Meydan okuma da var, suçlama da

Afyonkarahisar 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dün Fethullahçı Terör Örgütü, Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma suç isnadıyla haklarında kamu davası açılan 3'ü tutuksuz, 9'u tutuklu toplam 12 sanığın davası görüldü.ÜÇ CEZA KARARISanıklar Ayşegül Er, Mehmet Anıl Şahin ve Ramazan Acar tutuksuz olarak yargılandı. Mehmet Vural, Ahmet Yavuz, Ahmet Sungur, Ramazan Yıldırım, Mehmet [&hellip]

Afyonkarahisar 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün Fethullahçı Terör Örgütü, Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma suç isnadıyla haklarında kamu davası açılan 3’ü tutuksuz, 9’u tutuklu toplam 12 sanığın davası görüldü.
ÜÇ CEZA KARARI
Sanıklar Ayşegül Er, Mehmet Anıl Şahin ve Ramazan Acar tutuksuz olarak yargılandı. Mehmet Vural, Ahmet Yavuz, Ahmet Sungur, Ramazan Yıldırım, Mehmet Akalın, Fethi Tuğyanoğlu, Salim Maral, Fevzi Karakuş, Sinan Yörük ise tutuklu olarak yargılanıyorlar. Tahliye kararı çıkmayan dünkü duruşmalarda sanıklardan; Ahmet Yavuz’a 9 yıl 4 ay 15 gün; Ramazan Acar’a 3 yıl 9 ay; Salih Maral’a 9 yıl hapis cezası verildi.
“BYLOCK KURMADIM, KULLANMADIM”
Emekli öğretmen olduğunu söyleyen sanık Mehmet Vural’ın tutukluluk hali devam ediyor. Vural’ın hakkında; Örgütün finansal kuruluşu Bank Asya’ya örgüt elebaşının talimatıyla para yatırması, 1999 yılında açtığı hesap dışında 2014 yılı Haziran ayında katılım hesabı açtırması, örgütün şifreli ve gizli haberleşme programı bylock kullanım tespiti, arama ve el koymada Fethullah Gülen’e ait cd ve kitapların bulunması iddiaları var. Bank Asya’ya eşinin emekli ikramiyesini yatırdığını, talimattan haberdar olmadığını iddia eden Vural, “Bylock kurmadım, kullanmadım. Nereden nasıl bulaştı bilmiyorum. Kitap yok, cdler kırtasiye alışverişinde eşantiyon olarak verilmişti” sözlerine üzerine Mahkeme Başkanı, “O cdler satılan cdlerden, eşantiyon değil” dedi. 54 yaşında cezaevi koşullarında sağlık sorunları yaşadığını belirterek tahliyesini talep eden Vural’ın duruşması gelecek hafta görülecek.
“HİÇBİR ŞEYDEN PİŞMAN DEĞİLİM”
Eşi ile birlikte örgüt iltisakı bulunduğu gerekçesiyle öğretmenlik görevinden ihraç edilen sanık Ahmet Yavuz’a 9 yıl 4 ay 15 gün hapis cezası verildi. Yavuz’un; Bank Asya’ya talimatla katılım ve döviz hesabı açtırdığı, örgütün şifreli gizli haberleşme programı bylocku yaklaşık 9 ay kadar kullandığı tespitleri var. Mahkeme Başkanı, sanığın soruşturma aşamasında verdiği ifadenin etkin pişmanlık kapsamında değerlendirilebileceğini belirtmesi üzerine Yavuz, “Yaptığım hiçbir şeyden pişman değilim. Pişman olacak bir şey yapmadım. Suçsuz olduğumu düşünüyorum. TEM Şube’de verdiğim ifadeyi de kabul etmiyorum. Etkin pişmanlıktan yararlanmam, ben terörist değilim” dedi.
AVUKAT SAVUNMASINA DA
İTİRAZ ETTİ
Başına gelecekleri bilmesi halinde Bank Asya’ya para yatırmayacağını söyleyen eden Ahmet Yavuz’a Mahkeme Başkanı, “Pişman değilim dediniz” ifadesini hatırlattı. Hukuk devletinde bankaya para yatırmanın suç olduğunu ve başına gelecekleri bilmesi halinde bankaya para yatırmayacağını kaydeden Yavuz’a Mahkeme Başkanı, bylock yazışmalarındaki ifadeleri kolluk güçlerinin bilmesine imkân olmadığını vurguladı. İfadeyi baskı altında verdiğini ileri süren Yavuz, “İfademi baskı altında verdim. Bylock indirmedim, kullanmadım” diye konuştu. Savunmasını yapan avukatın da sözünü kesen Ahmet Yavuz, savunmaya katılmadığını kaydetti. Sanığın avukatı müvekkilinin psikolojisinin bozulduğunu, cezaevinde baskı gördüğünü ifade etti. Bylock yazışmalarından örnek veren Mahkeme Başkanı örgütün katalog evlilikte sloganlaştırdığı “Yengeli hizmet, dengeli hizmet” ifadesini sanığa sordu. TEM Şube’de ifade verirken ekranda bu cümlenin yazdığını ileri süren Yavuz, “Bu cümle ekranda yazıyordu. TEM’de tamamen yönlendirme ile ifadem alındı. İfademi kabul etmiyorum” şeklinde konuştu.
“SAĞLIĞIM BAZEN İYİ, BAZEN KÖTÜ”
Ahmet Yavuz’un duruşmasında Abdullah Temel tanık olarak dinlendi. Sanık Yavuz ile Zeki Çakmaktepe vasıtasıyla tanıştıklarını anlatan Temel, Yavuz’un örgüt bağlantısı hakkında bilgi sahibi olmadığını söyledi. Karar aşamasında son savunmasını yapan Yavuz, “Yapının terör örgütü olduğunu bilmiyordum. Bağlantım olmadı. Sendika üyeliğini öğretmenlikte geliştirici kurslar imkânı sağladığı için tercih ettim” dedi. Mahkeme Başkanı, Yavuz’a duruşma anı itibariyle sağlık durumunun yerinde olup olmadığını sordu. Cezaevi şartlarında bazen iyi bazen kötü olduğu cevabını veren Yavuz karar öncesi sorulan son sözünde tahliyesini ve beraatını talep etti.
“ÖĞRENCİLERE SORU VERMEDİM”
AKÜ Tıp Fakültesi Dekanı iken görevinden ihraç olan 15 aydır tutuklu bulunan Ahmet Songur dünkü duruşmada esasa dair savunma yaptı.  Songur; AKÜ’nün örgüt hiyerarşisinde yer aldığı, sohbet adı verilen örgütsel toplantılara katıldığı ve örgüt stratejisi kapsamında hareket ettiği yönündeki iddiaları kabul etmedi. Örgüt evlerinde kalıp, ayrılan öğrencileri sınıfta bıraktığı yönündeki iddianın ciddi ve delil gerektiren bir iddia olduğunu söyleyen Songur, “Öğrencilerimize soru vermek fakültede fiziksel olarak mümkün olamaz. Sınav soru cevapları da değiştirilemez. Benim böyle bir yetkim yok. Tam aksine 7 ya da 8 sınavı adil olması için iptal ettim. Bu noktada hakkımda tam aksi bir intiba vardır. Bizim öğrencilerimiz zeki ve özgüvenleri yüksektir. Ben böyle bir şeye tevessül etsem bile öğrencilerimiz itiraz ederlerdi. Çıkar çatışması olmayan bir bilirkişi atanarak durum tespit edilebilir. Fakülteden geri bildirimler istenebilir” dedi.
“OLİMPİYATLARA ONLARCA
BÜROKRAT KATILDI”
Türkçe Olimpiyatları programına katıldığını Emniyet’te samimi bir şekilde söylediğini kaydeden Songur, “Emniyet’te samimi şekilde söyledim. Bu gizli saklı bir şey değildi. O zaman Dekan Vekili olarak resmi davet vardı. Dönemin Valisi İrfan Balkanlıoğlu, Belediye Başkanı Burhanettin Çoban ve AKÜ Rektörü Mustafa Solak da katılmışlardı. Orada onlarca bürokrat vardı. Ensar Vakfı’nın Taş Medrese’deki yemeklerine de katıldım. Tam emin olmamakla birlikte olimpiyat programında Bakanımız da vardı. Rastlantı olarak gittiğimi söyleyebilirim” diye konuştu.
