi: 1/674)
— Resûlüllah (s.a.v.) buyuruyor ki  
“Şüphesiz Hz. Allah, misafirlerden oruç tutma ve namazları dört rekât kılma zorluğunu kaldırmıştır.” (Enes. İmâm Suyuti, Camiu’s-Sağir, Aydın Yayınevi: 1/674)
“Savaş halinde olanlar nasıl güçleri yetiyorsa o şekilde” (Nisa: 102)
“Sen onların aralarında bulunup da onlara namaz kıldırdığında içlerinden bir kısmı seninle beraber namaza dursun. Silahlarını da yanlarına alsınlar. Bunlar secdeye vardıklarında diğer bir kısmı arkanızda beklesin. Sonra o namaz kılmamış olan diğer kısım gelsin seninle beraber kılsınlar ve ihtiyatlı bulunsunlar, silahlarını yanlarına alsınlar. Kâfirler arzu ederler ki, silahlarınızdan ve eşyanızdan bir gafil olsanız da size ani bir baskın yapsalar. Eğer size yağmur gibi bir eziyet erişir veya hasta olursanız silahlarınızı bırakmanızda bir vebal yoktur. Bununla beraber ihtiyatı elden bırakmayın. Kuşkusuz Allah kâfirlere alçaltıcı bir azap hazırlamıştır.” (Nisa: 102)
Resûlullah (s.a.v.) buyuruyor ki  
“Namazın mümkün olduğu kadar ayakta kılınması daha büyük sevaptır. Şayet buna güç yetmiyorsa, oturarak da kılınabilir. Buna da güç yetmiyorsa, uzanarak veya yan yatarak kılınmalı.” (Buharı. İmâm Suyuti, Camiu’s-Sağir, Aydın Yayınevi: 1/688)
Ayakta durmaya güçleri yetmeyen hasta, yaşlı ve özürlüler oturarak, buna da güçleri yetmiyorsa, yatarak namazlarını kılarlar. (Al-i İmran: 191)
 Oturabilenler önce oturarak, buna güçleri yetmiyorsa o zaman sandalye veya taburelere oturabilirler. Her önüne gelenin ufak tefek rahatsızlıkları bahane ederek sandalye üzerinde namaz kılması hem şeriat açısından hem de camileri kiliselere benzetmek açısından uygun değildir. Kâde namazın şartlarından biridir. Yere oturmaya güçleri yettikleri halde tabure üzerinde namaz kılanlar kâde şartına uymamış ve namazı fâsit etmiş olurlar.
Kadınlar özel hallerinde namazı kılmaz ve kaza da etmezler. (özel hallerinde tutamadıkları orucu kaza ederken, namazı kaza etmezler.)
Kadınlar dilerlerse camide cemaatle namaza iştirak edebilirler. Fakat evlerinde kılmaları daha uygundur.
Resûlullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Kadınların namazlarının en efdali kendi evlerinde kılacağı namazlardır.” (Taberani. İmâm Suyuti, Camiu’s-Sağir, Aydın Yayınevi: 1/722)
İmanı kalbine yerleşmiş ve gerçek mümin niteliği kazanmış bir Müslüman’a namaz kılmak ağır ve zor gelmez. Müminler namazlarına müdavimdir (Mearic: 22–23) ve namazlarını büyük bir haz ve istekle kılarlar.

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER