Muharrem Ayı Aleviler İçin Neden Önemli?

Aleviler, Muharrem ayında 12 gün süreyle oruç tutarlar. Bu oruç, hem Şii hem de Alevi inancına göre öldürülen 12 imamla (İmam Mehdi hariç) ilgilidir.

Muharrem ayı orucu Aleviler için aynı zamanda İslami yeni yılın da başlangıcıdır.

ALEVİ İNANCINDA MUHARREM AYI ORUCU BÜYÜK ÖNEM TAŞIR

Alevi inancının bu bölgede hâkim olması, beraberinde inançsal hayatın da bu çerçevede yaşam bulmasına neden olmuştur. Alevi inancında Muharrem orucu büyük bir önem arz etmektedir. Bunun doğal bir sonucu olarak da bu bölge açısından da aynı değer ve önemi taşımaktadır. Oruç, Alevi inancında çok geniş bir manada yorumlanmaktadır. Hz. Âdem’den beri orucun olduğuna inanılır ve bunu da yine Kur’an ayetleri ile temellendirirler. Bunun doğal bir sonucu olarak Hz. Âdem’den Hz. Muhammed’e (S.A.S.) kadar ve oradan da kıyamete kadar bütün insanlığın üzerinde farz (zorunlu) olduğuna inanılır. Fakat Alevilik, orucu diğer ibadet ve dini ritüellerinde olduğu gibi çok geniş bir batıni yorum içerisinde değerlendirir. Orucu zahiri ve batıni olarak ikiye ayırır. Orucu, Allah’ın insana vermiş olduğu irade sıfatının imtihanı olarak görür. Belirttiğimiz üzere Alevi inancı, tamamen insanın aklî ve manevî kâmilliğini (olgunluğunu) ilke edinen ve bu temelde inanç eğitimini oluşturmasından dolayı, bütün inançsal ritüelleri de sosyal hayatın her alanına indirgeyerek insanın her anını bu sorumluluk çerçevesinde yaşamasını hedefler. Orucu da sadece biyolojik bir eylem olarak görmez.

MUHARREM ORUCU AYIN BİRİNDE BAŞLAR

Muharrem orucu, bölge insanı tarafından en çok tutulan oruçların başında yer almaktadır. Muharrem ayı Hicri takvimin ilk ayıdır ve oruç bu ayın birinde başlar ve on ikisi ile on beşine kadar devam eder. Bu tarih bölgede farklı bir hesaplamayla tespit edilir. Özellikle, kurban bayramının birinci gününden itibaren yirmi gün sayılır, yirmi birinci gün oruç tutulur. Muharrem orucu denmesinin altında, Muharrem ayı yatmaktadır. Muharrem ayının kutsallığı söz konusudur. Bu orucun Hz. Âdem’den Hz. Muhammed’e (S.A.S) kadar tutulduğuna inanılır ve bunun farz olduğuna yine Kur’an da ki bazı ayetlerin yorumuna dayalı olarak söylerler. Bununla beraber çeşitli hadis kaynakları ve tarihi yazılı eserlerden yararlanarak bu inançlarını temellendirirler. Muharrem orucu bir oruç ibadetinin ötesinde çok derin mesajlarla dolu dini bir ritüeldir. Özellikle 10 Muharrem 680 yılında Kerbela da Hz. Peygamberin torunu olan Hz. Hüseyin, ailesinin ve yakınlarının, o zamanın halifesi olan Muaviye’nin oğlu Yezit tarafından şehit edilmesiyle; bu orucun bir yas orucu haline gelmesine neden olmuştur. Böylelikle de bu orucu tutanlar hem Allah’a olan ibadetlerini yerine getirmiş oluyorlar hem de matem (yas) ile de Hz. Peygambere ve Ehl-i Beytine olan bağlılıklarını göstermiş oluyorlar.

KAN AKITILMAZ, CAN İNCİTİLMEZ, KUTLAMA YAPILMAZ

Muharrem orucu, normal diğer oruçlar gibi tutulmaz. Bunun nedeni, yukarıda da bahsettiğimiz gibi Kerbela da yaşanan ve insanlık tarihinin yüreğinde silinmez bir iz bırakan acı olaylardır. Muharrem orucuna yas olgusunun eklenmesi ister istemez bazı yasakları da beraberinde getirmiştir. Muharrem orucunun başlamasıyla eğlence yerleri kapatılır. Eğlence yapılmaz. Kan akıtılmaz, can incitilmez, düğün, nişan, sünnet ve benzeri eğlence türü kutlamalar yapılmaz. Et yenilmez, su içilmez, insana zevk veren her türlü eylemden sakınılır. Çünkü bu bir matemdir. Bundan dolayı da matemin ruhuna uygun davranılmaya çalışılır. Özellikle su içmeyerek Kerbela da şehit olan Hz. Peygamberin (S.A.S) torunu Hz. Hüseyin ve yakınlarının susuzluk ızdıraplarına ortak olunmaya, o çileyi hissetmeye çalışılır. Oruç boyunca su ihtiyacı, sulu gıdalar alınarak herhangi bir sağlık sorunuyla karşılaşılması önlenmeye çalışılır. Ama elden geldiğince saf su içilmemeye çalışılır.

Bakmadan Geçme