“ÖRGÜTTEN OLSAM
KİMSE YOK MU YA GİDERDİM”
Altı çocuğu bulunduğunu, okul çağında olmayan küçük kızı dışında çocuklarının devlet okullarında öğrenim gördüğünü belirten Songur, “Kapatılan bir örgüt okulunda oğlumun devşirildiği iddiası doğru değildir. Çocuklarımın hepsi devlet okullarında okudu. Yeryüzü Doktorları ile Somali Projesi’nde yer aldım. Bu uluslar arası bir dernek olan Dr World White bağlıdır. ‘Sınır Tanımayan Doktorlar’ gibi. Hükümetimize yakın bir dernektir. Cemaat üyesi olsam Kimse Yok Mu’ya giderdim. Mesleki birlikteliklerim oldu. Örgütün üniversite yapılanmasında 9. Grupta olduğum iddiasıyla 15 aydır içerdeyim” şeklinde konuştu.
“ESAS SORUMLU REKTÖR VE KURUL ÜYELERİ. GÜNAH KEÇİSİ BEN MİYİM?”
Savunma hakkını kutsal olduğunu ve savunma kısıtlamasına gidilmediğine vurgu yapan Mahkeme Başkanı sanık Ahmet Songur’u sıkça tekrara girdiği gerekçesiyle uyardı. Mahkeme Başkanı, “Savunma hakkınız kutsaldır. Ama mahkemenin zamanı da değerlidir. 18 dakikadır yaptığınız savunmada tekrara yöneliyorsunuz” dedi. Yargılanan ve hakkında mahkûmiyet kararı verilen Yücel Gönüllü ile mesai arkadaşı olduklarını, sohbet adı verilen örgütsel toplantıya katılmadığını iddia eden Songur, “Üniversite Yönetim Kurulu ben de dâhil 15 ya da 16 kişiden oluşuyordu. Ama Rektör Bey ve bazı kişiler görevine devam ediyordu. Esas sorumlu Rektör Bey ve Üniversite Yönetim Kurulu Üyeleridir. 15 ya da 16 kişi içerisinde günah keçisi ben miyim de tutukluyum? Sağlık sorunlarım, ailevi sorunlarım ve iyi bir savunma hazırlığı yapabilmek için tahliyemi talep ediyorum” ifadelerini kullandı.
“SOHBETE GELDİĞİNİ
YAMAN’DAN DUYDUM”
Ahmet Songur’un duruşmasına Ses ve Görüntü Sistemi (SEGBİS) ile Bursa’dan bağlanan AKÜ’nün İl İmamı “Asım” kod adlı Serkan Erol tanık olarak dinlendi. AKÜ’de grupların Tıp Fakültesi ve diğer fakülteler şeklinde ayrı olduğunu belirten Erol, “Ben sanığın sohbet toplantılarına geldiğini Mehmet Yaman’dan duydum. Hocalar toplumda tanınan kişiler olduğundan benimle görüşmek istemezlerdi. Mehmet Yaman köprü görevi görürdü” dedi.
“MAHKEMEDE
 BİLDİKLERİNİZİ SÖYLEYİN!”
AKÜ Tıp Fakültesi’nde görevli tutuksuz tanık Dr. N.D, sanık Ahmet Songur’un örgütle ilişkisi yönünde beyanı bulunmadığını söyledi. Hastaneye ifade almaya gelen polislere uğradığı mobingi anlattığını belirten Dr. N.D, “Uzun bir dönem kadro alamadım. İdari görevlerimden de uzaklaştırıldım” sözleri üzerine Mahkeme Başkanı Dr. N.D’ye bu durumun nedenini sordu. “Bilmem” cevabını veren Dr. N.D’ye Mahkeme Başkanı, “Buradan çıkınca feryat figan ediyorsunuz. Biz adaletin tecellisi için uğraşıyoruz. Burası mahkeme, bildiklerinizi söyleyin. Suçlama yapın demiyoruz. Nedenlerine dair elbette kanaatleriniz vardır” diyerek tanıktan açık ve net konuşmasını istedi. Kendisine 1,5 yıl kadar kadro verilmediğini belirten Dr. N.D’ye Mahkeme Başkanı tekrar bunun nedenini sordu. N.D, “Bunu vermeyenlere sormanız lazım. Atatürkçü ve sosyal demokrat olduğum için olabilir mi?” cevabını verdi.
