• Haberler
  • Genel
  • MHP Milletvekili Abdülkadir Akcan, referanduma hayır gerekçelerini anlattı. Anayasa değişikiğini “Habur hukukunun legalleşmesi” olarak nitelendiren Akcan Sivil toplum, cemaatler ve kamu kaynakları 'evet' için seferber

MHP Milletvekili Abdülkadir Akcan, referanduma hayır gerekçelerini anlattı. Anayasa değişikiğini “Habur hukukunun legalleşmesi” olarak nitelendiren Akcan Sivil toplum, cemaatler ve kamu kaynakları 'evet' için seferber

MHP heyeti 12 Eylül referandumunda hayır oyu kullanılması gerekçelerini anlattığı ziyaretlerini aralıksız sürdürüyor. Kocatepe Gazetesini de bu anlamda ziyaret eden heyet adına konuşan MHP Milletvekili Abdülkadir Akcan, 'Gelişmeler karşısında okyanus ötesinden bir adam referandum oylamasında “Ölüleri bile kaldırmak lazım.” sözlerini sarf etti' diyerek, “Bu neyin telaşı Hoca Efendi?” sorusunu sordu. Referandum mitinglerinde kamu gücünün kullanıldığını [&hellip]

MHP Milletvekili Abdülkadir Akcan, referanduma hayır gerekçelerini anlattı. Anayasa değişikiğini "Habur hukukunun legalleşmesi" olarak nitelendiren Akcan; Sivil toplum, cemaatler ve kamu kaynakları “evet” için seferber

MHP heyeti 12 Eylül referandumunda hayır oyu kullanılması gerekçelerini anlattığı ziyaretlerini aralıksız sürdürüyor.

Kocatepe Gazetesini de bu anlamda ziyaret eden heyet adına konuşan MHP Milletvekili Abdülkadir Akcan, “Gelişmeler karşısında okyanus ötesinden bir adam referandum oylamasında “Ölüleri bile kaldırmak lazım.” sözlerini sarf etti” diyerek, “Bu neyin telaşı Hoca Efendi?” sorusunu sordu. Referandum mitinglerinde kamu gücünün kullanıldığını söyleyen Akcan, gerçek sivil toplum örgütü olduğu halde ağırlığının farkında olmayan insanlar yönetimi nedeniyle bazı sivil toplum örgütü temsilcilerinin tarikatlar ve cemaatler aracılığıyla insanları kıskaç altına aldığı ileri sürdü. Abdülkadir Akcan, Devlet Bahçeli’nin mevsim normalleri üzerinde seyreden hava sıcaklığı ve oruç ibadetini gözönüne alarak miting sayısını azalttığını “Müslüman’a gavur eziyeti yapmaktan” geri kaldığını vurguladı . “Ahlaksız felsefe” yakıştırması
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Afyonkarahisar Milletvekili Abdülkadir Akcan, MHP İl Başkanı Kemalettin Yılmaz ve İGM Merkez Üyesi Sabri Apak Gazeteniz Kocatepe’yi ziyaret etti. 12 Eylül 2010 tarihinde yapılacak anayasa değişikliği paketi referandumunda neden hayır oyu kullanılması gerektiği yönündeki düşüncelerini aktaran MHP Milletvekili Abdülkadir Akcan, iktidarın izlediği politikaları sert bir dille eleştirdi. Akcan, AK Parti Genel Başkanı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın grup toplantısında 20 Ekim 2009 tarihinde Habur sınır kapısında yaşanan süreçle ilgili yaptığı konuşmayı içeren cd yi vererek bu konuşmanın açılım politikasının hayata geçirilmesi için referandum da evet denmesi istenen maddelerin temeli oluşturduğunu söyledi. Terörist başının asılmaması yönündeki partisine ve Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye yöneltilen eleştirileri cevaplandıran MHP Milletvekili Abdülkadir Akcan, önceki gün özel bir televizyon kanalında gazeteciler Aslı Aydıntaşbaş ve Avni Özgürer’in katıldıkları bir programda Apo ile