• Haberler
  • Genel
  • Müslümanlar Kerbela’dan ders çıkarmak zorunda

Müslümanlar Kerbela’dan ders çıkarmak zorunda

“Muharrem Ayı ve Aşure” başlıklı konferansın konuşmacısı Müftü Burhan İşliyen, tüm Müslümanlar’ın Kerbela olayından ders çıkartmak zorunda olduğunu, Kerbela mesajlarının iyi okunması gerektiğini aktardı. İşliyen, aşure tatlısı yapma ve ikramın dini bir ibadet olmadığını da hatırlattı Beşir Derneği ve bazı sivil toplum kuruluşlarının işbirliği ile düzenlenen “Muharrem Ayı ve Aşure” başlıklı konferansı Afyonkarahisar Müftüsü Burhan [&hellip]

Müslümanlar Kerbela'dan ders çıkarmak zorunda

“Muharrem Ayı ve Aşure” başlıklı konferansın konuşmacısı Müftü Burhan İşliyen, tüm Müslümanlar’ın Kerbela olayından ders çıkartmak zorunda olduğunu, Kerbela mesajlarının iyi okunması gerektiğini aktardı. İşliyen, aşure tatlısı yapma ve ikramın dini bir ibadet olmadığını da hatırlattı

Beşir Derneği ve bazı sivil toplum kuruluşlarının işbirliği ile düzenlenen “Muharrem Ayı ve Aşure” başlıklı konferansı Afyonkarahisar Müftüsü Burhan İşliyen verdi. Konferans öncesi Hüseyin Eren tarafıdan Kur’an tilaveti ve Hoş Sada Grubu tarafından tasavvuf müziği dinletisi gerçekleştirildi.
KERBALA İLE VEFAT
ARASINDA 48 YIL VAR
İl Müftüsü Burhan İşliyen, Peygamber Efendimizin vefatının 632 yılında gerçekleştiğini kaydetti. İşliyen, Resulullah’ın (SAV) “Cennet Gençliğinin Efendisi” dediği torunu Hz. Hüseyin’in Kerbela’da susuz bırakıldıktan sonra, katledilip, başının gövdesinden ayrılma tarihinin 680 olduğunu belirtti. Efendimizin vefatı ve torunu Hz. Hüseyin’in katledilmesi arasında 48 yıl olduğunu kaydeden İşliyen; “Peygamber Efendimiz (SAV) ile onun torunuan reva görülen bu muamelenin arasında 48 sene var. Hz. Hüseyin günlerce susuz kalınca, kucağında çocuğunu kaldırıyor ‘Benimle derdiniz var. Bu çocukla ne derdiniz var?’ diye soruyor. ‘Bu çocuk masum. Allah için bir damla su verin. Çocuk susuzluktan helak olmak üzere.’ diyor. Hz. Hüseyin kucağı çocuğunda bunu yaparken karşıdan gelen bir ok 3 yaşındaki Abdullah’ın boğazına saplanıyor. Hz. Hüseyin’in elleri kan revan içerisinde kalıyor. Beddualar ediyor bunu kendilerine yapanlara karşı. Bunu yapan birliğin başında Yahudiler, Hristiyanlar, Mekke Müşrikleri, Bizanslılar var. O zaman ki putperes İranlılar yok. Ömer Bin Saad var. Büyük Sahabelerden bir tanesi. Bir rivayete göre Yezid’in kendisine vaad ettiği bir şehrin valiliğini alabilmek için gözyaşları içerisinde Peygamberin torununu ve onun tüm ailesini iki kişi hariç kılıçtan geçittiriyor.” dedi.
HERGÜN YENİ
KERBELALAR YAŞANIYOR
Kerbala olayının insanı neyin vahşileştirdiğini gösterdiğini belirten Burhan İşliyen, Peygamberler Tarihi, İnsanlık Tarihi, İslam Tarihi buna benzer vahim olayların örnekleriyle dolu olduğunu kaydetti. İnsanı bu kadar vahşileştirip, tanınmaz hale getiren, insana, Peygamber torununa bu muameleyi yapmaya götüren sebepler üzerinde düşünülmesi gerektiğini söyleyen İşleyen; “Kerbalanın yaşandığı topraklarda Hz. Ali’nin meftun bulunduğu Necef’te Bağdat’ta civarında daha öteye gidin; Şam’da, Halep’te, Humus’ta her gün yeni Kerbelalar yaşanıyor. Bağdat’ta patlayan bir bomba da 26 kişi hayatını kaybetti. Başka bir gün pazar yerinde patlayan bomba ile 60 kişi öldü. Başka bir gün 70 kişi, başka bir gün 110 kişi. Milyonlarla ifade edilen sayıda insan hergün Kerbela’da hayatını kaybediyor. Neden? Çünkü Hz. Hüseyin’in mücadelesinden, şehadetinden çıkarmamız gereken dersi çıkarmadığımızdan dolayı. Bu elim hadiseler hergün yaşanıyor. Sadece anmakla yad etmekle, bugün Şii dünyasına matem anmalarına bakın. Artık bize zincirlerle kendilerini dövdüklerini göstermiyorlar. Ama ellerini göğüslerine, dizlerine vura vura ‘Kerbela’dan şehit geldi Hüseyinim şehit olmuş. Ah Hüseyinim, vah Hüseyinim.’ diye ağlıyorlar. Ama ey insanlar, ağlarken kardeşlerini bombalamaktan geri durmuyorlar.” diye konuştu.
HIRS VE HASETİ TERK ETMEK LAZIM
Alınması gereken mesajın üzerinde yoğunlaşılması gerektiğini vurgulayan Müftü Burhan İşleyen, ilk insan ve Peygamber olan Adem (A.S) ile Habil ve Kabil arasındaki mücadelenin başladığını belirtti. Kabil’in hırs ve hasedinin onu Habil’i öldürmeye ittiğini aktaran İşleyen; “İlk cinayeti Kabil işledi. Peygamberin çocukları birbirlerini öldürdüler. Kuran-ı Kerimin anlattığı hadiselerdendir, Yakup A.S’nin çocukları vardı. Ama bir tanesine Yakup’un meili daha fazlaydı. ‘Babamızın ilgisi bize yönelsin.’ diye 10 kardeş küçücük Yusuf’u alıp ölüme kuyuya terk ettiler. Hırs ve haset Peygamber çocuklarını gözünü kör etmiştir. Daha öteye gelin hep benzer tablolarla karşılaşacaksınız. Peygamber Efendimiz (SAV), şehitlerin sultanını anarken üzerinde durmamız gereken, düşünmemiz gereken yegane hususun bu olduğu kanaatindeyim. Afgan mücahitler SSCB dağıldıktan sonra hala birbirlerini öldürmeye devam ediyorlar. Hz. Ali’nin akıbetinden alınması gereken ders alınmadığı için bunlar oluyor. Kendimize birazcık çeki düzen veremezsek, birazcık boş kalsak bizde o hale geliriz endişesini taşıyoruz. Cenab-ı Hakk memleketimizi muhafaza eylesin.” şeklinde konuştu.
HIRS İNSANI
PERİŞAN EDER
Müftü Burhan İşliyen, mal, makam hırs ve sevgisinin aç iki kurdun koyun sürüsüne verdiği zarardan daha fazla olduğunu söyledi. Kurtların daldıkları sürüde ki hayvanları boğarak öldürdüğünü, aç kurtların sürüde canlı bırakmadıkları gibi hırsın da insanı perişan ettiğini ifade eden İşliyen; “Hırs insanı mahveder. Hırslarımızı gemlemeyi, istek ve arzularımızı kontrol etmeyi, mal ve makam düşkünlüğümüzü kontrol altına alabilmeyi başarmamız Hz. Hüseyin’in (R.A) şehadetinden çıkarmamız gereken mesajlardandır. Küçüğünü yapan gün gelir büyüğünü de yapar. Örneğin mal düşkünlüğü gözünü karartan bir devlet memuru yolluk hesaplamasında yazılan göreve gitmeyip onun yolluğunu alabilmektedir. Bir öğretmenin girmediği ya da geç kaldığı, kontrole takılmadığı dersin ücretini alması gibi. Hani denir ya, denetim elemanının denetlemeye gittiği yerde çay içmesi bile haramdır. Örneğin gidivermişim yemiş, içmişim gören yok. Bunlar Hz. Hüseyin’in başına gelenler ve şehadeti ile kıyaslanır mı demeyin lütfen. Küçüğünü yapan eline geçtiğinde büyüğünü de yapar.” ifadelerini kullandı.
HAKSIZLIK VE ZALİMLERE KARŞI DURULMALI
Burhan İşliyen, nitelik ve miktar olarak karşılaştırma yapmadığını ancak bir insanın girmediği ders ücreti 10 TL ise onu almasıyla bir başka insanın bankayı milyon dolar soyması arasında fark olmadığının altını çizdi. Her iki örnek için hükmün aynı olduğunu söyleyen İşliyen şöyle konuştu: “Her ikisi de hırsızlık, çalma, ikisi de Allah katında haram ve günahtır. Hz. Hüseyin’in hayatından almamız gereken birinci mesaj hırslarımızı kontrol etme gereğidir. Aksi halde Allah korusun hem dünyamızı hem de ahiretimizi perişan edecek hallerin içerisine düşebiliriz. Diğer bir mesaj Hz. Hüseyin’in istişareler ediyor. Yezid Muaviye’nin oğludur. Muaviye vefatı sırasında oğlu Yezid’in ahlaki zaafiyetlerine karşı tüm itirazlara rağmen hilafeti Yezid’e bırakıyor. İslam tarihinde ilk defa saltanat böyle başlar. Kuran bizi zalimlere karşı içimizde en ufak bir sevgi duymamamız konusunda uyarır. Zalimlere, haksızlık yapanlara her kim olursa olsun karşısında durmaya mecburuz. Allah’tan başka dost ve yardımcı yoktur. Zalime karşı, haksızlığa karşı sesi yükseltmek gerekiyor.”
AŞURE YAPMAK VE
İKRAM İBADET DEĞİLDİR
İnsanların hayatlarında ki önem sıralamasını Cenab-ı Hakk’ın yaptığı sıralama doğrultusunda yapması gerektiğini ve noktada doğru sıralamanın önemine değinen İşleyen şunları söyledi: “Aşure tatlısı yapmak ve ikram etmek kişisel bir tercihtir. Dini bir vecibe ve zorunluluk değildir. Güzel bir gelenek ve sakıncası olmayan bir tercihtir. Ama özel bir sevabı ve artısı yoktur. Yani ortada bir ibadet sözkonusu değildir. Bu nedenle aşure ikramı yapan ve aşure yapanlara Allah kabul etsin demek doğru olmaz. Ancak Allah razı olsun, eline sağlık, teşekkür ederim demek yeterlidir.”
>> Burcu AYDIN’ın haberi

Bakmadan Geçme