AKÜ Veteriner Fakültesi’nden tutuksuz tanık İ.D, sanığın 15 Temmuz darbe girişimi sonrası açığa alındığını yerel basından ve kurum içi diyaloglardan öğrendiğini kaydetti. Ahmet Songur ile akademik ortamlarda görüştüklerini aktaran İ.D, örgütle bağlantısı hakkında bizzat şahit olduğu bir şeyin olmadığını ancak Fetullah Gülen cemaati ile bağlantılığı olabileceğine yönelik kurum içerisinde duyumları olduğunu sözlerine ekledi. Tutuksuz tanık M.A sanık Songur’un örgüt üyeliğine dair bir şey bilmediğini sadece bu yönde duyum sahibi olduğunu dile getirdi. Tutukluluğu devam eden Songur’un duruşması Şubat ayında görülecek.
“GELECEĞİ GÖREMEDİM PİŞMANIM”
Öğretmenlikten ihraç edildiği öğrenilen tutuklu sanık Ramazan Yıldırım, milli görüş çizgisinde yetiştiğini, Eğitim-Bir-Sen’in kendisine sahip çıkmaması nedeniyle kuru bir inat uğruna örgütle müzahir Aktif Eğitim-Sen’e üye olduğunu dile getirdi. Örgütün gizli ve kriptolu haberleşme programı bylocuk indirip inceledikten sonra kullanmadığını anlatan Yıldırım, “Basiretsizdim geleceği göremedim. Pişmanım. Terör örgütü ile bağlantım yok” dedi. Yıldırım’ın duruşması gelecek hafta görülecek.
“SORUN BU ÜLKENİN SORUNU”
Örgütün avukat yapılanmasında örgütle müzahir olduğu iddia edilen Umut Hukukçular Derneği kurucularından Mehmet Akalın’ın duruşması dün görüldü. Akalın’ın gelecek duruşması Şubat ayı içerisinde görülecek. Hakkındaki iddiaları kabul etmeyen Akalın, “Hakkımdaki suçlamaları reddediyorum. 2014 yılı Mayıs ayı içerisinde eşimin Noter olması nedeniyle Bayburt’a taşındık. Bayramlar ve seçimler dışında mesafe nedeniyle Afyon’a fazlaca gelip gitmedik. Bank Asya’nın birkaç yıl vekilliğini yaptım. 12 yıl Baro yönetiminde görev yaptım. Genel kurul kararıyla kapattığımız Umut Hukukçular Derneği’nden önce de bir dernek vardı. O kapatılmıştı. Ben de derneğin kurucu üyelerindenim. Dernek bu örgütle müzahir değil. Bir arkadaş kendisini kurtarmak için bir şeyler anlatmış onun sorunu” dedi. Mahkeme Başkanı Akalın’a, “Sorun kişisel değil bu ülkenin sorunu” vurgusu yaptı.
AVUKATLAR TANIKLIK YAPTI
Mehmet Akalın’ın duruşmasında avukatlar Emre Çakmaktepe, Mustafa Faydalı, Mehmet Çelikörs, Serkan Macif tanık olarak dinlendi. Etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanan ve mahkemece yargılanan avukatlardan Çakmaktepe ile Faydalı, sanığın sohbet adı verilen örgütsel toplantılara katıldığını doğruladı. Tanık Faydalı, “Umut Hukukçular Derneği birilerinin tavsiyesi ile kuruldu. Ama bu dernek birilerinin olmadı” dedi. Söz konusu derneğin kurulma safhasında kendisine pek çok kez katılması yönünde teklif geldiğini aktaran Tanık Av. Mehmet Çelikörs, Baro dışında bir teşkilatlanma olacağı ve Gülen cemaatince kurulduğu gerekçeleriyle karşı çıktığını söyledi. Baro’da meslektaşları arasında gruplaşmaların artmasını istemediklerini belirten Çelikörs, FETÖ’yü ve başkaca cemaatlerle bu yapılara mensup kişileri iyi tanıdığını, 10 yıl süre ile yerel bir gazetede köşe yazarlığı yaptığını dile getirdi. Derneğin kurulmasına muhalif olduğunu, bu hususta defalarca sanık Mehmet Akalın ve hakkında mahkûmiyet kararı bulunan eski Av. Nedim Saru ile tartıştığını söyleyen Çelikörs’e parmak sallayarak tepki gösteren Akalın, Mahkeme Başkanı tarafından uyarıldı. Mahkeme Başkanı, “Burası mahkeme parmak sallayarak meydan okuyacağınız dernek değil. Tekrarlarsanız bir daha uyarmadan duruşma salonu dışına çıkarırım” dedi.
SANIKLARA SAVUNMA SÜRESİ VERİLDİ
Dün öğleden sonra görülen duruşmalarda tutuksuz sanıklar Elektrik Mühendisi Mehmet Anıl Şahin, jandarmadan emekli astsubay Ramazan Acar’la tutuklu sanıklar Fethi Tuğyanoğlu, Fevzi Karakuş ve Salih Maral’ın davaları görüldü. Tuğyanoğlu, Karakuş ve Şahin’in duruşmaları esasa dair savunma hazırlamaları için ilerleyen günlerde görülecek. Acar’a 3 yıl 9 ay hapis cezası verilirken, Salih Maral’a 9 yıl hapis cezası verildi. Acar’ın duruşmasında örgütün jandarma yapılanmasında “Hikmet” kod adlı imamlardan Ahmet Âşık ile etkin pişmanlıktan yararlanan Yunus Emre Arslan tanık olarak dinlendi. >> Burcu AYDIN’ın Haberi

Eğitim yapılanması mercek altında

Afyonkarahisar 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde önceki gün FETÖ’nün Eğitim yapılanmasında Bölge Talebe Mesulü, Büyük Bölge Talebe Mesulü, Öğretmenler İmamı ile jandarma yapılanmasında yer alan diğer sanıklar yargılandı

FETÖ/PDY duruşmalarında bazı sanıklarla tanıkların Emniyet’te soruşturma aşamasında ifadeleri inkâr etmelerine karşın bazı sanıklar ve tanıklar da “Emniyette ne söylediysek doğrudur” dedi.
“PİŞMANIM, İHANET ETMEDİM”
18 Aralık Pazartesi günü Afyonkarahisar 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davalarda yargılanan sanıklardan Mehmet Tetik, hükümle birlikte tahliye edildi. Tetik’e 3 yıl 5 ay 7 gün hapis cezası verildi. Sinanpaşa ilçesine bağlı Tınaztepe beldesinde örgütle müzahir Burç Su Fabrikasında personel müdürü olarak çalışan Tetik, etkin pişmanlık talebinde bulunarak TEM Şube’de ifade verdi. Yargılaması tamamlanıp ceza alan Cemil Er’in fabrikada Abdürrezzak Taşdönderen’in odasında sohbet hocalığı yaptığını belirten Er, 2013 yılından önce İrfan Arslantaş, İlker Demir ve Beşir Aksu’nun Sinanpaşa ilçesinde bir süre örgüt imamlığı görevini yürüttüğünü, evlerde toplantı yapılmadığını, örgütsel toplantıların köy odalarında yapıldığını söyledi. Tetik karar öncesi sorulan son sözünde pişman olduğunu, vatanına ve milletine ihanet etmediğini ifade etti.
DALGIÇ ÇİFTİNİN DURUŞMASI ERTELENDİ
KHK ile öğretmenlikten ihraç edilen Hazine Demir Dalgıç ile eşi Binbaşı rütbesinde bir subayken meslekten ihraç edilen Doğan Dalgıç aynı celsede ve dosyada yargılandı. Haklarındaki iddiaları reddeden çiftin duruşmasında etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanan tanıklar Ayşegül Er, Nazan Şafak ve Çiğdem Selamet tanık olarak dinlendi. Beraatini isteyen bayan Dalgıç, terör örgütüne üye olmadığını, sadece birkaç kez örgütle müzahir olduğu belirtilen Çağlayan Eğitimciler Derneği tarafından düzenlenen gezilere katıldığını belirterek beraatini talep etti. Hakkında tanıklık yapan ve etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanan sanıklar Erman Bağcıoğlu ve Önder Akci’yi gerçek isimleri ve işleriyle tanıdığını, anlatılan her şeyin kurgu olduğunu, eşiyle kendisinin örgüt üyesi olmadıklarını sözlerine ekledi. Dalgıç çiftinin duruşması önümüzdeki hafta görülecek.