devlet görüşmesinin seçim meydanlarına yansıması hakkındaki değerlendirmelerini yorumladı. Özgürer’in “Devlet bunlarla değişik zamanlarda görüşmüştür. Sözleşme falanda yapmışlardır. Devlet Bahçeli Öcalan kendilerine teslim edildiğinde hükümet değil miydi? Teslim alırken asmama taahüdün de bulunmadılar mı ABD’ye karşı.”sözlerini hatırlatan Akcan; “Radikal Gazetesi gibi bir gazetede Avni Özgürer gibi onurlu geçinen ama bana göre bu olayda onur ve şerefi kalmamış olan bir adam toplum aydınlatıcısı, gazetecilik çok önemli bir meslektir. Toplumu bilgilendirme ve toplumu aydınlatma bilerek bu işi yapmak. Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmaz deriz. Konuştuğu fikri ise bir bilgiye dayanarak bu işi yapmalı. Bilgi 15 Şubat 1999 yılında daha Resmi Gazete de 18 Nisan 1999’da yapılacak seçimin aday listeleri yayınlanmadı. Meclisin dışardan desteklediği DSP’nin komisyon kurmada üye sayısı az olduğu için zorlandığı bir Ecevit azınlık hükümetini bir Bahçeli koalisyon hükümeti diye yansıtan ahlaksız felsefe. Önceki gün 12.15’de bu olay oluyor bir özel televizyon programında Radikal Gazetesi’nin köşe yazarı bunu söylüyor. Ulu orta bunu bütün televizyon kanallarında bütün programlara katılarak fikir sahibi olduğunu beyan eden bu yüzden eğer bu fikir sahibi ise mutlaka bilgi sahibidir diye vatandaşın dinlediği, bildiğini de çarpıtarak veren bir anlayışın hakim olduğu bir dönemden geçiyoruz. Somut bir olayı aktardım. Bizden önceki 20. dönem hükümeti sırasında Abdullah Öcalan yakalanmıştır. 56. Hükümete teslim edilmiştir. Devlet Bahçeli 57. koalisyon hükümetinin üyesidir. Teslim edildikten sonra bir mahkeme süreci vardır. Bu süreçte bir idam kararı çıkmış Yargıtay tarafından onaylanmıştır. Onaylanan dosya Adalet Bakanlığına, Başbakanlığa oradan da TBMM’ye göndermek durumundadır. Mecliste adalet ve anayasa komisyonlarının ortak toplantısında bu dosyaların ele alınması herhangi bir idam dosyası. Orada kararlaştırıldıktan sonra Meclis genel kuruluna indirilmesi lazım.” dedi.
Biz idamı istedik, idam bugün de çözümdür
MHP Milletvekili Abdülkadir Akcan, komisyonlarda karar alınan 57 idam dosyası bulunduğunu bunların meclis genel kuruluna alınması beklendiğini belirtti. Öcalan idamının 58. dosya olarak sıraya girmek zorunda olduğunu söyleyen Akcan, Türkiye’nin hukuk devleti olduğu ifadesine karşılık idam dosyalarının 1’den 58’e kadar sıralanması durumunda diğer dosyaların bir yana bırakılıp 58. dosyanın gündeme alınması halinde Türkiye’nin hoplatılacağını kaydetti. Böylesi bir durumda Türkiye’nin üye olduğu bütün uluslararası kuruluşlardan ihraç edileceğinin altını çizen Akcan; “Bir dünya devleti olan Türkiye kendi bölgesinde bir aşiret devletine dönüştürülür Libya gibi. Şimdi hal böyle olunca 1995 yılında Erbakan’ın Başbakan olduğu dönemde ondan önceki hükümetler döneminde izmalanmış Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin çekince konulmuş 11. maddesinde Erbakan hükümeti Refah Partisi hükümeti çekinceyi kaldırmıştır. İç hukukta hak arama noktasında işlem bitmiş ve halen hakkın tecelli etmediğine inanıyorsanız Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine bireysel başvuru hakkına sahiptir benim vatandaşım demektir. Abdullah Öcalan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı mı evet. Bunun İnsan Hakları Mahkemesine başvuru hakkı var mı var. Bu hakkı kullanırken meclise gönderelim mi yoksa Başbakanlıkta mı tutalım tartışması başlatılmıştır. Koalisyon ortaklarından ANAP ve DSP Başbakanlıkta tutmayı ön görürken MHP dosyanın meclise gönderilmesinden yanadır. Bu anlaşmazlıktan dolayı Genel Başkanımın da televizyon programında ifade ettiği gibi 7 saat 23 dakika koalisyon ortakları konuyu tartışmıştır. Dosya meclise gönderilirse ne olur Başbakanlıkta tutulursa ne olur? Bunun tartışması 7 saat 23 dakika tutmuştur. Bu arada erken seçim kararı ve anayasa da yapılan idam cezasının kaldırılmasıyla ilgili görüşmeler vardır. Bu noktada MHP dışında AKP dahil idamın bütün yönleriyle kaldırılması sağlanırken tek başına MHP kalmıştır. İdamı kaldıralım ama terör, savaş, yakın savaş halleri hariç diye. Bunu da kabul etti. Terör, savaş ve yakın savaş halleri haricinde bizim zamanımızda idam kalktı. 3 Kasım 2002 seçimlerinden sonra biz meclis dışında kaldık. AKP tek başına iktidara geldi 368 milletvekili sayısıyla. 368 Sayısı referanduma gerek kalmaksızın anayasayı değiştirebilecek bir sayıdır. İşte bu gücü kullanarak millet için hayırlı ve faydalı olduğunu iddia ettikleri ama asla öyle olmadığı maddeleri değiştirmede bu gücü niye kullanmazlar? Biz idamın bugün için de çözüm olduğunu söylüyoruz” diye konuştu.
“AKP’liler ahlaksızlığı işlemekteler”
AK Parti iktidarının 368 milletvekili sayısını 2003 yılında idam cezasının savaş, terör ve yakın savaş halleri de dahil komple kaldırılmasını sağladığını kaydeden MHP Milletvekili Abdülkadir Akcan, Abdullah Öcalan’ın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yaptığı başvurunun görüşüldüğünü belirtti. Mahkeme de Öcalan’a yönelik bir haksızlık olmadığı, yargının tam işlediği, verilen idam cezası ile ilgili savunma hakkının kullandırılıp hukuki bir sıkıntı bulunmaması gerekçesiyle davanın ret edildiğini bildirdi. Davanın ret edildiği 2003 yılında 2002 yılında idam cezası kaldırılırken partisinin dayatmasıyla terör, savaş ve yakın savaş hallerindeki idam cezasıı hükmünün AK Parti tarafından değiştirilmemiş olması halinde Öcalan’ın günümüzde idam edilmiş olacağını söyleyen Akcan; “İdamını kaldıranların adı AKP’lilerdir. 2003 Yılındaki idamı komple bütün yönleriyle kaldırarak bunu engellemişlerdir. Bunu engelleyen sanki MHP imiş gibi niye asmadınız assaydınız terör şöyle olurdu böyle olurdu diyenlere karşılık yahu madem bu iş bu kadar önemli asmak gerekiyordu biz asmadık bunun sevabı da senin olsun sen as. Gemicik almaya oğullarına para bulu-yorsun da idam etmeye ip mi bulamıyorsun bulamıyorsun al ipi diyerek Erzurum’da Genel Başkanımız ip fırlatmıştır. Şimdi bunu dönüp dönüp ahlaksızca sanki başka boyutta bir işmiş gibi kamuoyuna sunulması en büyük siyasi terbiyesizliktir en büyük boyutu ile. AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AKP sözcüleri bu ahlaksızlığı işlemektedirler hadise budur. Sayın Bahçeli televizyon programında bugün olsa asacağını söyledi. Terörün bitimine çare olacağını belirtti bizim düşüncemiz budur.” şeklinde konuştu.
“Hoca Efendi bu neyin telaşı?”
