Mısır’daki zulme Afyon’dan bir seda

Afyonkarahisar’da sivil toplum kuruluşları hafta sonu biraraya gelerek Mısır’da 529 kişi için alınan idam kararını protesto ettiler. Topluca dua edilen protesto yürüyüşünde, “Mısır’daki zulme Afyon’dan bir seda' sloganları atıldı Mısır’da alınan 529 kişinin idamı kararını protesto etmek üzere Afyonkarahisar’da faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşları biraraya geldi. İmaret Camii bahçesinde öğle namazına müteakip toplanan protestocular Anıtpark’a [&hellip]

Mısır'daki zulme Afyon'dan bir seda

Afyonkarahisar’da sivil toplum kuruluşları hafta sonu biraraya gelerek Mısır’da 529 kişi için alınan idam kararını protesto ettiler. Topluca dua edilen protesto yürüyüşünde, “Mısır’daki zulme Afyon’dan bir seda” sloganları atıldı

Mısır’da alınan 529 kişinin idamı kararını protesto etmek üzere Afyonkarahisar’da faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşları biraraya geldi. İmaret Camii bahçesinde öğle namazına müteakip toplanan protestocular Anıtpark’a kadar sloganlar atarak yürüdü. Basın açılaması ardından sembolik kefen giyenlerin önünde duran iki darağacı kırıldı.
MURSİ DARBE KURBANI
Sivil toplum kuruluşlarından oluşan platform adına yürüyüşün ardından Anıtpark önündeki açıklamayı Anadolu Gençlik Derneği (AGD) Şube Başkanı Mevlüt Üyümez yaptı. Mevlüt Üyümez, Mısır’ın demokrasiyle tanışmasını sağlayan serbest seçimlerde halkın yüzde 52’sinin oyunu alan Muhammed Mursi’nin, seçildiği günden 3 Temmuz darbesine kadar geçen süreçte dikta döneminin fiili ve hukuki kalıntılarıyla boğuştuğunu belirtti. Üyümez; “Mısır’ı özgürlükle, demokrasiyle ve kendi değerleriyle buluşturma adına verdiği bu büyük mücadelenin ardından Mursi, dikta rejimden miras kalan askeri ve yargı bürokrasisinin müdahalesine maruz kaldı. İçinde Siyonist işgalci ve terörist devlet İsrail, ABD, AB ve körfez diktatoryasının da yer aldığı uluslararası konsorsiyumun desteğiyle gerçekleştirilen darbeyle Mursi yönetimden uzaklaştırıldı ve hapse atıldı.” dedi.
DARBE MÜSLÜMANLAR İÇİN YENİ MİLAT
AGD Şube Başkanı Mevlüt Üyümez, demokrasi, insan hakları ve özgürlük pazarlamacılarının sessiz kalarak da desteklediğini savunduğu kirli tezgahın, siyonist işgalci İsrail’in güvenliğinin sağlanması amacına hizmet ettiğini söyledi. Üyümez; “Mısır’dan Filistin’e açılan özgürlük tünellerinin ve refah kapılarının kapatılması, Arap sokağını saran demokrasi ve özgürleşme ateşinin söndürülmesi, elinde kandan, zihninde vahşetten başka bir şey olmayan Suriye diktatörünün ve Baas rejiminin desteklenmesi için kurgulandı ve uygulandı. Mısır’ı yangın yerine döndüren, çocuk, kadın, yaşlı demeden insanı hedef alan vahşet uygulamalarını rutinleştiren Sisi darbesi, sadece Mısır’ı ve Mısırlı kardeşlerimizi değil bütün İslam coğrafyasını ve Müslüman toplumları cezalandırmanın yeni miladı olarak kurgulanmıştır.” diye konuştu.
MURSİ VE İHVAN’A YÖNELİK DARBELER AKRABA
