Mühimmat patlamasına yeni dava! – Kocatepe Gazetesi
Hatırlanacağı üzere Kışlacık'taki mühimmat deposunun patlamasıyla ilgili dosyanın sanıkları Albay Veysel Özbay ile Binbaşı Ali Duran'a 13 yıl 4 ay, Üsteğmen Tuncay Aydın'a 6 yıl 8 ay hapis cezası verilmişti. Yargıtay'ın 2015/568 sayılı ana dosyayı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Ceza Dairesine gönderdiği öğrenildi. Ana dosyanın duruşması 18 Eylül 2019 tarihinde görülecek. Üst mahkemeden çıkacak [&hellip]
Hatırlanacağı üzere Kışlacık’taki mühimmat deposunun patlamasıyla ilgili dosyanın sanıkları; Albay Veysel Özbay ile Binbaşı Ali Duran’a 13 yıl 4 ay, Üsteğmen Tuncay Aydın’a 6 yıl 8 ay hapis cezası verilmişti. Yargıtay’ın 2015/568 sayılı ana dosyayı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Ceza Dairesine gönderdiği öğrenildi. Ana dosyanın duruşması 18 Eylül 2019 tarihinde görülecek. Üst mahkemeden çıkacak karar doğrultusunda yeni dosyanın ana dosya ile birleştirilmesi de söz konusu olabilecek.
4 SANIKLI YENİ DAVA BAŞLADI
Türkiye’yi sarsan Afyonkarahisar’daki mühimmat deposu patlaması kovuşturması devam ediyor. Bu kapsamda 2018/605 sayılı dosyada sanıklar; Subay Barış Bağlan, eski Astsubay Hasan Ahıska, Astsubay Aydın Sevinç ve Emekli Veteriner Hekim Murat Aydın yargılanıyor. Afyonkarahisar 1. Ağır Ceza Mahkemesi 2. Heyeti tarafından görülen yaklaşık 4,5 saat süren ilk duruşmada sanıkların ifadeleri alındı. Duruşma sonrası kurulan ara kararda ifadeleri alınan sanıkların duruşmalardan vareste tutulmasına (sorguları alındığı için duruşma takip zorunluluğu olmaması), olayda ismi geçen kişilerin tanık olarak dinlenilmesine, müştekilerin davaya katılmasına karar verilerek duruşma Mayıs ayına ertelendi.
“İTİRAZIMIZA RAĞMEN
MÜHİMMAT GÖNDERİLDİ”
Sanık Murat Aydın duruşmada verdiği ifadede, Afyonkarahisar’a lav edilen Susurluk Birliği’nden mühimmat sevk sürecinin 2012 yılının Nisan ayında başladığını kaydetti. Olaydan 23 gün önce Binbaşı Ali Duran’a görevi bıraktığını belirten Aydın, “Susurluk’tan gelecek mühimmatın sevki 5 ay gibi dar bir sürece sıkıştırıldı. Birlik çok büyük bir birlikti. Karar 2012 yılının Nisan ayında alındı. Kısa zamana sıkıştırılan boşaltma işlemi ile malzeme gönderilecek birliklere ağır bir yük yüklendi. Dolayısıyla görev yaptığım 41. Bölük Komutanlığına da ağır bir yük getirildi. Beş depoluk mühimmatın 2 depoya rastgele sıkıştırıldığı şeklinde medyada yer alan ifadeler var. Bu ithamı kesinlikle reddediyorum. İtirazlarımıza rağmen bu mühimmat bize gönderildi. Teslim almaktan başka çare kalmadı. Bu mühimmatı sayıca kısıtlı personelle indirmemizden başka bir yol yoktu.” dedi.
“ÖZENLİ VE DİKKATLE ÇALIŞTIK”
Susurluk’tan Afyonkarahisar’a mühimmatın demiryolu ile gönderildiğini anlatan Murat Aydın, el bombalarının önce İkmal Komutanlığı’na geldiğini kaydetti. Olası bir patlama ihtimalini göz önünde bulundurarak çok dikkatli çalıştıklarını ifade eden Aydın, “Personelimizin dinlenmesine bile müsaade edilmedi. Zorluk yaşadık, personel eksikliğine rağmen en iyi şekilde mühimmatı depoya istifledik. İkmal Komutanlığı’na ulaşan el bombalarını kışlanın demiryolu bağlantısı olmadığı için özenle ve dikkatle taşıdık. Patlayıcı maddeler uzun süre vagonda kalamazdı. Aksi halde ceza şartı vardı. Bu nedenle Garnizon Komutanlığı’ndan personel desteği alındı. Bu mühimmat birliklerden ve Ergenekon süreci sonrası toplanan el bombalarıdır. Faal durumda olanlara seri numarası verilecekti. Diğerleri ise kullanılmayacaktı. Albay O.A Lojistik Komutanlığı’nda yetkili Birim Amiri idi. Ataköy’deki birliğe Bölge Komutan Vekili olarak atanınca birer hafta ara ile iki durum raporu hazırladık. Bizim ileri sürdüğümüz mazeret ve imkânsızlıkların geçersizliğine yönelik iki ayrı rapor tanzim etti.” diye konuştu.
“MÜHİMMATIN DEPOYA ALIMI
GECE KARANLIĞINA KALDI”
Mahkeme heyeti üyesi bir hâkim sanık Murat Aydın’a Susurluktan gelen mühimmat için boşaltılan iki depoda 70 adet obüs mermisinin unutulduğu iddiası doğrultusunda mermileri kimin unuttuğunu ve paketli gelen mühimmatın risk kontrolünün ne şekilde yapıldığını sordu. Soruyu “Sehven unutuldu” diyerek cevaplandıran Aydın, “Depolama Malzeme Sorumlusu Astsubay Hasan Ahıska tarafından unutuldu. Mühimmatın risk kontrolü teslim alınırken Susurluk’ta merhum Bedri Naim ile Murat Dülger astsubaylarımız tarafından yapıldı. Onların kontrolü akabinde mühimmat teslim alındı. 45 günlük sürede bakım yapılmasını gerektirecek bir şart oluşmadı. Teslim alınan el bombalarıyla ilgili teslim evraklarında muayenelerine dair bir bilgi yoktu. Geçici olarak depolara konulan mühimmat başka bir depoya nakledilecekti. İşin sağlıklı ilerlemesi için iki boş deponun daha olması gerekiyordu. Birlikte başka depolar da vardı. Bu depoların tanzimi diğer el bombalarını da kapsayacaktı. Boş depo olmadığından el bombaları tasnif edilip nihai depolama alanına istiflenecekti. El bombalarının tasnifi sırasında mühimmat dışarıdaydı. İlk gün kazasız atlatıldı. Emniyetsiz ve öngörüsüz çalışma devam etti. Boş depolama alanı olmadığından dışarıda olan mühimmatın depoya alımı gece karanlığına kaldı. Olayda bir depo dolusu mühimmat patladı.” şeklinde konuştu.
“5 KAFİLENİN YERİNE
526 KAFİLE MÜHİMMAT GELDİ”
Söz alan sanık eski Astsubay Hasan Ahıska tasnif yapılan depoyu tarif etti. Hangar biçimindeki deponun yarım hilal şeklinde 120 santimetrelik bir koridorda mühimmatın sağlı sollu istiflendiğini söyleyen Ahıska, “İstiflenen mühimmat arasında boşluk bırakılması gerekir. O depodan 550 ton ağır mühimmat gitti. Giden 5 kafilenin yerine 526 kafile mühimmat geldi. Bunların ayrı ayrı depolanmaları gerekir.” dedi. Ahıska, alanda görsel tatbikatın yararlı olacağını sözlerine ekledi.
“GECE ÇALIŞTIKLARINI
OLAY SONRASI ÖĞRENDİM”
Mücbir sebep olmamasına rağmen gece karanlığında mühimmat tasnif çalışmasının devam ettiğini olaydan sonra öğrendiğini anlatan sanık Murat Aydın, patlamadan önceki gece 23:30’a kadar çalışma yapıldığını söyledi. Aydın, “Şehit düşen askerlerimizin çoğu birliğe yeni katılmışlardı. Çalışmada 3-5 günlük kısa dönem erler yer aldı” dedi. “O erleri kim görevlendirdi?” diyen soran Mahkeme Başkanına sanık Aydın, “Olay tarihinde Bölük Komutanı değildim. Gece çalıştıklarını da olaydan sonra öğrendim. Önceden haberim olsaydı Bölük Komutanı Binbaşı Ali Duran’ı uyarırdım. Dinlememesi halinde Albay Veysel Özbay’a durumu iletirdim. Mühimmata haiz olan teknik bilgiye sahip astsubaylarla 45 günlük komutanlık dönemimde yaptığımız değerlendirmede bu çalışmaların 1,5 ayda tamamlanabileceği kanaatine vardık.” ifadelerine yer verdi. Bilirkişi raporunu hazırlayan Sefa Mert ile sanık Binbaşı Ali Duran’ın aynı birlikte çalıştıklarını, komşuluk ilişkileri olduğunu vurgulayan Murat Aydın, bilirkişi raporunun Duran’ın savunmasını destekler nitelikte hazırlandığını kaydetti.
