Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Galip Leblebicioğlu
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Mİ’RAC NE ŞEKILDE VUKU BULMUŞTUR?-3

Galip Leblebicioğlu 23 Haziran 2017 Cuma 11:58:18
 

Hemen kapıyı açtılar ve beni selamladılar. Bir de ne göreyim. Semayı muhafaza eden İSMAİL isminde müvekkel büyük bir melek, yanında yetmiş bin melek ve o meleklerden her birinin yanında da yüz bin melek var.
“Bunlardan ayrılınca; bünyesi, yaratılışından beri hiç değişmemiş bir adamın yanına geldim. Kendisine zürriyetinin ruhları arzedilince, mü’min ruhu ise, ‘Ne güzel, ne hoştur!… Bunun kitabını İLLİYYİN’de kılın’ diyor; kafir ruhu ise, “Ne kötü ruh, ne fena rayıha!.. (Koku) Bunun, kitabını SİCCİL’de kılın’ diyor.
“… Ya Cebrail, bu kimdir?” diye sorduğunda. ‘Baban Adem’dir diye cevap verdi. O, bana selam verdi ve ‘Hoş geldin ey salih nebi, ey salih evlat’ diye karşıladı.
“Burada bana cehennem gösterildi. Orada, çeşitli şekillerde azap gören kavimler gördüm. Dudakları deve dudağı gibi bir kavim gördüm ki, başlarına bir takım memurlar konmuş, dudaklarını kesiyorlar. Bunların kim olduklarını sorunca, Cebrail yetim malı yiyenler olduklarını söyledi. Yine orada cife (pislik) yiyen zinakârlar, kendi etlerini yiyen gıybetçiler, yerlerde ve firavun hanedanının ayakları altında çiğnenen faizciler, baş aşağı ayaklarından asılmış, zina eden ve çocuklarını öldüren kadınlar gördüm.
“Sonra, ikinci senaya çıktık. Orada Yusuf (A.S.) ile buluştuk. Yanında, ümmetinden kendisine tabi olanlar da vardır. Yüzü ondördüncü gecedeki ay gibi idi. Onunla da selamlaştık.
Peygamber Efendimiz, üçüncü semada iki teyzezade, Yahya ve İsa (A.S.) ile; dördüncü semada İdris (A.S.) ile; beşinci semada Harun (A.S.) ile ve altıncı semada Hz.Musa ile görüştü. Onların da hepsi, “Hoş geldin ey salih kardeş, salih nebi” dediler.  
Resulü Ekrem, anlatmaya devam ediyor:
“Daha sonra yedinci semaya geçtik. Orada İbrahim (A.S.) ile buluştum. Sırtım Beytül-Ma’mur’a dayamış, beni selamladı. Hoş geldin ey salih nebi!.. Hoş geldin ey salih evlât! Dedi. Burada bana denildi ki, “İşte senin ve ümmetinin mekanı.” Sonra Beytü’l-Ma’mur’a girdim, içinde namaz kıldım. Bu beyti her gün yetmiş bin melek tavaf eder ve bir daha kıyamete kadar tavaf için bunlara sıra gelmez.”
Peygamber Efendimiz, burayı anlatırken, şu ayet-i kerimeyi okudular.
Müdessir Suresi Ayet:3
“Rabbinin askerlerinin (adedini) ancak Rabbin bilir.”
Peygamberimiz, yedinci semada gördüklerini anlatmaya devam ediyor:

 

Emanete Sadakat ve Hıyanet

 

(NO:4) Nisa Suresi (58. Ayet)
Esirgeyen bağışlayan Allah’ın adıyla
“Allah size mutlaka emanetleri ehil olanlara vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman Adaletle hükmetmenizi emreder. Allah size ne kadar güzel öğütler veriyor. Şüphesiz Allah her şeyi işitici ve herşeyi görendir.”
Emanetten kasıt idareciler, hakimler, maliyeciler, milletvekilleri gibi topluluk adına hükmedenlere verilen görevdir. Bu görevlere talip olanlarda da ehil olmak adil olmak gibi vasıflar aranmalıdır.
Adalet mülkün temelidir vecizesi Kur’an’ın bu ayetinden ilham alır. Temel hakların korunması gerekir.
Millet yapısında en büyük emanet milleti idare edenleri seçerken işi ehline vermelidir. Bu devlet başkanından en küçük muhtarına, memuruna kadar her kademede ehliyet aranmalıdır. Bu kaide her devirde tazeliğini kaybetmeden geçerlidir.
(NO:8) Enfâl Suresi (Ayet:27-28)
“Ey iman edenler! Allah ve peygambere hainlik etmeyin, bile bile kendi emanetlerinize hainlik etmiş olursunuz.”
Biliniz ki mallarınız ve çocuklarınız bir imtihan sebebidir ve büyük mükafat Allah katındadır.
Mal, mülk, çocuk, eş Allah’ın insanlara verdiği birer emanettir. Bunları iyi değerlendirmek Allah’ın buyruklarına uyarak davranmak gerekir. Dünya her haliyle bir imtihan yeridir. Bu imtihanda geçer not almak ne güzel şey.
(NO:23) Müminun Suresi (Ayet 8)
“Yine onlar o müminlerdir ki emanetlerine ve ahidlerine riayet ederler.”
İnanan insan verilen emanet’e sahip olur. Verdiği sözü yerine getirir. Vazifesini dosdoğru yapar.
(NO:70) Mearic Suresi (Ayet 22-32)
“Namaz kılanlar ki onlar namazlarında devamlıdırlar (ihmal etmezler)
Mallarından istiyene (ve isteyemediği için mahrum kalmışa belli bir hak tanıyanlar.
Ceza ve hesap gününün doğruluğuna inananlar.
Rablerinin azabından korkanlar ki Rablerinin azabı(na karşı) emin olunamaz.
Irzlarını koruyanlar. Bundan öteye geçmek istiyenler ise onlar taşkınların ta kendileridir. Emanetlerine ve ahidlerine riayet edenler.
Şahitliklerini doğru yapanlar.
Namazlarını koruyanlar.
İşte bunlar cennetlerde ağırlanırlar.
“Namaz insanı yönlendiren en kuvvetli ibadettir. Zekât, (sadaka) şuurlu bir iman, namazın ürünü sayılır. Kıyamet gününü doğrulayıp inanmak faydalı insan olma şuurunu geliştirir. İbadetle kıyamete inanma arasında kuvvetli bir bağ vardır. Kopmaz.
Hangi amelimizin ilahi rızaya tam uygun düştüğünü hangisinin ilahi gazabı çektiğini bilmemiz çok zordur. Cinsel ilişki ancak nikah yoluyla helâldir. Bunun dışı iffet ve namusun parçalanması demektir. HARAMDIR.
Namaz her türlü hayasızlık ve kötülükten alıkoyan bir ibadettir.
İnsan vücudu da Allah’ın bir emanetidir. Onu iyi kullanmak sağlıklı olmak zorunluluğunu getirir. Nasıl emanet olan insan vücuduna gerekli ihtimamı göstermez. Kendi kendimize ihanet edersek diğer emanetlerde öyledir. Bir gün gelir ölür, kokar.
-Allah emanete sahip olanlardan eylesin,-

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER