Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

MÜ’MİN NASIL OLMALI? (2)

Bir hadisi şeriflerinde Resûlullah sallallahu aleyhi ve selem şöyle buyurdu: “Allah’ın doksan dokuz, yani yüzden bir eksik ismi vardır. Kim bu isimleri sayar (beller ve her biri bir ahlak ilkesine karşılık gelen bu isimlerle ahlaklanır)sa cennete girer” (Buhâri, “Şurut”, 18,”Tevhid, 12, Müslim “Zikir” 1. 6, vb.).
Peygamber Efendimiz de her birisi bir ahlak ilkesinin karşılığı olan bu güzel isimlerle ahlaklanmayı ve başta insanlar olmak üzere bütün yaratılmışlara bu ahlak ilkeleri ile davranmayı tavsiye etmiş, kendisi de ahlak konusunda “Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim” buyurmuş ve üsve-i hasene en güzel örnek olarak bizlere öncülük yapmıştır. Sevgili Peygamberimize en azılı düşmanları bile güvenmiş ve “her konuda güvenilen ve güven veren Muhammed” manasına gelen “Muhammedül-emin” adını vermişlerdir.
Allah’ın en güzel isimlerinden birisi olan “Selâm”,” barış ve huzur veren” manalarının yanında aynı zamanda cennet bahçelerinden birinin adıdır. Bu bahçenin adı ‘selâm yurdu’ anlamında ‘Dâru’s-Selâm’dır.
Müslümanlar, ahirette selâm yurdundadırlar. O yurt, ayıplardan, belalardan sâlim oluş yurdudur. Orada selâmet, emniyet, sulh, asayiş, bütün korkulardan emin olma dileği, çabası ve kazancı vardır. Orada kalpler hileden, kinden, kıskançlıktan, kötülük dilemekten, günahlardan ve haramlardan, hayvanî niteliklere dönüşmüş olmaktan kurtulmuş olarak yaşarlar. İşte bu yurt selâm yurdudur. Cenâb-ı Hakk, Dâru’s-selâm/Barış yurdu ile ilgili olarak Yüce kitabımızda şöyle buyuruyor:
“Allah Barış Yurdu’na çağırıyor. Allah kimi layık görürse onu doğruluk ve dürüstlük yolunda yürütür” (Yunus suresi, 10/25).
Ayette geçen Dâru’s-selâm/Barış Yurdu tabiri “Barış, esenlik, huzur, adalet, güvenlik yurdu” anlamına gelmektedir. “Allah ‘Barış Yurdu’na çağırıyor” ifadesini dünyanın evrensel barış ve adâlet yurdu hâline getirilmesi olarak anlamak icap eder.
Demek ki Yüce Allah, “Selam” isminin yeryüzünde tecellisi olarak kendi adının ve barış dini İslâm dinin hâkim olduğu kimsenin hakkının yenmediği, kan ve gözyaşının akmadığı, herkesin barış içerisinde yaşadığı bir dünyanın kurulmasını bizden istiyor. Allah’ın en güzel isimleri olarak bilinen Esmâül-Hüsna’dan bir diğeri ise “er-Rahman” ismidir. Er-Rahman- “Rahmetiyle bütün yaratılmışları kucaklayan, hepsine nimetler lütfeden” demektir. Allah’ın bir diğer güzel ismi “el-Mü’min” dir ki “emniyet ve güven veren, kullarını korku ve endişelerden emin kılan”, el-Muheymin, bütün varlıkları görüp gözeten, korku ve endişeden koruyan demektir. Bir başka ismi ise “el-Adl” dir ki adil olan; asla zulmetmeyen; kullarına da adil olmayı, adaletle davranmayı emreden” demektir. Yine Esmâül-Hüsnadan bir diğeri “el-Ğafur” mağfireti çok, affedişi sonsuz olan; kulların günahlarını, hatalarını affederek örten demektir. Bir diğeri “el-kerim” dir ki ikramı sonsuz olan; hiçbir karşılık beklemeden cömertçe veren” manasına gelir. Yine “ el-vedüd “kullarını seven” manasına gelir.
