Milli Mücadele ve Afyon irdelendi

Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Altıntaş, 18 Ocak Cuma akşamı Gedik Ahmet Paşa İl Halk Kütüphanesi Millet Kıraathanesinde “Milli Mücadele ve Afyonkarahisar” başlıklı söyleşi programı gerçekleştirdi.
“SÜZGEÇTEN GEÇEN
BİLGİLER ÖNEMLİ”
Söyleşi öncesi konuşan İl Kültür ve Turizm Müdürü Mehmet Tanır, Afyonkarahisar’ın gerçek anlamda iyi bir tarihi ve kültürel birikime sahip olduğunu her geçen gün görme fırsatı olduğunu kaydetti. Gedik Ahmet Paşa Kütüphanesi’nde 81 binin üzerinde kitap bulunduğunu aktaran Tanır, “Öğrencilerimiz burada hem kitap okuyorlar hem de sınavlara hazırlık için bu mekan kullanılıyor. Biz kitapların okunduğu mekânda birazda bilgiyi süzen bir anlayış istiyoruz. Süzgeçten geçerek biriken bilgilerin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Kıraathane Söyleşilerimizle bu noktada önemli adımlar atmak istiyoruz. Katılımcı sayısı ne olursa olsun biz bunu başlatma azmi içerisindeyiz. Galip Leblebicioğlu ağabeyimizin açılışta ki ilk söyleşisi ile başlamıştık. İkinci söyleşimizi de AKÜ Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünden Prof. Dr. Ahmet Altıntaş hocamız tarafından yapılacak. Bizim inancımız gereği bir iyiliği başlatan kişi sonrasında yapılan iyiliklerden de sevap alır. Hep birlikte başlattığımız bu iyiliği yine birlikte sürdürmek bizlere nasip olur.” dedi.
“GENİŞ BİR KONU”
AKÜ Fen Edebiyat Fakültesi’nden Prof. Dr. Ahmet Altıntaş Kitap Kulübü müdavimlerinin söyleşi programına katıldıklarına dikkat çekerek kulüp toplantısının Kıraathane Söyleşisi’nde gerçekleşir gibi olduğunu söyledi. Çalışma alanının daha çok Milli Mücadele olarak adlandırılan dönem olduğunu söyleyen Altıntaş, “Özellikle Ermeni Sorunu, Çanakkale Savaşları, 1. Dünya Savaşı, 1. Dünya Savaşı’nda Osmanlı Ordusunun Durumu daha sonra Afyonkarahisar’da Milli Mücadele, Yeşil Ordu gibi alanlarda çalıştım. Bu konularla ilgili makalelerim ve kitaplarım var. Ben Afyonkarahisar’ın Sinanpaşa ilçesine bağlı Ayvalı köyündenim. On yıl kadar Başbakanlık Arşiv Uzmanı olarak çalıştım. Çanakkale 18 Mart Üniversitesi’nde 1995-2000’li yıllar arasında Öğretim Üyesi olarak çalıştım. 2000 yılından itibaren AKÜ’de Öğretim Üyesi olarak hizmet veriyorum. Söyleşi konumuz olan ‘Milli Mücadele de Afyon konusu üzerinde durmaya çalışacağım. Bu çok geniş bir konudur. Benim konuyla tanışmam 1987 yılında oldu. Her ne kadar çocukluğumuzdan itibaren Kocatepe’yi ve askerlerin geçit törenlerini görsek de bilimsel anlamda Mili Mücadelenin ne olduğunu, Kocatepe’nin ne olduğunu, Cumhuriyetin kazanıldığı topraklar olarak ifade edilen bu bölgede hangi şartlar içerisinde Milli Mücadele’nin verildiğini ben yüksek lisans tezimde tanıdım.” diye konuştu.
Merhum Prof. Dr. Ali İhsan Gencer’in yüksek lisans tez danışmanı olduğunu belirten Prof. Dr. Ahmet Altıntaş, 1987-1990 yılları arasında yüksek lisans tezini yaptığı süreçte Afyonkarahisar’ın Milli Mücadelede ki yerini bu mücadelenin şehir açısından neyi ifade ettiğini ve şehrin Milli Mücadele’de ki yerini tanıma şansını yakaladığını kaydetti. Konu üzerine makaleler kaleme alıp, konferanslar verdiğini söyleyen Altıntaş, “Afyon Valiliği’nce 2011 yılında yayınlanan ‘Milli Mücadele de Afyonkarahisar’ kitabı Afyon Araştırmaları Sempozyumu’nda konulu makalelerimiz oldu. Bu konu çok geniş bir konudur. Yaklaşık 35 dakikalık sunum akabinde olursa soruları cevaplandıracağım.” şeklinde konuştu.
“TEMELİNDE ŞARK MESELESİ VAR”
Milli Mücadele konusuna “Şark Meselesi” veya “Doğu Meselesi” olarak başlanabileceğini vurgulayan Altıntaş şöyle konuştu:
“Doğu Meselesi 1815 yılından itibaren Avrupalı devletlerin özellikle Avusturya’nın ortaya attığı bir konudur. Kast edilen Şark Meselesi Osmanlı Devleti topraklarının batılı emperyalist güçler tarafından paylaşılmasıyla ortaya çıkıyor. Daha sonra konuya müdahil olan devletler Osmanlı Devleti ile açısından önce 1854-1856 yılları arasında bir Kırım Savaşı yaşanıyor. Kırım Savaşı’nda Osmanlı Devleti müttefiklerini doğru seçtiğinden dolayı İngiltere- Fransa ve Piyomonte o dönemde Osmanlı Devletinin müttefiki oluyor. Rusya’ya karşı bir durdurma harekâtı yapılıyor. Ancak bu çok uzun sürmüyor. Rusya Osmanlı Devletinin yanında yer alan İngiltere-Fransa gibi devletlerle çeşitli diplomatik yollar izlenmiş. Bu atraksiyonlar Osmanlı Devletini yanında ayırıyor ve 1876-77’de herkesçe bilinen Osmanlı-Rus Savaşıdır. Biz buna 93 Savaşı diyoruz. Bana sorulacak olursa Osmanlı için imparatorluk anlamında ki son savaş budur. Bundan sonra Osmanlı Devleti Avrupa’da ikincil veya üçüncül güç durumuna düşmüştür.” >> Burcu AYDIN’ın ÖZEL Haberi