SAYDAM TUTUKLANARAK CEZAEVİNE GÖNDERİLDİ
Etkin pişmanlık talebinde bulunan ve 1 yıl 10 ay 15 gün hapis cezası verilen tutuksuz sanık Veysel Bay hükmün açılanmasının geri bırakılmasını kabul etti. Bay’ın karar celsesinde etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanan tanık Yunus Emre Arslan SEGBİS ile duruşmaya bağlandı. Jandarma astsubayken meslekten örgüt iltisakı nedeniyle ihraç edilen Ergün Saydam duruşma sonrası tutuklanarak cezaevine gönderildi. Saydam’ın duruşmasında örgütün jandarma yapılanmasından sorumlu İmamlarından “Hikmet” kod adlı Ahmet Aşık ile Yunus Emre Arslan tanık olarak dinlendi. Aşık, sanığı tanımadığını söylerken Arslan, örgütün grup sorumlusu olarak sanık Ergün Saydam’la kısa bir süre görüştüğünü dile getirdi.
BAZILARI KABUL, BAZILARI İNKAR ETTİ
Örgütün Büyük Talebe Mesulü olduğu iddia edilen öğrenci Zeyid Atılgan ile örgütün ev abisi ve Bölge Talebe Mesulü İbrahim Halil Üles’in duruşmaları ilerleyen günlerde görülecek. Atılgan’ın duruşmasında tutuklu tanıklar; Serhat Çöklü, Ömer Mutlu, Yusuf Pilmit, Mehmet Selim Çatıkkaş dinlenildi. Bazı tanıklar sanığı tanıdığını ve soruşturma aşamasındaki beyanlarını kabul ederken, bir kısım tanıklar sanığı tanımadıklarını söyledi.
TONTİŞ DETAYLI İFADE VERECEK
Duruşmaya Kahramanmaraş’tan tutuklu olduğu cezaevinden avukatı ile birlikte SEGBİS’le bağlanan Abdülkadir Tontiş adli kontrol şartıyla tahliye edildi. Sanık ve avukatı gelecek celse mahkeme huzurunda hazır olacak. Tontiş, başta reddettiği ifadesini kabul ederken ilerleyen günlerden Afyonkarahisar TEM Şube’de ifade verecek. Tontiş’in avukatı savunmasında müvekkilinin 30 kişi hakkında bilgi vererek örgütün çökertilmesine yardımcı olduğuna dikkat çekti.
“PKK KANALI KAPATILSA DA
PROTESTO EDER MİYDİN?”
Üç ayrı telefon hattı ile örgütün gizli ve şifreli haberleşme programı bylock kullandığı belirlenen Ömer Mutlu, adliye önünde Zaman Gazetesi yöneticilerinin gözaltına alınma protestosuna medya mezunu bir öğrenci olarak katıldığını ileri sürdü. Mahkeme Başkanı sanığa, “PKK’ya ait bir kanal kapatılsa da protestoya katılır mısınız?” diye sordu. Mutlu bu soruyu, “Örgütsel bir protestoya katılmam” şeklinde cevapladı. Mutlu’nun duruşmasında; Abdülkadir Tontiş, Mustafa Kethüda, Serhat Çöklü tanıklık yaptı. Bu celsede de tanıkların bir kısmı sanığı tanımadıklarını iddia ederek ifadelerini kabul etmedi. Örgütün Eğitim yapılanmasında öğretmenlerden sorumlu imam olduğu iddiasıyla yargılanan Veli Kuru’nun duruşması da ileri bir tarihte görülecek. Kuru, hakkındaki iddiaları kabul etmedi. Sanık Tefik İldemir’in dosyasına yetkisizlik kararı verildi. İldemir Ankara Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanacak. Eski polis Suat Çelik ile Sigortacı Oktay Cünedioğlu’nun duruşmaları da ertelendi. >> Burcu AYDIN’ın Haberi

Bakmadan Geçme