“AFYON’A 286 BİN 33 EL
BOMBASI GÖNDERİLDİ”
Sanık Astsubay Aydın Sevinç ilk duruşmada verdiği ifadede 25 şehidin verildiği olaydan sorumlu tutulmaktan büyük üzüntü duyduğunu 24 yıllık meslek hayatı olduğunu dile getirdi. 2008-2012 yılları arasında Susurluk’ta Mühimmat Muayene Astsubayı olarak görev yaptığını belirten Sevinç, “Birlik Lojistik Komutanlığı’nca yılda bir defa, Mühimmat Komutanlığı’nca 2 yılda bir denetlenirdi. Atış yapan bir birlik değildik. Birlikte arızalı tamir gerektiren mühimmat bulunmazdı. Atış yapan birliklere gerekli mühimmatı hazır tutup tedarik ederdik. 4 Nisan 2012 tarihinde gelen yazılı emirle birliğimizin lav edileceğini öğrendik. Astsubaylar Ö.U ile S,S ile birlikte mühimmat deposunda kontrol yaptık. Kritik arızalı mühimmat tespiti yoktu. Bölük Komutanımız Barış Bağlan da zaman zaman bu çalışmalarımıza refakat etmiştir. Mühimmat Muayene Yardımcısı Uzman Çavuş M.A’da bu çalışmalara katıldı. Kontrolden geçen mühimmatlar 41. Mühimmat Komutanlığına teslim edildi. Afyon’a giden 286 bin 33 el bombası 5 farklı cephanede idi.” ifadelerine yer verdi.
“TESLİMAT ÖNCESİ
MUAYENE BİRLİKTE YAPILDI”
Sanık Sevinç, 2012 yılı Nisan ayında; Ağustos ayı ortasına kadar lav edilen birlikte bulunan mühimmatın Afyonkarahisar ve bir kaç birliğin depolarına nakil işlemlerinin gerçekleştirilmesi emrini uyguladıklarını açıkladı. Sevinç şu ifadeleri kullandı: “Susurluk Mühimmat Komutanlığı’nda 5 farklı cephanede bulunan 286 bin 33 el bombasının Afyonkarahisar 41. Mühimmat Komutanlığına nakledilmesi emredildi. Komutanlığa bir teklifte bulunarak el bombalarının nakil edileceği 41. Mühimmat Komutanlığı’ndan Mühimmat Muayene Sorumlularının katılımıyla mühimmatların teslimi öncesi birlikte muayene yapmamızın daha pratik olacağını bildirdik. Teklifimiz Üst Komutanlık tarafından kabul edildi. Mühimmat Komutanlığı’ndan merhum astsubaylarımız Bedri Naim ve Murat Dülger 4 Haziran 2012 tarihinde birliğimize geldi. Yükleme işlemi öncesi Mühimmat Mal Sorumlusu Ö.U, ben ve Afyon’dan gelen merhum astsubaylarımız teslim edilecek el bombalarının muayene işlemlerini Mühimmat Yönergesine göre gerçekleştirdik. Kutusu sağlam orjinal sandıklara dokunulmadı. Orjinalliğini kaybetmiş sandıklar bizzat açılıp elle muayene edildi. Sayım işlemi de yapıldı. 4 Haziran 2012 tarihinden itibaren 5 iş gününde çalışma tamamlandı. İşlemler sonucu el bombalarına sürveyan kart (sicil kartı) düzenlendi. Bu kartta hizmete elverişli anlamına gelen 01 durum kodu yazılıydı.”
“6 KALEM MÜHİMMAT
KURULUŞ DIŞIYDI”
Aydın Sevinç, 11 Haziran 2012 tarihinde merhum Astsubay Murat Dülger’le birlikte astsubay Ö.U.’nun da nezaretiyle er ve erbaşların da kullanıldığı çalışmayla Afyonkarahisar’a gönderilecek el bombalarının önce kamyonlara yüklendiğini söyledi. Sevinç, “Daha sonra Afyon’a gönderilmek üzere Susurluk İstasyonundan vagonlara yüklenen el bombalarına ben ve merhum Astsubay Bedri Naim refakat ettik. Bu faaliyet üç iş gününde tamamlandı. Sonrasında teslim tutanağını imza altına aldık. Bu tutanakta mühimmatın; Stok numarası, cinsi, kafile numarası, imalat yılı miktarı yazar. En önemlisi de mühimmatın durum kodunun yer almasıdır. Yani mühimmat durum kodunun tamamı hizmete elverişli anlamına gelen 01’dir. Yalnızca 6 kalem mühimmat kuruluş dışına ayrılan anlamına gelen 08 durum koduna sahipti. Bunlar mühimmatın taşınmasına ya da depolanmasına engel değildir.” Mahkeme Başkanı sanık Aydın Sevinç’e kuruluş dışı mühimmatın ne anlama geldiğini sordu. Sevinç 08 durum kodlu kuruluş dışı mühimmatın kullanıma gerek görülmeyen sonra ayrıştırılma emri bekleyen mühimmat anlamına geldiğini, bu tür mühimmata ne yapılacağına dair emri Kara Kuvvetleri Lojistik Komutanlığının verdiğini açıkladı.
