Mevlana'yı okumaya Mesnevi'den başlanmalı – Kocatepe Gazetesi
1'inci Uluslararası Sultan Divanî ve Mevlevîlik Sempozyumu'nun son gününde, Mevlana'nın hayat görüşü üzerinde duruldu. Selçuk Üniversitesi Mevlana Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Nuri Şimşekler, Mevlana'yı anlamaya başlamak için Mesnevi'nin okunması gerektiği kaydetti Afyonkarahisar Belediyesi ile Afyon Kocatepe Üniversitesi'nin ortaklaşa düzenlediği 1'inci Uluslararası Sultan Divanî ve Mevlevîlik Sempozyumu, sona erdi. Sempozyum'un son gününde sunum [&hellip]
1’inci Uluslararası Sultan Divanî ve Mevlevîlik Sempozyumu’nun son gününde, Mevlana’nın hayat görüşü üzerinde duruldu. Selçuk Üniversitesi Mevlana Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Nuri Şimşekler, Mevlana’yı anlamaya başlamak için Mesnevi’nin okunması gerektiği kaydetti
Afyonkarahisar Belediyesi ile Afyon Kocatepe Üniversitesi’nin ortaklaşa düzenlediği 1’inci Uluslararası Sultan Divanî ve Mevlevîlik Sempozyumu, sona erdi. Sempozyum’un son gününde sunum yapan Selçuk Üniversitesi Mevlana Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Nuri Şimşekler, Mevlana’yı okuyanlar kadar okuyamayanların da olduğunu söyledi. Şimşekler, “Mevlana’yı anlamak için gazellerden, rubailerden önce Mesnevi’yi okumak gerekir. Çünkü Mesnevi’deki metaforlar, şiirlerinde de kullanılır” dedi.
“Farsça
söylesem de…”
Şimşekler, Mevlana’nın hangi millete mensup olduğu yönündeki tartışmaları da hatırlatarak Mevlana’ya Türklerin, İranlıların ve Afganların sahip çıktığını belirtti. Şimşekler, Mevlana’nın Türk olduğunu “Farsça söylesem de aslım Türk’tür” dizeleriyle anlattı. Bununla birlikte Mevlana’nın bütün dünyayı aydınlatacak bir güneş olduğunu ve böyle kabul edilmesi gerektiğini vurgulayan Şimşekler, “Atatürk, Mevlevilik’te ibadet ile müziği birleştirilmesini ‘Türk dehasının yüceliği’ olarak tanımlar. Yine kendisi de Mevlevi olan Hasan Âli Yücel, Mevlevilik hakkında önemli sözler söylemiştir” diye konuştu.
Mevlana ve Mevlevilik’in günümüzde amacından saptırıldığına dikkat çeken Şimşekler, Afyonkarahisar’da da Sultan Divani adına yapılan girişimlerin amacına uygun gelişeceğini umduğunu kaydetti.
Atasözleri, Mesnevi’de var
Kırıkkale Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Adnan Karaismailoğlu ise Mesnevi’nin Türk şiirine kaynaklık ettiğini vurguladı. Karaismailoğlu, “Türk şiir geleneği Mesnevi’den yararlanır. Hatta günümüzde kullanılan birçok atasözünün de Mesnevi’de yar aldığını görürsünüz” dedi.
Sempozyum’un son gününün birinci oturumunun yöneticisi Prof. Dr. Nüket Saracel de Mevlevilik’in “aşk” ile özdeşleştiğini söyledi. Saracel, bu aşkın gizli olduğunu ancak hareketlere yansıdığını belirtirken “Mesela Lokman Derya Solmaz Bey’in Mevlevilik ile bilgileri çocuklara anlatması, bu aşkın yansımasıdır” diye konuştu.
Hakk’a aşktan önce beşeri aşk
Sempozyum’un son oturumunda Süleyman Demirel Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Yakıt, yaptığı sunumla Mevlana’nın düşüncelerini özetledi. Yakıt, “Mevlana’ya göre akıl ile şehvet arasında karşıtlık vardır. Sevgi ve aşk, insan hayatında yer almalı; insan, Hakk’a aşık olmadan beşeri aşkta yoğrulmalıdır. O’na göre aşkı olmayan bir kişinin insanlığından şüphe edilmelidir. Aşk, korkuların devası, dertlerin hekimidir. Haset ve hırsa da dikkat edilmelidir” dedi.
Her şeyin temeli edep
Yakıt, şöyle devam etti:“Mevlana, insanın etkilenen bir varlık olduğunu söyler. Kötü bir arkadaş, zehirli bir yılandan daha tehlikelidir. Mevlana’ya göre dünya kötü değildir. Zaten para, pul, hırs da dünya değildir. Mevlana, güzel huy ve edebin her şey olduğunu söyler. Ahlak ilkesinin ortasına ‘edep’i koyar. Edep, her edepsizin edepsizliğine sabretmektir. Mevlana, aileye önem verir. Eşlerin uyumlu olması, her şeyden önemlidir. Aynı dili konuşanlar değil, aynı duyguları paylaşanlar anlaşır. Kadın, ailede ezilmemelidir. Mevlana, adalete de önem vermektedir. Her ne olursa olsun adalet terk edilemez. Adalet, ağaca su vermek; zulüm, dikene su vermektir. Mevlana, insanlığın kurtuluşunu kendisine görev edinmiştir.” (Kocatepe)