12 Eylül referandumuna hayır denmesi noktasında Afyonkarahisar’da yüzde kaç oyun kendileri için başarı olacağı sorusunu cevaplandıran Milletvekili Abdülkadir Akcan, Afyonkarahisar’ın bir devlet ya da eyalet olmadığını AK Parti’nin eyaletler devleti peşinde olmasına karşılık Afyonkarahisar’ın bir il olduğunu kaydetti. Akcan, Afyonkarahisar’da toplumu yanlış bilgilendiren gerçek sivil toplum örgütü olduğu halde ağırlığının farkında olmayan insanlar yönetimi nedeniyle bazı sivil toplum örgütü temsilcilerinin tarikatlar ve cemaatler aracılığıyla insanları kıskaç altına alındığı görüşünü bildirdi. Referandum ve AK Parti lehinde sonuç almak için kamu gücü kullanıldığını iddia eden Akcan şunları söyledi: “Taban ve kamuoyu oluşturmak için kamu gücü kullanılıyor. 8 Ağustos 2010 Pazar günü Sayın Başbakan Afyonkarahisar’da miting yaptı. Meydanda görünen en az miting kalabalığı olmuştur. Ama buna karşılık Afyon Emniyet Müdürü çıkıp hiçte gerekmediği halde basına çıkıp ne demiştir 25 bin kişinin mitinge katıldığını söylemiştir. Şu Afyon’da aynı bölgede 25 bin kişiyi alacak meydan yoktur. Şimdi bu bir şeyin övmek abartmak anlamında kamu gücünü kullanmak değil midir? Maalesef budur. Pazar günü bankalar kapalıdır. Ama Pazartesi günü olsa Fak Fuk Fon dediğimiz Sosyal Yardımlaşma Dayanışma Fonu’nun parası fakirlere 200’er TL olarak beldelerde dağıtılıyor. AKP’li belde belediyelerinin bulunduğu beldeler de Belediye imkanlarını kullanarak mi-ting meydanlarına adam taşıma eleştirilir diye fakir fukaranın parası yoktur gidemez para da dağıtılıyormuş di-yerek tam da mitingin bittiği saate rast getirdiler. Yardımlaşma Dayanışma Fonu Pazar günü Ziraat Bankası aracılığıyla para dağıtmıştır. Bu kamu gücünü kullanmak değil midir? Bunun dağıtımına karar veren vilayet yetkilileri kamu gücünün devlet adamlığı olma ilkesiyle bağdaşmadığı halde bu yolda kullanmak değil midir? Bütün bunlar cerayen ederken okyanus ötesinden bir adam çıkıyor diyor ki ‘Ölüleri bile kaldırmak lazım’diyor. Neyin telaşı bu Fethullah Hoca, Hoca Efendi? Neyin telaşı, neyin paniği? Aman emekliler sendikal hakka kavuşsunlar diye mi ölüleri yerinden kaldırıp gelmek lazım? Aman bu millet şehit aile, dul ve yetimlerine sahip çıkamıyor bu anayasa değişikliği ile sahip çıkılacak dendiği için mi sahip çıkmak lazım? Bu anayasa sahip çıkmıyor mu şehit dul ve yetimine? Kamu gücü Pazar günü saat 14.00’de Ziraat Bankasını açtırarak 200’er TL dağıtmaya yetiyor da İçişleri Bakanlığı’nın genelgesi ile şehit çocukları okul öncesinde ve kış öncesinde aman mağdur olmasın diye genelge yayınlıyor. Sosyal Yardımlaşma Dayanışma Fonu’ndan bunlara para verin okul ihtiyaçlarını karşılasın diyor. Soru acaba Afyon Valiliği bu genelge doğrultusunda şehit dul ve yetimlerinin çocuklarına okul öncesi kaç para dağıtmıştır? Bu genelge basına dağıtılıyor sonucu yok. Kamu gücünü niye burada kullanmıyorsunuz? Anayasa değişikliğinde şehit dul ve yetimlerine sahip çıkıyoruz diyorsunuz. Buna anayasalarla değil kanunlarla sahip çıkılır. Hangi kanunu çıkardınız da anayasaya aykırı diye rededildi. Afyon’un yüz akı olup olmama meselesidir, vatana sahip çıkmadır. Cumhuriyet bu topraklarda kurulmuştur. Ben bu topraklarda kurulan cumhuriyete bölünmez bütünlüğü ilkesinden hareketle sahip çıkıyorum diyen her Afyon’lunun hayır demesi lazım.”