“AFYON’A KESİN KRİTİK ARIZALI MÜHİMMAT GÖNDERİLMEDİ”
“Afyon’a gönderilen mühimmat içerisinde kesin kritik arızalı mühimmat yoktu” diyen Sanık Sevinç şunları söyledi: “Afyon’a giden mühimmatta kesin kritik arızalı mühimmat yoktu. Bu teslim tutanağından da anlaşılır. Bana yüklenen kusur mühimmatın sürveyan kartlarının olmaması nedenli muayene işleminin yapılmamasıdır. Bu kartlar muayene işlemi sırasında düzenlendi. Ama bu kartlar mühimmatlar patladığı için bulunamadı. Bu kartlar ya el bombalarının bulunduğu yerdedir ya da muayene astsubayının elinin altında muhafaza edilir. Söz konusu kartlar patlama gecesi şehit düşen Bedri Naim Astsubayın sorumluluğundaydı. Kartlar şehit astsubayda bulunması nedeniyle patlamada imha olmuş olabilir. Sürveyan kartların bulunamaması mühimmatın muayene edilmediği anlamına gelmez. Bilirkişi raporunda muayene kartı olmadığı belirtilmiş. Bu raporu kabul etmiyorum.”
“ORJİNALİ BOZULAN
SANDIKLARI AÇTIK”
El bombalarının 20’li, 40’lı, 50’li ve 80 adet şeklinde istiflendiğini, yaklaşık yüz bine yakın mühimmatın elle incelendiğini bildiren Sevinç’e iddia makamı ve heyet üyesi bir hâkim Susurluk’ta orjinali bozuk yaklaşık kaç sandık tespit edildiğini sordu. Yaklaşık 250 adet orjinali bozulan sandıkları yönergeye uygun şekilde açılarak kontrol ettiklerini söyleyen Sevinç, “Sandıklarda 20’li, 40’lı, 50’li ve 80’li şekilde mühimmatlar olur. Sayı farkı mühimmat stok numarasına ve mühimmatın cinsine göre değişir. Orijinal olan sandıklar kesinlikle açılmaz. Ancak bozuk olması halinde açılarak elle ve gözle incelenir.” dedi.
“BİLİRKİŞİ RAPORU SİPARİŞ RAPORTÖR GÖNÜLLÜ”
O dönem lav edilen 4. Susurluk Mühimmat Bölük Komutanı olarak görev yapan Subay Barış Bağlan idari kusur iddiası ile yargılanıyor. Üzerine atılı suçlamayı reddeden Bağlan bilir kişi raporlarında ki uyumsuzluğa dikkat çekti. Birliğin lav edilmesi sürecinde 350 kamyonluk eşya taşındığını belirten Bağlan, titiz ve yoğun bir çalışma dönemi geçirdiklerini dile getirdi. Mahkeme Başkanı Bağlan’a birliğin lav edilme sürecinde Astsubay Aydın Sevinç’in ifadesinde belirttiği şekilde çalışmanın yönergeye uygun yapılıp yapılmadığını sordu. Tüm çalışmaların yönerge doğrultusunda gerçekleştirildiği, Sevinç’in savunmasına iştirak ettiği cevabını veren Bağlan, “Tüm işlemler yönergeye uygun şekilde yapıldı. Yapılan iş ve işlemlere bizzat refakat ettim. Olayda ihmal ve kusurum söz konusu değildir. Birliğin lav edileceği emri şifai olarak 2012 yılının Ocak ayında gelmişti. Bütünsel bir yaklaşımla planlama yaptık. Bu planlamayı bizzat odamda Korgeneral S.B’ye brifingle aktardım. En az 35 ruhen ve bedenen sıhhatli personele ihtiyacımız olduğunu ifade ettim. 450 tonluk mühimmatı her hafta naklediyorduk. Devlet Demir Yolları bize Pazartesi ve Cuma günleri mesai saatlerinde tren tahsis ediyordu. Mühimmatın taşınması eş zamanlı yürütüldü. Şahsıma takip ve kontrol yapmama suçu isnat edilmektedir. Bunun mantık, bilimsellik ve ilahi değerlerle açıklanması mümkün değildir. Bilirkişi raporu sipariştir. Raportör gönüllü olmuştur. Binbaşı Ali Duran’ın savunması ile paralel bilirkişi raporunu hazırlayan bilirkişi bizden kimseyi dinlemedi. Tek delil bilirkişi raporudur.” diye konuştu.
“NE HİKMETSE KRİTİK ARIZALI MÜHİMMAT OLAYDA PATLAMADI”
Olay tarihinden 3 yıl sonra 2015 yılında düzenlenen 3’üncü bilir kişi raporunda 23 bin kritik arızalı el bombası iptalinden bahsettiğine değinen Bağlan, “Ne hikmetse olayda yaşanan patlamaya rağmen kritik arızalı el bombaları patlamadı. Oldubitti ile adli makamlardan habersiz, inceleme yapılmadan sözde kritik arızalı bombalar imha edildi. Binbaşı Ali Duran savunmasında kritik arızalı bombaların Susurluk’tan gönderildiğini iddia ederek bizi suçladı.” ifadelerini kullandı.
“OBÜS MERMİLERİ
PATLAMADA İNFİLAK ETMEDİ”
Mahkeme Başkanı eski Astsubay ve 41. Mühimmat Bölüğünde dönemin Mühimmat Bölüm Sorumlusu Hasan Ahıska’ya 70 obüs mermisinin depoda nasıl unutulduğunu sordu. 70 Obüs mermisine Lojistik Komutanlığı’ndan gönderme emri çıkmadığını belirten Ahıska şunları söyledi: “Obüs mermileri farklı bir kafileydi. O mermiler Ergani’ye gidecek kafilede değildi. Sevk emri yoktu. Susurluk’tan gelecek olan el bombaları hafif silah mühimmatıydı. Ben depoda yer açılması için ağır silah mühimmatını Ergani’ye götürmekle görevliydim. El bombalarının tasnif ve teslimi ile ilgili görevde yer almadım. 70 adet obüs mermisi ile ilgili suçlama var. Ergani’ye gönderilen mühimmat kafilesinde obüs mermisi yer almadı. Çünkü obüs mermisi teslim emri alınmadı. El bombalarına yer açmak için gerekli çalışma yapılarak obüs mermileriyle ayrı bir depoya konulacaktı. Gerekli çalışma için vaktimiz ve yer imkânımız yoktu. Bu mermiler 32 numaralı oda da kaldı. Patlamanın obüs mermisiyle ilgisi yoktur. Patlama esnasında obüs mermileri infilak etmemiş sağlam kalmıştır. Daha sonra o mermiler Mühimmat Komutanlığı’nca belirlenen bir heyet tarafından imha edildi.”
“BÖLÜK KOMUTANI ZORLUYOR,
CEZA İLE TEHDİT EDİYOR DEDİ”
70 adet obüs mermisinin başka bir depoya yerleştirilmesi halinde depoda tonaj sınırının aşılacağını, her mühimmatın yan yana getirilemeyeceğini söyleyen Ahıska sözlerine şöyle devam etti: “Mühimmat belli bir tasnif ve belli bir kurala göre yan yana getirilir. Örneğin 6 numaralı İglo kapasitesi 380 tondu. Bu mühimmatın cinsi gereği başka bir mühimmat yanına konulamazdı. Olayda ihmalim ve kusurum yoktur. Ben izindeyken Murat Astsubayla telefonda görüştük. Bana ‘Bölük Komutanı zorluyor. Ceza vermekle tehdit ediyor’ dedi. Ben de yan deponun anahtarını alıp mühimmatların bir kısmını koridora koymasını söyledim. Kişilerin egolarına ve menfaatlerine göre çalışmadığım için emre itaatsizlikten atıldım.”
“KISA DÖNEM ERBAŞLARI
ORAYA KİM YOLLADI?”
Heyet üyesi hâkim sanık Ahıska’ya “Kısa dönem er ve erbaşları oraya kim yolladı?” diye sordu. Ahıska soruyu, “Bilmiyorum. Depo sahasına gitmek için eğitim verilir. Kısa dönemler eğitimden geçmedi. Kimi buldularsa nöbetten dönenleri bile yemeğe gitmeden depolama sahasına götürmüşler diye duydum.” şeklinde cevaplandırdı. >> Burcu AYDIN’ın Özel Haberi