- Haberler
- Genel
- Milletvekili Yurdunuseven, Filistin İçin Yazdı: Mazlum Coğrafyanın Gür Sesi Olmaya Devam Edeceğiz
Milletvekili Yurdunuseven, Filistin İçin Yazdı: Mazlum Coğrafyanın Gür Sesi Olmaya Devam Edeceğiz
Gazeteniz Kocatepe'nin başlattığı 'Filistin İçin Yaz' kampanyasına AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili, İnsan Hakları Komisyonu Başkan Vekili Av. İbrahim Yurdunuseven destek verdi. Yurdunuseven, Gazeteniz Kocatepe için kaleme aldığı yazıda dikkat çeken vurgular yaptı
İNSAN HAKLARI YÖNÜYLE GAZZE
AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili, İnsan Hakları Komisyonu Başkan Vekili Av. İbrahim Yurdunuseven
Yıllardır zulüm altında varlık ve yokluk mücadelesi veren Filistin’de 7 Ekim 2023’de başlayan ve bu güne kadar en kanlı bir şekilde devam eden, insanlık tarihinin en ağır zulmünün yaşandığı Gazze ablukasında çoğunluğu kadın ve çocuk olmak üzere 35 binden fazla sivil vahşice katledildi.
Bu zulüm artarak devam ederken sadece Müslümanlara reva görülen insanlık dışı muamelelerin tek sorumlusu olarak Hamas gösterildi. Hamas’ın yüzyıllardır atalarından miras topraklarını koruma mücadelesi birçok ülke tarafından bir terör eylemi olarak görülüp çocuk ve kadın katliamı terörle mücadele kapsamına alınıp meşru zemine oturtulmaya çalışılıyor.
Tüm bunlar olup biterken bazı ülkelerin bu katliamı iki ülke arasında, sanki eşit şartlarda bir savaş olarak algılamasının yanı sıra bazı ülkelerinde tamamen İsrail’den yana tavır sergileyerek İsrail’in kendi topraklarını savunduğu algısı oluşturulmaya çalışılmaktadır.
Bugün insan haklarından bahseden birçok batılı ülkenin Gazze’de çocukların ve hatta hayvanların dahi katledilmesine sessiz kalmaları insanlık tarihine kara bir leke olarak geçektir.
Batılı ülkelerde eylemler ise artarak devam ederken Amerika Gazze’deki kanlı eylemlere tepki gösteren kendi vatandaşlarını ters kelepçeyle gözaltına alıp adeta tüm dünyanın akan kan ve gözyaşına sağır, kör ve dilsiz olmasını istemektedir.
Bizler yani Müslümanlar olarak ecdadımızdan miras mazlumun yanında olma düsturundan asla vazgeçmediğimizi, ortaya koyduğumuz en sert tepkilerimizi gösterirken maalesef kendi ülkemizde bile Hamas’ı bir terör militanı, İsrail’in saldırılarını da meşru bir mücadele olarak gören kesimler var. Hatta bu kesimler tam bir Siyonist uydurması ‘Filistin toraklarını İsrail’e sattı’ safsatalarıyla savundukları tarafın haklılığını belirtip vicdanlarını rahatlatmaya çalışıyor.
-Bölge, 1917’ye kadar Osmanlı yönetimindeydi. Osmanlı döneminde Filistinli diye bir tabir yoktur. Osmanlı tebaası vardı. Alım-satım Osmanlı vatandaşları arasında yapılmaktaydı. Filistin’de Yahudilerin toprak almasını ve toplu bir şekilde bir yere yerleşmesini engellemiştir. Hatta yasaklamış ve buna dair kanunlar çıkarmıştır. Filistinliler topraklarını satmadığı gibi Yahudiler topraklarına işgalci olarak girmeye başladığında fetvalar çıkartılmış ve ‘Yahudi’ye arazi satmanın haram olduğu’ konusunda yaygın bir kanaat oluşturulmuştur.
-İsrail Devleti’nin kurulduğu topraklar üzerinde yüzbinlerce Filistinli yaşıyordu ve bunlar kendi topraklarından uzaklaştırıldı. Mülteci kamplarına ve Filistin’e komşu ülkelere sürüldü. Bugün Filistin’de sadece 5 milyon Filistinli bulunuyor.
-Osmanlı sonrası 1920’den 1948’e kadar süren 28 yıllık İngiliz işgali yıllarında topraklar el değiştirdi. 1948’den sonra doğrudan İsrail işgali başladığı için zaten toprak satışı diye bir durum söz konusu değildir.
Öte yandan İsrail, içinde bir nebze olsun vicdan kalan kendi halkını da Yahudilerin ‘vaat edilmiş toraklar’ hayali uğruna yapılan bu katliamın tamamen doğal bir hak, hatta dini bir ibadet olarak gösterilmektedir.
Bir avuç Yahudi kendi vaat edilmiş toprakları için adeta Müslüman kanı içerken, 2 milyar Müslüman başını kuma gömmektedir. Özellikle İsrail’in Gazze’yi düşürmesinin ardından bir sonraki hedef direkt olarak Anadolu yani bizim topraklarımızdır.
Bugün Türkiye güçlü bir şekilde İsrail katliamlarına irade ortaya koyarken, bir nevi kendi topraklarımıza göz diken Siyonistlere de gözdağı vermektedir.
Daha geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan bu tutumunu kesin bir kararlılıkla; “Tayyip Erdoğan olarak tek başıma kalsam da Filistinli, Suriyeli, Somalili, Türkistanlı, Sudanlı mazlumların hakkını savunmaya devam edeceğim” demiş, Türk ve Müslüman kardeşlerimize gerçek manada sahip çıkan tek lider olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur.
Bizimde düşüncemiz ve kararlılığımız Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’la aynıdır ve tek başımıza kalsak da mazlum coğrafyanın; Gazze’de 1 aylık bebeğini toprağa veren annenin, annesinin mezarına sarılıp uyuyan 1 yaşındaki yavrunun gür sesi olmaya devam edeceğiz.