Muharrem Uslu güven tazeledi – Kocatepe Gazetesi
Demiryol-İş Sendikası’nın 9. olağan genel kurul toplantısı hafta sonu yapıldı. Seçim sonrası sendikanın eski Şube Başkanı Muharrem Uslu ve ekibi güven tazeledi. Seçimde 122 delgeden 118’i oy kullandı. Sandıktan 3 boş, bir geçersiz oy çıktı Sendikaya bağlılık yüzde 84Demiryol-İş Sendikası Afyonkarahisar Şubesi’nin 9. olağan genel kurul toplantısı 29 Ocak Cumartesi günü Garden Kale Otel’de gerçekleştirildi. [&hellip]
Demiryol-İş Sendikası’nın 9. olağan genel kurul toplantısı hafta sonu yapıldı. Seçim sonrası sendikanın eski Şube Başkanı Muharrem Uslu ve ekibi güven tazeledi. Seçimde 122 delgeden 118’i oy kullandı. Sandıktan 3 boş, bir geçersiz oy çıktı
Sendikaya bağlılık yüzde 84
Demiryol-İş Sendikası Afyonkarahisar Şubesi’nin 9. olağan genel kurul toplantısı 29 Ocak Cumartesi günü Garden Kale Otel’de gerçekleştirildi. Genel kurul divanı Hüseyin Kaya’nın başkanlığında; Kemal Bakalı, Necati Köket, Nuh Kale ve Cemal Yaman’dan oluştu. Saygı duruşu ve İstiklal Marşımızın okunmasının akabinde Demiryol-iş Sendikası Şube Başkanı Türk-iş İl Temsilcisi Muharrem Uslu, genel kurul toplantısının açılış konuşmasını yaptı. Genel kurulu hayırlı uğurlu olmasını dileyen Uslu, Demiryol-İş Sendikası Genel Başkanı Ergün Atalay’ın geçirdiği operasyon nedeniyle toplantıya katılamadığını belirterek Atalay’a geçmiş olsun dileğinde bulundu. AKÜ’lü akademisyenlerin örgütsel bağımlılıkla ilgili anket çalışmasına katkı sunduklarını belirten Uslu; “Bizim üye sayımız 8 yüz. Toplam 250 işçimize anket çalışması kapsamında çeşitli sorular soruldu. Çıkan sonuç sendikaya bağlılık oranı yüzde 84 oldu. Bu bağlılık oranı Çanakkale’de üniversiteler arası yapılan bir toplantıda ki sunumda kullanıldı. Ben sendika başkanı olarak yapılan bu çalışmada çıkan yüzde 84’lük bağlılık oranından çok büyük heyecan ve mutluluk duydum. İşçilerimizin sendikalarına verdikleri katkı ve bağlılık sevindirici. Demiryol-İş Sendikası’ndaki disiplinli sendikacılık anlayışının da buna katkı sunduğuna dikkat çekmek istiyorum. Bu noktada herkese saygı sunarak çok teşekkür ediyorum.” dedi.
Asgari ücret yetersiz
Demiryol-İş Sendikası Şube Başkanı Muharrem Uslu, sendikacı olarak sorumluluklarının gereğini her zaman yerine getirdiklerini belirtti. Hızlı tren projesinin Afyonkarahisar için büyük önem taşıdığına dikkat çeken Uslu, yatırımn yapılırken işin sosyal boyutunun mutlak surette değerlendirilmesi gerektiğine temas etti. Şube Başkanı Muharrem Uslu; “Biz Demiryol- İş olarak bu işin temeli atıldıktan sonra yapım işinin il dışından taşeron şirketlere değilde bu bölgede yaşan ve sendikamızda örgütlü olan işçilere yaptırılmasını yani bu bölgede yaşayan insanların bu işte çalışmasını ekmek kazanmasını talep ediyoruz. Afyonkarahisar’ın çalışma yaşamında ki en önemli sıkıntılarnıdan birisi de kayıt dışı çalışmadır. İş veren örgütlerinin, sivil toplum kurumları ve kamu bu duruma karşı duyarlıdır. Türkiye’de kayıt dışı istihdam yüzde 45’dir. Afyonkarahisar’da bu rakam yüzde 50’dir. Bu rakam endişe vericidir. Asgari ücret zammında çok büyük yanlışlıklar yapıldı TÜİK’in verilerine göre asgari ücret 900 TL olması gerekiyordu. Ancak hükümet tarafından sadece 30 TL’lik bir zam yapıldı.” diye konuştu.
Demiryolları dünyaca benimseniyor
TCDD 7. Bölge Müdürü Enver Timurboğa kongre de yaptığı konuşmada, demir-yollarının Osmanlı İmparatorluğu döneminde başlayıp Cumhuriyetle devam eden, hızlı tren işletmesiyle altın çağını yaşayan 154 yıllık bir kültürel birikimin, sosyal yaşamın ifadesi olduğunu söyledi. Demiryollarının Türkiye tarihine kazındığını vurgulayan Enver Tİmurboğa; “Savaşlarda seferberliklerde demiryolları hep vardır. Yarım asırlık bir dönem içerisinde biraz unutulsa son yıllarda yapılan devasa yatırımlarla dönüşümüzün muhteşem olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Bugün ülkenin neresine gidilirse gidilsin demiryolu yatırımları görülecektir. Demiroyolları; aynı anda üç farklı güzergahta hızlı tren inşaatını gerçekleştiren, mevcut hatları yenileyerek modernize eden, tüm personelini eğitim ve seminer programlarıyla, teknik donanım ve sosyal programları emsalleri için örnek oluşturacak hale gelmesini sağlayan bir kurum olmuştur. Şehir içi ve dışı tıkanan karayolu ulaşımının çekilmez hale geldiği günümüzde demiryollarını raylı sistemleri daha yaygınlaştırarak yük ve yolcu taşımalarının bir kısmının demiryoluna kaydırılması zorunluluk arz etmektedir. Tüm dünya da öncelikli ulaşım sistemi olarak benimsenen demiryolları ekonomik hayatın can damarıdır. Kitlesel yolcu ve yük taşımacılığında demiryolu ekonomik bir taşıma sistemidir. Eminim bu ülkenin geleceğine hep birlikte hızlı tren hatları ve seferleriyle gideceğiz.” şeklinde konuştu.
Demiryollarının gelişime katkısı büyük
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Üyesi Av. İlhan Çınar, demiryollarına çok yakın bir isim olduğunu belirttiği konuşmasında Eskişehir’deki öğrenim hayatı sırasında sürekli trenle seyahat ettiğini söyledi. İstanbul Hukuk Fakültesi öğrenciliği döneminde çok daha fazla demiryolu ile seyahat ettiğini aktaran Çınar; “Öğretmenlik görevimi yaptığım sırada İstanbul’da ki fakülteme sınav için demiryolları sayesinde çok rahat yetişebiliyordum. Ancak maalesef iç ya da dış etkilerle demiryollarımız yıllarca çok ihmal edildi. Adı bir başka türlü konuldu. Demiryolu sistemi ile taşımacılık yapan yerlerde falan rejimler var denildi. Aslında biz kandırıldık. Kandırıldığımızı biraz geç anladık. Zira tüm dünya da bilinen bir gerçek gerek yük gerekse yolcu taşımacılığında en ekonomik, güvenli taşımacılık sistemi demiryoludur. Emperyalist ülkeler özellikle bizlere kara yolu taşımacılığını telkin etmeye çalışırken kendileri çok büyük oranda yolcu ve yük taşımacılığını demiryolları ile yapıyorlar. Ülke ekonomilerinde demiryollarının çok büyük etkileri var. Gelişmiş ülkelere demiryollarının katkıları demiryolu çalışanları sayesindedir. Bir ülkede emeğe değer vermeden kitlesel kalkınma olamaz. Üretmeyen ülkede gelişim olmaz. Üretim emekçiler sayesinde olur. Taşeron işçilikle, devşirme işçilikle üretimi arttıramazsınız. CHP her zaman emeğin ve emekçinin yanındadır. Emek cephesi Allah aşkına uyanık davransın. ” ifadelerini kullandı.
Veriler sağlıklı sunulmalı
Demokrat Parti (DP) GİK Üyesi Gültekin Uysal, Demiryol-İş Sendikası genel kurul toplantısının hayırlı olmasını diledi. Uysal, farklı sıkıntıların yaşandığı bir dönemin idrak edildiğini kaydetti. Gültekin Uysal, özellikle fikir beyanlarının, kamuoyu oluşumunun, milletin her meselesine sadece çalışanın değil, toplumun seçilmiş kanaat önderleri olarak, temsil etmekle yükümlü oldukları kurum ve kişiler dışında, ülke ile ilgili diğer meselelere taraf olması gerektiğini söyledi. Bir çok meselede hakikati yalanlarından ayırt edebilecek başta aydınlar olmak üzere sivil toplum örgütlerine, siyasi partilere vazifeler düştüğünü vurgulayan DP GİK Üyesi Gültekin Uysal şöyle konuştu: “Elbette bizler siyaseten tarafız. Aday olarak tarafız, düşüncelerimizle tarafız, politikalarımızla tarafız. Ama milletin nezdin de meselelerin iyice anlaşılabilmesi için hiçbir siyasi kaygıdan ayrı bir şekilde bu vazifelerini yapan başta sendikalarımızın ve diğer örgütlerimizin gerektiğinde hakem kuruluş olmaları hasabiyle ifa etmeleri gerektiğini düşünüyorum. Bu hususta açıkçası eksiğimizin olduğu kanaatindeyim. Konuşmalarda farklı rakamlar verildi. Özellikle 2006 yılından itibaren Türkiye’de göstergelerin değiştirilerek pek çok veri ve meselenin mukayese edilemez hale geldiğini görüyoruz. Yapılan değerlendirmelerde ortadadır. O nedenle bu verileri daha sağlıklı halde kamuoyu ve bizlere sunulması gerekmektedir. Ülkede tüm tercihlerimizi belirleyen şey dünyayı nasıl algılayıp, küresel çözümlememizin nasıl olduğudur. Siyasi ve iktisadi çözümlememizin nasıl oluduğudur. Bugün kabul etmemiz gerekir ki sadece ekonomi değil dünya da ki tüm meselelerde yaşanan gelişme ve hadi-selerin her geçen gün bizim iç gündemimizi etkileyeceği ortadadır. Bu kaçınılmaz bir şey olmakla beraber özellikle bir şeyi vurgulamak isterim. 2202 Yılından beri Türkiye de uygulanan siyasi ve ona bağlı ekonomik politikların Türkiye’yi tamamen küresel sisteme entegre etmesidir. Hiçbir koruma alanı bırakmadan ve hiçbir öncelik tanımlaması yapmadan. Kendi hiçbir stratejik planı ortaya koymadan, hiçbir güvenlik mekanizmasına almadan bir entegre sürecidir. Türkiye kendi öncelik, imkan ve kabiliyetlerini maksivize ederek bu mücadele içerisinde yer alabilmelidir. Rekabet gücünü arttırabilmelidir.” (Kocatepe)