“AKP’liler neyin peşinde?”
Başbakan R. Tayyip Erdoğan’un Habur sınır kapısında yaşananlara yönelik 20 Ekim 2009 tarihindeki grup toplantısında neler söylediğini içeren cd de gerçeklerin net şekilde ortaya konduğunu savunan MHP Milletvekili Abdülkadir Akcan şöyle konuştu: “Başbakan grup toplantısında, ‘O Habur’daki manzarayı görüp de ümitlenmemek sevinmemek mümkün mü diyor. ‘Sözlerime son verirken Habur’daki manzarayı görüp de ümitlenmemek sevinmemek mümkün mü diyor.’ Başbakan tekrar tekrar vurguluyor. Bu bir sürçilisan değildir. Altını çizerek söylüyor ümitlenmemek sevinmemek mümkün mü diye. Kürt açılımı diye başlattıkları demokratik açılım projesi var. Bu projenin bir parçası budur diyor Sayın Başbakan. 17 Nisan 2010 Kanal 24. Orta ve uzun vadede demokratik açılım projemizin önündeki engelleri kaldırmak için bu anayasa değişiklik paketini getirdik diyor. Kadına pozitif ayrımcılık mı orta ve uzun vadede ki demokratik açılımın önündeki bir engel mi? Demokratik açılıma biz taraftarız. Ben Bakan olarak yaptığım işlerin hesabını Yüce Divan’da veriyorsam Genelkurmay Başkanı da yaptığı işlerin hesabını Yüce Divan’da versin bunu ben istiyorum. Bundan niye gocunayım. Şimdi bu yok diye bu mu demokratik açılımın önünü tıkıyor. Anayasa Mahkemesinin yapısı kanunları çıkarıp o yapıyı değiştirecekler yandaş üyelerden bir heyet oluşturacaklar. Sonra dönecekler demokratik açılımın önünü tıkayan maddeler olarak gördüğü ana dilde eğitimi gündeme getirecekler, fedaratif sistemi gündeme getirecekler bu ülkenin bölünmez bütünlüğüne aykırıdır diyen insanların yerine kendi güdümünde insanlar olarak ihdas edecekler. Başbakan ve Cumhurbaşkanı’nın onayları doğrultusunda kitaba bakmadan onlara bakarak hayır dendiğinde anayasa aykırı değil evet dediğinde anayasaya aykırı diyecekler. Bir kanunun anayasaya aykırı olup olmaması değil oradan gelecek işaretin doğrusunun ne olduğu haline gelecek işte bütün mesele bu. Referandum da oylayacağımız bu. Dibine kadar yolsuzluğa battılar. Sadece bir araç muayene istasyonu ile bu ülkeye kaybettirdikleri minimum 5 milyar dolar. Bunun daha fazlası var. Yüce Divan’da hesap verecekler. Hiçbir bakan ve Başbakan bürokratsız yolsuzluk yapamaz. Milletvekillerinin, Belediye Başkanlarının bulaştıkları yolsuzluklar Ağır Ceza da görülür davaları. Ağır Ceza Mahkemesi heyetlerini HSYK atıyor. Onun için o yapının değişmesi gerekiyor. Bir taraftan Alevi açılımı diyeceksiniz öteki taraftan el altından aman ha HSYK üyelerinin geneli Alevi diyeceksiniz. Sanki Aleviler Müslüman değilmiş gibi böyle ahlaksız bir yaklaşımla böyle bir sonuca götüreceksiniz. Bu şartlar altında Afyon’lu neder? Diyelim ki yüzde 60 çıktı yüzde 40’ı yok mu sayacaksınız? Yüzde 10’u bile yok sayamazsınız. Hayır çıkacağını biliyor ve söylüyorum. Afyon’da yüzde 40’ın hayır dediği bir anayasa herkesin milli mutabakat metni olma özelliğini taşır mı taşımaz mı neyin peşinde bu AKP’liler?” (Kocatepe)

Bakmadan Geçme