Musa Eroğlu: Gençler, türkülere sahip çıkın

Türk Halk Müziği'nin yaşayan efsanelerinden Musa Eroğlu, Afyon Kocatepe Üniversitesi Devlet Konservatuvarı ve Devlet Konservatuvarı Mezunları Derneği işbirliğinde öğrencilerle bir araya geldi. Eroğlu, gençlere tavsiyelerde bulunarak türkülere sahip çıkılması gerektiğini söyledi. Eroğlu, 'Türkülere sahip çıkın. Yanınızda türkü götürün. Türküler en ağıttır, hem edebiyattır, hem sevgiliniz yanınızda olur, hem hasret duygusu vardır. Türküleri yanınızda götürürseniz, yalnızlık [&hellip]

Türk Halk Müziği’nin yaşayan efsanelerinden Musa Eroğlu, Afyon Kocatepe Üniversitesi Devlet Konservatuvarı ve Devlet Konservatuvarı Mezunları Derneği işbirliğinde öğrencilerle bir araya geldi. Eroğlu, gençlere tavsiyelerde bulunarak türkülere sahip çıkılması gerektiğini söyledi. Eroğlu, “Türkülere sahip çıkın. Yanınızda türkü götürün. Türküler en ağıttır, hem edebiyattır, hem sevgiliniz yanınızda olur, hem hasret duygusu vardır. Türküleri yanınızda götürürseniz, yalnızlık çekmezsiniz” dedi.
NEYİ SÖYLEYECEĞİMİZİ ŞAŞIRDIK
Abdürrahim Karakoç’un şiiri Mihriban’ı bestelediğini hatırlatan Eroğlu, “Bu topraklarda bu aşk varken kavgayı anlamış değilim. Neye sevineceğimi, neyi söyleyeceğimi şaşırmış durumdayım” diye konuştu.
HASMINIZ SİVRİNİSEK GİBİDİR
Gençlerin ülke tarihini de yakından bilmesini isteyen Musa Eroğlu, şöyle devam etti:
“Belleğine sahip ol. Sen 7 tarafından kuşatılmış bir ülke değil miydin sen? Ne oldu? Vaz mı geçtiler zannediyorsun? Hasmını unutma. O gelir, en yumuşak yerinden gelir, sivrisinek gibi bulur en ince yerinden deler seni. Ben bir daha Çanakkale Türküsü yakılsın istemiyorum. Böyle bir türkü yakılacak durum olmasın. Aşk türküleri yakılsın. Çanakkale’de savaşanlar, şimdi birbirine kurşun sıkanlar gibi olsaydı Çanakkale olmazdı. Birinin ebesi Rebeka, birinin babası Salamon olurdu. Bunu hiç unutmayın.”
EMPERYALİZM SİSTEMİ
Dünyadaki sistemin, ülkeleri “uydu ülkeler” hâline getirmeye çalıştığına dikkat çeken Eroğlu, “Biz geçmişimizi geleceğe taşırken, toplum hafızası koca bir gövde, bunu kaybedenler çakma oluyor. Uydu adam oluyoruz. Kim ne derse oraya gidiyoruz. Emperyalist bir yaşam diyoruz. Bu bir masa değil, dört ayağı olan mobilya değil, araba hiç değil. İşte toplum hafızasını tahrip edip seni kimliksizleştirmek isteyen sistemin adı emperyalizm. Sen, sen olmayacaksın, uydu adam olacaksın. Senin kimliğin olmayacak” diye konuştu.
AĞIT YAKAN KÜLTÜR SENİN
Televizyondaki dizilerin kültüre katkısının olmadığını hatırlatan Eroğlu, “Önce macun uzunluğunda Brezilya dizileri geldi. Bir mahallede bir ailenin aşk hikayeleri anlatıldı. Ondan sonra bunu şimdi size görüntü olarak size sunuyorlar. Peki değerler nerede? O buranın malı değil ki değeri olsun. Biz bilmiyoruz. Burnumuzun dibinde biri Hakk’a yürüdüğü zaman, ona ağıt yakıyoruz. İşte o sensin. İşte senin kimliğin orada yatıyor” ifadelerini kullandı. >> Murat ARISOY’un haberi

“ELEDİM ELEDİM” TÜRKÜSÜNÜN İKİ TÜRÜ

Türk Halk Müziği Sanatçısı Musa Eroğlu, Erzurum yöresine ait “Eledim Eledim” türküsünün Türkiye’nin NATO aracılığıyla Kore’ye asker göndermesinden sonra ağıt olarak yazıldığını söyledi. Eroğlu, “Hepinizin bildiği bir türkü vardır: Eledim eledim…
Kore’ye yazılmış bir ağıttır. İkinci dörtlüğe bakalım mı? Bir güzel simadır aklımı alan… Ne alakaysa. O gün o türkü derlendiği zaman devletin korumacı bir yapısı vardı. Sadece ve sadece mahlasını bozarak kurtuluyordu derlemeciler. Güzel bir laf et, ama Pir Sultan Abdal deme. Nesimi deme. Biz de ‘Aşık der ki’ diye söylüyorduk” dedi.
TÜRKÜNÜN ASIL HÂLİ
Eledim eledim höllük eledim
Aynalı beşikte canan bebek beledim
Büyüttüm besledim asker eyledim
Gitti de gelmedi canan buna ne çare
Yandı ciğerim de canan buna ne çare
Kore dağlarında ot bucak bucak
Ne bilsin analar böyle olacak
Rahmet yerine kurşun yağacak
Gitti de gelmez canan buna ne çare
Yandı ciğerim de canan buna ne çare
***
TÜRKÜNÜN SANSÜRLÜ HÂLİ
Eledim eledim höllük eledim
Aynalı beşikte canan bebek beledim
Büyüttüm besledim asker eyledim
Gitti de gelmedi canan buna ne çare
Yandı ciğerim de canan buna ne çare
Bir güzel simâdır aklımı alan
Aşkın sevdasını canan sineme saran
Bizi kınamasın ehl-i din olan
Gitti de gelmedi canan buna ne çare
Yandı ciğerim de canan buna ne çare

Bakmadan Geçme