Cenâb-ı Allah’ın halifesi olarak yarattığı, Müslüman ve Mümin adını verdiği insan, Allah’ın “es-Selam” ismimin tecellisi olarak dünyada barış ve huzurun, “el-Mümin” ve “el-Müheymin” isminin tecellisi olarak, emniyet ve güvenin, koruyup ve gözetmenin “el-Adl” isminin tecellisi olarak hakkın ve adaletin temsilcisi, mazlumun dostu, zalimin düşmanı olmalıdır. Yine ben Müslümanım, Müminim diyen insan, “er-Rahman” isminin tecellisi olarak, din, ırk ve mezhep ayrımı yapmadan bütün insanlığa ve her türlü canlı ve cansız varlığa rahmet nazarıyla bakan ve davranan , “el-Ğafur” isminin tecellisi olarak, hataları, kusurları örten ve bağışlayan, “el-vedüd” isminin tecellisi olarak Allah’ın kulu olan, bütün insanları seven, “el-Kerim” isminin tecellisi olarak başta insanlar olmak üzere bütün canlılara cömert davranan, ikramlarda bulunan, dünyayı bir barış ve adalet yurdu “Dârus-selâm” haline getirmek için çalışan, çaba ve gayret sarf eden, imanını amel ve davranışlarına yansıtarak, inandığı gibi yaşama (Saf 61/2) çabası içerisinde olan insan olmalıdır.
Bunun yanında ayet ve hadislerde bir Mü’minde bulunması gereken özellikler sıralanmış ve Mü’minlerin Kur’an ve sünnet merkezli bir hayat yaşamaları istenmiştir. Bu özellikler Bakara suresinde “ellezine yü’minune bil ğaybı ve yügîmunessalate ve minma razagnâhum yunfiguna.. O (takvâ sahibi) kimseler ki, gayba[1] (Allah’a, meleklere, âhirete, vahye, Allah’ın takdirine) inanırlar, namazı ikâme ederler (yani namazı dosdoğru kılar ve namazın ruhuna ve hedefine uygun bir hayat yaşarlar) ve kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden de (gereken yerlere Allah için) verirler.” ayeti ile başlar ve çeşitli sure ve ayetlerde devam eder. Yine bir çok ayette : “atîullahe ve etûrrasûl: Allah’a itaat edin ve (Allah’ın) rasûlune itaat edin…” (Maide 5/92, Nisa 4/80, Nisa 4/64-65,Ali-imran 3/31) Mü’minlerin Allah’a ve Allah’ın göndermiş olduğu resulüne itaat etmeleri ve uymaları emredilip, Hz. Peygamberin bizler için “üsve-i hasene: uyulması gereken en güzel örnek” (Ahzab33/21-36) olduğuna dikkat çekilerek Müminlerden kitap ve sünnet merkezli bir hayat yaşamaları istenir.
(1) Gayb: Bizim için dünyada akıl, ilim ve duyularla idrak edilemeyip ancak vahiy yoluyla bilinen varlık ve hadiselerdir. Allah, melekler ve âhiret gibi (bk. 31/34). Gayba iman, insanlığın fıtrî bir parçası ve her çağın kaçınılmaz zorunluluğudur. Ancak büyük yanılgı, sapıklık ve zihnî ilkellik içinde bulunan insanlar, hislerinin ve duyu organlarının verilerine göre hareketten ileri geçemezler (bk. 45/24). Ama insanlık, mânevî gücünü ve rûhî yüceliğini ancak gayba inanmakla devam ettirebilir. Çünkü basit insanlar inandıkları şeyi ancak şekil olarak görmek isterler. Gayba iman Allah’a iman ve O’nun emirlerine teslimiyetle başlar. Mü’minin birinci vasfı gayba inanmasıdır; aksi halde fâsıklık, münâfıklık veya kâfirlik yerleşir, akıl ve fizik putlaşmış olur.

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER