• Haberler
  • Genel
  • Milletvekili Olgun, Tutuklu Gazetecilere Destek Verdi

Milletvekili Olgun, Tutuklu Gazetecilere Destek Verdi

İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Hakan Şeref Olgun, Ankara'da Sıhhiye Adliyesi önünde bir basın açıklaması yaparak, tutuklu gazetecilere destek verdi. Olgun, 'Gazeteci arkadaşlarımızın yaptıkları haberler dosya konusu haline getirilmiştir. Ancak haberlerin gerçeği yansıtmadığına dair herhangi bir delil sunulmamıştır.' dedi.

İYİ Parti Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkanı Afyonkarahisar Milletvekili Av. Hakan Şeref Olgun, Türkiye’nin hiçbir kuruluş değerinden vazgeçmeyecek koskoca bir Türk Milleti oldğunu belirtti. Olgun, Ankara’da Sıhhiye Adliyesi önünde bir basın açıklaması yaparak, tutuklu gazetecilere destek verdi. Olgun’un basın açıklamasına; İYİ Parti Teşkilat Başkanı Satuk Buğra Kavuncu, Milli Güvenlik Politikaları Başkanı Ali Demir, Toplumsal Politikalar Başkanı Selcan Taşçı Hamşıoğlu, Kadın Politikaları Başkanı Ünzile Yüksel, Merkez Disiplin Kurulu Başkan Vekili Kadriye Ünler, partililer katlıdı. Konuşmanın ardından adliyeye geçilerek gazetecilerin duruşmaları takip edildi.

Haber

“HABERLERİN GERÇEĞİ YANSITMADIĞINA DAİR DELİL YOK”

İYİ Parti Afyonkarahisar Milletvekili Hakan Şeref Olgun, sadece milliyetçi ve gazeteci oldukları için tutuklanan ve yargılanan kişilerin duruşmalarını takip için adliyeye geldiklerini belirtti. Olgun, “Ankara 7. Asliye Ceza Mahkemesinde yargılanan arkadaşlarımızdan Süha Çardaklı 104 gündür, Serkan Kafkas 78 gündür tutukludur. Batuhan Çolak ise 35 gün dosya kapsamında tutuklu kalmış 27 Ekim 2023 tarihinde tahliye edilmiştir. Gazeteci arkadaşlarımızın yaptıkları haberler dosya konusu haline getirilmiştir. Ancak haberlerin gerçeği yansıtmadığına dair herhangi bir delil sunulmamıştır.” dedi.
“YAŞANANLAR HUKUK GARİBETİDİR”
Yaşanılanların hukuktan uzak olduğunun açıklanmaya gerek olmayan apaçık ortada olan bir husus olduğuna değinen Olgun, şu ifadelere yer verdi: “Serkan Kafkas hakkında verilen gözaltı kararı; ne adli makamlardan ne de kolluk tarafından öğrenilmiştir. Gözaltı kararı henüz soruşturma dosyasına eklenmeden İletişim Başkanlığında çalışan Arslan Değirmenci tarafından Twitter hesabında paylaşılmıştır. Savcılık tarafından soruşturma dosyasına böyle bir gözaltı kararı eklenmeden, gözaltı işlemi gerçekleşmeden İletişim Başkanlığında görevli olan bir kişinin böyle bir karardan haberdar olması hukuksuzluğu ayyuka çıkarmıştır.
Adalet Bakanı sayın Tunç’un profil fotoğrafı açık şekilde görülen şahsi Twitter hesabından alınan ekran görüntüleri delil olarak eklenmiştir.
Bu delille, Savcılığın re’sen bir soruşturma başlatmadığı, bir talimatla hukukun yok sayıldığını ortaya koymaktadır. Soruşturma dosyasına giren tutanak ve araştırma raporları açıkça Milliyetçiliğin cezalandırmaya çalışıldığını ortaya koymaktadır. ‘Gönderilerinde milliyetçi paylaşımlarda bulundukları tespit edilmiştir.’ ifadeleri tutanaklarda yer almıştır.
Bunun yanı sıra ‘Yabancı Karşıtı’ ve ‘Türk Karşıtı’ ayrımına varan fişleme listeleri ortaya çıkmıştır. Anayasamızın ikinci maddesine göre Cumhuriyetimizin temel niteliklerinden olan milliyetçiliğin cezalandırılmaya çalışılmasını kabul etmiyoruz. Süha Çardaklı ve Batuhan Çolak haksız tutuklamalarının yanı sıra cezaevinde açıkça işkenceye maruz kalmışlar ve saçları zorla kazıtılmıştır. İnsan Haklarına aykırı bu muamele hiçbir hukuk devletinde kabul görmez. Yaşananlar hukuk garabetidir.”

“TÜRK HALKI İKİNCİ SINIF VATANDAŞ HALİNE GETİRİLMEK İSTENİYOR”
Türkiye’de giderek artan sığınmacı sorununa da değinen Milletvekili Olgun, sözlerini şöyle tamamladı: “Giderek artan sığınmacı ve kaçak insan sorunu, satılan vatandaşlıklar ülkemizde başta ekonomik, toplumsal ve ahlaki birçok soruna yol açmaktadır. Yaşananların Yüce Türk Milletine ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapıldığının göstergesidir. Türk vatandaşlarına ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapılmakta olup Türk olmak Türk Milliyetçisi olmak suç haline getirilmeye çalışılmaktadır. Bu dava açıkça Milliyetçiliğin ve bu ülkenin kuruluş değerlerinden vazgeçmeyen vatandaşlarımızın korkutularak sindirilmeye çalışılmasının bir örneğidir. Tutuklanan gazetecilerle basın özgürlüğüne, ifade özgürlüğüne ambargo koymaya çalışan bu zihniyet sadece haksız yargılanan kardeşlerimizin değil vatandaşlarımızın ve bizim habere erişim hakkımızı engellemektedir. Bu dava; aba altındaki sopa gibi kullanılarak diğer basın mensuplarını ve vatandaşları susturmak için kullanılmaktadır. Milliyetçiliği yok etmek amacıyla yargıyı bir silah gibi kullanan bu zihniyetle mücadele etmek gazeteci arkadaşlarımız için bir şeref madalyasıdır. İYİ Parti olarak, arkadaşlarımızı bu mücadelelerinde asla yalnız bırakmayacağımızı siz basın mensupları önünde tüm kamuoyuna duyuyoruz. 1 Ocak 2024 tarihinde İstanbul’un en orta yerinde hilafet naraları atanlar ellerini kollarını sallayarak gezerken, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu fikriyatı olan Türk Milliyetçiliğini zindanlara atanları bir kenara not alıyoruz. Unutulmamalıdır ki bu ülkenin hiçbir kuruluş değerinden vazgeçmeyecek koskoca bir Türk Milleti var.”

Bakmadan Geçme