Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Ümit Demir

Milli Eğitim’e Bir Proje: “Ustamdan Öğreniyorum”

Ümit Demir 9 Kasım 2015 Pazartesi 02:00:00
  Hemen herkes ardından gelen nesilden şikayet eder. Bizden öncekiler bizden şikayetçiydi; biz ise çocuklarımızdan, gençlerimizden, yeni nesilden… Elbette nüanslar olacaktır ama genel kabul gören ahlâk ilkeleri yüzyıllar boyunca değişmiyor ise iş sadece güzel bir eğitim verebilmekte saklı değil mi?
En etkili eğitim metodu ise yüz yüze, bire bir eğitimdir. En iyi kolejlere de gönderilse bir çocuk, mutlaka özel dersler ile takviye edilir. Eskiden mürebbiyeler varmış. Ailenin çocuğu için tutulan özel öğretmenler… Ama görgü kurallarını, ahlâkı, edebi de öğreten mürebbiyeler! Bir de ustanın yanında alınan eğitim varmış. Çocuk hem bir meslek öğrensin, hem de çiğliğini atıp pişsin, edep erkan öğrensin diye yanına verilen ustalar…
Modern dünya bize yalnızca maddî/ekonomik açıdan yükselmeyi şart koşuyor farkındaysanız. Görgü kuralları, edep, ahlâk ikinci planda kalıyor. Kendi ellerimizle tek yönlü beslediğimiz çocuklarımızdan şikâyet etmeyi de ihmal etmiyoruz amma lâkin! Oysa geleceği bugünden inşâ edersiniz. Tarlanızı zamanında ekip biçmezseniz, ihtiyacınız olduğu zaman kendinizi açlığa mahkûm etmiş olmaz mısınız?
Çocuklarımızı kendimizin yeterince eğitemediği, onlara ulaşamadığımız ortada… Bu açığı kapatmak için bazı değişik yollara da başvuruyoruz ama bire bir eğitim yine eksik kalıyor.
İstiyorum ki Milli Eğitim Müdürlüğü öncülüğünde bir proje başlasın. Esnaf Odası’nın desteği, ailelerinin de onayı ile çocuklarımızı yaz tatilinde küçük esnafın yanına, bir ustanın terbiyesine verelim. Öncelikle ilk 4+4’ü kapsayacak şekilde ilkokuldan liseye kadar; ister saatlik, ister yarım ya da tam günlük bir usta terbiyesi…
Özellikle küçük esnaf olmalı ama! AVM’ler, mağazalar değil… Çünkü hem oralarda usta-çırak ilişkisini bulmak zor, hem de güneşi, sokağı, ikindi çayı sohbetlerini, dükkân önündeki kediyi, köpeği…
Bu, hem bir toplum içinde davranış kurallarını öğrenmeyi, hem de nefis kontrolü eğitimini sağlar. Çocuklarımız helali-haramı, misafiri-müşteriyi karşılamayı, sözü nerede-nasıl kullanacağını öğrenir, çevresini genişletir; aynı zamanda da öğle yemeğinin biraz gecikmesini, menemene ekmek banmasını, kapı önündeki kediye peynir vermesini öğrenerek pişer, vicdanını geliştirir.
Bizler kıyamıyoruz belki ama çocuklarımız küçük yaşlardan itibaren cam silmeyi, mekân süpürmeyi hatta tuvalet temizlemeyi öğrensin. Sabrı, disiplini, işe kendini vermeyi, görevini takip etmeyi bilsin. Ustasından bir söz, bir asil davranış alsın. Emin olun bu öğrendiği güzellikleri ileriki yaşlarında kullanacaktır.
Emek sömürüsü olan çocuk işçiliği ile karıştırılmasın ama bu proje… Amaç bir meslek öğrenmekten ziyade insanlığı öğrenmek; çocuklarımızın asosyal ya da sanal dünya bağımlısı olması yerine hayatın içinde kalabilmesini sağlamak…Hatta ustalarının vereceği notlarla oluşan bu projeye özgü karne de eğer istenirse kanaat notu olarak kullanılabilir ve diploma başarı puanına eklenebilir mesela.
Yeni nesilden şikâyet etmek yerine sorunun nerede olduğunu bulmaya çalışmalı ve çareler aramalıyız. Ailedeki eğitimi destekleyici yan faaliyetleri de gündeme getirmeli ve uygulamaya sokmalıyız diye düşünüyorum. Popüler kültürün hâkimiyeti yerine kadim medeniyetimizin devamı ve nesilden nesile aktarımı açısından da “ustalığı ve ustalarımızı” önemli görüyorum.
Eğer hatırlarsanız 2009 senesinde de esnafımıza, şoförlerimize eğitim verilmesi konusunda bir öneri sunmuştum bu köşeden. O proje de ancak bu sene Valimizin öncülüğünde uygulamaya geçirildi. Eğer, şimdilik “Ustamdan Öğreniyorum” adını verdiğim bu proje hayata geçer ve başarılı sonuçlar verirse de eminim Türkiye çapında rağbet gören bir uygulama olur.
Derdi bu ülke, bu ülkenin gençliği ve geleceği olanların bu çağrıma karşılık vereceğini ümit ediyorum.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER