• Haberler
  • Genel
  • Muhteşem şölene, muhteşem kalabalık – Kocatepe Gazetesi

Muhteşem şölene, muhteşem kalabalık – Kocatepe Gazetesi

9’uncu Uluslararası Türkçe Olimpiyatları’nın bir bölümü, Afyonkarahisar’da gerçekleştirildi. Atatürk Stadı’ndaki Türkçe şölenine stat içinde 25 bin, stat dışında da 10 bine yakın kişinin katıldığı belirtildi. Etkinliklerde konuşan Afyonkarahisar Belediye Başkanı Burhanettin Çoban, “Bu insanları dünyanın 130 ülkesine seferber eden değerli büyüğümüze buradan selamlarımızı, hürmetlerimizi gönderiyoruz” dedi Dünyanın dört bir yanından Türkçe konuşmaya dair hünerlerini gösteren [&hellip]

Muhteşem şölene, muhteşem kalabalık

9’uncu Uluslararası Türkçe Olimpiyatları’nın bir bölümü, Afyonkarahisar’da gerçekleştirildi. Atatürk Stadı’ndaki Türkçe şölenine stat içinde 25 bin, stat dışında da 10 bine yakın kişinin katıldığı belirtildi. Etkinliklerde konuşan Afyonkarahisar Belediye Başkanı Burhanettin Çoban, “Bu insanları dünyanın 130 ülkesine seferber eden değerli büyüğümüze buradan selamlarımızı, hürmetlerimizi gönderiyoruz” dedi

Dünyanın dört bir yanından Türkçe konuşmaya dair hünerlerini gösteren çocukların buluştuğu Türkçe Olimpiyatları’nın Afyonkarahisar Etkinliği, büyük bir coşkuya sahne oldu. 20 ülkeden 55 çocuğun Türkçe şarkı, şiir ile tiyatro gösterisi sunduğu etkinlerde halk oyunları da sahnelendi.
9’uncu Uluslararası Türkçe Olimpiyatları’nın Afyonkarahisar Etkinlikleri’nde konuşan Afyonkarahisar Belediye Başkanı Burhanettin Çoban, “Yurtdışında eğitim veren okulları bizzat görmek, oradaki eğitimcilerin hangi şartlar altında görev yaptığını bizzat müşahade etmek, öğrencilerle de hasbihal etmek fırsatını buldum. Dünyanın 3-5 ülkesinde bu tür eğitim yuvalarını gördüğümde gözyaşlarımıza hakim olamadık. Necip Fazıl’dan şiirler mi dersiniz, Mehmet Akif’ten İstiklal Marşı ve diğer şiirleri mi dersiniz, her türlü sanatımızı mı istersiniz, hepsini bizzat gördük, dinledik. Tabii elbette gururlandık. Elbette sevindik” dedi.
Çoban, Türk Okulları’nın inşa edilmesine vesile olan kişileri de unatmadı. Çoban, “Bize bu sevinci yaşatan eğitim ordularına, eğitimcilere ve bu insanları dünyanın 130 ülkesine seferber eden değerli büyüğümüze buradan selamlarımızı, hürmetlerimizi gönderiyoruz. Bu etkinliğe maddi-manevi destek veren sayın Valimize, ilimizden sponsor olan tüm şirketlere ve sivil toplum kuruluşlarına teşekkür ediyoruz” diye konuştu.
Adalet ve Kalkınma Partisi İl Başkanı Mehmet Zeybek ise Türkçe Olimpiyatları için “Gerçekten takdire şayan bir hadise. Afyonkarahisar’da il kez gerçekleşen bir organizasyon. Türkiye’nin dış dünyada tanıtılması açısından tarkdire şayan bir olay. Ben dışarıdaki ülkelerde eğitim yoluyla o ülkenin gençlerinin eğitimeni katkıda bulunan yurtdışındaki Türk Okulları’na emeği geçenleri kutluyorum” ifadelerini kullandı.
Etkinlikleri stat içinde ve çevresinde 35 bine yakın kişinin takip ettiği bildirildi. Bu rakamın son 10-15 yılda Afyonkarahisar’da yapılan en büyük etkinlik anlamına geldiği belirtildi.

Ses bayrağımız, daha yükseklerde dalgalanıyor

20 ülkeden 55 çocuk… Bizim dilimizle, bizim hissimizle, bize hitap ediyorlar Atatürk Stadı’nda. Şiirler, türküler, halk oyunları, şakalar… Hepsi de anne-babalarından uzak, dost bir ülkede misafir oluyorlar. Sadece misafir demek yetmez belki, statta ve ekranları başında kendilerini izleyenlerin evlatları, arkadaşları, komşuları oluyorlar…

Kimisi Irak’tan, kimisi Mozambik’ten, kimisi de Norveç’ten gelmiş… Haritadaki yeri sorulsa belki de göstermekte zorlanacağımız çoğu ülkenin evlatları işte karşımızda, Afyonkarahisar Atatürk Stadı’nda. Bizim dilimizle, bizden şarkılarla, ecdamızın mirası türkülerle, söz varlığımızla hitap ediyor bizlere… Protokolde Afyonkarahisar’ın, Kütahya’nın, Uşak’ın yöneticileri, önde gelen akil adamları… Protokolün hemen arkasında, tribünlerde ve stat dışında binlerle ifadele edilen Türkçe sevdalıları, Türkiye sevdalıları…
9’uncu Uluslararası Türkçe Olimpiyatları’nın Afyonkarahisar etkinliği için her şey hazır…Ses, sahne, 4 adet büyük “LCD” tabir edilen, Türkçesi henüz bilinmeyen büyük televizyon… 3’ü stat içinde, 1’i stat dışında…Yine de yetmiyor işte bu coşkuyu anlatmaya. Bir tarafta sağlık çalışanları, bir tarafta güvenliği sağlayan emniyet güçleri. Onlar da memnun atmosferden. Zira Atatürk Stadı’na gelen, sevgi için, samimiyet için geliyor. Gelemeyen Afyonlular ise televizyonları başında. Ortak ruh, ortak sevinç… Ama elbette gözyaşı… Hani yıllardır görmediği bir dostunu, bir yakınını görür de insan, sarılır ve ağlar ya; stattaki gözyaşı da bu nedenle akıyor. Öyle ki bir milletin tarihi ile geleceği, aynı sahnede. Sahnenin neden kurulduğunu anlatan platformun en yüksek yerinde Türk bayrağı, hizasında Atatürk portresi. Arada tribünlere yansıtılan “9’uncu Türkçe Olimpiyatları” yazısı ve bu etkinliği Afyonkarahisar’a getirmenin heyacanını yaşayan gönül erlerinin, “mükemmellik” için koşuşturmaları…
Ve vuslat şöleni başlıyor işte. Sahnede biri Türk, ikisi nüfus kâğıdında yabancı 3 kişi. Nüfus kâğıdında yabancı olanların birinin ismi Bangeyema, diğerininki Aruni. Aruni Endonezyalı, Bangeyema Mozambikli. Ama hâl ve hareketleri Türk gibi. Soruluyor Aruni’ye, “Afyonkarahisar’ın hangi ürünü aklında kalacak?”, “Lokumu” diyor Aruni. Aynı soru Bangeyema’ya sorulduğunda “Kaymağı” diyor. Binlerce kişinin ekranları başında bu şöleni izlediğini düşündüğümüzde, etkinliğin Afyonkarahisar’ın tanıtımı için nasıl da büyük önem arz ettiğini görüyoruz. Her iki konuk sunucu da Türkiye’deki misafirperverlikten memnun. Ancak Bangeyama, çok daha farklı, çok daha dikkat çekici bir şey söylüyor:
“Burada renk ayrımı yok, dil ayrımı, din ayrımı yok. Siyah-beyaz ayrımı yok. Sizin de çok iyi bildiğiniz şe-kilde anlatmak isterim: Hepimiz renk körü olduk.”
Atatürk Stadı, alkışla çınlıyor. Herkesin gözünde ve gönlünde bir tebessüm. Sonra gösteri beğeniye sunulu-yor. İlk olarak Balkan türküleri, yani ecdamızın belki o toprakları fethederken, belki o topraklardan çekilirken yaktıkları türküler… Anadili Türkçe olmayan bir genç çıkıyor meselâ:
“Aman bre deryalar, kanlıca deryalar…”
Diğeri sahnenin önüne geliyor… “Çalın davulları, çaydan aşağı…” Söylediği türküyü, hareketleriyle o kadar destekliyor ki bu etkinliği bilmeseniz, türküyü söyleyen delikanlının gerçekten muhacır ya da Balkanlar’da yaşayan birisi olduğunu sanırsınız… Oysa delikanlı, ya Iraklı, ya Bangladeşli, ya da Tacikistanlı.
Balkan türküleri söylenirken bir taraftan da Balkanlara ait halk oyunları sergileniyor. Halk oyunu oynayan çocukların gözündeki ışıltı, stadı aydınlatıyor adeta. Statta yine bir alkış kopuyor.
Kardeş ülke Azerbaycan’dan bir hanım kız çıkıyor sahneye sonra. Söylediği şarkı oldukça anlamlı: Samanyolu… Türk Okulları’nın belki de ilk nüvelerinden birini oluşturan Samanyolu Koleji’ni hatırlatıyor insana bu şarkı. Azeri hanım kız, o kadar güzel seslendiriyor ki Samanyolu’nu, eski 45’lik plak dinlemiş kadar zevk alıyor stadı dolduranlar, stadın dışında bekleyenler.
Norveçli Anna, alıyor eline mikrofonu: “Halkalı şeker, şam fıstık…” Aa, bu kız, karşılama töreninde arkadaşlarının “Türkçeyi az biliyor” dedikleri kız değil miydi? Sahnedeki duruşu, yıllardır Türkçe konuşuyormuş gibiydi oysa. “Bilmeyeni buysa, bileni nasıl olur” sorusu geliyor akıllara.
Taylandlı genç kız çıkıyor bu sefer sahneye:
“Gesi bağlarında dolanıyorum, yitirdim yarimi, aman aranıyorum.” Kibarca selamlıyor, kendisini izleyen binlerce kişiyi. Hareketlerinde hiçbir aşırılık yok, her davranışı kibarca.
Bangladeşli iki gencin sahnede Erzurum Atışması’na kapılmaları, stattakileri ve ekran başındakileri kahkahalara boğuyor. “Ben yalan söylemem” diyen Bangladeşli’nin başından geçen olayları abartarak anlatması, karşısındaki Bangladeşli’nin de yüz ifadesiyle “Hadi canım” der gibi durması, takdire şayan bir gösteri olarak hafızalarımıza kazınıyor.
Ve sıra, gecenin yıldızı olmaya aday Azeri Sebuhi’ye geliyor. Sebuhi, “Azerbaycan’dan sizlere selam getirdim” diyor ve başlıyor, her Anadolu çocuğunun gönlünde yüksekçe bir köşke sahip şarkıyı söylemeye:
“Ellerimle büyüttüğüm,
Solar iken dirillttiğim,
Çiçeğimi kopardın sen,
Ellere verdin…”
9’uncu Türkçe Olimpiyatları’nın Afyonkarahisar Etkinlikleri’nin en küçük göstericisi, 12 yaşındaki Sebuhi, şarkının nakaratında öyle bir “Dağlar dağlaaar” diyor ki “Allah nefes vermiş” cümleleri kuran izleyiciler, büyük bir memnuniyetle alkışlıyor kendisini. “Maşallah” diyenler, “Helal olsun” diyenler… Ancak görüyoruz ki bu uzuuun “Dağlar dağlar”, tesadüf değil. Her defasında istifini bozmadan, uzatıyor nakaratı Sebuhi… Hem de çalgı olmadan, çıplak sesle…
Türkçe Olimpiyatları, tüm güzelliğiyle devam ediyor… Milletleri millet yapan değerleri yaşatmasıyla, başka milletlerden Türkiye dostu kazanmasıyla… “Türkçem, benim ses bayrağım” daha yükseklerde dalgalanıyor… (Kocatepe)

Bakmadan Geçme