Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

MUSÂFAHA KÜÇÜK GÜNAHLARIN BAĞIŞLANMASINA VESİLEDİR

Muharrem Günay 1 Şubat 2018 Perşembe 13:47:53
 

Hadis-i şeriflerinde Rasûlullah (s.) Efendimiz, “Birbirleriyle karşılaşan iki Müslüman el sıkıştığında, onlar daha oradan ayrılmadan günahları affedilir.” Buyurmuşlardır.  (Ebu Davud, Edeb 143. Tirmizi, İsti’zan 31, (2729).
Ebu Zer (r.a.)’e soruldu:
– Peygamber (s.) ile karşılaştığınızda, sizinle musâfaha eder miydi? O;
– Benimle musâfaha etmeden kendisi ile asla karşılaştığım olmadı, demiştir. (Ebu Davud, İmam Ahmed)
Saygı bakımından küçükler büyüklerin, çocuklar anne ve babalarının, öğrenciler hocalarının, çırak ustasının, kadın kocasının elini öpmesinde dinimizce bir sakınca görülmemiştir.  
Bu sünneti ilk işleyenler Yemenlilerdir. Resûl-i Ekrem, bir kısım sahih rivayetlerinde çeşitli vesilelerle Yemenlileri methetmiştir. Onların îmanlarının güçlü, kendilerinin iyi Mümin ve hikmet ehli olduklarını övdüğünü görürüz. Bu, Yemenlilerin o günün önde gelen medenî topluluklarından biri oluşlarıyla alâkalıdır, denilebilir. Çünkü Yemenliler de Türkler gibi herhangi bir zorlama söz konusu olmadan ve benimseyerek İslâm’ı kabul etmişler, gerçekten de dini en iyi yaşayan topluluklardan birisi olmuşlardır. Bu, övülmeye ve takdire değer bir haldir. Enes’in tarafından rivayet edilen hadisten öğrendiğimize göre, Efendimiz musâfaha âdetini ilk getirenlerin de Yemenliler olduğunu söylemişlerdir ki, bu da onların lehine ve methine yönelik bir hadistir. Ayrıca bu hadis vesilesiyle bir kere daha tekrar etmemiz gereken  bir gerçek vardır: İslâm, daha önce insanlar arasında yaygın olup da Kur’an ve Sünnet’e aykırı olmayan güzel âdetleri ortadan kaldırmamıştır. Bu durum, insanlığın tarih boyunca geliştirdiği iyi ve güzel hasletlerin, bütün insanlığın ortak bir eseri olduğunu, bunlardan Allah’ın rızâsına uygun ve insanlara faydalı olan hiçbir şeyi İslâm’ın reddetmediğini gösterir.
Müslümanlar birbirleriyle karşılaşıp selâmlaştıktan sonra musâfaha yaparlar. Selâmlaşmaları bir sâlih amel, musâfaha yapmaları da bir başka güzel davranış ve sadakadır.  Bunların her ikisi görüldüğü gibi Resûl-i Ekrem tarafından övülüp teşvik edilmiştir. İyi Mümin olmanın birer belirtisi sayılan bu güzel davranışlar, kul hakkının dışında kalan hukûkullahla (Allah hakkıyla) ilgili küçük günahların bağışlanmasına vesile teşkil eder. Zira onlar karşılaşmaları esnasında birbirlerine dua ederler. Ebû Dâvûd’un bir rivayetinde ifade edildiği gibi, iki Müslüman karşılaştıkları zaman musâfaha yaparlar, her ikisi Allah’a hamdeder ve bağışlanmalarını dilerlerse, her ikisi mağfiret olunur (Ebû Dâvûd, Edeb 143). Kur’ân-ı Kerîm’de [Hud sûresi(11), 114] ve Resûl-i Ekrem’in bir hadislerinde açıkça belirtildiği gibi, iyilikler çirkinlikleri yok eder (Taberânî, el-Mu’cemü’l-kebîr, IX, 160).
Müslüman gönül adamıdır, gönül kırmaz, gönül yapar. Bir hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz şöyle buyurdu:
“Cibril, bana şöyle anlattı, farzların dışında iyilik amellerinden hiçbir amel, Müslümanın kalbini/gönlünü mesrur (mutlu) eylemek kadar faziletli olmaz.”
 Ebû Hüreyre radiya”llâhu anhden, Resûl-i Ekrem sallal-lâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
“Gerçekten siz, mallarınızla insanları (memnun etmeğe) güç yetiremezsiniz. Ancak onları sizin güler yüz ve güzel huyunuz memnun edebilir.” (Ebû Yalâ ve Bezzâr)

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER