'Mısri'nin önemli eseri Vahdetname için adım attık'
Afyonkarahisar'ın manevi ikliminin önde gelen isimlerinden olan Abdürrahim Mısri Hazretleri, doğup yetiştiği, İstanbul'un fethinden sonra tekrar geldiği Afyonkarahisar'da yeteri kadar tanınmıyor. Mısri Hazretleri hakkında Afyonkarahisar Belediyesi tarafından bastırılan 'Mısri Sultan' isimli eser, bu konuda bir boşluğu giderdi. Ancak Mısri Hazretleri'nin tasavvuf ve edebiyata katkılarının daha ayrıntılı bir şekilde incelenmesi ve okuyucularla buluşması gerekiyor. İşte tam [&hellip]
Afyonkarahisar’ın manevi ikliminin önde gelen isimlerinden olan Abdürrahim Mısri Hazretleri, doğup yetiştiği, İstanbul’un fethinden sonra tekrar geldiği Afyonkarahisar’da yeteri kadar tanınmıyor. Mısri Hazretleri hakkında Afyonkarahisar Belediyesi tarafından bastırılan “Mısri Sultan” isimli eser, bu konuda bir boşluğu giderdi. Ancak Mısri Hazretleri’nin tasavvuf ve edebiyata katkılarının daha ayrıntılı bir şekilde incelenmesi ve okuyucularla buluşması gerekiyor. İşte tam da bu çalışmayı sürdüren bir emektar var: 50 yıldır Mısri Camii’ne hizmet eden, Türkiye’nin “kamu yararına çalışan” birkaç cami derneğinden biri olan Afyonkarahisar Abdürrahim Mısri Camii Onarma Ve Yaşatma Derneği Başkanı Osman Korkmaz. Osman Korkmaz, AK Parti İl Başkan Yardımcısı İsmail Gelişgen ile birlikte Mısri Hazretleri’nin Vahdetnamesi’nin günümüz Türkçesine çevrilmesi için gayret gösteriyor.
Osman Korkmaz’a Mısri Hazretleri’ni sorduk:
GAZETENİZ KOCATEPE: Mısri Hazretleri kimdir?
OSMAN KORKMAZ: AbdurrahimMısri Hazretleri, Akşemseddin Hazretleri’nin öğrencisi. İstanbul’un fethinde, AbdurrahimMısri Hazretleri, hocası Akşemseddin ile beraberdir. Fethe bizatihi katılıyor. Fetihten bir gün evvel cereyan eden bir hadiseden bahsetmek istiyorum. 28 Mayıs günü Fatih Sultan Mehmet Han, kuşatmaya geçiyor. O arada Akşemseddin Hazretleri, manevi gözle bir şey tespit eder. Tespit ettiği nedir? Surların içinde meczup Cibali Baba vardır. Cibali Baba, ‘Benim gevurcuklarıma yazık değil mi’ diye gülleleri kucağına alır, gülleleri etkisiz hale getirir.
FATİH SULTAN MEHMET’E
GEÇİŞ İZNİ YOK
Cibali Baba da manevi bir şahsiyet mi?
Eren ile meczubun arasında bir bıçak sırtı fark vardır derler. Hal böyle olunca Akşemseddin Hazretleri, Fatih Sultan Mehmet Han’a ‘Oğlum, orduyu geri çek’ der. Fatih Sultan Mehmet Han da orduyu geri çeker. Fethin olacağı gece, belirli bir saatte Hoca, halvete girmeye karar verir. O sırada AbdurrahimMısri Hazretleri’ne der ki ‘Oğlum Abdurrahim, ben halvete gireceğim. Otağıma kimseyi yaklaştırma’. Tamam hocam, der. AbdurrahimMısri de otağın başında durur. Akşemseddin Hoca, halvette yalvarır: ‘Rabbim, ya deli kulun Cibali’den, ya veli kulundan’ der. Gözyaşları seccadesine akmıştır. Sonunda müjde hasıl olur. Cibali Baba, hallolmuştur. Bu arada Fatih Sultan Mehmet Han da gördüğü bir rüyayı Akşemseddin Hoca’ya yorumlatmak üzere otağa girmek ister. AbdurrahimMısri Hazretleri, ‘Hünkarım, hocam halvette. Otağa kimseyi almamamı tembih etti’ der. O da ‘Sen benim hünkar olduğumu unuttun mu’ diyor. AbdurrahimMısri Hazretleri de ‘Hünkarım o zaman beni hallet de gir içeri’ diyor. O arada Akşemseddin Hoca, ‘Abdurrahim, bırak hünkar gelsin’ diyor. Fatih Sultan Mehmet Han, otağa giriyor. İçerideki konuşmada ne oldu onu bilemiyoruz. Fatih Sultan Mehmet Han, otağdan çıkarken Akşemseddin Hazretleri, seslenir: ‘Oğlum Muhammed Han, akşam fetih çorbasını beraber içeceğiz’ der. Akşamdan önce fetih bitecek demektir bu. O gün fetih oluyor.
FETİH ÇORBASINI
BİRLİKTE İÇTİLER
Fetih çorbasını beraber içmişler mi?
29 Mayıs günü. Fetih sofrası hazırlanıyor. Akşemseddin Hazretleri sofranın büyüğü olarak Fatih Sultan Mehmet Han’a ‘Oğlum, çorbayı Abdurrahim’e uzat’ diyor. Sofrada herkes birbirine uzak. Fatih Sultan Mehmet Han, çorbayı alıyor, kaşığı elden ele Abdurrahim MısriHazretleri’ne iletiyor. Mısri Hazretleri çorbay�� içiyor. Kendi çorbasından bir kaşık alıyor. Kolu, kerameten Fatih Sultan Mehmet Han’a uzanıyor. Bu kerameti görünce Fatih Sultan Mehmet Han, AbdurrahimMısri Hazretleri’nin elini öpüp çorbayı içiyor. Bu şekilde dargınlık ve kırgınlık bitiyor. Ancak bildiğimiz kadarıyla fetihten 45 gün sonra Akşemseddin Hazretleri, İstanbul’dan ayrılırken Mısri Hazretleri’ne vekalet veriyor, ‘Sen Karahisari’ye gideceksin’ diyor. Bunun üzerine AbdurrahimMısri Hazretleri, Karahisar’a gelerek müderrislik yapıyor.
GÜN YÜZÜNE ÇIKMASI
İÇİN ÇALIŞIYORUZ
Burada eserler veren Mısri Hazretleri’nin Vahdetname isimli kitabı biliniyor mu?
AbdurrahimMısri Hazretleri’nin babası oldukça varlıklı bir insan. Eser vermeye de devam ediyor. Afyonkarahisar Belediyesi’nin bastırdığı Mısri Sultan ile ilgili bir kitap var. Orada eserleri yazılı. Biz bu eserlerin gün yüzüne çıkması için çalışıyoruz. Mısri Camii önünde Mısri Sultan kitabı dağıtılırken, kitabı yazan hocama ‘Hocam, bu kitabı yazdınız. Gönül isterdi ki Mısri Hazretleri’nin 30 yılını verdiği 3 bin 30 beyitten ibaret Vahdetmane isimli eserini, günümüz insanını anlayacağı dile çevrilmesi konusunda yardımlarınızı beklerdim’ dedim. Sağolsun Belediye Başkanımız, ‘Öyle bir eser ortaya çıkacaksa ben yardımcı olurum’ dedim. Afyon Kocatepe Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim Görevlisi Yrd. Doç. Mehmet Kahraman Bey, Vahdetname’nin 3 üniversitede doktora tezi olarak verildiğini buldu. O tezler bize, yazanların izni doğrultusunda geldi. Ben, o tezlerden bir tanesini AK Parti İl Başkanlığı’nda Kültür ve Turizm Bakanımız Sayın Nabi Avcı’ya takdim ettim. AK Parti’nün kültür ve çevre hizmetlerinden sorumla İl Başkan Yardımcısı İsmail Gelişgen Bey de o konuda çok yardımcı oldu. AK Parti İl Başkanımız İbrahim Yurdunuseven yardımcı oldu, Belediye Başkanımız Burhanettin Çoban, zaten işin içinde.
Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı’nın yaklaşımı nasıl oldu?
Sayın Bakanımız Nabi Avcı’dan Vahdetname’nin Türkçeye çevrilmesi konusunda söz aldık. Mısri Hazretleri’nin diğer eserlerinin de tıpkıbasımının yararlı olacağını arz ettim. Diğer konularda da yardımcı olacağını söyledi. Bir hafta sonra AK Parti İl Başkanlığı’na mesaj geldi. 4 eserin tıpkıbasımı geldi. Bu tıpkıbasımları İsmail Gelişgen ile birlikte Belediye Başkanı Burhanettin Çoban’a götürdük. Başkanımız da bizimle ilgilendi. Tıpkıbasım eserlerin de baskılarının yapılacağına dair umut taşıyoruz. İnşaAllah ecel gelmeden hem basımları, hem de günümüz diline çevrilmesini başarabiliriz. Vahdetname’ninMeslevi kadar değerli olduğu söyleniyor. Bizim ulaştığımız sayfa sayısı 373. Bizim dikkatimizi çeken, Kaside-i Bürde’nin tercümesi var.
HACI BAYRAM VELİ SİLSİLESİ
Mısri Hazretleri’nin tasavvuftaki silsilesi nedir, hocaları kimler?
Akşemseddin Hoca’nın hocası Hacı Bayram Veli’dir. Hacı Bayram Veli Hazretleri de Nakşibendi’dir. Hacı Bayram Veli’den Akşemseddin Hazretleri’ne, O’ndan da AbdurrahimMısri Hazretleri’ne intikal ediyor. Mübareğin bir Kur’an-ı Kerim tercümesi var. Yerli lehçe ile tercüme etmiş, Arap Mescid’dekiMuslühiddinMısri Hazretleri’ne, amcasının oğluna hediye etmiştir. Cumhuriyet’ten sonra Ankara Vakıflar Galerisi’ne kaldırıldığı belirtiliyor ama ona ulaşamadık. Bunlar tasavvuf eseri olduğu için heyetin günümüz diline çevirmesi gerekiyor. Bu eserlerin olduğunu çok bilmiyoruz. Eserleri elimizde olmadığı için kimse istifade edemiyor. Tıpkıbasımlarını oraya koyarsak bir merak başlar. Vahdetname’ye 30 yıl emek verilmiş. Kim bilir neler var? AbdurrahimMısri Hazretleri hem erendir, hem de Allah’ın veli kullarının talebesidir.
Bu noktada Afyonkarahisarlılara düşen görev nedir?
Burada şunu isterim: Hem basın kuruluşları, hem de Valimiz ve Belediye Başkanımızın bu işi takip etmesi gerekiyor. El ele verip bunu ortaya çıkaralım.
Sizin Mısri Camii’ne hizmetiniz nasıl başladı?
1970’te askerden terhis olup geldiğimde caminin dernek başkanı Arif Demirer’di. Mısri Camisinin 1956’da tamamlanan restorasyonu için rahmetli Adnan Menderes para göndermiştir. Derneğimiz kamu yararına çalışan bir dernektir. Arif Demirer, ‘Sen dürüstsün, buraya sen hizmet edersin, bu emaneti benden al’ dedi. 1970’ten bu yana dernekteyim.Neredeyse her kademesinde çalıştım. 2014’te bir restorasyon çalışmamız oldu. Müteahhit ile ben epeyi uğraştım.
>> Murat ARISOY’un Özel Röportajı
MISRİ HAZRETLERİ’NİN BİLİNEN ESERLERİ
“Abdürra-him Karahisari” olarak bilinen Abdürrahim Mısri Hazretleri’nin başlıca eserleri şöyle:
Vahdetname, MünyetülEbrar ve GünyetülAhyar, TercümeiKasideiBürde, Risale Fi Eşrati’sSaa (Kıyamet alametleri).
VAHDETNAME’DE ELE ALINAN KONULAR
Tevhidin mertebeleri; âlemin, Âdem’in ve insanın yaratılış hakikati, sıfatı ve zâtı; cevher ve araz, uzlet, halvet, arkadaşlık, sır saklama, dünyanın hali, ma‘rifet-i nefs, akıllı ve kâmil mümin, çalışma ve tembellik, gönül, melâmet, aşk, tarikat arkadaşlığı, çile, zamanın kötü halleri, Hallâc-ı Mansûr, nefis, ihlâs ve irfan, ilmin önemi, sâlikin seyri, vuslatının keyfiyeti; aşk, mârifet, istiğnâ, tevhid, yokluk gibi vadiler; kanaat, şeriat ve tarikat; susma, misafire ikram, edepli olma, alçak gönüllülük, namahreme el uzatmama, adaletli olma, tövbe ve az yemek gibi güzel hasletler; oruç, zekât, namaz, hac gibi ibadetler; buğz / haset, ucb / hodbinlik, buhl gibi kötü huylar.