Mısır’da gerçekleşen darbenin, İslami hassasiyeti yüksek siyasi iktidarların ve aktörlerin yok edilmesini, örgütlü İslami yapıların zayıflatılmasına yönelik olduğuna değinen Üyümez; “Mısır’daki darbe aynı zamanda, İslami yapıların itibarsızlaştırılması, kriminalize edilmesi ve bu sayede söz dinleyen kukla yönetimlerin önünün açılması kapsamlı uluslararası bir projenin Ortadoğu ve Arap Yarımadasına yönelik parçasıdır. Bangladeş’te Cemaati İslami’nin yönetici ve mensuplarım hedef alan yargı darbesi ile sözde general gerçekte Siyonizmin emir eri Sisi’nin Mursi ve İhvan’a yönelik darbesi, bu bağlamda akraba darbelerdir. Her ikisi de, kalemlerine kandan mürekkep dolduran senaristlerin senaryosudur. Gerçekleştirdiği katliamlarla insanlığa dair yeni utanç vesikalarının altına imza atan Suriye canisi katil Esed’in hala muktedir olması da aynı senaristlerin bir başka büyük oyunudur.” şeklinde konuştu.
SESSİZ KALMAK SUÇ ORTAKLIĞI
Mevlüt Üyümez, senaryolarını sahneye koyarken Müslüman kanını vazgeçilmez dekor olarak kullanan kirli uluslararası şebekeyi durdurma ve İslam coğrafyası üzerinden söküp atmak için beklemenin, zulme sessiz kalmamak olduğunu vurguladı. Üyümez şöyle konuştu: “Haksızlıklara, vahşete, çocukların ve kadınların katline, özgürlük isteyenlere, demokrasi diyenlere, İslami hassasiyeti bulunanlara ölüm hediye edilmesine karşı sessiz ve duyarsız kalmak, dilsiz şeytanlığı kabul etmektir. Yapılanlara ve yaşananlara suç ortağı olmaktır. Darbeye, duruma göre açık ya da örtülü destek veren ABD, AB, BM darbenin, darbeciler eliyle gerçekleşen insanlık ayıplarının suç ortağıdır. Darbeyi bertaraf etmeye yönelik girişimlerde bulunmayan İslam İşbirliği Teşkilatı suç ortağıdır ve en az diğer kuruluşlar kadar sorumludur. Mısır, darbeyle başa gelmiş illegal/gayri insani bir yönetim tarafından yönetiliyor.”
YARGIÇ CÜBBELİ TETİKÇİLER KATLİAMI SÜRDÜRÜYOR
Darbecilerin, yaptıklarına sessiz kalınmasının verdiği cesaretle Mısır halkına yönelik zulümlerini her geçen gün daha da arttırdığına değinen Üyümez şunları söyledi: “Demokrasiye darbe suçuna, her an yeni insanlık suçları ekleniyor. Yaşanan darbe sürecinin ardından Mısır’ın istiklal mahkemeleri, darbeyi reddeden ve darbecilere direnen 529 masum insanı, şiddete teşvik ve karakollara saldırı gibi uydurma suçlarla 25 Mart’ta idama mahkum etti. Adeviyye’de, Rabia’da darbe karşıtı özgürlükçü kitleler üzerine rastgele ateş ederek katliam yapan Mısır’ın darbecileri, baltacıların yerine yargıç cübbesi giymiş tetikçileri kullanarak katliama devam ediyor.”
İNSANLIK KARA LEKEYE SAHİP OLUR
“529 Masumun, 529 Mazlumun, 529 İhvanın, 529 insanın idamına dair karar; darbecilerin talimatını makyajlama işlevi gören insanlığın hukuk birikimini ve bu birikimin eseri evrensel hukuk normlarını ayaklar altına alıyor.” diyen Üyümez sözlerini şöyle sürdürdü: “Kendileri de biliyor ki; bu karar, hukuk normlarıyla hiçbir şekilde örtüşmemektedir. Darbeye karşı direnci kırmaya yönelik siyasi ve sinsi bir karardır. Evrensel hukuk ölçütlerine, insanlık kriterlerine, İslami hükümlere her yönüyle aykırı olan bu karar uygulanır ve 529 idam kararı infaz edilirse, insanlık tarihi büyük bir kara lekeye daha sahip olacaktır.” (Kocatepe Haber Merkezi)

Bakmadan Geçme