Milletvekili Köksal’dan 3 Bakan'a 5 ayrı soru önergesi
YASAL UYARI Kocatepe Gazetesi'ne ait haberlerin alınıp/kopyalanıp başka yayın organlarında kullanılması halinde yasal yollara başvurulacaktır. Telif hakkı davası açılacaktır. Haberlerin belirli bir kısmını alarak yada başlığını değiştirerek veyahut alt üst edilerek de (gazeteci tabiri ile takla attırıp) alınıp/kopyalanıp başka yayın organlarında kullanılması halinde de yasal yollara başvurulacaktır. Telif hakkı davası açılacaktır.   Cumhuriyet Halk Partisi [&hellip]
YASAL UYARI
Kocatepe Gazetesi’ne ait haberlerin alınıp/kopyalanıp başka yayın organlarında kullanılması halinde yasal yollara başvurulacaktır. Telif hakkı davası açılacaktır. Haberlerin belirli bir kısmını alarak yada başlığını değiştirerek veyahut alt üst edilerek de (gazeteci tabiri ile takla attırıp) alınıp/kopyalanıp başka yayın organlarında kullanılması halinde de yasal yollara başvurulacaktır. Telif hakkı davası açılacaktır.
Cumhuriyet Halk Partisi Afyonkarahisar Milletvekili Av. Burcu Köksal, TBMM Başkanlığı’na 3 ayrı Bakan’ın cevaplaması istemiyle 5 ayrı soru önergesi verdi
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Afyonkarahisar Milletvekili Av. Burcu Köksal, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ile Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk’un cevaplaması istemiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığı’na 5 ayrı soru önergesi verdi.
“EVLİLİK İLİŞKİLERİ KONUSUNDA ÖĞRENCİLERDEN HANGİ ETKİNLİĞİ YAPMALARI BEKLENİYOR?”
Milletvekili Köksal, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un cevaplaması istemiyle verdiği soru önergesinde, “Afyonkarahisar ilimizde 2020 yılında sevgi yılı olarak yürütülen projenin ikinci basamağı olarak 2021 yılının Aile Yılı olarak yürütüleceği kamuoyuyla paylaşılmıştır. Bu kapsamda Ocak ayı değeri olarak belirlenen “Evlilik ve yuvanın kurulması” konulu bir yazı okul idarelerine gönderilmiş, tüm kademelerdeki okullardaki öğrencilerden “Gelecekteki ailem” konulu resim ve kompozisyon yarışması ile “gelecekteki aileme mektup” konulu yazı çalışması istenmiştir. Velilere ise “Sağlıklı evliliğin temelleri” “aile kurmanın temelleri” ve “evlilik ilişkilerinin güçlendirilmesi” konularından birisi veya ikisi seçilerek online seminer verilmesi istenmiştir. Öğrencilerden bu konularda hangi etkinlikler yapmaları beklenmektedir?” dedi.
“PROJE İLE ÇOCUK YAŞTAKİ ÖĞRENCİLERİN EĞİTİMDEN KOPARAK
BİR AN ÖNCE EVLENMELERİ Mİ HEDEFLENİYOR?”
“Bu projenin ebeveynleri boşanmış, ayrı yaşayan veya vefat etmiş olan öğrencileri ve ebeveynleri psikolojik açıdan olumsuz etkileyeceği düşünülmemiş midir?” diyen Köksal, “Kendileri daha çocuk yaşta olan öğrencilerin ileride çocuk sahibi olup olmayacakları çocuk sahibi olacaklarsa kaç çocuk sahibi olacaklarını planlamaları mı istenmektedir? Ülkemizde erken yaştaki evlilikler ve çocuk gelinler kanayan bir yara olarak ortada dururken bu projeyle çocuk yaştaki öğrencilerin eğitimden koparak biran önce evlenmeleri mi hedeflenmektedir? Bakanlığınızca pedagojiden uzak çocukları erken yaşta evlenmeye yönlendirebilecek böyle bir projenin öğrencilere ve velilere ne gibi bir katkısı olacaktır? Bakanlığınızca çocuklardan mutlu anılarını dile getirmelerini istemek, onların çocukluğunu yaşamalarını sağlamak, uzaktan eğitim sürecinde öğrencilerin eğitimden adil ve eşit olarak yararlanmasını, eğitimde fırsat eşitliğini sağlamak göreviniz varken böyle bir projeyle neyi amaçlamaktasınız?” ifadelerini kullandı.
“KADROYA GEÇEN ÖĞRETMENLER MAZERET TAYİNİ MAĞDURU..!”
Bakan Selçuk’un cevaplaması istemiyle verdiği bir diğer soru önergesinde ise 2021 yılı Ocak ayındaki eş durumu tayini için müracaat eden öğretmenlerin mağduriyetlerini dile getiren Köksal, “2017 yılında Temmuz ayında atanan ancak güvenlik soruşturması sebebiyle görevine Eylül ayında başlayan sözleşmeli olarak atandıkları için 3+1 sisteminde ilk 3 yıl tayin hakkı bulunmayan sözleşmeli öğretmenler 2020 yılı Ağustos ayındaki eş durumu başvurularını birkaç günle kaçırmışlardır. Güvenlik soruşturmalarının erken bitirilmesi için yazı gönderilmesine rağmen soruşturmalar istenilen sürede bitirilmedi. Görevlerine geç başlamaları sebebiyle tayin başvuru tarihlerinde de gerekli koşulları sağlayamamışlardır. 2020 yılının Eylül ayında 3 yıllık sürelerini tamamlayarak kadroya geçebilen bu öğretmenler 2021 yılı Ocak ayındaki eş durumu tayini için müracaat edeceklerdir. Fakat norm sıkıntıları ve yüksek puanlar nedeniyle sıkıntı yaşamaları ve aile birliklerinin sağlanmama riski çok yüksektir. 2021 yılı Ocak ayındaki mazeret tayininde “il emri” verilmezse birçok öğretmen yine mağdur olacaktır. Bu konuda öğretmenlerin bu mağduriyetini önleyecek aile birliklerini sağlayacak bir çalışmanız var mıdır? Yoksa öğretmenler yine kaderleriyle başbaşa bırakılıp aile birliğinin sağlanamamasına eş veya çocukların birbirinden ayrı kalması nedeniyle mağdur olmalarına göz yumulacak mıdır?” sorularını yöneltti.
“İLKOKUL MÜFREDATINDA YER ALMAYAN DERSLER NİÇİN EBA’YA KONULDU?”
Bakan Selçuk’a ilkokul 3. sınıf müfredatında yer almayan derslerin EBA’ya neden konulduğunu soran Köksal, “EBA ilkokul sisteminde 3. sınıflar için Almanca, Arapça, Bilgi Teknolojileri ve Yazılım, Fransızca, İngilizce Yaz Okulu, Okuyorum–Yazıyorum, Rehberlik dersleri konulmuştur. Normal şartlarda ilkokul 3. sınıf müfredatında yer almayan bu dersler EBA’ya niçin konulmuştur? Bu derslerin EBA sistemine konuluş gerekçesi nedir? Müfredatta yer almadığı halde EBA sistemine konulan başka derslerde var mıdır? Varsa bunun sebebi nedir?” dedi.
“2021 YILINDA DİYALİZ TEKNİKERİ ATAMASI YAPILACAK MI?”
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’ya, 2021 yılında kaç diyaliz teknikeri ataması yapılacağını soran Köksal, “Diyaliz teknikerlerinin çalışma şartlarına ve özlük haklarına ilişkin sorunlar yıllardır süre gelmekte, pek çok kez gerek kamuoyunda yer bulmasına gerekse yasama faaliyetleri çerçevesinde TBMM gündemine taşınmasına rağmen halen çözüm beklemektedir. Diyaliz teknikerleri yıllardır istihdam sorunu yaşamaktadır. Sertifikasız sağlık personellerinin diyaliz ünitesinde çalışamamasına yönelik yönetmelik olmasına rağmen sertifikasız birçok sağlık çalışanı diyaliz ünitelerinde çalışmakta ve sertifikalı olan asıl kadroları işgal edilen diyaliz teknikeri mağdur edilmektedir. Diyaliz teknikerliği almamış kişilerin alanda çalışıyor olması ve konu ile ilgili denetimlerin yeterli düzeyde yapılmaması ilgili bölüm mezunlarının istihdamları önünde önemli bir engel oluşturmaktadır. Her yıl artan işsiz mezun sayısı ile artan puan ortalaması ayrıca yetersiz kontenjan diyaliz teknikerlerini çaresiz bırakmıştır.Bu bağlamda; Ülkemizde Sağlık Bakanlığı, Üniversiteler ve Özel Sağlık Kuruluşlarında çalışan diyaliz teknikerleri sayısı kaçtır? Bunlardan kaçı ön lisans düzeyinde diyaliz eğitimi almış personelden oluşmaktadır? 2021 yılı itibariyle kaç diyaliz teknikeri ataması yapılacaktır? Hali hazırda bulunan 24 bin diyaliz teknikeri bölümü mezunlarına bakanlığınızca son 12 bin kişilik alımda niçin sadece 20 kontenjan verilmiştir? Bu durum hakkaniyete uygun mudur?” diye konuştu.
“TAŞERON İŞÇİLERE VERİLEN KADRO SÖZÜ TUTULACAK MI?”
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk’a taşeron işçilere verilen kadro sözünün tutulup tutulmayacağını soran Köksal, “2018 yılı Ocak ayında yürürlüğe giren 696 Sayılı KHK’da kadro kapsamı dışında kalan kiralik araç şoförleri, karayolları çalışanları, HBYS, bilgi işlem, yemekhane, laboratuvar, hastane sterilizasyon, dezenfeksiyon ve KİT personelleri büyük bir haksızlık yaşamıştır. Onlara kadro verileceği söylendiği halde aradan geçen 2 yılda kadro verilmemiş, yaşadıkları mağduriyet giderilmemiştir. Bu insanlar zor şartlarda çalışan, bazen maaşlarını 2-3 ayda bir alabilen, günde 16 saat çalışıp bir kuruş dahi mesai almayan emekçilerdir. 2018 yılı Ocak ayından bu yana binlerce taşeron işçide işini kaybetmiştir. Şuanda da 1 Ocak 2021 tarihi itibariyle taşeron işçiler işlerini kaybetme korkusu yaşamaktalar. Kadro dışı bırakılan ve işini kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya kalan taşeron işçilere verilen kadro sözü tutulacak mıdır? Yaşadıkları haksızlık giderilecek midir? Bu konuda Bakanlığınızca yapılan bir çalışma var mıdır? Yoksa önümüzdeki yılda taşeron işçi olarak çalıştırılıp işten çıkarılma kaygısını taşımaya devam edecekler midir?” şeklinde konuştu. >> Mustafa ERTÜRK’ün Haberi